Dünya

Almanya’daki aşırı sağ uzmanları, NSU’nun aydınlatılmasına devam edilmesi gerektiğini söyledi

Almanya’da aşırı sağ konusunda faaliyet gösteren uzamanlar, 2000-2007 döneminde 8'i Türk 10 kişiyi öldüren Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütünün faaliyetlerinin ve cinayetlerinin aydınlatılmasının devam etmesi gerektiğini ifade etti.

Almanya’daki aşırı sağ uzmanları, NSU’nun aydınlatılmasına devam edilmesi gerektiğini söyledi
04-11-2022 13:03
Berlin

NSU-Watch örgütünden Caro Keller ile Federal Mecliste 2012-2017 döneminde NSU’yu araÅŸtıran komisyonları ve davaları yakından takip eden Ä°lker Duyan, Hessen Eyaleti Anayasayı Koruma TeÅŸkilatınca (LfV) hazırlanan NSU'ya iliÅŸkin "gizli" ibaresi bulunan ve 30 yıl açıklanmaması öngörülen “NSU dosyalarının” ifÅŸa edilmesine ve 4 Kasım 2011’de tesadüfen ortaya çıkarılan örgütün iÅŸlediÄŸi cinayetlerin aydınlatılması yönünde yapılan çalışmalara iliÅŸkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Almanya’da 'gizli' ibareli 'NSU dosyalarının' yayımlanmasının ardından suç duyurusu

Keller, ülkede NSU'nun faaliyetlerini araÅŸtıran mercilere verilmesi gereken "NSU dosyaların" internetten yayımlanarak ifÅŸa edildiÄŸini belirterek “Belgelerin ifÅŸa edilmesi, NSU’nun tam olarak aydınlatılmamasından ve LfV'nin kendi sorumluluÄŸunu, kötü çalışmasını örtbas etmek istemesinden ötürü gerekliydi.” dedi.

Dosyalarda, LfV'nin hangi bilgilere sahip olduÄŸunun görüldüğünü aktaran Keller, "Silahlanan Neonazi yapıları vardı. LfV, bunu muhbirlerinden haber alıyor ancak hiçbir ÅŸey yapmıyor. Geriye baktığımızda NSU ağının bir bölümünün veya bu aÄŸa yakın olanların takip edildiÄŸi biliniyor. LfV, 2013’te bunları deÄŸerlendirmiyor." diye konuÅŸtu.

Keller, LfV'nin bazı kiÅŸileri takip ettiÄŸini ancak bunların Neonazi yapısına ne ÅŸekilde entegre olduklarını görmediÄŸini veya bunların belgelerde yer almadığını vurgulayarak, “Bu ÅŸu anlama geliyor; LfV ya olup bitenin tam olarak farkında ve akışına bırakıyor ya da hiçbir ÅŸey anlamıyor. Her ikisi de ihmalkarlık ve aşırı saÄŸcı terörü teÅŸvik edici. Bunu bu belgede görebiliyoruz." deÄŸerlendirmesinde bulundu.

"Cinayetler önlenebilirdi"

"Anayasayı Koruma TeÅŸkilatı’nın 1992'den bu yana topladığı bilgilerle NSU seri cinayetler önlenebilirdi." diyen Keller, raporun 2013’te hazırlandığına ancak yayımlanmadığına iÅŸaret etti.

Keller, bilgilerle Neonazi çevresinin silahsızlandırmasının ve bu yapıların parçalanmasının mümkün olabileceÄŸini belirterek 2019’da aşırı saÄŸcılar tarafından öldürülen Kassel Valisi Walter Lübke’nin öldürülmesinin de önlenebilmesi imkanının bulunduÄŸunun altını çizdi.

Ä°fÅŸa edilen NSU dosyalarında, 200’ün üstünde dosyanın eksik olmasının bir sorun olduÄŸunu ancak eksik dosyalarda belki de NSU hakkında gerçeklerin yer almayacağını söyleyen Keller, şöyle devam etti:

"Bunların başka yollarla ortaya çıkarılması gerekiyor. Şimdi var olan dosyaların incelenmesi, kıyaslanmaları için ilgili mercilere verilmesi ve aydınlatmanın nasıl devam edeceğine bakılması önemli. Siyasetçilere baskı yapmak lazım.

NSU'nun aydınlatılmasına ilişkin resmi makamların nasıl hareket ettiği konusunda ve özellikle Neonazi ağıyla ilgili çok şey hala karanlıkta. Bunlar aydınlatılabilir, aydınlatılması gerekir. Neonazi ağının soruşturulmasına ve geçmişte elde edilen bilgilerin değerlendirmesine ihtiyaç var."

Keller, NSU'ya ilişkin birçok ipucunun takip edilmediğini vurgulayarak resmi makamların ve siyasi partilerin de izlerin sürülmesine hazır olmadığını, bunun yapılması için toplumsal baskının oluşmasına ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

İfşa edilen NSU dosyaları için neden 120 yıl gizlilik kararı alındığına ilişkin şunları kaydetti:

"Dosyalar, LfV'ın gizemli hale getirilmesiyle önem kazandı. Bu, belki başka aydınlatılması gerekenleri zorlaştırmak için bir taktikti. Çünkü herkes birden bu belgeye odaklandı. 120 yıllık gizlilik kararı çok önemli. LfV'ı bunu bu şekilde yaptığını biliyoruz. Tüm istihbaratçılar araştırma komisyonlarında, mahkemelerde de böyle davranıyor."

"Siyasetçilerin de sorgulanması gerekir"

Federal Mecliste NSU’yu aydınlatmak için kurulan araÅŸtırma komisyonları ve davaları yakından takip eden Duyan da dosyalara bakıldığında hep LfV için çalışanların bilgilerinin karartıldığının görüldüğünü aktardı.

Duyan, Hessen'deki dosyalara gizlilik kararı getirilmesiyle LfV'ın kendi içindeki bazı kiÅŸileri koruduÄŸunu belirterek “Bu konuda siyasetçilerin de sorgulanması gerekir. Onlar da sorumluluk taşıyor. Federal Meclisteki araÅŸtırma komisyonlarına bazı siyasetçiler de davet edilerek dinlendi. Kim istifa etti?" diye konuÅŸtu.

SorumluÄŸu taşıyan siyasetçiler yerine sadece Federal Mecliste kurulan birinci NSU AraÅŸtırma Komisyonu BaÅŸkanı Sebastian Edaty’nin istifa ettirildiÄŸini savunan Duyan, “En keskin sorgulayan kiÅŸi de Edathy idi." dedi.

Duyan, eski Hessen Eyaleti BaÅŸbakanı Volker Bouffier’in Frankfurt Yahudi Cemaati tarafından Yahudi toplumuna yönelik çalışmalarından dolayı onurlandırılmasına tepki göstererek Bouffier’in baÅŸbakanlığı döneminde LfV'ın aşırı saÄŸcı terör örgütüne iliÅŸkin NSU dosyalarına, 120 yıl gizlilik kararı alındığını hatırlattı.

"Anayasayı Koruma TeÅŸkilatı ve diÄŸer kurumlardaki bazı kiÅŸilerin aşırı saÄŸ olaylarını saklamak istediÄŸine inanıyorum." diyen Duyan, bunun da Almanya’nın demokrasisine zarar verdiÄŸini kaydetti.

"Detayına kadar araştırılmadı"

Duyan, NSU'nun sürekli gündemde tutulmasını isteyerek “Ãœzerine gidersek NSU terör örgütünü ve arkasındakileri aydınlatma umudumuz olur. Hiç konuÅŸmazsak bu unutulur. Herkesin aşırı saÄŸ akımların karşısında durması gerekiyor." çaÄŸrısında bulundu.

NSU ile ilgili binlerce dosyanın bulunduÄŸuna iÅŸaret eden Duyan, “Bunlar detayına kadar araÅŸtırılmadı. Bazı tanıklar öldü, neden öldükleri tam olarak bilinmiyor, çok soru iÅŸretleri ve binlerce dosya var. Bu kadar kısa zamana sıkıştırıp karar vermek, üstünü kapatmak bence olamaz. Emniyet TeÅŸkilatı, Anayasayı Koruma TeÅŸkilatı ve siyasetçiler, henüz daha yeteri kadar incelenmedi." diye konuÅŸtu.

NSU'nun geçmişi

Almanya'da 2000-2007'de 8'i Türk 10 kişiyi öldüren, en az iki bombalı saldırı düzenleyen ve 15 banka soygunu gerçekleştiren NSU terör örgütü üyelerinin varlığı ve cinayetlerdeki rolü, 4 Kasım 2011'de tesadüf sonucu ortaya çıkmıştı.

Neonazi terör örgütünün, uzun yıllar boyunca Alman güvenlik birimlerince tespit edilememiÅŸ olması, NSU üyelerinin geçmiÅŸte bazı istihbarat muhbirleriyle iliÅŸki kurduklarının ortaya çıkması Almanya’da büyük tartışmalara yol açmıştı.

Almanya iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatında aşırı sağcı gruplara ve kullanılan muhbirlere ilişkin bazı belgelerin 4 Kasım 2011'den birkaç gün sonra imha edilmesi de büyük kuşku yaratmıştı.

NSU üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, intihar ettikleri öne sürülmüştü.

Yargı süreci

Münih Yüksek Eyalet Mahkemesinde 2013’te baÅŸlayan NSU terör örgütü davasında karar, 11 Temmuz 2018’de açıklanmış, baÅŸ sanık Beate Zschaepe ömür boyu hapse çarptırılmış, örgüte yardım ve yataklık yapan 4 sanık da 2,5 ile 10 yıl arasında hapis cezası almıştı.

NSU terör örgütünü ve karanlık bağlantılarını aydınlatmak için Federal Mecliste ve birçok eyalet meclisinde araştırma komisyonları kurulmuş ancak var olan kuşkular burada yapılan araştırmalarla da giderilmemişti.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER