Dünya

Alman sömürgeciliğinin başkenti Bagamoyo

Tanzanya'nın Hint Okyanusu kıyısındaki Bagamoyo kasabası, tarihi kalıntılarıyla bölgedeki köle ve sömürgecilik tarihine ışık tutuyor. - Anadolu Ajansı

Alman sömürgeciliğinin başkenti Bagamoyo
11-05-2017 14:47

DARÜSSELAM - Tufan Aktaş

  • Afrika'da istikrarın ülkesi: Tanzanya
  • Analiz: Afrika'nın geleceği karartılamaz
  • Afrika'nın balığını beyaz adam yiyor

Almanların Doğu Afrika'daki sömürge yönetiminin başkenti olan, Tanzanya'nın Bagamoyo kasabasındaki kalıntılar, sömürgecilik tarihinin kan ve çirkin yüzünü gözler önüne seriyor.

Tanzanya'nın Darüsselam şehrinin 75 kilometre kuzeyindeki kasaba, "Alman Doğu Afrikası" olarak adlandırılan bugünkü Tanzanya, Ruanda ve Burundi'nin büyük kısmını içine alan sömürge yönetiminin bir dönem başkentliğini yaptı.

Bölgedeki ilk misyonerlik çalışmalarının başladığı ve ilk kilisenin inşa edildiği kasaba, Almanlardan sonra uzun yıllar da İngilizler tarafından kullanıldı.

Kasabadaki, 13'üncü yüzyıla ait çok sayıda türbe ve mezarlık ise İslam'ın bölgedeki varlığının aslında ne kadar eski olduğunu gösteriyor.

Köle ticaretinin ana merkezlerinden olan Bagamoyo, Zanzibar Adası'na yakınlığı sebebiyle stratejik öneme sahipti ve 17'nci yüzyıldan 19'uncu yüzyılın sonlarına kadar büyük ölçüde Umman Sultanlığı'nın kontrolü altında kaldı. 17'nci yüzyıl öncesinde bazı gıda maddelerinin taşımacılığının yapıldığı Bagamoyo, bu tarihten sonra Avrupa ve Amerika'da artan köle ve fil dişi ihtiyacının karşılanmasında kullanılan yeni bir merkez oldu.

Ayakta kalmaları için "bitter kola" yediriliyordu

Afrika'nın iç kesimlerinden sahile getirilen köleler bazen aylarca bazen de yıllarca yolculuk yapmak zorundaydı. Bitkin düşen ve hastalanan köleler yola devam edemeyecekleri anlaşıldığında öldürülüyordu.

Kölelere yol boyunca ayakta kalmaları ve enerji toplamaları için ise "bitter kola" ismindeki bir tür yemiş yediriliyordu.

Doğu Afrika'da 19'uncu yüzyılda topraklarından koparılan Afrikalı kölelerin yüzde 23'ü Arabistan, İran ve Hindistan'a, yüzde 18'i Güney Afrika ve Amerika'ya, yüzde 6'sı ise Fransızların şeker kamışı tarlalarında çalıştırılmak üzere Reunion Adası'na ve Mauritius'a götürüldü.

Almanlara isyan edenlerin hepsi asıldı

Almanlar 19'uncu yüzyılın sonlarında bölgede kontrolü ele geçirdikten sonra kasabayı başkent ilan ederek tüm Doğu Afrika sömürgelerinin yönetildiği bir idari merkez yaptı.

Babası Arap, annesi Oromo olan Ebuşiri b. Salim el-Harsi 1888'de, kıyı boyunca Araplar ve yerel halktan oluşan bir ordu kurdu ancak başarılı olamadı. Çatışmalar sebebiyle 5 bin kişi yaşadıkları toprakları terk etmek zorunda kaldı.

Bushiri olarak da adlandırılan bu isyanın lideri Ebuşiri'nin 1889'da öldürülmesinin ardından Almanlar bölgede büyük bir kıyıma imza attı.

Alman sömürgeci yönetime karşı gelen Bushiriler, sahile kurulan darağaçlarında topluca idam edildi.

Direnişçilerin asıldığı yerde bugün bir anıt bulunuyor. Anıtın 100 metre ilerisinde ise Bushirilerin öldürdüğü Alman askerlerin mezarları yer alıyor.

Almanya 1897'de kasabaya büyük bir yönetim binası inşa etti. Bugün restorasyon çalışmaları yürütülen bina daha sonra İngiliz sömürge yönetimi tarafından da kullanıldı.

Misyonerler ciddi Hristiyanlaştırma çalışmalarında bulundu

Yönetim binasının yakınlarındaki eski köle pazarını ise bölge halkı artık sanat eserlerini satmak için kullanıyor.

Misyonerler kasabaya ilk olarak 1860'da ayak bastı. Bu kıyılarda misyonerlerin ilk kilise açtığı yer olan kasaba, o dönem ciddi Hristiyanlaştırma çalışmalarına da sahne oldu.

Misyonerler burada ilk kiliseyi 1872'de, ilk katedrali de 1908'de inşa etmeye başladı.

Neredeyse tamamı Müslüman olan kasaba sakinlerini Hristiyanlaştırmak için büyük çaba gösteren misyonerler, dönemin Zanzibar Sultanı Seyyid Mecid bin Said'den de büyük destek gördü.

İsyan eden çok sayıda kişi katledildi

Halkın kendi topraklarını Almanlara teslim etmek istemediğini dile getiren Lasway, isyan eden çok sayıda kişinin ise katledildiğini söyledi.

İnsanların bugün hala kalıntının yakınlarındaki kuyudan çıkan suyu kutsal olduğuna inanarak içtiklerini dile getiren Baraka, kuyudaki suyun hiç eksilmediğini aktardı.

Baraka, buradaki türbenin ise Hz. Muhammed'in soyundan gelen şerifler için yapıldığına inandığını dile getirdi.

Yüzyıllar önce kölelerin "kalplerini bıraktığı" Bagamoyo kasabası, bugün Tanzanya'nın sömürge geçmişini anlamak isteyenlerin ziyaret ettiği uğrak yerler arasında bulunuyor.



dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER