Antalya
Antalya'da doğuştan kalp hastalığı nedeniyle ilk hamileliği hekimlerden oluşan kurulun kararı sonlandırılan ve "anne olamazsın" denilen Derya Özel, ikinci hamileliğinde aldığı oksijen tedavisi ve sıkı doktor takibi sayesinde kızı “Eflal Gül”ü kucağına alma sevincini yaşadı.
Korkuteli ilçesinde yaşayan Ferhat Özel ile 18 yaşında dünya evine giren Derya Özel, evliliğinin hemen ardından anne olacağı haberini aldı.
Doğuştan siyanotik kalp rahatsızlığı nedeniyle temiz kan ve kirli kanı karışan, kalpten pompalanan kandan hücreleri yeteri kadar oksijen almaması nedeniyle sevincin yanında korkuyu da yaşayan Özel, hamileliğin 8. haftasında doktora başvurdu.
Hastalığının getirdiği riskleri göz önüne alınan Özel için farklı bölümlerden uzman doktorlar toplanarak kurul oluşturdu.
Kalbi normalden yüzde 20 daha fazla atan anne adayının gebelikle birlikte ritminin daha da artacağı ve bu durumun da ölümle sonuçlanacak riskleri beraberinde getireceğini belirleyen doktorlar, gebeliği sonlandırma kararı aldı.
Hamileliğinin sonlandırılmasıyla mutluluğu yarım kalan Özel, gittiği bütün doktorların "Yaşaman için hamile kalmaman gerekiyor. Anne olamazsın." sözleri üzerine çok üzüldü.
Annelik duygusunu tatmak için araştırmaktan vazgeçmeyen Özel, bir tavsiye üzerine gittiği Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Koç ve Perinatoloji (Yüksek riskli gebelikler) uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru'dan güzel haberi aldı.
İki doktorun tetkiklerinin ardından yeniden hamilelik sürecine giren Özel, günde 3 saat oksijen tedavisi aldı. Bu sırada erken doğum riskine karşı bebeğe akciğer ve beyin geliştirici ilaçlar ile annede olan kalp hastalığının bebekte de olma ihtimaline karşı tetkikler uygulandı.
Zorlu ve doktorların sıkı takibi ile geçen hamileliğin 32. haftasında Eflal Gül bebek, 1350 gram olarak dünyaya geldi. Doğumdan 1 gün sonra taburcu edilen anne Özel, 37 gün küvözde kalan bebeğini kucağını aldı.
Anne Özel, AA muhabirine, bütün riskleri göze alarak ikinci kez hamile kaldığını ve zorlu hamileliğin ardından annelik duygusu tatmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.
Sürecin kendileri için çok zorlu geçtiğini ifade eden Özel, "Doktorların hepsi 'Hamile kalırsan hayatını kaybedebilirsin' diyordu. Anne olmayı çok istiyordum, kendimden değil arkamda birini bırakıp gitmekten korkuyordum. 'Asla olmayacak' diye düşünüyorken gerçek bir mucize oldu ve bebeğimiz dünyaya geldi. Doktorlar bile mucize bebek diyor. Bebeğimi koklayınca bütün riskleri iyi ki almışım dedim. Benim gibi aynı hastalığı taşıyıp bebeği olmayanlar var. İnşallah onlara da umut oluruz." dedi.
Prof. Dr. Selahattin Kumru ise doğru ve bilinçli yönetilen bir süreç ile doğuştan kalp hastalığı olanların da hamile kalması ve doğum yapmasının mümkün olabileceğini söyledi.
Doğuştan kalp hastalığı ve gebeliklerin nadir ve riskli bir durum olduğuna dikkati çeken Kumru, "Meslektaşlarımız genellikle böyle durumlarda ani kararlar vererek gebeliklerin sonlandırılmasını önermektedirler. Oysa bizim hastamızda olduğu gibi siyanotik kalp hastalığı olan gebelerde, perinatoloji, kardiyoloji, yetişkin yoğun bakım, yeni doğan yoğun bakım ve gerekirse diğer bölüm uzmanlarının birlikte çalışması ve uygun altyapılı merkezlerde takipler ve doğumlar ile bu hastaların da sağlıkla bebek sahibi olmaları mümkündür. Bu tarz durumlar kalp rahatsızlığı olan kadınların çocuk sahibi olamayacağı anlamına gelmez." diye konuştu.
Bebeğin erken doğmasına rağmen sağlık durumunun iyi olduğunu anlatan Kumru, "Gelişimi çok iyi. Biz de aile ile hamileliği yaşadık diyebiliriz. Her an birlikteydik. Bütün süreci duygusallığı da dahil birlikte yaşadık. Sonuç iyi olunca biz de çok mutlu olduk." ifadelerini kullandı.
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Koç, kap hastalığının hamilelik için risk taşıdığını ifade ederek, "Her kalp hastası hamile kalamaz ya da çok tehlikelidir demek doğru değil. Süreç doğru yönetilirse birçok kalp hastası kadın düşük riskli olarak hamileliğini sürdürebilir ve çocuk sahibi olabilir. Burada doğru yol haritası ve multidisipliner çalışmak çok önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com