ANKARA
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Akıncı Hava Üssü'ndeki olaylara ilişkin hazırlanan iddianamede yer alan kamera kayıtları, telsiz-telefon görüşmeleri, MASAK raporları ile çapraz sorgulardan elde edilen delil ve ifadeler, şüphelilerin yalan söylediğini ortaya çıkardı.
Şüpheli pilot üsteğmen Mehmet Yurdakul, ifadesinde darbe teşebbüsünün yaşandığı saatlerde Diyarbakır'dan F-16 savaş uçağıyla Tuğgeneral Deniz Kartepe'nin kesin talimatıyla Akıncı Üssü'ne inmek üzere havalandığını, uçağında 4 adet GBU 12 tipinde bomba bulunduğunu, Akıncı Üssü'ne iniş için alçaldıkları sırada kuleden Ankara'nın doğusundan gelen uçağı önleme görevi verildiğini, Erdem Erdoğan'ın kullandığı uçakla bu görevi yerine getirmek için tekrar yükseldiklerini, herhangi bir yere bomba atmadıklarını anlattı.
Önlenmesi istenen uçağın sivil uçak olduğunun tespit edilmesinin ardından Akıncı Üssü'ne iniş yaptığını, dinlenmek için kamelyaya çekilip telefonları açtıkları sırada darbe girişiminden haberdar olduklarını ileri süren Yurdakul, ifadesinde darbe girişiminin parçası olmamak için uçmadıklarını, Diyarbakır'dan gelen 8 pilotun Akıncı Üssü'ne indikten sonra tekrar havalanmadığını savundu.
Şüpheli Yurdakul, ifadesinde "Diyarbakır'dan terörle mücadele harekatı için görev aşkıyla geldik. Darbeciler ile aynı zihniyette olsaydık uçaklarımızın gelişmişliği, teknolojisi dikkate alındığında daha kötü şeyler olurdu. Biz Diyarbakır'dan Akıncı Üssü'ne gelmekten başka bir eyleme karışmadık." iddiasında bulundu.
Yurdakul hakkında iddianamede yer alan değerlendirmede ise şüphelinin darbe teşebbüsünün yaşandığı gece saat 00.56'da ASLAN-41 numara kodunu kullanan F-16 uçağından pilot İlhami Aygül ile Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasına 2 adet GBU-10 bombası attığı, Ankara üzerinde yüksek sesle alçak uçuş gerçekleştirdiği ve bombalama sonucunda 2 kişinin şehit edilmesine, 39 kişinin de yaralanmasına neden olduğu kaydedildi.
İddianamede, Eskişehir'de Hava Savunma Plan Subayı olarak görev yapan Pilot Yüzbaşı Yavuz İstek'in de darbe girişiminin yaşandığı gün kendi imkanlarıyla Diyarbakır'a gittiği, 8. Ana Jet Üs Komutanlığından mühimmat yüklü F-16 uçağıyla yanında İbrahim Yozgat ile Akıncı Üssü'ne geldiği, gelirken havada Ankara'nın doğusunda bulunan bir yolcu uçağını önlemeye çalıştığı, Ankara üzerinden alçak irtifada yüksek süratle uçuş yaptığı belirtildi.
182. Filo Komutanı Kurmay Binbaşı İbrahim Yozgat da Diyarbakır'dan 4 adet GBU 12 bomba ve iki adet AIM 120, iki adet AIM 9X hava füzesi yüklü F-16 savaş uçağıyla havalandığını ve gece saat 24.00 sıralarında Akıncı Üssü'ne birinci sırada iniş yaptığını ifade etti. Şüpheli Pilot Yozgat, uçuşu sırasında herhangi bir şekilde mühimmat kullanmadığını, Ankara veya başka bir yerde yüksek süratle alçak irtifada uçuş yapmadığını savundu.
İddianamede pilot Yozgat hakkındaki değerlendirmede ise şüphelinin Akıncı Üssü'ne gelirken Ankara üzerinde alçak irtifada yüksek süratle uçuş yaptığı, Yozgat'tan alınan svap örneklerinde mühimmat atış artıklarının tespit edildiği, darbe yöneticileri tarafından kendisine verilen görevleri yerine getirdiği, darbe teşebbüsünün başarılı olabilmesi için gayret sarfettiği belirtildi.
Diyarbakır'dan kalkan F-16 savaş uçağı pilotlarından şüpheli yüzbaşı Erdem Erdoğan da hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, Diyarbakır'dan Akıncı Üssü'ne intikalleri sırasında mühimmat kullanmadığını, kent merkezlerinde uçuş yapmadığını savundu.
Erdoğan'ın ifadelerinin, iddianamede yer alan tespitlerle çeliştiği ortaya çıktı. İddianamede, pilot yüzbaşı Erdoğan'ın mühimmat yüklü F-16 uçağıyla Akıncı Üssü'nden izinsiz kalkarak, İstanbul'a gittiği burada alçak uçuş ve çok sayıda dalış yaptığı, ses hızını geçtiği tespitlerine yer verildi.
Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığından Akıncı Üssü'ne gelen pilot Binbaşı Ahmet Özdemir de uçuşu sırasında mühimmat kullanmadığını, telsiz görüşmesi yapmadığını, Akıncı Üssü'ne indikten sonra bir şeylerin ters gittiğini anlayarak telefondan girdikleri internetten darbe teşebbüsünü öğrendiklerini anlattı. Şüpheli Özdemir, iddianamede yer alan ifadesinde, "Darbe girişimi olduğunu öğrendik. Ben pilotlara uçmayacağımızı söyledim. Bizim pilotlarımız sabaha kadar herhangi bir uçuşa katılmadı. Diğer pilotların bizim uçaklarla uçup uçmadığını bilmiyorum. Bizim uçaklarımızın İstanbul'a gittiği hususunda herhangi bir bilgim yoktur. Biz uçaktan indikten sonra başka pilotların uçurması ihtimali mevcuttur." iddiasında bulundu.
Özdemir'in ifadeleri de iddianamedeki kamera görüntüleriyle çelişti. Akıncı Üssü'ndeki kameraların görüntülerinde değişik zamanlarda koridorlarda görüntülendiği belirtilen Özdemir'in darbe yöneticileri tarafından verilen görevleri yerine getirdiği, F-16 uçağı kullanarak Ankara üzerinden alçak uçuş yaptığı kaydedildi.
İddianamede ayrıca şüpheli pilot Binbaşı Özdemir'in, aylık uçuş planında bulunmamasına rağmen, 12 Temmuz 2016'da Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe ve pilot Yüzbaşı Ceyhan Karakurt ile 2 adet F-16 uçağı ile saat 09.39'da Pars 01 çağrı adıyla Diyarbakır'dan havalandıktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın o tarihte konakladığı otelin üstünden uçtukları, bölgenin ve otelin fotoğraflarını çektikleri bilgisine yer verildi.
Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanlığında pilot kurmay yüzbaşı olarak çalışan Ceylan Karakurt, hakkındaki bütün suçlamaları reddetti. Şüpheli pilot Ceylan Karakurt, "Biz darbe olduğunu Akıncı Üssü'ne indikten sonra cep telefonlarımızı açınca öğrendik ve ondan sonra herhangi bir girişime kalkışmadık. Üste ağır silahlı askerler olduğu için darbeyi önlemeye yönelik bir girişimimiz olmadı. Bizim uçaklarımızın gece İstanbul'a gitme hususunu bilmiyorum. Ancak ben İstanbul'a gitmedim." ifadesini kullandı.
Ceylan Karakurt'un savunması da iddianamede yer alan kamera görüntüleri ve uçuş kayıtlarıyla çelişti. İddianamede, Ceylan Karakurt'un kullandığı F-16 uçağıyla Ankara üzerinden alçak irtifada yüksek süratle uçtuğu ve Akıncı Üssü'nün kamera kayıtlarında değişik zamanlarda koridorlarda göründüğü, darbe yöneticileri tarafından verilen görevleri yerine getirdiği kaydedildi.
İddianamede ayrıca, şüpheli Ceylan Karakurt'un 12 Temmuz 2016'da Diyarbakır 8. Ana Jet Üs Komutanı Tuğgeneral Deniz Kartepe ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konakladığı otelin üstünden uçtuğu, bölgenin fotoğraflarını çektiği ifade edildi.
"Darbe yapılacağını Binbaşı Azimetli söyledi"
Şüpheli pilot Üsteğmen Mustafa Özkan da ifadesinde, 15 Temmuz günü saat 21.00'de Akıncı Üssü'ne giriş yaptığını, darbe yapılacağını saat 21.30-22.00 sıralarında Filo Komutanı Pilot Binbaşı Mustafa Azimetli'nin kendisine söylediğini ancak buna direnemediğini belirtti.
Akıncı Üssü'ne harekat subayı Ali Karabulut'un "Terörle mücadele harekatı var, gel." demesi üzerine gittiğini, darbeci binbaşı Azimetli'nin "uçuş yapacak pilotların yeleklerine tabancalarını koy" talimatı üzerine 4 savaş uçağının pilotunun yeleğinin cebine tabancalarını koyduğunu bunun dışında yaptığı başka bir eylem olmadığını savunan şüpheli pilot üsteğmen Özkan, 16 Temmuz sabahı saat 10.00'da da Akıncı Üssü'nden Mustafa Konur'un aracıyla ayrıldıklarını kaydetti.
İfadesinde "Ben olay gecesi hiç bir şekilde uçak kullanmadım ve bombalama yapmadım. Ben FETÖ/PDY terör örgütü konusunda basından takip ettiğim dışında bilgi sahibi değilim. Bu örgütün askeri yapılanmasını ve Akıncı ayağındaki yapılanmasını bilmiyorum." diyen şüpheli Özkan'ı üssün kamera görüntüleri yalanladı.
İddianamede Özkan'ın, 16 Temmuz günü saat 11.26'da Akıncı Üssü'nde olduğuna dair kamera görüntülerinin yanı sıra, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün üyesi olduğu, örgütün mahrem yapılanmasında yer alan Haluk Yıldız ve Ali Korkmaz'ın Özkan'ın "mahrem abiliğini" yaptığı ve Akıncı Üssü'nde darbeci pilot yarbay Hakan Karakuş'un katılımıyla düzenlenen brifinge katıldığı bilgilerine yer verildi.
Özkan'ın ayrıca 16 Temmuz saat 01.08'de ASLAN-4 2 numara kodlu F-16 uçağını kullandığı ve Ankara İl Emniyet Müdürlüğü binasına 1 adet GBU-10 bombası attığı tespit edildi.
İzmir'de olduğunu iddia eden yüzbaşıyı iddianame yalanladı
Şüpheli pilot yüzbaşı Zayit Kasabalı da ifadesinde 15 Temmuz günü İzmir Gümüldür'deki askeri birliğe ait tatil yerinde ailesiyle birlikte olduğunu, darbe teşebbüsünü whatsap grubundaki arkadaşlarının mesajları ve arayan akrabalarından öğrendiğini, 20 Temmuz'da Ankara'ya döndüğünü belirtse de iddianamede Kasabalı'nın izinde olmasına rağmen suç tarihinde Akıncı Üssü'ne geldiği ve 16 Temmuz günü saat 17.00'ye kadar Ankara'dan İzmir'e kaçmasının mümkün olduğu kaydedildi.
İddianamede, 15 Temmuz gecesi kaçırılarak Akıncı Üssü'nde alıkonulan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Eğitim ve Doktrin Komutanı (EDOK) Orgeneral Kamil Başoğlu'nun, giymesi için kendisine verilen pilot montunun cebinden "Zayit Kasabalı" yazan bir kalem bulduğu, Başoğlu'nun bunu dilekçeyle beyan ettiği belirtilerek, "Şüphelinin Akıncı Üssü'nde bulunduğu, darbeciler tarafından verilen görevleri yerine getirdiği, darbe faaliyetine iştirak ettiği anlaşılmıştır." denildi.
İstihbarat subayından "haritaları yak" talimatı
Akıncılar 4. Ana Jet Üssü 141. Filo Komutanlığı İstihbarat Subayı Gürcan Coşkun da darbe teşebbüsünün yaşandığı saatlerde yeğeni ve eniştesiyle sinemada olduğunu savunsa da iddianamede yer alan diğer şüphelilerin ifadeleri, cep telefonu baz istasyonu raporu Coşkun'u ifadelerini yalanladı.
Darbe teşebbüsünü televizyondan öğrendiğini ve sabah saat 05.00'e kadar gelişmeleri evde televizyondan takip ettiğini öne süren Coşkun'un ifadeleri iddianamede kendisiyle ilgili yapılan değerlendirmelerle çelişti.
İddianamede Coşkun'un bir sohbet sırasında tanık Yusuf Ören'e 1980 darbesinden bahsettiği, Hava Kuvvetleri olmadan darbenin başarısız olacağını söylediği, darbeden birkaç gün önce de Ören'e 141. Filo'da bulunan istihbarat bölümündeki haritaları yakması için talimat verdiği, bazı tanık ve şüpheli beyanları incelendiğinde Coşkun'un darbe faaliyeti sırasında Akıncı Üssü'nde olduğu, baz istasyonu incelemesinde darbeyi organize edip yönettiği belirtilen Ahmet Tosun, Mehmet Fatih Çavur ile telefon görüşmeleri yaptığı kaydedildi.
Muhabir: Kadir Karakuş,Aylin Sırıklı
dikGAZETE.com