İstanbul
.w3-content { max-width: 100%; margin: auto;} .w3-tooltip, .w3-display-container {position: relative;} .w3-black, .w3-hover-black:hover { color: #fff!important; background-color: #000!important;} .w3-display-left { position: absolute; top: 50%; left: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(-0%,-50%);} .w3-display-right { position: absolute; top: 50%; right: 0%; transform: translate(0%,-50%);-ms-transform: translate(0%,-50%);} .w3-btn, .w3-button {-webkit-touch-callout: none;-webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none;-moz-user-select: none; -ms-user-select: none;user-select: none;} .w3-btn, .w3-button {border: none;display: inline-block;outline: 0;padding: 8px 16px;vertical-align: middle;overflow: hidden;text-decoration: none;color: inherit;background-color: inherit;text-align: center;cursor: pointer;white-space: nowrap;}İzmir'de yaşayan Anadol tutkunu, 10 araçlık koleksiyon oluşturduTürk otomotiv sanayinin kilometre taşlarından Anadol, Türkiye'deki klasik otomobil tutkunlarının göz bebeği olmayı sürdürüyor.
Seri üretimine 1966'da başlanan ve ilk kez 28 Şubat 1967'de yollara çıkan Anadol marka otomobillere tutkuyla bağlı olanlardan birisi de Urla'da inşaat işleriyle uğraşan kimya mühendisi Kaan Eruz.
Kaan Eruz, nadir bulunan "STC-16" ve "A6 Böcek" modellerinin de aralarında bulunduğu Anadol marka otomobilleri satın alarak Urla'daki garajında bir koleksiyon oluşturdu.
Eruz, koleksiyonunu, neredeyse "Anadol" müzesine çevirdiği garajında ziyarete de açtı. Koleksiyon, ücretsiz görülebiliyor.
"Ailemizin ferdi gibiydi"
Kaan Eruz, AA muhabirine, ilk kez direksiyon başına, babasına ait Anadol marka otomobilde geçtiğini ve o günden sonra bu marka otomobillere olan tutkusunun hiç eksilmediğini ifade etti.
Geçmişte ailelerin, bu otomobilleri satın alabilmek için uzun süre heyecanla sıra beklediğini anlatan Eruz, şöyle devam etti:
"Anadol, bir aile otomobili olarak üretildi. Bizim de ailemizin bir ferdi gibiydi. Eskiden otomobil çok az, aile ile bütünleşen bir şeydi. Tatile gidişlerimiz, yolculuklarımız, Anadol'la yolda yaşadıklarımız çok hikayemiz var. Bir kere Anadolumuz makas kırdı. Araba arka taraf oturdu. İndik, babam yan tarafta araziden bulduğu odun parçasını makasın yanına koydu. Onunla tamirciye kadar gittik. Platin ve karbüratör temizliğini, boru ve buji değişimlerini biz yapardık. O kadar rahat bir otomobildi. Zamanınız ve emeğinizi harcadığınız için onunla kaynaşmış oluyordunuz. Emeğiniz oluyordu onda."
Koleksiyonunda yer alan otomobiller ile sık sık trafiğe çıktığını da anlatan Eruz, araçlarının hepsinin vizeli olduğunu ve hala keyifle gezdiklerini söyledi.
Eruz, koleksiyonu ve zaman zaman katıldığı fuarlarla bu araçların yeni nesillere anlatılmasını hedeflediğini belirterek, "Genç nesil bu araçlara ilgi gösteriyor. Amacımız bu araçların yeni nesillere taşınması, anlatılması, Türk otomobil tarihinin yeni nesillere aktarılması." dedi.
Koleksiyonunda otomobilin üreticisi Vehbi Koç'un da bir dönem kullandığı otomobilin de bulunduğunu aktaran Eruz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bu araçların orijinal haliyle ve tüm serisinin olması otomobil severler için önem arz eden bir şey. Bakım ve onarım sürekli yapılıyor. Ziyaretçilerimiz garajı geziyorlar. Otomobil sevdası ayrı bir konu. Otomobil ilgi alanı olan gençlerin bunları görmesi lazım. Teknoloji de üretim de değişiyor. Gençlerin bu bilgilere sahip olması lazım. Geçmişimizi bilelim ki geleceğe ona göre bir projeksiyon yapalım. Gençler şaşırıyor, 'Yerli mi Türk mü' diyorlar. 60 ve 70'li yıllara göre üretilmiş çok özel araçlar. Türk tasarımı olarak yapılmış araçlar. Dizaynları çok hoşuma gidiyor. Spor Anadol dediğiniz zaman baktıkça bakasınız geliyor. Çok keyifli bir otomobil."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com