Ankara
Almanya, UAD'de Gazze'de soykırım suçlamasıyla yargılanan İsrail'e, insan hakları gruplarının artan baskısına rağmen Avrupa'da en fazla silah desteğini sağlayan ülke olarak dikkati çekiyor.
Almanya Ekonomi ve İklimi Koruma Bakanlığının raporuna göre, ülkenin geçen yıl İsrail'e silah ve askeri malzeme satışı, 2022'ye göre 10 kat artarak 326,5 milyon avroya ulaştı.
Nikaragua, İsrail'in Gazze'deki saldırılarına destek sağlayarak "soykırım işlemesini kolaylaştırdığı" gerekçesiyle Almanya aleyhine, UAD'de dava açtı.
İhtiyati tedbir duruşmasının 8 ve 9 Nisan'da görüleceği davada Nikaragua, UAD'den Almanya'nın İsrail'e verdiği askeri desteği durdurmasına hükmetmesini istiyor.
"Almanya, İsrail'in güvenliği konusunda belli bir sorumluluk hissediyor"
Davaya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Talmon, ülkesinin İsrail'e verdiği "koşulsuz" destek ve tutumunun Holokost ile ilişkili olduğuna işaret ederek, "Sadece bu hükümet değil, bir önceki hükümet de İsrail'in güvenliğinin Almanya'nın sorumluluğu olduğunu ilan etmişti. Almanya, İsrail'in güvenliği konusunda belli bir sorumluluk hissediyor." dedi.
"İsrail'in kendini savunma hakkını sonuna kadar desteklemekle birlikte Almanya'nın desteğini koşulsuz sürdürmekle hata yaptığını düşünüyorum." ifadesini kullanan Talmon, bu durumun uluslararası arenada Almanya'nın güvenilirliğini zedelediğini söyledi.
Talmon, Almanya'nın İsrail'i "müttefik ve dost" olarak gördüğü için eleştirmekten kaçındığını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Almanya, Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin Filistinlilerin içinde bulunduğu vahim durumla ilgili sayısız raporuna rağmen, İsrail'i yaptıklarından dolayı hiçbir zaman eleştirmemiştir. Kişisel ilişkileri düşünürsek, eğer biriyle iyi arkadaşsanız, bazen arkadaşınızın hata yaptığını söylersiniz. Hatta iyi arkadaşınızın hata yaptığını düşünüyorsanız onu eleştirirsiniz."
"Açık ihlalleri görmezden gelmekle, kendi güvenilirliğinize zarar vermiş olursunuz"
Almanya'nın, kendi Holokost geçmişine rağmen İsrail'in hatalarını kamuoyu önünde söylemesi gerektiğini vurgulayan Talmon, "Açık ihlallerden bahsetmemek ve görmezden gelmekle, uluslararası hukuk açısından kendi güvenilirliğinize zarar vermiş olursunuz. Rusya'yı, Belarus'u, Çin'i ya da diğer ülkeleri uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlarken, dostlarımız ya da müttefiklerimiz uluslararası hukuku ihlal ettiğinde bunu görmezden gelemeyiz." dedi.
Talmon, Almanya'nın son zamanlarda İsrail'in Gazze'deki eylemleri hakkında "daha açık sözlü olmaya başladığını" belirterek, şöyle devam etti:
"Bence Almanya çok daha önce sesini yükseltmeli ya da tepkisini ortaya koymalıydı. Ekim 2023'te, İsrail Gazze'ye tam bir abluka uygulayacağını ilan ettiğinde, İsrailli bir politikacı 'artık Gazze'ye yiyecek, su ve elektrik girmeyeceğini' ve ben de dahil olmak üzere pek çok uluslararası hukukçu 'bunun uluslararası hukukun ihlali olduğunu' söylediğinde... Bence o anda Almanya bu konuda çoktan bir şey söylemiş olmalıydı."
Nikaragua'nın Almanya'ya karşı açtığı davanın ülke içinde yaygın şekilde duyulmadığını aktaran Talmon, "Bu nedenle bunun Alman kamuoyunda genel bir mesele haline geldiğini sanmıyorum." diye konuştu.
"Nikaragua, Almanya'dan İsrail'e yapılan silah sevkiyatına işaret edecektir"
Talmon, Nikaragua'nın "soykırım işlemesini kolaylaştırdığı" gerekçesiyle Almanya aleyhine açtığı davanın 8 ve 9 Nisan'da görülecek duruşmasında, mahkemenin yargı yetkisine sahip olup olmadığı ve davanın kabul edilebilirliğine karar verileceğini söyledi.
Nikaragua'nın iddialarını sunabilmesi için öncelikle bu engelleri aşması gerektiğine işaret eden Talmon, "Eminim ki konu esasa geldiğinde Nikaragua, Almanya'nın siyasi alanda İsrail'e verdiği açık desteğe ve İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediğine, Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) fon sağlamayı geçici olarak durdurmasına ve elbette Almanya'dan İsrail'e yapılan silah sevkiyatına işaret edecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Talmon, davanın usulen zorluğunu ise şöyle anlattı:
"Almanya'nın soykırımda suç ortağı olduğunu iddia ederseniz, ya soykırımı teşvik etmiş ya da soykırıma yardım ve yataklık etmiş olacağı için İsrail, davada vazgeçilmez bir üçüncü taraf olacaktır. Bunu tespit etmek için öncelikle soykırım olduğunu tespit etmek gerekir. İsrail'in soykırım yaptığı suçlamaları ise şu anlık bir iddiadır. Dolayısıyla mahkeme önce ana eylem, yani soykırım hakkında karar vermeden suç ortaklığı hakkında karar veremez."
"İhlaller fiilen gerçekleşmeden önce de uluslararası insancıl hukuka saygı sağlanmalı"
Nikaragua'nın, dava kapsamında Almanya'nın yalnızca Soykırım Sözleşmesi'ni değil aynı zamanda uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğine yönelik de suçlamaları olduğunu kaydeden Talmon, "Nikaragua, Almanya'nın (Cenevre Sözleşmesi uyarınca) uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesini sağlama yükümlülüğüne uymadığını da iddia ediyor." dedi.
Talmon, bu noktada uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesini sağlama yükümlülüğünün ancak bir ihlal durumunda mümkün olduğunu savunanların bulunduğunu aktararak, "Bunun doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü elbette insanlar veya devletler, ihlaller fiilen gerçekleşmeden önce de uluslararası insancıl hukuka saygı gösterilmesini sağlamak zorundadır." şeklinde konuştu.
"Bir devletin her zaman uluslararası insancıl hukuku ihlal ettiğini biliyorsanız o zaman bu devletin şimdi de uluslararası insancıl hukuku ihlal etme riski vardır." değerlendirmesinde bulunan Talmon, bunun için de ilk olarak İsrail'in geçmişteki eylemleri hakkında karar verilmesi gerektiğine işaret etti.
"İsrail'e silah sevkiyatını tamamen durdurma kararı vereceğini düşünmüyorum"
Uluslararası hukukçu Talmon, mahkemenin ihtiyati tedbir kararları kapsamında Almanya'nın İsrail'e silah sevkiyatını tamamen durdurma kararı vereceğini düşünmediğini belirterek, "Mahkeme, Almanya'nın İsrail'e uluslararası insancıl hukuk ihlallerinde kullanılabilecek herhangi bir silah sağlamamasına karar verebilir. Ancak yine buradaki zorluk, Nikaragua'nın öncelikle Almanya'nın Gazze'de kullanılan silahları tedarik ettiğini kanıtlaması gerekecek olmasıdır." dedi.
Talmon, Almanya'nın mahkemede, İsrail'e sattığı silahların sivillere karşı kullanıldığını bilmediğini iddia edebileceğini söyledi.
Nikaragua'nın bu silahların kimlere karşı kullanıldığı hakkında Almanya'nın bilgi sahibi olduğunu kanıtlaması gerekebileceğini ifade eden Talmon, "Hukuk çok prosedürlüdür ve bir şeyleri kanıtlamak bazen çok zordur." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com