Kültür Sanat

'Anadolu'nun hikayelerine daha kimse dokunmadı'

Gazeteci ve yapımcı Elif Dağdeviren, "Anadolu'nun hikayelerine daha kimse dokunmadı. Şimdi sıra Anadolu'nun hikayelerinde ve biz Anadolu'nun hikayelerine yavaş yavaş geçtik." dedi.

'Anadolu'nun hikayelerine daha kimse dokunmadı'
13-09-2018 18:32

İSTANBUL - Hilal Uştuk

Türk sinema ve dizilerinin dünyada edindiği başarıyı AA muhabirine değerlendiren Gazeteci ve yapımcı Elif Dağdeviren, bu yapımların dünyaya bu kadar yayılmasının çok kıymetli olduğunu söyledi.

Dağdeviren "Ben buna sadece Türkiye'nin dünyaya anlatımı, dünyada dikkat çekmesi veya ekonomik olarak bakmıyorum. Başta ABD olmak üzere, bu işin ticaretini yapan ülkelerde bir söylem var, 'Bir ülke dizileriyle dünyaya yayılıyorsa, arkasından sineması ve kültürü takip eder'. Ben bunu çok kıymetli buluyorum." diye konuştu.

Dağdeviren, Türkiye'nin hikayelerinin çok fazla olduğunun altını çizerek, "Ben 2006'dan, yani Oscar'a Dondurmam Gaymak'ı götürdüğümüzden beri ABD ve Avrupa'da katıldığım tüm toplantılarda, festivallerde 'Amerikan sinemasında konu bitti.' diyorum. Avrupa sineması başka bakış açılarından bakıyor ama Anadolu'nun hikayelerine daha kimse dokunmadı. Şimdi sıra Anadolu'nun hikayelerinde ve biz Anadolu'nun hikayelerine yavaş yavaş geçtik. Şimdi dizilerle ama sonra devamı da gelecek. Yani çok pozitif ve fakat çok dikkatli bir stratejiyle devam etmesi gerekli. Şimdiye kadar biraz tesadüflere de bağlıydı veya kişisel girişimlere. Ama bindiğimiz dalı her zamanki gibi kesmeye başladık." ifadelerine yer verdi.

"Lokal bilgiyi global değerlendirmek gerekiyor"

Elif Dağdeviren, sinema sektöründe lokal bilgiyi global değerlendirmenin önemine dikkati çekerek, "Eğer biz doğru iş için, doğru ilişkiyi kurarak, doğru bir şekilde anlatıp, doğru işbirlikleri yapabilirsek o zaman olur. Formül bu. Formül kitapta yazıyor. Bizim yeniden bulmamıza gerek yok. Ama burada şöyle bir şey oluyor; 'Bize zaten iş yaptırmazlar.' Bu zihniyetle iş yapamayız. Bize iş yaptırırlar ama onların kurallarıyla bizim kurallarımızı, onların normlarıyla bizim normlarımızı nasıl bir araya koyacağımız işin püf noktası. Bir de Türkiye'de bütün sektörlerde böyle bir hastalık var, 'En iyisini ben biliyorum. En iyisini ben yaparım.' En iyisini bilebilirsin ama artık dünya bireysel değil. Global buluşmayı nasıl yapabileceğine bakmak lazım. En iyi senaryoyu ben yazabilirim ama onun dünyanın en iyi satılabilecek senaryosu olma garantisi yok. Onu, en iyi senaryoyu satan ekipler biliyor. Fransa'daysa Fransa, Amerika'daysa Amerika." değerlendirmesinde bulundu.

Elif Dağdeviren, Türkiye'nin kendi markasını yaratması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"BluTV iyi bir şey yaptı. Puhu iyi bir deneyim. Ama yeterli değil. Gene dünya global bakışı yok, lokal bakış var orada. Bizim bu alanlara destek verip yatırım yapmamız lazım. Yani tesadüflere bırakmamalıyız. Benim gördüğüm, bu iş tesadüflere bırakılmış durumda. Gençler iyi şeyler yapıyor. Çok da takdir ediyorum ama ben bütün ders verdiğim yerlerde veya konuşma yaptığım yerlerde şunu söylüyorum. Bu sizin önünüzde inanamayacağınız kadar çok kapı açıyor ama aynı zamanda o kadar çok da rakip yaratıyor."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER