Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Koç, günün, yurt dışında daha yüksek daha gür sesle son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketin ekonomik potansiyelini anlatmanın zamanı olduğunu belirterek, "Çünkü bizlerin bile zaman zaman anlamakta sıkıntı çektiği son olayları yabancıların hemen anlamaması gayet normal." dedi.
Koç, İstanbul Sanayi Odasının (İSO) düzenlediği "Türkiye'ye Güvenenler, Türkiye'de Üretenler" konulu toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'da memleketin karşı karşıya kaldığı darbe girişimiyle Türkiye'nin birlik ve beraberliğinin hedef alındığını kaydetti.
TEKRAR TEKRAR HERKESE GEÇMİŞ OLSUN!..
Bu girişimin halkın, devletin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, liderlerin ve kolluk kuvvetlerinin demokrasiye olan inancıyla bertaraf edildiğini hatırlatan Koç, tekrar herkese geçmiş olsun diledi.
Koç,15 Temmuz'da yaşanan bu acı deneyimin sonunda Türkiye'nin önemli bir demokrasi sınavını topyekün geçtiğini belirterek, "Millet olarak demokrasiye hiçbir müdahalenin kabul edilemez olduğunu ortaya koyup, demokrasimize ve demokratik kurumlarımıza sahip çıktık. Ancak felaketin eşiğinden döndüğümüz de bir gerçek." dedi.
Bunun unutulmaması gerektiğini vurgulayan Koç, bunlar hatırlanarak, bu noktaya nasıl gelindiği iyi tahlil edilerek, bir daha böyle şeylerin yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasının gelecek açısından son derece önemli olduğunu dile getirdi.
Koç, olaylarda yaşamını yitiren kahraman şehitlere bir kez daha Allah'tan rahmet, ailelere sabır, yaralılara da acil şifalar diledi.
Merhum Vehbi Koç'un "Ülkem varsa, ben de varım" sözünü anımsatan Koç, sözlerine şöyle devam etti:
"Vehbi bey, o dönem şöyle demişti: 'Benim anayasam şudur: Devletim ve ülkem var oldukça, ben de varım. Demokrasi varsa, hepimiz varız. Memleketimizin ekonomisini kuvvetlendirmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz. Ekonomimiz güçlendikçe, demokrasi daha iyi yerleşir, dünyadaki itibarımız artar'."
- "Bu zor dönemde iş dünyası da diğer tüm kesimler gibi iyi bir sınav verdi"
Koç, Türkiye'nin özel, güzel ve güçlü bir ülke olduğunu söyledi.
Türkiye ekonomisinin ne kadar sağlam ve kuvvetli temellere dayandığını bu talihsiz olayın tüm dünyaya bir kez daha gösterdiğini belirten Koç, son bir kaç yılda dünyayı etkileyen tüm zorluklara rağmen Türkiye'nin büyüme oranları ve yatırım araçlarının, muadillerine kıyasla getirileri ile çok daha başarılı bir performans sergilediğini kaydetti.
Koç, bu zor dönemde iş dünyasının da diğer tüm kesimler gibi iyi bir sınav verdiğini dile getirdi.
Bundan sonrası için bu sağlam temeller üzerinde sahip olunan yüksel potansiyeli ortaya çıkaracak bir planlama ve iş birliği ile ayrıştıran değil, birleştiren hedefler üzerine odaklanarak, el ele her zamankinden çok daha fazla çalışmanın zamanı olduğunu vurgulayan Koç, gelecek dönemde öncelik verilmesi gereken noktaları paylaştı.
Koç, 2023 hedeflerine tekrar sıkı sıkı sarılıp odaklanılması gerektiğine işaret ederek, "Cumhuriyetimizin 100. yılında dünyanın en güçlü 10 ekonomisi arasına girme idealimizin, irade ile devam ettirilmesi çok çok önemli. 10 olmaz, 11, 12, 13 olur ama bu hedef son derece önemlidir ve hepimizin de bu çorbada tuzu bulunabilecek bir hedeftir. İnşallah da gerçekleşecektir." dedi.
Katma değerli üretim ve ihracatı artırmak için inovasyon ve teknolojiyi merkeze alan bir modelde devlet ve özel sektörün hiç olmadığı kadar yan yana ve eş güdümlü çalışması gerektiğine dikkati çeken Koç, istihdama yönelik kalıcı ve etkili bir formül için de tüm kesimlerin bir araya gelmesinin önem taşıdığını ifade etti.
Koç, eğitim sisteminin laik ve çağdaş standartlara sahip olması, bilim odağındaki gelişiminin de desteklenmesinin toplumsal ve ekonomik açıdan geleceğin teminatı olacağını, bunun önemini 15 Temmuz'da herkesin çok daha iyi anladığını söyledi.
- "Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz"
Koç, Ford'un Türkiye'deki pazar payının Avrupa'daki ikinci en yüksek pazar payı olduğunu söyledi.
Ford Otosan'ın Türkiye'deki toplam ticari araç ihracatının yüzde 65'ini gerçekleştirdiği bilgisini veren Koç, Ford'un 2015 yılında ilk kez ihracatta TÜPRAŞ'ı geçerek birinci olduğunu ve otomotivde son 5 yıldır birinciliği elden bırakmadığını kaydetti.
Koç, Ford Otosan'ın bugün bir aracı sıfırdan ticari bir ürün haline dönüştürene kadar motoru da dahil olmak üzere komple tasarlayacak, geliştirecek ve test edecek gerekli tüm yetenek ve altyapıya sahip tek Türk şirketi olduğunu dile getirdi.
Bugün Avrupa'da satılan tüm Ford markalı ticari araçların yüzde 80'inin Türkiye'de üretildiğini aktaran Koç, son 5 yılda Türkiye'den dünyaya 320 milyon doları aşan mühendislik ihracatı yaptıklarını ifade etti.
Koç, bugüne gelmelerinde Ford Motor Company'nin Türkiye'ye olan inancı ve güveninin önemli bir rol oynadığını, bunları kendi başlarına yapmalarının söz konusu olmadığının altını çizdi.
İleriye dönük de bu güven, irade ve inancın devam edeceğini belirten Koç, Türkiye'nin daha fazla yabancı yatırımcı çekebilmesi için güvenilir ve adil bir hukuk sistemi, uluslararası standartlarda bir demokratik yapı, nitelikli iş gücü, Ar-Ge, inovasyon ve girişimciliğe gerek olduğunu dile getirdi.
Koç, stratejik yatırımlar gerçekleştiren kurumların ve sanayicilerin cesaretlendirilmesi, yüreklendirilmesi ve desteklenmesinin büyük önem taşıdığını işaret ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nasıl ki 15 Temmuz süreci, kamuda ve bürokraside, ki sorumluluk sahibi yerlere gelmenin tamamen ve sadece liyakat temelli olması önemini gösterdiyse, aynı şekilde özel sektörün muhatap olduğu her türlü sürecin de şeffaf bir şekilde olması herkesi teşvik edecektir. Unutmayalım ki hepimiz aynı gemideyiz. Son bir kaç yıldır hükümetimiz sanayicilerimize Cumhuriyet tarihinin hiç görülmemiş, eşi benzerine rastlamadığımız teşvikleri sundu, bizleri motive etti, bizlerin en büyük itici gücü oldu. Başbakanımız bizzat çok daha etkin bir teşvik sisteminin hazırlandığını açıkladı. İnanıyorum ki bu teşviklerle, bütünsel stratejilerle ihtiyacımız olan yeni bir yatırım hamlesini başlatabileceğiz.
Bugün bu salonda birbirimize, Türkiye'ye olan inancımızı ve güvenimizi anlatıyoruz. Ancak gün, yurt dışında daha yüksek, daha gür sesle, son yaşananlarla ilgili gerçekleri ve memleketimizin ekonomik potansiyelini anlatmanın zamanıdır diye düşünüyorum. Çünkü bizlerin bile zaman zaman anlamakta sıkıntı çektiği son olayları yabancıların hemen anlamaması gayet normal. Bizim haklı olmak kadar, haklı kalmamız gerekmektedir. Biz de kendi networkümüzle, kendi çevremizde, ortaklarımızla bunu yapmaya çalışıyoruz ama bu son derece uzun bir yol. Çünkü aynı markalarımız gibi bir ülkenin itibar yönetiminin de sabırla, tutarlılıkla, ilmek ilmek örüldüğünü, bazen bir tek hatanın bile bir çuval inciri mahvedebildiğini kendi işlerimizde yaşıyoruz."
"ALLAH, BİZE DÜNYANIN EN GÜZEL ÜLKESİNİ VERMİŞ..."
Koç konuşmasında şunlarI vurguladıı:
"Ortaklarımız ile beraber ülkemize olan inancımızı ve güvenimizi sadece sözle dile getirmiyor, aksiyonlarımızla bunun altını doldurmaya çalışıyoruz.
Sadece son 5 yılda yaptığımız 30 milyar liralık yatırım bile ülkemizin geleceğine olan inancımızın en büyük göstergesidir. Vehbi Bey bize hep küçükken, 'Allah bize dünyanın en güzel ülkesini vermiş ama biz yeterince kıymetini bilmiyoruz' derdi. Şimdi hayatta olsaydı, kafasındaki ekonomik potansiyele en azından daha da yaklaştığını görürdü. Ben de diyorum ki; 'daha fazla kıymetini bilelim, hak ettiği değerleri verelim. Ülkemize, çocuklarımıza çok daha güzel yarınlar bırakmak üzere var gücümüzle çalışalım.'"