BERLİN
Almanya'da hükümet, Frankfurt kentinde terör örgütü PKK yandaşlarının düzenlediği gösteri sırasında yasak sembollerin kullanılması konusunda yaptığı açıklamada, bir suç nedeninin tespit edilmesi durumunda, bunun değerlendirilmesinin eyaletlerdeki yetkili makamların sorumluluğu olduğunu açıkladı.
Hükümet Sözcü Yardımcısı Ulrike Demmer, başkent Berlin'de düzenlenen basın toplantısında, bir gazetecinin konuya ilişkin sorusu üzerine, "Eğer bir suç unsuru varsa, bu yetkili makamların sorumluluğundadır." yanıtını verdi.
Demmer, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Almanya Başbakanı Angela Merkel'i doğrudan Nazi uygulamalarını sürdürmekle eleştirmesi konusunda hükümetin ne düşündüğünün sorulması üzerine de, bu tür açıklamaların ikili ilişkileri yıprattığını ve bunların sona erdirilmesinin Türk tarafının elinde olduğunu belirterek, "Bunları yakından izliyoruz." dedi.
Basın toplantısına katılan İçişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tobias Plate de PKK'nın 1993 yılında Bakanlık tarafından sembolleri ile birlikte yasaklandığını, bu konuda bir değişiklik olmadığını ve kendilerinin de bu yasağa uyulup uyulmadığını kontrol ettiklerini ifade etti. Plate, bu konudaki değerlendirmelerden eyalet yönetimlerinin sorumlu olduğunu söyledi.
Bakanlığın, Frankfurt'taki gösteri sırasında yasak sembollerin kullanıldığını izlediğini belirten Plate, gösteri sırasında kamu güvenliği sebebi ile polisin müdahale etmemiş olabileceğini, bunun sorumlular hakkında daha sonra yasal işlem yapılmayacağı anlamına gelmediğini ifade etti.
Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Martin Schaefer de bir gazetecinin, Almanya'nın Ankara Büyükelçisinin neden Türkiye Dışişleri Bakanlığına çağrıldığını sorması üzerine, Büyükelçinin Bakanlığa çağrılmadığını, ancak telefonla aranarak kendisine Türk hükümetinin söz konusu gösteri ile ilgili rahatsızlığının iletildiğini açıkladı.
Schaefer, Almanya'nın bir hukuk devleti olduğunu, işlenen suçların mutlaka izleneceğini dile getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Başbakan Merkel'i Nazi uygulamalarını sürdürmekle eleştirmesini de değerlendiren Schaefer, aynı şekilde sert ifadelerle karşılık verilmesinin kimsenin çıkarına olmayacağına işaret ederek, bu nedenle bilinçli olarak değerlendirmede bulunmadıklarını ifade etti.
Bunun sadece Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın stratejisine katkı sağlayacağını öne süren Schaefer, Almanya'nın güçlü bir hukuk devleti olduğunu, kendi sınırlarının aşıldığını düşünmeleri durumunda buna gerekli yanıtı vereceklerini söyledi.
Türkiye'ye tepki vermek amacıyla ne gibi yaptırımların uygulanabileceği sorusuna da Schaefer, Alman askerlerinin İncirlik Üssü'nden çekilmesinin uygun bir düşünce olmadığını tekrarlayarak, aksine bunun, terör örgütü DEAŞ'a karşı mücadele eden Almanya'yı cezalandırmak anlamına geleceğini belirtti.
Schaefer, Türkiye'ye yönelik seyahat uyarılarının da Türkiye'den yapılan siyasi açıklamalar sebebi ile sertleştirilemeyeceğini kaydetti.
Türkiye'de tutuklu bulunan Türk asıllı Alman gazeteci Deniz Yücel'e Alman konsolosluk hizmeti verilmesi konusunda bir gelişme olup olmadığının sorulmasına üzerine de Schaefer, söz verilmesine rağmen bu konuda hala bir gelişme olmamasından üzüntü duyduklarını ve bunun kendilerinde hayal kırıklığı yarattığını söyledi.
Mevcut sorunlara rağmen Türkiye ile AB arasındaki sığınmacılarla ilgili anlaşmanın iyi bir şekilde işlediğini de aktaran Schaefer, Yunanistan'daki sığınmacı kamplarındaki durumun daha iyi hale getirilmesi gerektiğini, bunun için Almanya'nın yardımlarının da sürdüğünü sözlerine ekledi.
Muhabir: Evren Aydemir
dikGAZETE.com