Akkuyu Nükleer AŞ Genel Müdür Birinci Yardımcısı ve Yapı İşleri Direktörü Sergey Butskikh, Rusya Devlet Atom Enerjisi Kurumu Rosatom'un Mersin’in Gülnar ilçesinde inşa edilen Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ne (NGS) ilişkin düzenlediği medya bilgilendirme seminerinde, santralin tam kapasiteyle çalışması halinde Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu karşılayabileceğini söyledi.
Santralin inşasının, uluslararası ve ulusal tüm güvenlik standartlarına uygun şekilde sürdürüldüğünü vurgulayan Butskikh, "Akkuyu NGS projesi, Türkiye ve Rusya ilişkilerindeki en önemli, büyük ve kapsamlı projedir." dedi.
Butskikh, projede ana hissedarın Rosatom olduğunu, projenin yap-işlet-devret modeliyle yapıldığını dile getirerek şöyle devam etti:
"İmzalanan hükümetler arası anlaşmaya göre tüm gereken izinlerin ve ruhsatların alınmasından sonra 7 yıl içerisinde 1. güç ünitesinin işletmeye alınması öngörülmektedir. Dolayısıyla bu sürenin 2023 yılına denk geldiğini belirtmek isterim. Bizler, proje katılımcıları olarak bu hedefin yerine getirilmesi için, özetle 2023 yılında ilk ünitenin işletmeye alınması için elimizden gelen tüm çaba ve gayretleri sarf ediyoruz. Ancak bu durumda güvenlik gereksinimlerini ve şartlarını yerinde getirmek her zaman en büyük önceliğimiz olacaktır."
"Doğayı bozmadan tesisi inşa etmeye çalışıyoruz"Bölgeye uyum sağlayacak bir tesisin ortaya çıkarılması için çalıştıklarını belirten Butskikh, "Akkuyu NGS projesinde, genel kıyı yapısını bozmadan tesisleri inşa etmeye çalışıyoruz. Nadir ve benzersiz bir güzelliğe sahip doğayı bozmadan, bu tesisi oraya tabiri caizse oturtmaya ve uygun bir şekilde faaliyete geçirmeye gayret sarf ediyoruz." dedi.
Gazetecilerin sorularını yanıtladıButskikh, konuşmasının ardından seminere katılan gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, olası bir depreme yönelik çalışmaları sorması üzerine Butskikh, şu değerlendirmede bulundu:
"Akkuyu bölgesi, 40 yıldır deprem konusunda araştırılan bir bölge. Aslında Türkiye deprem haritası incelendiğinde, Akkuyu bölgesi, ülkedeki en düşük sismik aktiviteye sahip bölgelerindendir. Haritada da 'beyaz' renkle işaretlenmiştir. Ek olarak, Akkuyu sahasında sürekli deprem sismik etkilerinin araştırmasını yapan 2 sismik istasyonumuz bulunmaktadır. Saha dışında da faaliyette olan ve sürekli verileri toplayan 12 sismik araştırma yapan istasyonumuz bulunmaktadır. Akkuyu projesinin inşaatına başlanmadan önce buradaki zemin araştırma çalışmaları çok kapsamlı yapılmış olmasına ilaveten 3. ve 4. ünitelerin yapımı söz konusu olduğu için ünitelerin sahada yerleşeceği yerlerde deprem araştırma çalışmaları, bahsettiğimiz istasyonlar vasıtasıyla devam etmektedir. Bu sismik araştırma istasyonlarındaki çalışmalar ve elde edilen veriler, Türkiye'deki deprem araştırma enstitüsüne aktarılmaktadır."
Butskikh, nükleer santralin faaliyete geçmesinin ardından atıkların depolanması süreciyle ilgili soru üzerine de "Projede, atık yönetimi planı mevcuttur. Radyoaktif atıkların yönetimi konusunda Türkiye'deki mevzuat da güncelleme sürecinden geçiyor. Bizim kurduğumuz santralin işletme süresi 60 yıl olacaktır. Buna ilaveten 20 yıl uzatma fırsatı sağlanabiliyor. Atıkların geçici depolanmasıyla ilgili tesislerin ne şekilde faaliyet yürüteceği mevzuatlardaki düzenlemeyle sağlanacak. Bir nükleer yakıt kullanıldıktan sonra, yeniden işlenebilir. Yeniden işlendikten sonra da tekrar kullanılabilir. Burada kullanılan radyoaktif atıklardan, işlendikten sonra bertaraf edilmek üzere muhafazaya alınacak olanlar, bu atıkların sadece yüzde 1'ini oluşturmaktadır." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com