Gündem

'Albay 'gerekirse ateş edin yoksa sonuçlarına katlanın' dedi'

FETÖ'nün AK Parti’yi işgal girişimi davasında tutuklu sanıklarından binbaşı Şimşek "Alay Komutanı Cebeci'yi arayıp durumu söyledim. Kendisi, 'sıkıyönetimin ilan edildiğini, gerekirse ateş edileceğini, sert bir şekilde ifade etti" dedi. - Anadolu Ajansı

'Albay 'gerekirse ateş edin yoksa sonuçlarına katlanın' dedi'
09-02-2017 21:32

İSTANBUL

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında AK Parti İstanbul İl Başkanlığı işgal etmeye çalışan 14'ü tutuklu, 74 askerin yargılandığı davanın dördüncü duruşması, sanıkların savunmalarının alınmasıyla sürüyor.

İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları karşısındaki salonda görülen duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanıklardan Yüzbaşı Gökhan Güney, Harp Akademilerinde "Başhoca" görevindeki Kurmay Albay Ahmet Zeki Gerehan tarafından 15 Temmuz günü görevlendirildikleri 47. Motorlu Piyade Alay Komutanlığına akşam saat 21.00'de yanında Yüzbaşı Fatih Sayar, Binbaşı Faruk Şimşek ve Yüzbaşı Hasan Hüseyin Altunsoy'la girdiklerini anlattı.

Burada alay komutanı Sadık Cebeci ile görüştüklerini dile getiren Güney, kendilerine G-3 piyade tüfeği verilerek, görevlerinin AK Parti İl Başkanlığının güvenliğini sağlamak olduğunun söylendiğini aktardı.

İl binası önüne vardıklarında binanın güvenliğini sağlamak için askerlerin görev yerlerine dağıtıldığını anlatan Güney, kısa süre sonra halkın yavaş yavaş toplanmaya başladığını bildirdi.

İyice kalabalıklaşan halkın, barikatları itmeye başladığını belirten Güney, "Askerler geriye doğru çekiliyor ve halk askerlerin kalkanlarını tekmeliyordu. Faruk Binbaşı'nın havaya ateş ettiğini gördüm" dedi.

Mahkeme başkanından tepki

Güney, sanık avukatlarından birinin olay günü hayatın olağan akışına aykırı bir durumun olup olmadığını sorması üzerine, o gün MİT Müsteşarının, Genelkurmay Başkanıyla toplantı yaptığını söyleyerek, "Normalde doğum gününde bile personele mesaj atılıyor ama bu olayla ilgili bir şey gelmedi." dedi.

Bunun üzerine araya giren Mahkeme Heyeti Başkanı Ali Öztürk, "Adamlar Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinden darbe olduğunu yazıyor, sen mesaj diyorsun. Geç bunları. İddianamedeki suçlamalara gel." ifadelerini kullandı.

Sanık Güney, kışlaya döndüklerinde buradaki sanıkların hepsine teşekkür ettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Pişman olmadığımızı söyledim. Pişman olunacak bir şey yapmadık. Sıkıyönetim mahkemesinde yargılanmayı göze alarak, verilen vur emrine uymadık. Bu yüzden 'pişman değiliz' dedim."

"Ateş etmek uygun olmadı, insanlar galeyana geldi"

Tutuklu sanık Binbaşı Faruk Şimşek de sanıklardan üsteğmen Muzaffer Dikencik’le binanın girişine girdiklerini ve oradaki polislere de aynı şeyleri söylediğini belirterek, buradaki görevlilerin de kendilerinden süre istediğini ifade etti.

Bu süre tamamlandıktan sonra ikinci kez süre istendiğinde de bir şey demediklerini savunan Şimşek, "Darbe için giden birisi, kendisinden istenen süreyi kabul etmez. Kamera kayıtlarına bakıldığında orada tartışma olmadığı görülür." diye konuştu.

Şimşek, AK Parti İl Binası'nda yetkili kimseyle görüşemeyince geri döndüklerinde halkın askerlere fiziksel saldırıda bulunduğunu gördüğünü belirterek, "Askerlerime bir şey olmaması için kendi inisiyatifimle havaya ateş ettim. Bundan hemen sonra arkamda Erol Hazıroğlu Binbaşı vardı. O da ateş etti. Fatih Yüzbaşı da ateş etti. Halktan birisi 'Ne yapıyorsunuz darbe mi yapıyorsunuz?' dedi. O anda kafamda bir şey oluşmaya başladı. Komutanlar yanıma geldi, 'ateş etmek uygun olmadı insanlar galeyana geldi' dedi. Sonra 'emrim dışında kimse ateş etmeyecek' diye bağırdım." ifadelerini kullandı.

