Siyaset

AK Parti'li Öztürk: Görünmez düşmana karşı mücadele tüm hızıyla sürüyor

Öztürk "görünmez düşman" olarak nitelendirdiği Kovid-19'la mücadelenin tüm hızıyla sürdüğünü belirterek "Kovid-19 salgınına karşı küresel mücadele ancak uluslararası iş birliği, dayanışma ve kapsayıcılık temelinde yürütülürse başarılı olabilir" dedi.

AK Parti'li Öztürk: Görünmez düşmana karşı mücadele tüm hızıyla sürüyor
03-12-2020 14:46
TBMM

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) ve Baltık Denizi Parlamenter Konferansı Daimi Komitesi Ortak Toplantısı, üye ülkelerin temsilcilerinin katılımlarıyla video konferans aracılığıyla gerçekleştirildi.

KEİPA Türk Grubu Başkanı ve AK Parti Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, toplantıda Türkiye'yi temsilen "Parlamentoların Kovid-19 Salgını Sürecindeki Rolleri" konusunda konuşma yaptı.

Toplantıya ilişkin  açıklama yapan Öztürk, ilki İstanbul'da yapılan toplantının ikincisini çevrimiçi yapmak zorunda kaldıklarını dile getirdi.

Kovid-19 salgınının, küresel bir afete dönüştüğünü, dünyanın hemen hemen her bölgesini etkisi altına aldığını vurgulayan Öztürk, "Görünmez düşmana karşı dünyanın mücadelesi tüm hızıyla sürüyor. Ne yazık ki insanlık, 11 Mart 2020'de salgına dönüşen ve bugün daha vahim bir tablo sergileyen hastalık karşısında halen galibiyet sağlamış değil." diye konuştu.

Dünyada olağan toplumsal hayat, eğitim, ticaret ve benzeri faaliyetlerin, salgına karşı uygulanan kısıtlayıcı tedbirler nedeniyle aksadığını ifade eden Öztürk, gelişmişlik düzeyi yüksek batı ülkelerinin dahi sağlık sistemlerinin, büyük bir sınamayla karşılaştığını hatta bazılarının çökme noktasına geldiğini dile getirdi.

Ülke ekonomilerinin büyük daralma süreçlerine girdiğine, sosyal ve insani sorunların ortaya çıkmaya başladığına dikkati çeken Öztürk, salgının, yerküre üzerindeki tüm insanların sağlığını tehdit edip kitlesel ölümlere yol açarken aynı zamanda insanlığın pek çok alandaki kazanımları, değerleri ve bunların üzerinde inşa edilen birikimi üzerinde de ciddi bir tehdit yarattığını anlattı.

Öztürk, bu kapsamda demokrasilerde yaşanan gerileme, otoriter yapıların salgını kullanarak güçlerini konsolide etmesi, demokratik değerler içerisinde olan özgür seçimlerin iptali, parlamentoların denetim yetkilerinin ellerinden alınması, insan hakları ihlalleri gibi konuların önem arz ettiğini söyledi.

"Aksi halde daha kötü sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmaz"

KEİPA Türk Grubu Başkanı Öztürk, Kovid-19 salgınının, ulus devletlerin salgınla mücadelede en anahtar rolü üstlendiği bir kriz anı olduğunun altını çizdi.

Salgın süreci gibi olağanüstü süreçlerin, hızlı karar alma ve uygulama gerekliliği nedeniyle denge ve denetleme mekanizmalarının zayıflamasına sebebiyet verebileceğini dile getiren Öztürk, bu kapsamda demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından olan özel hayatın gizliliği, bilgi edinme, temel hak ve özgürlükler ve şeffaflık hakkı gibi konuların, "Sağlık mı, özgürlük mü?" çerçevesinde tartışıldığını aktardı.

Bazı ülkelerde keyfi olarak seçimlerin ertelenmesi, iptal edilmesi ile otoriter rejimlerin salgını bir imkan olarak görmesinin, özgürlüklerin kısıtlanması ve demokrasinin geleceği açısından endişe yaratacak gelişmeler olduğunu belirten Öztürk, bu konuda yapılan çalışmaların, özellikle AB üyesi Balkan ülkelerinde ve Latin Amerika demokrasilerindeki gerileme durumunun vahametini ortaya koyduğunu söyledi.

"Freedom House" merkezli bir başka çalışmadaki bulgulara göre ise salgının yol açtığı demokrasi krizinin, 128 ülkede demokrasi ve insan hakları durumunu daha da kötüleştirdiğine işaret eden Öztürk, şöyle konuştu:

"Salgın sürecindeki demokratik değerlerden 'gerekçeli' şekilde sapmalar, son zamanlarda küresel eğilim halini alan otoriterleşmenin yakıtını oluşturma potansiyeli taşıyor.

Nasıl ki devam eden aşı çalışmaları bilimin gerekliliğini tekrar kanıtlarken, Kovid sonrası dönemde demokrasinin ve evrensel hukukun birikimine insanlığın bütün gücüyle sarılması ihtiyacı ortaya çıkacaktır.

Bu bağlamda biz parlamenterler olarak kuvvet dengesini gözetlemeli, şeffaflık ilkesine sadık kalmalı, seçmenlerimizin isteklerine kulak kesilmeli, toplumu oluşturan farklı kesimleri dahil edecek politikaları uygulamalı, hükümet üzerindeki denetim yetkisini kullanmalıyız.

Bu hususları gerçekleştirdiğimiz ölçüde demokratik değerlere yakınlaşmış oluruz. Aksi halde daha kötü sonuçlarla karşılaşmamız kaçınılmazdır."

"Türkiye salgınla mücadelede insan hakları odaklı politikaları benimsedi"

Bazı ülkelerin Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında olağanüstü hal ilan ettiklerini ve uluslararası yükümlülükleri askıya aldıklarını vurgulayan Öztürk, Kovid-19'la mücadelede Türkiye'de yaşanan gelişmelere değindi.

Türkiye'nin, Kovid-19 salgınıyla mücadele etmek için olağanüstü hal ilan etmediğini, yasal çerçevede gerekli önlemleri alarak salgınla mücadele çabalarını sürdürmeyi tercih ettiğini dile getiren Öztürk, Türkiye'nin, salgına müdahale için tedbirler belirlerken insan hakları odaklı politikaları benimsediğini anlattı.

Cemal Öztürk, Türkiye'nin, pandemi sürecinde Anayasa ve yasalar çerçevesinde mücadelesini sürdürdüğünü, parlamentonun etkin olarak faaliyetlerini yürüttüğünü, mültecileri ve savunmasız grupları ayırt etmeden toplumun her kesimini kucaklayan bir yaklaşım içine girdiğini belirtti.

Salgınla mücadelede bireysel çabaların yanında uluslararası iş birliği ve dayanışmanın da önemli olduğuna dikkati çeken Öztürk, "Hükümetimiz, halk sağlığını korumak için gerekli adımları atarken diğer ülkelere de yardım eli uzatıyor.

Bu anlayış doğrultusunda yaklaşık 156 ülke ve 9 uluslararası kuruluşun yardım talebine olumlu karşılık verdi." dedi.

Kovid-19 salgınının, yalnızca sağlık üzerinde değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal alanlarda da uzun vadeli etkiye neden olduğunun altını çizen Öztürk, "Kovid-19 salgınına karşı küresel mücadele ancak uluslararası iş birliği, dayanışma ve kapsayıcılık temelinde yürütülürse başarılı olabilir." diye konuştu.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER