İZMİR
Türkiye'nin dört bir yanında yeni nesilleri geleceğe hazırlayan öğretmenler, derste anlattıklarının yanı sıra fedakarlıkları, yaşantıları ve mesleklerine bağlılıklarıyla da çevrelerine örnek oluyor.
Ailelerinden, sevdiklerinden uzakta görevini tutkuyla yerine getiren öğretmenlerden kimisi öğrencilerine yeni imkanlar oluşturmak için geliştirdikleri projelerle, kimi eğitimi kolaylaştıran yöntemleriyle, kimi engellere rağmen yılmadan verdikleri mücadeleyle, kimi de etraflarına kattıkları güzelliklerle dikkati çekiyor.
Görme engelli öğretmenlerden "eğitim kutusu"
Gaziantep'te görme engelli öğretmenler Hasan Yanarateş ve Zeki Katırcı, görme engelli öğrencilerin eğitimlerde kullandıkları "küp taş ve çivili kasa"nın işlevini tek materyalde birleştiren eğitim kutusu tasarladı.
GAP Görme Engelliler Ortaokulunda görev yapan Yanarateş ve Katırcı, eski materyallerde sürekli düşerek kaybolan çivi ve taşların yerine düğme kullanan öğretmenler, bu tasarımlarıyla Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen "2. Özel Eğitim Materyal ve Etkinlik Yarışması"nda mansiyon ödülüne layık görüldü.
Sakarya'da Almanca öğretmenliği yapan Ali Akıllı ise birçok ulusal ve uluslararası projelerde yer alarak öğrencilerin eğitimine ve gelişimine katkı sağlıyor.
Adıyaman'da başladığı mesleğini 2010 yılından itibaren Sakarya'da sürdüren Almanca öğretmeni Akıllı, Suriyeli Çocukların Türk Eğitim Sistemine Entegrasyonunun Desteklenmesi (PİCTES) Projesi İl Koordinatörlüğü, Milli Eğitimciler Birliği Derneği (MEB-DER) Genel Başkanlığı, Eğitim-Bir-Sen Sakarya Şube Başkan Yardımcılığı, Sakarya İHH İnsani Yardım Derneği Yönetim Kurulu üyeliği, Yedirenk Uluslararası Öğrenci Derneği Yönetim Kurulu üyeliği, Her Sınıfın Bir Yetim Kardeşi Var Projesi İl Koordinatörlüğü ve En Yakın Arkadaşım Akranım Projesi Yöneticiliği gibi birçok alanda çalışma yürütüyor.
Vaktinin çoğunu öğrencilerin daha bilinçli yetişmesi adına ulusal ve uluslararası proje hazırlayarak geçiren Akıllı, aldığı desteklerle bu çalışmaların yürütücülüğü görevini de üstleniyor. Özellikle Suriyeli ve yetim çocuklarla yakından ilgilenen Akıllı, daha iyi eğitim almaları için büyük çaba gösteriyor.
Afrika ülkeleri ve savaş bölgelerindeki çocukların temel ihtiyaçları ve eğitimleriyle de yakından ilgilenen, çalışmalarıyla farkındalık oluşturan Akıllı, çeşitli alanlarda yürüttüğü ulusal ve uluslararası projelerle diğer meslektaşlarına örnek oluyor.
Muş'ta sosyal medya üzerinden bir araya gelen öğretmenler, sokakta ve çeşitli mekanlarda kitap okuyarak, vatandaşların bu alışkanlığı kazanmasını sağlamayı amaçlıyor.
Vatandaşlara okuma alışkanlığı kazandırmak amacıyla 2 yıl önce sosyal medya üzerinden "Nasihat etme örnek ol" sloganıyla bir araya gelen öğretmenler, bu kapsamda, önceden belirledikleri zamanlarda otobüs durağı, kaldırım, sokak, kafe, tarihi mekanlar ve vatandaşların yoğun olduğu yerlerde kitap okuyor.
Sungu Ortaokulunda görev yapan öğretmenler Ceyda Özşimşek, Göksu Gülez ve Mert Dicle'nin girişimleriyle başlatılan okuma etkinliği, vatandaşların da ilgisini çekiyor.
Şafak öğretmen köydeki öğrencilerine rol model oluyor
Bulgaristan sınırındaki Kırklareli Dereköy'deki okulda beş yıldır öğretmenlik yapan Şafak Olur, öğrencilerinin sevgisini kazanarak, onlara rol model oluyor.
Küçük yaşlarda kurduğu hayallerinin peşinden giden ve beş yıl önce fen bilimleri öğretmeni olan Şafak Olur, (27) görev yaptığı sınır köyündeki öğrencilerine ulaşabilmek için güne erken başlıyor. Şafak öğretmen, Kırklareli'nden köye her gün 30 kilometre yol katediyor.
Okula erken gelen Şafak Olur, daha sonra öğretmenler odasında öğrencilerinin yolunu gözlüyor.
Öğrencilerini her sabah kapıda karşılayan Şafak Olur, kısa sohbetin ardından öğrencileri ile sınıfa geçerek eğitime başlıyor.
Yaptırdığı birçok deney ile köy çocuklarının ufkunu açmaya çalışan Şafak öğretmen, teneffüs aralarında da öğrencileriyle okul bahçesinde voleybol, masa tenisi, futbol ve çeşitli oyunlar oynayarak herkesin takdirini topluyor.
Öğle arasında öğrencileriyle birlikte yemek yiyen Şafak Olur, evlerine gönderene kadar "minik arkadaşlarım" dediği öğrencileriyle vakit geçiriyor.
Malzemeler okuldan, işçilik öğretmen ve öğrencilerden
Çorum'da Şehit Erol Olçok Anadolu İmam Hatip Lisesinde görev yapan matematik öğretmeni Hakan Gören, kent merkezindeki iki anaokuluna oyun grubu kurulması için hazırladığı projeyle, ÖNDER İmam Hatipliler Derneği, Deniz Feneri Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünce düzenlenen "Anadolu İmam Hatip Liseleri Uygulamalı İyilik Proje Yarışması"na başvurdu.
Kabul edilen proje kapsamında okul bahçelerine kurulacak köprü, salıncak ve kaydıraktan oluşan oyun parkı için ihtiyaç duyulan malzemeler, okul idarelerince temin edildikten sonra Gören ile projede yer alacak öğrencilere teslim edildi.
Projeyi uygulamaya geçiren Gören, oyun gruplarının montajını öğrencileriyle gerçekleştirdi.
Hafta sonları çalışarak Mimar Sinan ile Ulukavak anaokullarında oyun parkı oluşturan Hakan öğretmen ile öğrencileri, firmalar tarafından 45-50 bin liraya kurulan oyun gruplarını sadece malzeme karşılığı olan 10 bin lira civarında bedelle okullara kazandırdı.
Eğitim yolunda şehit düştüler
Memleketi Gümüşhane'ye gelirken Tunceli'de terör örgütü PKK mensuplarınca kaçırıldıktan sonra katledilen sınıf öğretmeni Necmettin Yılmaz'ın ailesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü'ne buruk giriyor.
Necmettin öğretmenin şehadetinin ardından geçen 5 ayda yurdun çeşitli yerlerinden çok sayıda taziye telefonu, mesaj ve mektup alan Yılmaz ailesi, oğullarından geriye kalan yıkanmamış gömleği, sazı ve kitaplarıyla teselli bulmaya çalışıyor.
Şehit öğretmenin babası Hamit Yılmaz, evladını teröre kurban vermenin derin üzüntüsünü yaşadığını söyledi. Acılarının geçmediğini dile getiren Yılmaz, oğlunun 16 Ekim 2016'da göreve atandığını ve öğrencileriyle sadece bir defa Öğretmenler Günü kutlayabildiğini belirtti.
Baba Yılmaz, oğlunun vatanı ve milletine bağlı bireyler yetiştirmek; vatan, millet, devlet ve bayrağın kutsallığını öğrencilerine aşılamak için elinden geleni ardına koymadığını söyledi.
Oğlunun bir aylık öğretmenken öğrencileriyle kutladığı ilk 24 Kasım'a ilişkin konuşmalarını aktaran Yılmaz, "O gün konuştuğumuzda okulda etkinlik düzenlemişti. Okulda çocuklara öğretmenliği ve öğrenmenin değerini anlattığını söyledi. Öğretmenlik kutsal bir görev olduğundan o gün çok gururluydu." dedi.
Batman'ın Kozluk ilçesinde Belediye Başkanı Veysi Işık'ın aracına yönelik terör saldırısında şehit olan 22 yaşındaki müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın'ın Karabük'ün Safranbolu ilçesinde yaşayan anne ve babası, kızlarının olmadığı ilk Öğretmenler Günü'nü buruk geçirecek.
Şehit öğretmenin babası Sadık Yalçın, hep çocuklarının iyi yetişmesi gayreti içinde olduklarını ve olacaklarını, bütün ailelerin de bunu yapması gerektiğini söyledi.
Kızlarını kaybettiklerini ancak oğulları Atıf Aybars'ın da ablasının izinde yetiştiğini, oğullarının Karabük Üniversitesi'nde eğitim gördüğünü, bundan dolayı Edremit'den Safranbolu'ya taşındıklarını belirten Yalçın, yeni geldikleri bu kentte, yöneticiler ve vatandaşlar tarafından çok iyi karşılandıklarını ifade etti.
24 Kasım Öğretmenler Günü'nün ülkeye hayırlı uğurlu olmasını dileyen Yalçın, "Bizim yaşadığımız acıların yaşanmasını istemiyoruz. İnşallah yaşanmaz. Bu millet asil bir millet. Asaletini her zaman göstermiştir, gösteriyor da. Düşkünlere sahip çıkması bunun en iyi örneğidir. 24 Kasım Öğretmenler Günü bütün öğretmenlerimize, şahsım ve rahmetli kızım başta olmak üzere bütün öğretmenlere hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum." diye konuştu.
Yetiştirdikleri öğrencilerle gurur duyuyorlar
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde, darbeci general Semih Terzi'yi öldürerek darbe girişimini engelleyen isimlerin başında gelen Şehit Astsubay Ömer Halisdemir'in ortaokul yıllarını öğretmeni anlattı.
Halen Niğde Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü yapan Salih Yaşar, 1986-1992 yılları arasında Çukurkuyu Ortaokulu'nda müdürlük yaptığını, Ömer Halisdemir'in din kültürü ve ahlak bilgisi dersine girdiğini belirtti.
Ömer Halisdemir'in yapı olarak çok zeki olduğunu vurgulayan Yaşar, şunları anlattı:
"Karakter olarak çok net söyleyebilirim ki dürüst karaktere sahip, zaten Halisdemir sülalesi de böyledir. Yapı olarak çok zeki, çok aktif bir öğrenciydi, oyun kurucu bir öğrenciydi. Çevresindeki herkes bunun etrafında kümelenerek oyuna girmek isterdi. Futbol maçlarında özellikle Ömer'in takımında olmak isterlerdi çünkü hem hareketleriyle sempatik hem de futbolu da güzel oynardı."
Sivas'ın Gürün ilçesinde yaşayan emekli öğretmen Necati Tuncay, öğrencisi Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ile gurur duyuyor.
Necati Tuncay (74), Gürün'deki Cumhuriyet İlkokulunda 1969-1972'de, İsmet Yılmaz'ın 3, 4 ve 5. sınıflarda öğretmenliğini yaptığını söyledi.
Yılmaz'ın eğitim gördüğü sınıfın çok kalabalık olduğunu dile getiren Tuncay, "73 mevcutlu bir sınıftı. Zaman içinde çocuklar bana, ben de onlara uyum sağladım. İçinde çok değerli cevherlerin olduğunu fark ettim. Bunlardan birisi de çok değerli Bakanımız İsmet Yılmaz Bey idi. O bambaşka bir insandı. Allah'a her zaman şükrediyorum, böyle bir insan yetiştirdim, Allah bunu bana nasip etti. Bundan büyük bir keyif alıyorum." dedi.
Tuncay, Yılmaz'ın ilkokul yıllarında dürüst, çalışkan ve başarılı bir öğrenci olduğunu belirtti.
Fedakarlıklarıyla örnek oluyorlar
Doğuştan bedensel engelli lise öğretmeni Mustafa Ünsal, engelinin neden olduğu güçlüklere rağmen koltuk değnekleriyle gittiği okulda öğrencilerini geleceğe hazırlıyor.
Anne karnında geçirdiği rahatsızlık sonucu kemik, sinir ve kas sisteminde oluşan hasar nedeniyle yürüme güçlüğü yaşayan, koltuk değnekleriyle yaşamını sürdüren Uşak Sultan Halil Yiğit Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Adalet Öğretmeni Mustafa Ünsal (26), çocukluk hayali olan öğretmenlik mesleğini büyük bir heyecanla sürdürüyor.
Rahatsızlığı nedeniyle 14 ayrı ameliyat geçiren ve tedavi süreci devam eden Ünsal, haftanın dört günü görevli olduğu lisede derslere giriyor.
Koltuk değnekleriyle gittiği okulda öğrencilerini geleceğe hazırlayan Ünsal, ders konularının dışında engelli bireylerin yaşadığı olumsuzluklar ve yaşam mücadelelerini öğrencilerine anlatarak, onların da hem yaşam direncini arttırıyor hem de bu konuda bilinçlenmelerine yardımcı oluyor.
İzmir'in Bayraklı ilçesinde yaşayan, doğuştan musküler distrofi hastası 16 yaşındaki Samet Karaköse, okul çağı geldiğinde annesinin gayretiyle eğitim hayatına başladı. Oğlunun okuldan geri kalmasını istemeyen anne Zeynep Karaköse, anaokulundan 8'inci sınıfa kadar oğlunu okula sırtında taşıdı. Ailenin yaşadığı zorluğa şahit olan öğretmen Birol Danışman, yaşanan sıkıntıları bitirmek için kendi aracını öğrencisine açtı.
Hastalığı ve annesine "yaşattığı sıkıntılar" nedeniyle okula ilgi duymayan Karaköse, okula gitmek için artık annesine yük olmayınca duyduğu üzüntüden kurtuldu. Karaköse, her gün evine kadar gelip kendisini alan Danışman'ın gösterdiği fedakarlığı karşılıksız bırakmamak için derslerine dört elle sarıldı.
Bu eğitim öğretim yılında kızını okula götürmek zorunda kaldığı için yol arkadaşı Samet'ten ayrı kalan Danışman, Samet'i mağdur etmemek için girişimlerde bulundu. Kaymakamlığa başvuran Danışman, Samet'e araç ayarlanmasını sağladı.
Diyarbakır'ın Kulp ilçesinin kırsal bir mahallesindeki okulda sınıf öğretmeni olan 24 yaşındaki Muhammet Demir, mahalledeki çocukları geleceğe hazırlıyor.
Okulun tek öğretmeni olduğu için birleştirilmiş sınıfta eğitim veren, okulun temizliğini kendi yapan Muhammet öğretmen, hafta sonları Kulp veya Diyarbakır'a giderken ana yola ulaşmak için 10 kilometre yürüyor
Demir, öğrencilerin gözlerinde gördüğü masumiyeti ve kalplerindeki temizliği korumak için iyi bir öğretmen olmayı hedeflediğini belirtirken duygularını şöyle dile getiriyor:
"Burada bize çok iyi davranıyorlar. Bazen davet ediyorlar gidip onlarla beraber yemeğimizi yiyoruz, bazen ben davetsiz bir şekilde gidiyorum. Kapının açılmadığı hiç olmadı, herkesin kapısı açıktır. Tanımadığım halde arabasını alıp getiriyorlar. Bir de üstüne 'hocam gel seni misafir edelim' diyorlar. Öğretmenin görev yeri seçimi gibi bir şey olmaması lazım. Öğretmen öğrencileri için en iyi şekilde görevini yapmak için her türlü fedakarlığı yapmak zorundadır, çünkü biz öğretmeniz."
"Hayat devam ettikçe öğrenecek ve öğreteceğim"
Antalya'da okul yolunda meydana gelen trafik kazası sonucu engelli hale gelen 48 yaşındaki Mukaddes öğretmen, malulen emekli oldu ancak çok sevdiği mesleğinden kopamadı, küçük bir sınıfa çevirdiği evinde mahallenin çocuklarına ders vermeye başladı.
Köy koşullarında binbir zorlukla eğitimini sürdüren Mukaddes Yurt, ailesinin desteğiyle sınıf öğretmeni olmayı başardı. Mesleğinde 18 yıl başarıyla görev yapan Mukaddes Yurt, bundan 11 yıl önce Korkuteli ilçesindeki okuluna giderken eşi İzzet Yurt'un kullandığı otomobile başka bir otomobilin çarpması sonucu yaralandı, 3 ay yoğun bakım ünitesinde verdiği yaşam mücadelesini kazandı.
Büyük bir yaşama azmi gösteren iki çocuk annesi Mukaddes öğretmen, geçirdiği bir dizi ameliyat sonrasında önce konuşmaya ardından da kollarını hareket ettirmeye başladı.
Tekerlekli sandalyeye mahkum olan ve sadece elini-kolunu oynatabilen Mukaddes öğretmen, küçücük bir sınıfa çevirdiği evini mahallesindeki çocuklara açtı.
Çocukların ödevlerine yardım eden, anlayamadıkları konuları anlatıp, zorlandıkları problemleri çözerek destek veren Mukaddes öğretmen, gönüllü de olsa mesleğine dönebilmenin mutluluğunu, minik misafirlerinin "Öğretmenim" hitabıyla perçinliyor.
Görmeyen gözleriyle öğrencilerine ışık saçıyor
Konya'nın Karapınar ilçesinde 7 yıldır öğretmenlik yapan görme engelli Gazi Baştürk, öğrencilerini en iyi şekilde geleceğe hazırlamak için azimle çalışıyor.
Fevzipaşa Ortaokulu'nda sosyal bilgiler öğretmenliği yapan 38 yaşındaki Baştürk, hem öğrencileri hem de mesai arkadaşları tarafından çok seviliyor. Gazi öğretmenin her sınıfta gönüllü bir yardımcı öğrencisi bulunuyor. O gelmeden yoklamayı yapan öğrenci, derste de öğretmenine yardımcı oluyor. Gazi öğretmen, dersi anlattıktan sonra soru sorarken, küçük yardımcısı da parmak kaldıranları ona söylüyor.
Engeline rağmen yaşama azmini kaybetmediğini vurgulayan Baştürk, "Engelli olduğuma hiçbir zaman üzülmedim, hayata küsmedim. Hayata daima pozitif baktım. Karapınar Lisesinden birincilikle mezun oldum. Selçuk Üniversitesi Eğitim Fakültesindeki eğitimimi başarıyla tamamladım. Sonrasında girdiğim sınavda başarılı olup, sosyal bilgiler öğretmeni olarak atandım. Şimdi bir işim var. 7 yıldır öğretmenliği severek yapıyorum. Milletimize faydalı insanlar yetiştirmekten onur duyuyorum." diye konuştu.
Kendisi gibi görme engelli öğrencilere umut oldu
Gaziantep'te yaşayan görme engelli öğretmen Mehmet Kurtoğlu, engeline inat kendisini mesleği ve öğrencilerine adadı.
Balıkesir Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde okurken 2001'de geçirdiği trafik kazası sonucu gözlerini kaybeden Kurtoğlu, buna rağmen hayata sımsıkı sarılarak iki yıl ara verdiği eğitimini tamamladı.
GAP Görme Engelliler Okulunda yaklaşık 10 yıl görev yapan Kurtoğlu, bu süreçte Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Sosyoloji Bölümünden de mezun oldu.
Yaklaşık 10 yıl kendisi gibi görme engelli öğrencilere rehberlik eden Kurtoğlu, amatör olarak başlattığı "Sesli Kütüphane" projesini de Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına sunarak yayılmasını sağladı.
Öğrencileri için derste "bağlama" çalıyor
Samsun'un Çarşamba ilçesinde fen bilgisi öğretmenliği yapan Ali Sarıbaş ise sıkıldıklarını hissettiği zaman bağlama çalıp türkü söyleyerek öğrencilerinin derse ilgisini artırmaya çalışıyor.
Çınarlık Ortaokulu'nda fen bilgisi öğretmenliği yapan 35 yaşındaki Sarıbaş, küçük yaşlarda öğrendiği bağlama çalmayı hayatından bir daha çıkarmadı.
Mesleğinde 10 yılı geride bırakan Sarıbaş, son bir yıldır da öğrencilerinin derse ilgisini müzikle artırmaya çalışıyor.
Sıkılan öğrencilerini müzikle dinlendirerek yeniden derse hazırlayan Sarıbaş, böylece sıradan olmaktan çıkararak, dersleri öğrenciler için daha cazip hale getiriyor.
Ali öğretmenin bağlama eşliğinde söylediği türkülere öğrenciler de katılıyor. Zaman zaman istekte de bulunan öğrenciler, bir süre sazlı sözlü türkü söyledikten sonra yeniden derse dönüyor.
Öğrencileri için her sabah sobayı yakıyor
Bitlis merkeze bağlı İçgeçit Köyü İlkokulunda görevli sınıf öğretmeni Ayşegül Havuz, öğrencilerinin üşümemesi için her sabah sobayı yakıyor.
Sabahın erken saatlerinde kalkarak merkeze yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki okuluna her gün servisle giden Havuz, öğrenciler okula gelmeden önce odun kırarak ve kömür taşıyarak yaktığı sobayla sınıfı ısıtıyor.
Yaklaşık 2 yıl önce Bitlis'e atanan ve daha önce hiç soba yakmayan Ayşegül Havuz, öğrencilerinin üşümemesi için büyük fedakarlık gösteriyor. Havuz'a zaman zaman köylüler de odun kırılması ve kömür taşınması işlerinde yardımcı oluyor.
Her şeyi devletten beklemediler
Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde bir köy okulunda görev yapan 10'u kadın 18 öğretmen, okulu el birliğiyle boyayarak güzel bir görünüme kavuşturdu.
Akbaş Köyü İlkokulu/Ortaokulunda görev yapan 18 öğretmen, 278 öğrencinin eğitim gördüğü okulu boyayıp, bahçesini düzenledi.
Öğretmenlerin bu anlamlı çalışması, köy sakinlerinden ve velilerden takdir topladı.
Suriyeli öğretmenler savaş mağduru çocukları geleceğe hazırlıyor
Suriye'deki iç savaş nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan Suriyeli öğretmenler, mesleklerini Türkiye'de sürdürerek ülkelerinin istikbali olarak gördükleri çocukları geleceğe hazırlamaya çalışıyor.
Ülkelerinde devam eden savaşta okulları bombalanan ve mesleklerine ara vermek zorunda kalan Suriyeli öğretmenler, kendilerine kucak açan Türkiye'de görev yaparak acılarını dindirmeye çalışıyorlar.
Kendilerine sağlanan imkanlarla görevlerini sürdürme şansı yakalayan öğretmenler, ülkelerinin geleceğini inşa edecek çocukları yetiştiriyorlar.
Antakya'da Suriyeli çocukların bulunduğu okulda mesleğini sürdüren sınıf öğretmeni Ahmet Sihun, Türkiye'nin kendilerine kucak açtığını ve bunu asla unutmayacaklarını vurgulayarak "Temennim Suriye'de savaşın bitmesi ve halkımın ülkesine geri dönmesidir. Suriyeli çocuklarımız ülkelerinin geleceğidir. Burada verdiğimiz emeklerimiz inşallah boşuna gitmez. Biz eğitimciler, gelecek nesillerimizi en güzel şekilde yetiştirmeliyiz. Suriye şu an yıkılmış durumda ve bunu yeniden kuracak olan yeni nesildir. Onun için çocuklarımız bizim çok önemlidir." dedi.
.
dikGAZETE.com