TBMM
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Hulki Cevizoğlu, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutlarken Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bazı az bilinen sözlerini açıklamak istediğini belirterek, "Atatürk, dünyaya veda etmeden önce bu bayramı 'Hakimiyeti Milliye Bayramı' olarak kutluyordu. 'Çocuk bayramı' adı yoktu." dedi.
Cevizoğlu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk milli bayramı olma niteliğini taşıdığını, 1927'den itibaren "Çocuk Bayramı" olarak kutlandığını, 1933'te bugün de yaşatılan bir adeti uygulamaya başlayan Atatürk'ün, her 23 Nisan'da çocukları kendi makamına alarak onlarla sohbet ettiğini anlattı.
Bu bayramın 1935'te "Hakimiyeti Milliye Bayramı" adını aldığını aktaran Cevizoğlu, 1980 darbesinden sonra 1981 yılında "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" adıyla anılmaya başlandığını söyledi.
Cevizoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Büyük Millet Meclisi açılışından 3,5 ay önce Hakimiyeti Milliye Gazetesine yaptığı "Hakimiyeti milliye 3 temel dayanak noktası tanır; zeka, irfan ve hamiyet" açıklamasına işaret etti.
"Niye 'Büyük Millet Meclisi'?"
Cevizoğlu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün 22 Nisan 1921'de Büyük Millet Meclisi'nin birinci yıl dönümünde Hakimiyeti Milliye Gazetesine yaptığı açıklamada, "23 Nisan Cuma günü, öğleden sonra takriben saat 2'de Meclis binasından içeriye girip Meclis salonunu dolduran milletvekillerinin emniyetli ve itimatlı bakışlarla bana dönmüş olduklarını gördüğüm zaman, teşebbüslerimizin milletin emellerine tamamen uygunluğunu bir kere daha idrak ettim. Ve artık benimle fikir ve emelde müşterek milletin fikir ve emelini tamamen temsil eden bu kadar arkadaşla beraber çalışacağımdan dolayı büyük bir bahtiyarlık hisseyledim." ifadelerini kullandığını aktardı.
Atatürk'ün Meclisin kuruluşunun 2. yıl dönümünde verdiği demeçte "23 Nisan günü, Türkiye milli tarihinin başlangıcında yeni bir dönüm noktasıdır." dediğini belirten Cevizoğlu, Atatürk'ün 6 Şubat 1923'te İkdam Gazetesine verdiği demecinde ise "Milli hakimiyet milletin namusudur, onurudur, şerefidir." diyerek Meclisin kuruluş yıl dönümünün ne anlama geldiğini "şeref" ve "onur" kelimeleriyle ifade ettiğini söyledi.
"Niye 'Büyük Millet Meclisi'?" sorusunun cevabını Atatürk'ün verdiğini kaydeden Cevizoğlu, "1923'te 16'ıyı 17 Ocak'a bağlayan gece İstanbul'daki gazetelerin genel yayın yönetmenlerini İzmit'e davet ediyor. 'İzmit Kasrı Görüşmeleri' adıyla tarihte yer alan çok önemli bir görüşme bu. Sabah 03.00'a kadar bu röportaj devam ediyor, 6 saat boyunca. Burada bu sorunun yanıtını Atatürk veriyor: 'Büyük bir meclis olsun dedim. Ve ne kadar büyük olursa o kadar çok millete güven verir. Ve aynı zamanda bu meclisin kendisi gibi yetkisi de büyük olsun istedim. Mebusların, kanun yapma ve icra salahiyetine sahip olarak gelmelerini düşündüm.'" diye konuştu.
Atatürk: Çok akıllı ve eğitimli mebus göndermediler
"O zamanki milletvekilleri, Meclis'e gönderilenler 'Nasıl olsa yakalanacak ve asılacak bunlardan kurtulacağız' diye bir kısmını göndermişler çok enteresan" diyen Cevizoğlu, Atatürk'ün Meclisin nasıl oluştuğunu anlatan şu sözlerini aktardı:
"Açık söylemek gerekirse 5-10 maddelik bir emirle 'Her seçim dairesinden beşer kişi gönderin' dedim. Aynı zamanda İstanbul'dan gelecek olan mebuslar da bu meclise katılabileceklerdir şeklini uygun gördüm. Bu tebligat üzerine buralarda seçimler oldu. Bu seçimlere önceki ikinci seçmenlere, Müdafaa-i Hukuk Heyetleri, belediye heyetleri ve milletçe ne kadar seçilmiş heyetler varsa bunların katılımıyla seçimler yapıldı. Fakat bu yeni teklifimizin ve tebliğimizin etkisine o andaki genel şartları bir an için hep beraber hatırlayalım. İstanbul'da kahredici zulüm herkesi tehdit ediyor. Anadolu'nun hiçbir tarafında emniyetli bir his duymak mümkün değil, ne yapılmak istenildiğine dair millette açık ve kesin bir kanaat yok. Ne iş yapılırsa, sonucun ne olacağına ilişkin kesin bir güven yok. Şüpheli bir durum. Doğruyu söylemek gerekirse bazı yerler, az çok açık bir biçimde gidişi görmedikleri için doğru adımlar atmakta tereddütlü bulundular. Çok akıllı ve eğitimli mebus göndermediler. Mesela Trabzon, Samsun göndermedi. Onlar bir bekleme ve ihtiyat vaziyeti aldılar. Bazı yerlerden gelenler de asıl memleketin seçimlerine yaraşır nitelikte insanlar olmadığını söylüyorlardı."
Atatürk'ün "Tarih yazıcılar, tarih yapanlara sadık kalmalıdır" sözünü hatırlatan Cevizoğlu, "Biz, bugün tarihi anlatıyoruz. Atatürk'ün dediklerini bugün 104 yıl sonra anlatırken Atatürk ne dediyse söylemekle yükümlüyüz. Bu, Atatürk'ün vasiyeti bize." dedi.
AK Parti İstanbul Milletvekili Cevizoğlu, "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir." sözünü Atatürk'ün aynı toplantıda, "Hakimiyet, kayıtsız şartsız milletindir. Kayıtsız şartsız kavramını buradan kaldırmadıkça Türkiye Devleti herhangi bir kişiye veya herhangi bir makama hakimiyetini ihlal eden hiçbir yetkiyi veremez. Bu takdirde milli hakimiyet ihlal edilmez" diyerek açıkladığını aktardı.
Atatürk'ün Meclisin ilk gününde yaptığı konuşmaya işaret eden Cevizoğlu, "Kurtuluş Savaşımızın ortasında, işgalcilerin postallarının Türkiye'de dolaştığı bir tarihte Atatürk'ün bir meclis oluşturması, millet egemenliğine dayalı bir oluşum yapması; tarihsel, sosyolojik, psikolojik ve hukuksal açıdan çok büyük değer taşıyor. Savaşın ortasında kurulmuş meclise, tarih boyunca başka ülkelerde tanık olduğumuzu söyleyemeyiz." diye konuştu.
Bir taraftan ulusal kurtuluş mücadelesi verildiğini, öbür taraftan da bu mücadeleyi halkın iradesiyle gerçekleştirilmesi için çalışıldığını anlatan Cevizoğlu, yaptığı araştırmalara göre Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Büyük Taarruz'un gecikmesinin Meclis'teki tartışmalara bağlı olduğunu söylediğini aktardı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com