Halkın gösterdiği tepkinin şaşkınlığıyla tekrar binanın içine gidip yetkili birisiyle görüşmek istediğini dile getiren Şimşek, kapıdaki görevlinin "Siz darbe yapıyorsunuz" demesi üzerine kendisinin de "Ne darbesi kardeşim, güvenlik için geldik" dediğini öne sürdü.

"Albay, 'gerekirse ateş edin yoksa sonuçlarına katlanın' dedi"

Faruk Şimşek, tekrar kimseyle görüşemeyince Alay Komutanı Sadık Cebeci’yi aradığını anlatarak, şöyle konuştu:

"Kendisi, sıkıyönetimin ilan edildiğini, gerekirse ateş edileceğini, aksi takdirde sonuçlara katlanılacağını sert bir şekilde ifade etti. Aldatıldığımızı, terör eyleminin yalan olduğunu o anda anlamış bulunmaktaydım. Etrafımızda toplanan insanlar arasında taşkınlık yapanlar vardı, oradaki 76 askerin elinde silahlar var, binanın etrafına dağılmışız, kontrolü de zor. Binayı boşaltmam emrediliyor, 'vur' emri verilmiş, emre itaat etmesem sıkıyönetim mahkemesinde yargılanacağım aklımdan geçti. İtaat etsem ölümler olacağını düşündüm ve kendi kendime idamla yargılanacak da olsam, 'Ordu korumakla görevli olduğu halka ateş etmez' diyerek, bu emre itaat etmemeye karar verdim."

Şimşek, bu fikrini yanındaki subaylara anlattığını ve onların da aynı düşüncede olması üzerine kışlaya dönmenin yolunu aramaya çalıştıklarını söyledi.

Geri çekilmelerinde erler dahil herkesin çabasının bulunduğunu ifade eden Şimşek, askerleri çektikleri bir bölümde barikat oluşturduklarını ve önlerinde sağduyulu vatandaşların da olası provokasyonlara karşı bir barikat kurduğunu dile getirdi.

Şimşek, halk tepki gösterdiği sırada AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı ile telefonla görüştüğünü ve kendisine, "darbeci olmadıklarını, ne halka ne de askere zarar gelmeden dönmek istediklerini, halkı sakinleştirip dönmek istediklerini" anlattığını iddia ederek, Yazıcı'nın da "Halk çok fazla ateşli, şu anda onlara etki edemem" dediğini öne sürdü.

"Kaosun içine atıldığımızı anladım"

Şimşek, olayla ilgili 3 emir aldığını, bunlardan birinin 47 Alay Komutanlığında görevlendirilmesi, ikincisinin, AK Parti binasında görevlendirilmesi, üçüncünün de "Sıkıyönetim emri verildi, binayı boşalt, gerekirse ateş et, sorumluluk sende sonuçlarına katlanırsın" olduğunu anlatarak, "Bu son emri olay yerinde aldım. Uygulamadım, kaosun içine atıldığımızı anlayıp kışlaya dönmek için elimden geleni yaptım." diye konuştu.

"Eğer, AK Parti İl Binası'nda aldığım emri uygulasaydım, belki burada bazı askerler kimsesizler mezarlığına gömülecekti" diyen Şimşek, "Kaosun ortasına atılmış bir yem olarak, sağduyulu kararlar aldığımı düşünüyorum. Kararlılığımız burada sorgulanıyor. Ben oradaki en rütbeli komutandım. Askerdeki emir silsilesi herkesçe bilinir. Ben 'şarjör tak' emri verseydim, bütün askerlerin şarjörlerini takması gerekirdi. Sanıklardan sadece altı kişi benim 'ateş et' emrini verdiğimi söylüyor. Burada 74 sanık var, doğru olsaydı hepsinin bunu söylemesi gerekirdi." ifadelerini kullandı.

Şimşek, kendisi ve ailesinin FETÖ ile herhangi bir bağlantısının olmadığını savunarak, üzerine atılı hiçbir suçlamayı kabul etmediğini söyledi.

Sanık Faruk Şimşek’in savunmasının ardından mahkeme heyeti, tutuksuz sanıkların savunmalarının alınmasına geçti.

Muhabir: Yunus Ege,Murat Paksoy

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER