Genel

Anneleri mahkum çocukları mahpus

Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu kapılarını özel izinle İHA’ya açtı, kadınlıklarını unutturan ama annelik duygularına yüksek duvarlarla bile sınır çizilemeyen çocuklu kadın mahkumların yaşantıları görüntülendi. Havalandırmayı sokak...

Anneleri mahkum çocukları mahpus
30-01-2016 12:17
Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu kapılarını özel izinle İHA’ya açtı, kadınlıklarını unutturan ama annelik duygularına yüksek duvarlarla bile sınır çizilemeyen çocuklu kadın mahkumların yaşantıları görüntülendi. Havalandırmayı sokak bilen, masallar yerine hayallerle büyütülen çocuklar ve yataklarını onlarla birlikte paylaşan anneler. Kimi suskunlukları ile anlattı yaşadıklarını, kimi de çocuğu için her konuşmasında yinelediği “oyuncak” talebiyle. Ama hepsinin ortak arzusu yaşamlarını çocukları ile birlikte cezaevlerinde değil de elektronik kelepçe sistemli ev hapsinde geçirmek oldu.

“Uçurtmayı vurmasınlar” filminde tanık olmuştuk bir çocuğun annesi ile birlikte cezaevinde sürdürdüğü yaşamına. Minik adımlarıyla soğuk koridorlardan geçip gökyüzüne bir çocuğun gözlerinden bakmanın keyfi işte o zaman yürekleri kanatlandırmış, hafızalara kazınmıştı. Aradan yıllar geçti, soğuk koridorlar rengarenk duvarlara büründü, nefesin nefese karıştığı kalabalık koğuşlar neredeyse yarıya indi hatta iki kişilik oda düzenlemesini aldı. Ancak tel örgülerle kaplı yüksek duvarlar arasında çocuk seslerinin yankıları hiç dinmedi. Annelerinin işledikleri suçlar nedeniyle kiminin dünyaya gözlerini açtığı kiminin de dışarıdaki yaşamına kaldığı yerden habersizce devam ettiği adres oldu cezaevleri. Onlar anneleri ile birlikte kalan doğuştan ya da sonradan mahkum çocuklar. Yapılan onca kampanyaya, gelişimlerini tamamlamaya yardımcı olabilecek tüm hizmetlere rağmen demir parmaklıkların ardındaki binlerce suçsuz masum yürekler.

BABASI DA CEZAEVİNDE
Henüz 15 günlükken tanıştı demir parmaklıklarla. Önceleri cezaevini evi belledi, koğuştaki ranzaların hepsini ise kendi yatağı gibi kullandı. Ardından büyüdü ve annesine sordu: “ burası neresi? Biz ne zaman eve gideceğiz?” 6 yaşındaki Küçük V.Y., annelerinin işlediği suçlardan dolayı cezaevlerinde yaşamlarını sürdürmek zorunda kalan binlerce çocuktan yalnızca biri. 2011 yılında eşi ile birlikte aynı suçu işlemekten dolayı yargılanan ve 12 yıl hapis cezası alan R.Y., minik oğlu V.Y.’yi kelepçeli elleri ile kucaklayarak cezaevinin yolunu tuğunu anlattı.. Denizli’de kalan ardından sevk talebiyle Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’na geldiğini anlatan R.Y., “Beşinci yılımdayım daha bir altı yılım var. Denizli’deydim daha önce. İki yıl orada kaldım üç yıldır buradayım. Orada koğuş sisteminde 30 kişiyi aşkın insan vardı. Artı kreş yoktu. Çocukların gidebileceği bir yer yok. Biraz büyüdü daha da zorlaştı orası. Burada iki kişilik odalar. Burası oraya göre daha rahat ama cezaevinin hiçbir rahatlığı olmaz. Ama çocuğum için her yere gidebilirim” dedi.

“OĞLUMA CEZAEVİ OLDUĞUNU ANLATTIM”
Anne R.Y. içerde en çok oğluna bulundukları yeri anlatırken zorlandığını söyledi. R.Y.oğlu ile birlikte yaşadıkları zorlu diyalogu şu sözler ile anlattı: “ Ne kadar serbest de olsak kısıtlıyız. İstediğini yapamıyorsun, alamıyorsun, çıkamıyorsun. Oğlum zaten burasının cezaevi olduğunu biliyor. Büyüdükçe de artık daha iyi farkında varıyor. Artık soru da soruyor, “burası neresi? anneciğim biz ne zaman evimize gideceğiz? diye soruyor. Ben de ona, “az kaldı anneciğim” diyorum mecburen. O da bu kez “az kaldı diyorsun ama gitmiyoruz hala” diyor. O zaman da hiçbir şey diyemiyorum.”

OTOBÜSÜ İLK KEZ GÖRDÜĞÜNDE…
V.Y., diğer çocuklarla birlikte Türkiye genelinde 8 kadın ceza infaz kurumunda başlatılan anaokulları ve kreşlerin iyileştirilmesini amaçlayan “İçerde çocuk var” adlı sosyal proje kapsamında hizmet veren Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’ndaki Adalet Anaokulu’nda eğitimini görüyor. Anne R.Y. özellikle cezaevlerindeki çocuklar için eğitim çatısının olmasının büyük avantaj sağladığını söyleyerek; “ Burada kreşin olması çocuklar için çok iyi. Topluma alışıyorlar. Çocuklar birbirlerine daha iyi davranmasını öğreniyorlar. İyi ki de kreş var. Çünkü kreş sayesinde gezmeye götürülüyorlar. Fuarlara gidiyorlar ve gelince anlatıyor. Örn. Geldiğinde, “balıkları, atları gördük” diyor. Kreşin götürdüğü kadar dışarıyı biliyor. Otobüsü ve minibüsü kreşle geziye gideceği zaman biliyor ve ilk kez orada tanıştı. Geldiğinde ise, “anneciğim biz büyük arabaya bindik. Normalde otobüsü minibüsü bilmiyor. Allah herkese sabır versin. Çocukla kalmak gerçekten çok zor” diye konuştu.

“İŞ DÜNYASINA OYUNCAK BAĞIŞI ÇAĞRISI”
Anne R.Y., cezaevinde en büyük sıkıntı yaşadıkları konulardan birinin de yeteri sayıda oyuncağın olmadığı. Çocukların keşif dönemlerinin de dikkate alınarak cezaevlerine daha fazla ve çeşitte oyuncak gönderilmesi gerektiğini ifade eden anne, çağrısını zengin iş adamlarına yöneltti: “O kadar iş adamları var.Buraya bağış yapabilirler. Örneğin bir kamyon getiriyor ondan kısa sürede bıkıyor çocuklar aynı şeylerle oynamaktan. Çünkü şu anda onların tam da her şeyi görüp keşfedip oymalarının dönemi.”

DIŞARI ÇIKINCA…
Demir parmaklıkların arkasında kendisini tutan en büyük gücün oğlu olduğunu vurgulayan anne R.Y., dışarı çıktıklarında da yapacaklarını da şu sözler ile sıraladı: “Bazen düşünüyorum ki sanki dışarıda hiç hayatım yokmuş gibi. Çocuklarım için hep hayal kuruyorum çünkü önceliğim hep çocuklarım.Fakat oğlum yanımda olmasaydı nasıl dayanırdım bilmiyorum o benim için büyük bir güç. Birlikte hayal kuruyoruz. Çıktığımızda birlikte alışverişe gideceğiz, lunaparka gideceğim oğluma güzel güzel kıyafetler alacağım. Çok hayallerimiz var oğlumla.”

KOĞUŞ TEMİZLİYOR PARA KAZANIYORUM
V.Y. babasını fotoğraflardan tanıyor. 17 yaşındaki ablasıyla ise hiç tanışmamışlar, rüyalarının dışında. Anne R.Y. ailesinin Denizli’de olduğu için bugüne kadar hiç ziyaretçi kabul etmediklerini geçimini ise koğuşta temizlik yaparak sağladığını gözyaşları anlattı: “Koğuşta temizlik yaparak ve el işi yaparak geçimimi sağlıyorum. Kreşin ve arkadaşların yardımı ile oğlumun kıyafetlerini alabiliyorum. Tek istediğim tabii ki kimsenin değil ama özellikle çocuklu annelerin hiç buraya girmemesi. Her şekilde zor. Tek isteğimiz çocuklu annelere bir ev hapsi ya da cezayı para cezasına çevirebilir çünkü çocuklar gerçekten çok zor bir durumda burada”

900 KADIN 250’Sİ YABANCI UYRUKLU 70 ÇOCUK
Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu Müdürü Nedim Elbistanlı ise 2015 itibari ile cezaevinde kalan kadın tutuklu sayısının 900 olduğunu açıkladı. Elbistanlı, 0-6 yaş grubundan 70 çocuğun cezaevinde olduğunu aktararak şu bilgileri verdi: 0-6 yaş grubunda annelerinin yanında kalan 70 çocuk olup bunlar gün içerisinde kurum içerisindeki Adalet Anaokulu’nda kreşe devam etmektedir. Kreşte 30 çocuğumuz eğitim görmektedir. Yine burada 18 yaşın altında dört tutuklu bulunmaktadır. Bunların da eğitimleri de kurum öğretmenlerimiz ve eğitim birimleri tarafından gerçekleşmektedir. Bizim buradaki tem yegane amacımız gelen arkadaşları bir misafir olarak kabul edip rehabilte ettikten sonra tekrar topumla meslek sahibi kazandırarak çıkmalarını sağlamaktadır. Ayrıca burada 18 farklı kurs var. Kurs sonunda belgeleri takdim edilerek dışarı çıktıklarında kendi bürolarını açma imkanlarına sahipler. Burada ayrıca özel sektör işbirliği ile tekstil atölyesi var. Atölyede de 70 kişi çalışmaktadır.

GÜNEY AFRİKA İLK SIRADA
52 ülkeden 250 yabancı uyruklu bayanların da cezaevinde olduğunu kaydeden Nedim Elbistanlı ülke sıralamasında listenin başını Güney Afrika’nın çektiğini suç kategorisinde de uyuşturucu, kokain ağırlıklı olduğunu vurguladı.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER