Gündem

'Amcalar Amerika ile anlaşmış müdahale olacak'

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 16 sanığın yargılandığı davanın sanıklarından Özüdoğru "Ramazan Genç, bana dönerek, elini omuzuna götürdü ve 'Amcalar, Amerika ile anlaşmış, müdahale olacak.' dedi." - Anadolu Ajans

'Amcalar Amerika ile anlaşmış müdahale olacak'
05-04-2017 00:02

ANKARA

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Gölbaşı'ndaki TÜRKSAT'a giderek yayınları kesmeye çalışan 5'i sivil, 16 sanığın yargılandığı davanın Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmasına, ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılanan tutuklu sanıklar, avukatları ve yakınları ile müştekiler katıldı.

Sanıklardan Uğur Özüdoğru, hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Şehitlerimizin olduğu bir davada, olayların içerisinde olmasam da bu davada yargılanmam beni derinden üzmektedir. Davanın 4 sanığının benim arabamda yakalanmalarından dolayı buradayım, şahısların hiçbirini tanınmam." diye konuştu.

Anlatacaklarını saklamanın bir anlamı olmadığını ve anlatacaklarının davanın sanıklarıyla alakası olmadığını belirten Özüdoğru, "2007'de Nüfus ve Vatandaşlık Genel Müdürlüğünde işe başladım. 2008'de Havelsan'da kısa süreli çalıştım, aynı yıl girdiğim BTK'da 2014'e kadar çalıştım. 2014'te ABD'de Boston Üniversitesinde yüksek lisans yaptım. BTK'da bir süre daha çalıştıktan sonra Başbakanlık İzleme Birimine atamam yapıldı, buradan da KHK ile ihraç edildim." ifadelerini kullandı.

Ailesiyle birlikte 15 Temmuz'dan önceki hafta eşinin yıllık izninin bir kısmını kullanmak için Zonguldak'ta olduklarını öne süren Özüdoğru, şunları belirtti:

"15-22 Temmuz haftası Marmaris'e gidecektik. 11-13 Temmuz arasında Havelsan'dan arkadaşım olan Murat Yıldız'dan güzel bir iş teklifi olduğu yönünde mesaj geldi. Bende iş ihtiyacım olduğu için ilgi gösterdim. 14 Temmuz akşamı görüşebileceğimizi söyledim. Murat, yanında Serdar Kaya ile geldi. 15 Temmuz günü Balgat'ta bir pastanede buluştuk. Ramazan Genç ve Murat Yıldız, bana bir resmi kurumda kurulum yapılacağını, benim de danışmanlık yapacağımı söylediler. Kurumun neresi olmadığını söylemediler, akşam 20.00'de Serdar'ın Bağlıca'daki evinde olmamı istediler."

"Amcalar, Amerika ile anlaşmış"

Eve gittiğinde, Ramazan Genç, Murat Yıldız, sonradan tanıdığı Onur Demircan ve tanımadığım bir kişi ile ev sahibi Serdar Kaya'nın olduğunu öne süren Özüdoğru, şunları kaydetti:

"Ben önce namaz kılacağım, deyip bir süre odaya girmedim. Namaz kıldıktan sonra yanlarına gittim. Ramazan, bana dönerek, elini omuzuna götürdü ve 'Amcalar, Amerika ile anlaşmış, müdahale olacak.' dedi. Elini omuzuna götürüp apolet işareti yapınca işin içinde askerin olduğunu anladım. Danışmanlık dedikleri iş bu. Bana, 'Askerler, sizi bazı yerlere götürecekler. Bilgisayarla ilgili bir şey olursa size soracaklar, sormazlarsa bir şeye karışmayın. Bütün komuta kademesi anlaştı, ABD ve NATO'nun onayı ve izni var.' dedi. Şoktaydım ve o sıra tanımadığım kişi 'Başarısız olursa sonuçları kötü olur ama kesinlikle herşey hazır ve başarılı olacak" diye konuştu. Sokağa çıkma yasağı ilan edileceğini ve saat 3 de darbe olacağını söylediler."

Mahkeme başkanı: "Niye seni çağırdılar?"

Konuşmalara tepki gösterdiğini ileri süren Özüdoğru, "Onay vermeyince şaşırdılar. Kapıya yakın oturuyordum, terası çıkıp bir sigara içtim. 'Acaba beni mi dinliyorlar?' diye düşündüm. Her halükarda karşı gelmem gerektiğine karar verdim." diye konuşunca mahkeme Başkanı İsmail Ademoğlu, "Niye seni çağırdılar?" diye sordu.

Önceki tanışıklığından dolayı ya da Murat Yıldız'ın tavsiyesi ile seçilmiş olabileceğini söyleyen Uğur Özüdoğru, "Sigaramı içtikten sonra aşağı indim. Ramazan Genç, beni 'Mecbur değilsin' diye teskin etti ve Ümitköy'deki ofisine gidip gelmek için arabamı istedi. Ramazan'a güvendiğim için verdim keşke vermeseydim. O sıra bunları düşünemedim ve aracı verdim." dedi.

Evde olduğu sıra, 15 Temmuz akşamı saat 20.45'te kapının çaldığını ve telaşlı birisinin içeri girdiğini belirten Özüdoğru, şöyle devam etti:

"İçeri giren kişi, 'İfşa olduk, hemen çıkmamız lazım.' dedi. Yani darbe girişiminin ifşa olduğunu anladım ve kaygılandım. Onlar, apar topar hazırlanıp hemen çıktılar. Şahsı tanımıyorum, savcılıkta eşkalini vermiştim. Evdekiler çıkarken bana dönerek, 'Sen de geliyor musun?' diye sordular. Bende 'Hayır gelmiyorum, gidin arabamı getirin evime gideceğim.' dedim. Eve girerken telefonumu kapatmamı istemişlerdi, evdeyken telefonum hep kapalıydı. Evde biraz zaman geçirdim, kimse gelmeyince telefonumu açıp ailemle haberleştim."

"Halkın arasına karışın" talimatı

Evde uyuduğunu ileri süren Özüdoğru, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kapının açıldığını duyunca uyandım. Onur, Murat ve Serdar eve geldi. Ramazan gelmediği için Serdar'dan beni evime bırakmasını istedim. Serdar, 25-30 askerle TRT’ye gittiklerini ve vatandaşların gelmesi üzerine askerlerin kendilerine 'halkın arasına karışın' dediğini anlattı. Serdar beni eve bıraktığı sırada, kendisine 'Gidin arabamı bulun, çıkartın' dedim. Evde durumu eşime anlattım, eşim de Murat'ın eşini arayarak arabanın yerini sormuş. Murat'ın eşi de saat 9 gibi arabamızın TÜRKSAT'ta olduğu mesajını atmış.

Murat geldi ve arabayı almaya gittik, Murat çok gergindi ve direksiyona vurarak, 'Bizi tufaya getirdiler, kandırıldık' gibi şeyler söyledi. TÜRKSAT kavşağa kadar gittik ama arabam yoktu, Murat ile tartıştım ve araçtan indim. TÜRKSAT'a girdiğimde aracımı terk edilmiş şekilde gördüm. Torpido kapağı açıktı ve ehliyetim ve bütün belgelerim içindeydi."

Gazetelerde, Onur Demircan'ın ABD'ye gittiğini okuyunca savcılıktaki ifadesinde, "arabamı Onur'a vermiştim" dediğini öne süren Özüdoğru, ifadesini şöyle tamamladı:

"Ramazan'ın haricindekilerin 15 Temmuz darbe girişiminden önce bilgilerinin olmadığını düşünüyorum. Başıma ne geldiyse cemaat yüzünden geldi, hiç 'Cemaatçiyim' diyen cemaatçi de görmedim. Var desem değil yok desem çok sıradan. En son 2012'de sohbetlerine katıldım. (Mahkeme Başkanının 3 Ocak 2015'te ByLock yüklendiğini sorması üzerine) ByLock nasıl yüklenmiş bilmiyorum, bunu kabul de etmiyorum. Ramazan hakkında daha önce şikayetçi oldum, eğer birisi yakalanıp da gerçekleri söylerse suçsuzluğum ortaya çıkacak. Kimseyle yüzleşmekten çekinmiyorum. Arabamı verdiğim için çok pişmanım, suçluluk hissediyorum. İş imkanı ve parlak bir gelecek hedefi için gittim."

Duruşmada sivil sanıklardan Samanyolu TV binasına kurulan Sistem Elektronik isimli şirketin sahibi Birol Baki, Burhan Güneş, Aydın Yavuz ve Salih Mehmet Dağköy de savunmalarını yaptı.

Davanın yarınki duruşmasında taraf avukatlarının çapraz sorgusuyla devam edilecek.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER