Dünya

Almanya'da 2019'da en çok aşırı sağcı cinayetler ve Merkel'in sağlığı konuşuldu

2019 yılına Almanya'da aşırı sağcı cinayetler ve Başbakan Merkel'in sağlık sorunu damgasını vurdu.

Almanya'da 2019'da en çok aşırı sağcı cinayetler ve Merkel'in sağlığı konuşuldu
27-12-2019 15:02
Berlin

Almanya'nın 2019 yılındaki gündemini en çok işgal eden konular aşırı sağcı cinayetler, Başbakan Angela Merkel'in sağlık sorunu, ABD ile yaşanan fikir ayrılığı ve mülteci sorunu oldu.

Özellikle Almanya bu yıl gerçekleşen aşırı sağcı saldırılar ve işlenen aşırı sağcı cinayetler Almanya gündemine damgasını vurdu.

2 Haziran'da Kassel Bölge Valisi Walter Lübcke'in evinin bahçesinde 45 yaşındaki ırkçı Stephan Ernst tarafından tek mermiyle başından vurularak öldürüldüğünün ortaya çıkması, ülkede infiale yol açtı.

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, bu cinayetin ardından yaptığı açıklamada, Almanya'nın aşırı sağcı terör sorunu olduğunu belirtti. Maas, İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcının üzerinden 80 yıl geçmesine karşın ülkelerine hizmet eden siyasetçilerin hala aşırı sağcı "teröristlerin" kurbanı olduğunu vurguladı.

Almanya İçişleri Bakanı Horst Seehofer de ülkenin bir temsilcisine yapılan bu saldırının alarm sinyali olduğunu belirterek, "Bu, hepimize yöneliktir." ifadelerini kullandı.

Ülkede, 9 Ekim'de de Halle kentinde sinagoga saldırmayı planlayan fakat gerçekleştiremeyen Stephan Balliet adlı silahlı saldırgan, yoldan geçen bir kadın ile dönercide yemek yiyen bir Alman'ı öldürdü.

Aşırı sağcı teröristin sinagogda katliam yapmak istediği ancak kapının kilitli olması nedeniyle bunu başaramadığı ortaya çıktı.

Friedrich Ebert Vakfı araştırmasına göre Almanya'da 60 yaş üstü her 4 kişiden biri Müslüman, 5 kişiden biri de yabancı düşmanı.

Ülkede en az 24 bin aşırı sağcı bulunduğu ve bunların içindeki şiddet yanlılarının en az 12 bin kişi olduğu açıklandı. Almanya'da haklarında tutuklama kararı bulunan 467 Neonazi de hala aranıyor.

Ülkenin en kanlı aşırı sağcı terörist örgütü olduğu ortaya çıkan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) üyelerinin işlediği cinayetlerde hayatını kaybedenler anısına Zwickau'da dikilen ağaç, aşırı sağcılar tarafından kesildi.

Tüm yıl boyunca camilere ve başörtülülere saldırılar, geçen yıllara oranla epey artış gösterdi.

Bu yaşananların ardından Almanya’daki Müslümanlar endişe içinde olduklarını belirterek, camilere koruma istediler ancak bu talep gerçekleştirilmedi.

Merkel'in sağlık durumu kamuoyunu endişelendirdi

Almanya'da aşırı sağcı cinayetlerin ardından en çok konuşulan konu Başbakan Angela Merkel'in titreme nöbetleri geçirmesi oldu.

İlk olarak 18 Haziran'da Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelensky’yi karşılama töreni sırasında titreme nöbeti geçiren Merkel'in sağlık durumu kamuoyunun en önemli tartışma konusu oldu.

Merkel'in burada tüm yüzünün beyazlaştığı, vücut kontrolünü kaybetmemek ve düşmemek için yumruklarını sıktığı ve kollarını birbirine bağlamaya çalıştığı görüldü.

Başbakan, buradaki titremesine gerekçe olarak sıcak hava ve su kaybını göstermişti.

Ancak durumun öyle olmadığı 27 Haziran'da Cumhurbaşkanlığı Sarayında Adalet Bakanı Christine Lambrecht'in atama töreninde titreme nöbeti geçirmesiyle ortaya çıktı. Merkel'in ayakta hareket etmeden beklemesiyle yine titreme nöbeti geçirdiği anlaşıldı ve ayaktayken titreme nöbeti geçirmemesi için törenlerde sandalyeli önlem alındı.

Alman Şansölye, Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen'ı karşılama töreninde milli marşı ilk kez sandalyede dinlemek zorunda kaldı. Merkel'in sağlığı hakkında bir çok spekülasyonlar yapılmasına rağmen Başbakan'ın bu konuda detaylı bir açıklama yapmaması dikkati çekti.

Almanya Türkiye'nin PKK konusundaki baskılarına kayıtsız kalamadı

Almanya, Türkiye'nin, terör örgütü PKK konusunda yaptığı baskılara daha fazla kayıtsız kalamayarak bir dizi adımlar atmak zorunda kaldı. İçişleri Bakanlığı, önce terör örgütü PKK ile bağlantılı Mezopotamya Yayınevi ve "MIR Multimedia" adlı şirketin faaliyetlerini yasakladı.

Alman yargısı, ülkede haraç toplayan bazı PKK elebaşlarını yargıladı. Ancak Almanya'nın PKK ve FETÖ üyesi kişileri Türkiye'ye iade etmemekte direnmesi iki ülke arasındaki ilişkilerin yavaş ilerlemesine yol açıyor.

Özellikle son yıllarda bir hayli gerilen iki ülke ilişkilerinin yavaş yavaş düzelmeye gittiği düşünülürken bu kez de Barış Pınarı Harekatı nedeniyle Almanya'dan Türkiye'ye yönelik olumsuz açıklamalar geldi.

Barış Pınarı Harekatı'nın başlamasının ardından Almanya'da Türk derneklerine en az 17 saldırı gerçekleştirildi.

Türkiye, Almanya'daki Türk toplumunun güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili Alman Dışişleri Bakanlığına nota verdi.

Barış Pınarı Harekatı'na destek verdiği paylaşımdan sonra Almanya İkinci Futbol Ligi ekibi St. Pauli'de kadro dışı bırakılan Enver Cenk Şahin'in, takımdaki sözleşmesi feshedildi.

Özellikle Almanya'nın NATO üyesi olan Türkiye'ye silah satışında bulunmayacağını açıklaması müttefiklik ruhunu zedeledi.

Mülteci sorunu

2015 yılındaki mülteci krizinin ardından aynı sıkıntıyı yaşamak istemeyen Merkel hükümeti, bu konuda Türkiye ile olan temaslarını yoğunlaştırdı.

Son dönemde Rusya ve Esed rejiminin İdlib'e yönelik saldırılarının ardından yeni bir göç dalgasından endişe eden Almanya, sorunun Avrupa Birliği içinde çözülmesinin zor olduğunu gördüğü için Türkiye ile bu konuyu çözüme kavuşturma arayışına girdi.

Bu konuları görüşmek üzere bir süre önce Türkiye'ye ziyarette bulunan İçişleri Bakanı Horst Seehofer, Türkiye'nin mülteciler konusundaki tutumunu takdir etmiş ve temasların devam edeceğini açıklamıştı.

Merkel'in, 2020 Ocak ayında, mülteci meselesi başta olmak üzere bir dizi konuları görüşmek üzere Ankara'ya gideceği öğrenildi.

Yunanistan'daki sahipsiz çocukları dahi kabul etmeye yanaşmayan Almanya'nın başının gelecek yıl da mülteci sorunu ve buna bağlı artan aşırı sağ konusunda ağrımaya devam etmesi bekleniyor.

Almanya ABD ilişkilerinde zorlu dönem

AB'nin lokomotifi kabul edilen Almanya’nın, ABD ile hiçbir ortak noktada buluşamadığı ortaya çıktı. Bu yıl iki ülke ilişkileri, hiç olmadığı kadar gerildi.

ABD Başkanı Donald Trump'ın her defasında Almanya'yı eleştiren açıklamaları Alman kamuoyunda tartışılan diğer konuların başında geldi. ABD Başkanı'nın Almanya'dan Suriye için asker ve Hürmüz Boğazı'ndaki gerilim için destek istemesi ilişkilerin gerilmesine sebep oldu.

Bunun üzerine Trump, özellikle Almanya'nın savunma harcamalarını NATO için artırmamasını eleştirdi.

ABD yönetiminin, Rus doğal gazını Baltık Denizi altından Avrupa'ya taşıyacak Kuzey Akım 2 projesi nedeniyle Alman şirketlere yaptırım uygulama kararı alması, ülkede tepkiyle karşılandı.

Dışişleri Bakanı Heiko Maas, yaptığı yazılı açıklamada, yaptırım kararını sert bir dille eleştirerek, "Avrupa'nın enerji politikasına, Amerika Birleşik Devletleri'nde değil Avrupa'da karar verilir. Dış müdahaleleri ve yaptırımları temelden reddediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Siyasi istikrarda sorunlar baş gösterdi

Merkel'den Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) Genel Başkanlığı koltuğunu geçen yılın aralık ayında devralan Annegret Kramp Karenbauer, CDU'daki oy kaybını durdurmakta başarılı olamadı. CDU, hem Almanya'daki eyalet hem de Avrupa Parlamentosu seçimlerinde büyük oy kaybı yaşadı.

Karrenbauer, Avrupa Komisyonu Başkanlığına getirilen Ursula von der Leyen'in ardından Savunma Bakanlığı koltuğuna oturdu. Karrenbauer'in koltuğuna oturur oturmaz Suriye'de güvenli bölge çıkışı yapması ve Almanya'nın ülke dışında askeri olarak daha fazla sorumluluk alacağı açıklaması, koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti'yi (SPD) kızdırdı.

CDU'da yaşanan tüm bu sıkıntılara rağmen Almanya'daki siyasi istikrarsızlığı tetikleyen aslında Sosyal Demokrat Partinin yaşadığı tarihi hezimetler oldu.

SPD, 1945-1990'da 4 genel başkana sahipken, son 14 yılda (2005-2019) 8 genel başkan değiştirdi. 150 yıllık parti, ilk kez eş genel başkanlık uygulamasına geçti ve partinin başına Saskia Esken ile Norbert Walter-Borjans getirildi.

Alman siyasetindeki bu sıkıntılar Alman medyasında, Merkel'in Başbakanlık koltuğunu normalden daha kısa sürede bırakıp bırakmayacağı, SPD'nin de koalisyondan çekilerek erken seçime gitmeyi isteyip istemediği gibi konuların tartışılmasına neden oldu.

İlk kez bir Türk Büyükşehir Belediye Başkanı oldu

Almanya’da Türk kökenli siyasetçi Belit Onay, Hannover Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi. Almanya'da ilk kez bir Türk kökenli siyasetçi, Büyükşehir Belediye başkanlığını kazandı ve böylelikle tarihe geçti.

Hannover Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin ikinci turunda Yeşiller Partisinin adayı Belit Onay, Hristiyan Demokrat Birlik Partisinin (CDU) desteklediği bağımsız aday Eckhard Scholz'u geride bırakarak başkanlık koltuğuna oturmaya hak kazandı.

Alman istihbaratının iki numarası bir Türk

Almanya'da iç istihbarattan sorumlu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkan Yardımcılığına Türk kökenli Sinan Selen getirildi. Teşkilatın internet sitesine, BfV Başkanı Thomas Haldenweg'in yardımcılığını yapacak Selen'in öz geçmişi konularak resmen görevine başladığı ifade edildi.

Berlin Duvarı'nın yıkılmasının 30. yılı kutlandı

Soğuk Savaş'ın sembolü Berlin Duvarı'nın yıkılışının üzerinden tam 30 yıl geçti.

13 Ağustos 1961'de yapımına başlanan duvar, Almanya'yı doğu ve batı diye ikiye böldü.

Berlin kentini ikiye ayıran duvar, 9 Kasım 1989'da yıkıldı.

Duvar, yıkılışının üzerinden 30 yıl geçse de "utanç duvarı" olarak hafızalara kazındı.

Berlin'de düzenlenen 30. yılı, büyük bir coşkuyla kutlandı ancak ülkede zihinsel duvarların hala mevcudiyetini koruduğu yapılan analizlerle ortaya kondu.

Ülkede, özellikle doğu eyaletlerinde artan "yabancı düşmanlığı" ve "İslamofobi", ülkenin ulusal güvenliğini ciddi şekilde tehdit ediyor.

İkinci Dünya Savaşı sonrası en büyük soygun gerçekleşti

Almanya'nın doğusunda bulunan Dresden kentinde Avrupa'nın en büyük hazine koleksiyonunun bulunduğu Grünes Gewölbe Müzesi soyuldu.

Alman medyasında yer alan haberlerde ise müzeden çalınan eserler ve değerli eşyaların değerinin 1 milyar avronun üzerinde olduğu iddia edildi.

Aachen anlaşması

Aachen kentinde Almanya ile Fransa arasında imzalanan anlaşmayla iki ülkenin ekonomilerinin bütünleşmesinin yanı sıra kültür, eğitim, araştırma, teknoloji, yapay zeka, iklim ve çevre alanlarında iş birliğinin daha da geliştirilmesi amaçlandı.

Fransa, anlaşma vasıtasıyla Almanya ile ilişkilerini güçlendirmeyi ve böylece Avrupa Birliği (AB) için savunma, güvenlik ve iklim değişikliği gibi önemli konularda öncü rol oynamayı istiyor.

İran ile ticaret için Instex sistemi kuruldu

Almanya, Fransa ve İngiltere, İran’a karşı ABD yaptırımlarını hafifletmek ve İran ile ticaret yapmak amacıyla ortaklaşa “Instex” adlı bir ödeme mekanizması kurdu. 3 ülke tarafından kurulan sistemde Belçika, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, Norveç ve İsveç de katıldı.

Grindel istifa etti

Almanya Futbol Federasyonu Başkanı Reinhard Grindel, uzun süre Alman basınında eleştirilerin hedefi haline geldi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Londra'da fotoğraf çektiren Mesut Özil ve İlkay Gündoğan'ın Alman medyası tarafından linç kampanyasına maruz bırakılmasına seyirci kalan ve hatta destek veren Grindel, Ukraynalı bir iş adamından pahalı bir saati hediye aldığının ortaya çıkmasının ardından istifa etmek zorunda kaldı.

Mesut ve İlkay konusunda futbolculara etik dersi vermeye kalkan Grindel'in, ayrıca bir şirketin denetleme kurulu başkanı olarak 2016 ve 2017 yıllarında 78 bin avro ek ödeme aldığı, ancak bunu beyan etmeyerek vergi kaçırdığı da ileri sürüldü.

Merkel ilk kez Auschwitz'i ziyaret etti

Almanya Başbakanı Angela Merkel, Auschwitz-Birkenau Nazi toplama kampını ziyaret ederek kampta ölen bir milyon 100 binden fazla kişi için saygı duruşunda bulundu.

Polonya'nın Oscwinchim kentindeki Auschwitz-Birkenau toplama kampını ilk kez ziyaret eden Alman Şansölye, burada Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ile Naziler tarafından katledilen insanlar anısına çiçek bıraktı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER