Strazburg'da bir araya gelen Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu, Çin'i, haklarında suçlama, yargılama veya mahkumiyet kararı bulunmadan Uygur, Kazak ve Tibetlilere yönelik uygulanan keyfi tutukluluğa son vermeye çağıran kararı 18'e karşı 505 oyla kabul etti. Oylamada 47 parlamenter ise çekimser oy kullandı.
Kararda, Çin'de Uygur, Kazak ve Tibetlilere karşı kurulan baskıdan endişe duyulduğu da belirtildi.
Bu insanların durumunun hızlı şekilde kötüye gittiği ve temel haklarının kısıtlandığı vurgulanan kararda, Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki kampların, Çin'in diğer bölgelerine yayılacağına dair bilgilerin de endişe verici olduğu ifade edilerek, Çin'den tüm kampların kapatılması istendi.
Uluslararası toplumdan Çin'e çağrılar
Dünya genelinde çok sayıda hükümet, uluslararası örgüt ve sivil toplum kuruluşu, Çin'in Uygur Türklerine yönelik uygulamalarına tepki gösteriyor.
Avrupa Birliği (AB), Çin’le geçen yıl temmuz ayında başkent Pekin'de yaptığı İnsan Hakları Diyaloğu toplantısının ardından insan hakları savunucuları, dini inançları nedeniyle zulüm gören kişiler ve ifade özgürlüğü ile temel insan haklarına aykırı şekilde hapsedilen Tibetlilerin ve Uygurların serbest bırakılmasını istemişti.
ABD Kongresinde görüşülmeye devam eden bir yasa tasarısıda, 1 milyondan fazla Uygur Türkü'nün maruz kaldığı ağır insan hakları ihlallerinden dolayı Amerikan yönetiminin Çin’e yaptırım uygulaması talep ediliyor.
Birleşmiş Milletler (BM) Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, 30 Ağustos 2018 tarihli raporunda, kamplarda 1 milyondan fazla Uygur'un alıkonulduğuna ilişkin tahminler yapıldığını kayıtlara geçirmiş ve uygulamanın ürkütücü boyutlara ulaştığını vurgulamıştı.
Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) ve çok sayıda uluslararası sivil toplum kuruluşu, ağır hak ihlallerine maruz kalan en az 1 milyon civarında Uygur Türkü'nün durumunu görüşmesi, bölgeye gözlemci heyet göndermesi ve gerçekleri ortaya çıkarması için BM İnsan Hakları Konseyine çağrı yapmıştı.
Çin'in yanıtı
Çin, uluslararası kamuoyunda "toplama kampları" şeklinde adlandırılan yerlerin "mesleki eğitim merkezi" olduğunu ve buralarda tuttuğu kişileri "aşırıcı fikirlerden arındırarak topluma kazandırmayı" hedeflediğini iddia ediyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken, Çin şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve basın mensubu tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise Çin makamları geri çeviriyor.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com