Gündem

Anadolu'nun sağlık kapısı: Urla Tahaffuzhanesi

Dünyada bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu yıllarda, Osmanlı topraklarını deniz yoluyla gelecek hastalıklardan korumak için İzmir'de Karantina Adası üzerine yapılan Urla Tahaffuzhanesi, misyonunu sürdürecek. - Anadolu Ajansı

Anadolu'nun sağlık kapısı: Urla Tahaffuzhanesi
25-11-2016 13:47

İZMİR - HALİL ŞAHİN

Dünyada bulaşıcı hastalıkların yaygın olduğu yıllarda, Osmanlı topraklarını deniz yoluyla gelecek hastalıklardan korumak için İzmir'de Karantina Adası üzerine yapılan ve günümüzde dünyanın en iyi korunmuş ada tahaffuzhanesi olarak gösterilen Urla Tahaffuzhanesi, misyonunu modern sağlık hizmeti verilen bir merkez olarak sürdürecek.

Yolcuları ve personeli arasında bulaşıcı hastalık görülen gemilerin karantina sürelerini geçirmeleri, gerekli sağlık önlemlerinin alınması ve hastaların tedavi edilmeleri için 1865'de Urla ilçesi açıklarına inşa edilen tahaffuzhane, hem Anadolu'yu hem de Balkanlardan hacca gideceklerin durağı olması nedeniyle kutsal toprakları da hastalıklardan korudu.

Osmanlı'nın veba, tifo, tifüs gibi ölümcül hastalıkların yayılmasını önlemek için inşa ettiği ve ABD ile Hırvatistan'dakilerle birlikte dünyadaki 3 ada tahaffuzhanesinden biri olan Urla Tahaffuzhanesi, o dönemden günümüze kalan teçhizatlarıyla canlı bir tarihi merkezi andırıyor.

Tahaffuzhane, yaklaşık 150 yıldır ayakta kalan sterilizasyon malzemeleri, rıhtımdaki raylı sistem, etüv kazanları, duş kabinleri ile ziyaret edenleri geçmişe götürüyor.

"Osmanlı'nın insana verdiği değeri gösteriyor"

İzmir İl Sağlık Müdürü Ayhan İzzettinoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı topraklarına başka ülkelerden deniz yoluyla gelenlerin adanın 1 mil açığında demirlediğini, adadan filikayla giden görevlinin gemide hasta olup olmadığını kontrol ettiğini anlattı.

Hastaların filikalarla hastaneye taşındığını, diğer yolcuların da yine filikalarla iskeleye getirildiğini aktaran İzzettinoğlu, yolcuların buradaki banyolarda temizlendiğini, kıyafetleri ve eşyalarının da buharlı kazanlarda sterilize edildiğini kaydetti.

İzzettinoğlu, tahaffuzhanede yolcuların ipekli eşyaları için ayrı bir kazan bulunduğunu, ipeğin korunması için bitki özünden yapılmış bir solüsyonun kullanıldığını ifade ederek, "İpeğin zarar görmemesi için bitki özünden yapılan solüsyonla yumuşatıcı etkisi oluşturuluyor. Bu ayrıntı Osmanlı'nın insana verdiği değeri gösteriyor. Sadece kişiyi değil onun malzemelerini de arındırırken ince bir düşünce var." diye konuştu.

"Bugün de misyonunu sürdürüyor"

İzzettinoğlu, tahaffuz kelimesinin Arapça kökenli olduğunu ve "korunma" manasına geldiğini aktararak, Urla'daki tahaffuzhanenin hem Anadolu'yu hem de hacca gideceklerin durağı olması nedeniyle İslam coğrafyasını veba, tifo, tifüs gibi hastalıklardan koruduğunu vurguladı.

Adanın bugün de misyonunu sürdürdüğünü ifade eden İzzettinoğlu, şöyle devam etti:

"Halk sağlığı alanında, uluslararası alanda bir eğitim merkezi. Yurt içi ve dışında sağlık çalışanlarına eğitim veriyoruz. Balkanlar, Afrika, Arap ülkelerinden... Türkiye sağlıkta çok yol kat etti. Eskiden biz diğer ülkelerden eğitim alıyorduk artık bu ülkelere biz eğitim veriyoruz. İstiyoruz ki burası tarihinden aldığı misyonuna uygun olarak daha etkin bir eğitim için modern simülasyon merkezi haline gelsin. Bu nedenle bir proje hazırladık. Bakanlığımıza sunduk. İlgili kurumların da onayının ardından hayata geçireceğiz. Belki önümüzdeki yıl planladığımız bu eğitimlere başlayacağız."

İzzettinoğlu, simülasyon eğitiminin sanal gerçeklik sunduğunu, uygulama eğitiminde çok faydalı olduğunu dile getirerek, bu merkezden hem sağlık çalışanlarının hem de sağlık alanında eğitim alan liseden üniversiteye tüm öğrencilerin faydalanabileceğini kaydetti.

Ayhan İzzettinoğlu, oluşturulacak simülasyon hastanesinde senaryo odaları, simülasyon maketleri üzerinden eğitim verileceğini ifade etti.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER