Türkiye'nin neden, Brüksel vaatlerine değil kendi çıkarlarına uymayı tercih etiğine de dikkat çeken ve geniş yoruma yer veren Rusya'nın Sesi radyosunda yayınlanan ilginç bir haberde, "Brüksel, Ankara-Moskova ittifakını dağıtmaya çalışıyor" denildi.
Türkiye'nin boş AB vaatleri yerine neden Rusya ile birlikte hareket etmeyi seçtiği ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Avrupa Birliği'ne "REST" çekmesinin altındaki sebeplere de dikkat çeken Rusya'nın Sesi radyosunda yayınlanan haber/yorum aynen şöyle:
AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE'YE BELGEYLE SALDIRDI...
Avrupa Birliği (AB), Türkiye’ye önemli bir belgeyle saldırdı. AB dışişleri bakanları, dünkü Genel İşler Konseyi toplantısında bir sonuç bildirisini hazırladı.
Bildiride, “Konsey Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) tüm kararlarını da gözetecek şekilde temel haklar, demokrasi, medya özgürlüğü, hukukun üstünlüğü, eşitlik, azınlık hakları, ibadet özgürlükleri, düşünceyi ifade ile kadın ve çocuk hakları gibi alanlarda uygulamaların reformlarla geliştirilmesi çağrısında bulunur ve AİHM kararlarının bağlayıcı olduğunu hatırlatır” ifadesi yer aldı.
Konsey, “Aralık 2013 yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına hükümet tarafından verilen tepkinin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda ciddi şüpheler doğurduğunu” dile getirdi ve “bu bağlamda Türkiye’deki son polis baskınlarının ve bazı medya temsilcilerinin gözaltına alınmasının, demokrasinin temel prensibi olan medya özgürlüğüne saygının sorgulanmasına sebep olduğunu” iddia etti.
AB, TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASININ BRÜKSEL DİKTASI ALTINDA YÜRÜMESİNİ İSTİYOR...
AB ayrıca Türkiye’nin dış politikasını AB’nin dış politikasını tamamlayıcı şekilde, koordinasyon içinde geliştirmesi ve kademeli olarak AB politikalarıyla ve tutumlarıyla uyumlu hale getirmesi çağrısında bulundu. Yani Brüksel’in diktesi altında hareket etmesini istiyor.
AB Dışişleri Bakanı Federica Mogherini ve iyi komşuluk politikası ile kriz yönetiminden sorumlu iki Avrupa komiseri geçtiğimiz günlerde Türkiye’yi ziyaret etti.
TÜRKİYE, RUSYA'YA YAPTIRIMLARA KATILMAK YERİNE İŞBİRLİĞİNE GİTTİ...
Bilindiği gibi Türkiye, Batı’nın Rusya’ya karşı uyguladığı yaptırımlara katılmayı reddetti, aksine Rusya ile ticari ve ekonomik işbirliğini genişletme yolunu seçti. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye ziyareti sırasında da Güney Akım doğalgaz boru hattının Türkiye istikametinde döşeneceği duyuruldu. Türkiye, sadece Avrupa’ya gaz transitinden yılda 400 milyon avrodan fazla bir gelir elde edecek. Ayrıca Rusya’ya gıda ihracatı, büyük ölçekli çok yönlü projelere katılım ve diğer konularda avantajlı teklifler alabilir. AB on yıllar boyunca halen Türkiye’ye bütünleşme şeklinde “çalılıktaki kekliği” vaat ederken Rusya’nın teklif ettiği “eldeki serçe” daha iyi.
AB, MÜZAKERELERİ HER SEFERİNDE BAHANELERLE ERTELEDİ...
Hatırlatalım ki Türkiye, AB üyeliğine 1987 yılında başvurdu. Üyelik müzakereleri ise 2005’te başladı. Ancak AB üyeliği kriterlerini karşılamak için Ankara’nın hayata geçirmesi gerektiği 35 teknik maddeden bugüne kadar sadece 14’ü açıldı. Müzakereler çeşitli bahanelerle defalarca ertelendi.
Öte yandan Ankara, Brüksel’in birçok ülkenin “kolunu burkarak” Ukrayna’yı AB’ye sürüklediğini görüyor. Üstelik bunu, nominal koşullar bile sürmeden yapıyor. Mogerini şu anda bile Türkiye’ye ancak “beş-altı yıl sonra” AB üyeliği vaat ediyor. Oysa Türkiye, birçok Avrupa ülkesinin çok üstünde bir ekonomik göstergelere sahip. Bu nedenle Türkiye, Brüksel vaatlerine değil kendi çıkarlarına uymayı tercih ediyor. Gerçekten de, giderek güçlenen bir Türkiye’nin bir kısım egemenliğini AB’ye devrettiğini, Brüksel’in izni olmadan dış politika yürütme hakkı elinden alınan “ikinci Bulgaristan’a” dönüştüğünü hayal etmek zor.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN AVRUPA BİRLİĞİNE REST ÇEKMESİNİN NEDENİ...
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tam da bu yüzden Avrupa Birliği’ne rest çekerek, “AB kendi işine baksın. Lütfen siz kendi aklınızı, kendinize saklayın” dedi. “AB bizi alır mı almaz mı, bizim böyle bir derdimiz yok” diye ekledi.
Yani Türkiye, egemenliğin kendisi için boş laf olmadığını teyit etti. Üstelik Ankara, Moskova ile enerji alanında işbirliğinin bölgedeki ve dünyadaki jeopolitik konumunu güçlendirdiğini anlıyor. Ancak bu AB’nin işine gelmiyor, zira Türkiye sonuç itibariyle doğalgaz merkezi rolünü elde etmiş oluyor. Avrupa gelecekte doğalgazını buradan alacak ve Ankara’nın koşullarına ve takdirine uymak zorunda kalacak.
Bu yüzden Brüksel’de “bloke edilmesi gereken Ankara sorunu” hakkında konuşmalar başladı. Ancak nasıl bloke edecekler? Şimdilik AB’de, “Erdoğan’ın, Müslüman dünyası adına meydan okuyarak Batı medeniyetine karşı Türk saldırıyı başlattığı” dile getiriliyor. Bu arada Türkiye’nin inatçılığına devam etmesi durumunda AB’nin onun olumsuz siyasi imajını çizmek niyetinde olduğunu gizlemiyorlar. Neler olacağını hep beraber göreceğiz.
Gündem
Ankara-Moskova ittifakını Brüksel dağıtmaya çalışıyor
Türkiye'nin neden, Brüksel vaatlerine değil kendi çıkarlarına uymayı tercih etiğine de dikkat çeken ve geniş yoruma yer veren Rusya'nın Sesi radyosunda yayınlanan ilginç bir haberde, "Brüksel, Ankara-Moskova ittifakını dağıtmaya çalışıyor" denildi.