Gündem

Akbulut: ‘Patent kanun tasarısı biran önce yasalaşmalı’

Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, 2023 hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir başarının sağlanabilmesi için öncelikle yasalaşmayı bekleyen Patent Kanunun bir an önce meclisten geçmesi gerektiğini belirtti.

Akbulut: ‘Patent kanun tasarısı biran önce yasalaşmalı’
13-06-2016 12:32

Merkezi yönetim bütçesinden 7 milyar dolar seviyelerinde olan Ar-Ge faaliyetleri harcamalarını 2023 hedefleri doğrultusunda 60 milyar dolara çıkarmayı planlandığına dikkat çeken Adres Patent Genel Müdür Yardımcısı Cumhur Akbulut, 2023 hedeflerine ulaşmak ve sürdürülebilir başarının sağlanabilmesi için öncelikle yasalaşmayı bekleyen Patent Kanunun bir an önce meclisten geçmesi gerektiğine dikkat çekti. 

 Bireysel mucitlerden üniversitelere, küçük esnaftan sanayiciler ve Teknokentlere düşen görevler arttığına işaret eden Akbulut, meclis komisyonunda yasalaşmayı bekleyen patent kanunu ile birlikte 'patent' ve 'markalaşmada' önemli bir adım atıldığını ifade ederek, patentlerin kalitesi artırılırken, ceza yerine daha etkin hukuki koruma sağlanacağını vurguladı. 

Akbulut, üniversitelerdeki buluşların hak sahipliğin üniversitelere bırakıldığını kaydederek “Ancak patentin başarıyla ticarileşmesi durumunda gelirin asgari üçte biri buluş sahibine gidecek. Öğretim elemanlarının yaptığı tasarımların hakkı da üniversitelere veriliyor. Ancak tasarım başarıyla ticarileşirse gelirin asgari yüzde 50'si tasarımcıya verilecek” dedi.

“SINAİ HAKLAR TEK ÇATIDA TOPLANIYOR”

“Anayasa Mahkemesinin Kanun Hükmünde Kararname'lerin bazı maddeleriyle ilgili iptal kararları gibi nedenlerle hazırlanan tasarıya göre 369 maddeden oluşan Sınai Mülkiyet mevzuatı 165 madde olarak tek bir kanun çatısı altında toplanacak. Tasarının tamamı ise 194 maddeden oluşacak” diyen Akbulut, Türk Patent Enstitüsü'nün (TPE), kullanılmayan markaları iptal edebilmesini mümkün hale geleceğine dikkat çekerek, arabuluculuk müessesesi etkinleştirileceğini ifade etti. Akbulut, geleneksel ürün adlarına da koruma sağlanırken, tekstil, giyim, ambalaj gibi modası hızlı değişen sektörlere tescilsiz koruma imkânı getirileceğini de sözlerine ekledi.

"FİKRİ HAKLAR EKOSİSTEMİ KURULMALI" 

 Akbulut, günümüzün artan rekabetçi ortamında bilginin ekonominin kalbi olduğunu belirterek, “Bilginin beşiği olan üniversitelerde bilimsel yayın kadar alınan patent sayıları da önemli... Fikri haklar ekosistemi olarak kurulan Teknoloji Transfer Ofisleri (TTO),üniversite ve sanayi arasında köprü olarak çalışıyor. Dolayısıyla TTO’lar akademisyenlerin ticarileştirilebilir buluş geliştirmesinde motivasyon artırıcı olarak önemli bir rol oynuyor. Bizde fikri haklar ekosisteminin kurulmasıyla birlikte üniversitelerde lisans ve patent başvurularının artmasını öngörüyoruz. Bu sayede üniversite-sanayi işbirliklerinin artması ekonomiye yeni bir ivme kazandıracaktır” şeklinde konuştu.

“Sanayide yeni stratejik dönüşümler sağlamalıyız bunun içinde mutlaka yeni fikir üretmenin ötesine geçip katma değeri yüksek nihai ürünler üretip tescilli markalarlar pisaya ve dünyaya açılmalı kendi iç piyasamızın dışında dünyaya satmalıyız” diyen Akbulut, “Son dönemlerde Ar-Ge ve İnovasyon terimlerini sıkça duymakla birlikte bu hususa olan inancımızda arttı. Ancak bu terimlerin altını doldurmak ve sürdürülebilir başarı için bu alanda etkili eğitim sistemleri kurmalı ve geleceğe mucit bakış açısı ile yetişen nesiller yetiştirmeliyiz. Özellikle ilk öğretim seviyesinden başlayarak üniversite ve yüksek lisans eğitimlerinin müfredatlarında bilim, felsefe ve mantık konularının yer alması ezberciliği bozacak ve üretkenliğin geliştirilmesi için son derece önemli konulardır” dedi.

Akbulut son olarak şunları kaydetti: “İnovasyon ve Ar-ge sonucu ortaya çıkan bulguların mutlak suretle patent ile koruma altına alınması gerekir. Firma sahiplerinin ürettikleri geliştirdikleri her ürünlerin patentini almalı. Ürünün görsellerine, desen, model veya tasarımlarına endüstriyel tasarım tescili koruması sağlamalıdırlar. Yeniliğe açık olmalı üretilen her ürüne yeni bir isim verip her ürünü kendi markası altında özgün farklı markalar olarak da adlandırıp marka tescili yapmaları gerekmektedir. 

Tüm bunların yanı sıra patent aldığımız ürünleri protip aşamasından seri üretime taşımalıyız ki ancak bu sayede dünya pazarlarına katma değeri yüksek ürünler satarak ekonomik refaha ulaşabiliriz”.

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER