TBMM
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, tüm inananların Regaip Kandili'ni tebrik etti.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kabine Toplantısı'nın ardından mart ayından itibaren koronavirüs vaka sayısında düşüş olan illerde kademeli bir rahatlama olacağına yönelik açıklamasına ilişkin Zengin, "Sadece bireysel gayretlerimiz yeterli değil. Her birimizin uğraşıyla bunun altından kalkabileceğiz." ifadelerini kullandı.
PKK terör örgütü tarafından Gara'da 13 Türk vatandaşının şehit edilmesine ilişkin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP Grup Başkanvekillerinin çok ağır bir ithamla Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırdığını belirten Zengin, "İfade şöyle: 'Bunların sorumlusu Cumhurbaşkanıdır'. Bu ifadeyi reddediyoruz. Bu ifade yanlıştır. Sadece 'Yanlıştır' deyip geçemeyiz. Bence Sayın Kılıçdaroğlu, bu sözün nereye varacağını yeteri kadar muhakeme etmemektedir. Çünkü bu, bir hatadan öte çok vahim bir ifadedir." diye konuştu.
"Bu üslup, gerçek failin görünmesini engellemeye dair bir adımdır"
Ceza yargılaması hukuku açısından bakıldığında, bu kadar savruk söylenen cümlelerin nereye varacağının altını çizen Zengin, ceza yargılaması hukuku açısından bakıldığında suçun ve suçlunun tespitinin son derece önemli olduğunu vurguladı.
Bir suçu, birden fazla kişi tarafından işlenmişse, birden fazla sanık varsa ya da bir suçun bir azmettiricisi varsa suçluyu tespit etmenin oldukça zor olduğuna işaret eden Zengin, şöyle konuştu:
"Birden fazla suçlu, sanık varsa, biri suçu üstlenmeye çalışır ya da suçu bir başkasının üstüne atmaya çalışır. Bazen asıl faille, azmettiriciyle anlaşarak bir kişiyi hedef gösterirler. Bazen biz şahitlerde görürüz. Şahitler, gerçek failin aslında bulunmasını istemezler, hedefi değiştirmek isterler. Olay çözülebilecekken, failin ortaya çıkmaması için bir karmaşa yaratmaya çalışırlar. Buradan baktığımızda, 13 vatandaşımızın şehadetiyle alakalı sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği ifade son derece rahatsız edici, üzüntü verici ve failin kim olduğunun ortaya çıkmasını örtmeye yönelik bir tavırdır."
Zengin, 13 vatandaşı katledenin PKK olduğunun altını çizerek "Bütün dünya, bunu teyit etmiştir. Otopsi raporları, bunu teyit etmiştir. Sayın Bakanlarımız, olayı ince detaylarıyla anlatarak bunu teyit etmişlerdir. Gerçek böyleyken, bu konuya dair asli faili zikretmeden, asli faille alakalı gerçek soruları sormadan hükümetimizi ve cumhurbaşkanımızı suçlu ilan etmek asla kabul edilemez ve bence bir yanlıştan, siyasi tavırdan öte, çok vahim bir hatadır. Gerçek faili hiç suçlamadan, gerçek failden hiç bahsetmeden yaptıkları bu tavır, bu üslup aslında gerçek failin görünmesini engellemeye dair bir adımdır." değerlendirmesinde bulundu.
Bunun, gerçek failin üzerine odaklanmayı, gerçek fail PKK'yı yok etmek adına bir tutum sergilemeyi engelleyen bir yaklaşım olduğunu dile getiren Zengin, "Ceza hukuku perspektifiyle baktığımızda bu, suçluyu saklamaya yönelik bir tavırdır." dedi.
"Bu cümleleri iade ediyoruz"
Asıl konuyu tartışmadan böyle bir alan açmanın terörün elini güçlendirdiğini aktaran Zengin, "Bu cümleleri hem iade ediyoruz, bu konuyu doğru zeminde konuşmanın, Türkiye'nin vatanperver insanlarının hak ettiği bir tavır olduğuna inanıyoruz." diye konuştu.
Zaman zaman anlaşmaların olduğuna işaret eden Zengin, "Asıl faille anlaşmalar olur. Bu tavır, bize bunu sorduruyor. Bir anlaşma mı vardır? HDP ile olan siyasi birliktelik adına bir anlaşma mı var? Bir ortak zemin mi vardır? Bunu izah etmeleri lazım." ifadelerini kullandı.
Mersinli polis memuru Vedat Kaya'nın babası Şeyhmus Kaya'nın "Oğlum tek kurşunla şehit oldu. Teröristlerle boğuşarak şehit olduğunu, otopsi raporu yansıttı. Hepsini tek tek gördüm. Omzunun altından, kalbinden vurulmuş. Devlet değil, teröristler şehit etmiş. Kimse devlete iftira atmasın." ifadelerini okuyan Zengin, "Bir şehit babası kadar hassas cümlelerle ifade etmeleri gerekmez miydi meseleyi? Bu kadar kolay mıdır bunları söyleyebilmek? Bu kadar kolay mıdır, suç itham etmek?" diye sordu.
"Bu ülkede siyasi fikri ne olursa olsun bedelini ödemiş çok aile var"
Muhalefetten "AK Parti'nin milletvekillerinden var mı bedel ödeyen?" şeklinde eleştiriler olduğuna dikkati çeken Zengin, "Daha ne olsun, bizim Diyarbakır Milletvekilimiz Oya Eronat, evladını şehit verdi." dedi.
HDP'li kadın milletvekilleri tarafından, AK Parti Diyarbakır Milletvekili Oya Eronat, Meclis Genel Kurulu'nda söz aldığında bir nefretle "Kes sesini" şeklinde bir üslupla karşılaştığını anlatan Zengin, "Bu ülkede terörle alakalı her aileden şehitler var. Bu ülkede siyasi fikri ne olursa olsun bedelini ödemiş çok aile olduğunu görüyoruz. Bütün çağrımız, daha fazla bedel olmasın." ifadelerini kullandı.
AK Parti Grup Başkanvekili Zengin, "Gelin bütün siyasi partiler birleşelim PKK'yı lanetleyelim. Beraber ne yapabilirizi konuşalım." şeklinde bir çağrıda bulunduklarını ancak bunun bir siyasi malzeme haline dönüştürüldüğünü belirterek "Bütün siyasi partilere, başta CHP'ye düşen bu suça ortak olmamaktır." dedi.
Sorular
Osman Öcalan'ın TRT'de yayımlanan röportajına ilişkin muhalefetin eleştirileri hatırlatılarak değerlendirmesi sorulan Zengin, "Ben, bu tarz bir mikrofon uzatmayı doğru bulmadığımı söyledim. Fakat şu da vardır. Orada bulunanlar kendi kanaatlerini açıklarlar, bunların bir haber değeri vardır. Ama bunun yapılma şekliyle alakalı Grubumuz adına itirazımızı ifade etmiştim. Burada şu rahatsız edici; şu anda çok önemli bir durum var. Bu, bizim için, Türkiye için yeni bir başlangıç olabilir. Muhalefetin, olayla alakalı asıl sorulması gereken soruları sormadan böylesine bir itham içinde bulunması, ceza yargılaması hukuku açısından baktığımda tezlerimizi teyit ediyor. Buradaki mesele, asıl faili örtecek misiniz, yoksa asıl failin kim olduğunun altını mı çizeceksiniz? Muhalefetin yapması gereken şey budur." yorumunu yaptı.
Muhalefetin, HDP'yi PKK ile olan ilişkisinde bir mesafe koymaya zorlayabileceğini belirten Zengin, "Pervin Buldan, Öznur Çalık'a 'Misafir edecekler' diyor. Onlarla bir irtibatı var, oradan bilgi getiriyor. Bunun normal olduğunu mu söyleyeceğiz? Bununla alakalı kendilerine soru sorması gereken parti, CHP'dir. Önce kendilerine soru sorsunlar." ifadelerini kullandı.
"CHP, HDP'ye dönerek sormalıdır..."
Pervin Buldan'ın kiminle görüştüğüne ilişkin bir soru işaretinin olduğunun belirtilmesi üzerine Zengin, "Bir soru işareti yok. Cevap bekliyor aslında. Bizim beklediğimiz; CHP, HDP'ye bu soruları sormalıdır. Daha kolay cevap alır diye düşünüyorum. Çünkü beraber siyaset yapıyorlar. Bence bir zarurettir. CHP, HDP'ye dönerek sormalıdır: 'Kim, nerede, nasıl misafir etti? Nasıl Pervin Hanım bu kadar kolay bilgi sahibi oldu? Bu bilgi akışını kim, nasıl sağlıyor? Bu cevapların bulunmasıyla alakalı CHP yardımcı olursa Türkiye çok memnun olacaktır." yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "esir" ifadesini kullanmasına yönelik muhalefetin eleştirileri hatırlatılması üzerine Zengin, Amerika'da da bazı konularda "esir", "rehine" ifadesinin kullanıldığını söyledi.
Kelimeler üzerinden oyun yapılmasını doğru bulmadığını kaydeden Zengin, "Bu insanlar kaçırılıyor. Bununla alakalı kullandığınız ifade midir, öne çıkacak şey? Bence bir soruyu bile hak etmiyor. Önemli olan PKK, bunları kaçırdı mı, kaçırmadı mı?" ifadelerini kullandı.
"Bu insanlar neden kaçırılıyor? Hangi saikle kaçırılıyor? Nasıl Pervin Hanım bunlarla irtibat içerisinde oluyor?" sorularının cevabının verilmesi gerektiğini dile getiren Zengin, "Yoksa rehineydi, esirdi, bunlar meseleyi sulandırmaktan ibarettir." dedi.
AK Parti kongrelerine yönelik eleştirilere ilişkin de Zengin, "Çok büyük bir hassasiyet var. Ama Cumhurbaşkanımızın bizzat katıldığı kongrelerde insanlarımızın çok büyük teveccühü, büyük bir alaka oluyor. Yoksa derlenip, toplanıp oraya getirilmiş bir yapıdan bahsetmiyoruz." şeklinde konuştu.
Azami ölçüde hassasiyet gösterdiklerini dile getiren Zengin, üç kongre kaldığını, bu sürecin sonuna geldiklerini bildirdi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir kadın milletvekilinin Gara'ya gittiğine yönelik açıklamasına işaret edilerek bu vekilin kim olduğunun sorulması üzerine Zengin, "Özel olarak ismi hiç merak etmedim. Şaşırmadığım şey bir kadın milletvekili olmasıdır. Çünkü Genel Kurul'da bu üslubu, tarzı görüyorum. HDP'nin şedit üslubunu kullanan milletvekilleri hayret vericidir ki kadın milletvekilleridir. Hangi isim olduğunun ne önemi var, asıl önemli olan bir milletvekilinin oraya gitmiş olmasıdır. Milletvekili olarak, Ankara'daki Gar katliamının faillerinin cenazelerini, sırtlayıp götürmediler mi? Milletvekili olarak, araçlarında silah taşımadılar mı? Genel Kurul'daki bütün konuşmalarına önce cezaevinde ne kadar isim varsa onlara selam verip başlıyorlar." yanıtını verdi.
"Bakanımız, yeri geldiğinde ismi açıklayacaktır." diyen Zengin, bu isimlerin, kendilerini siyaseten ortaya koyma tarzlarının PKK'yı sivilleştirmek, normalleştirmek üzere bir üslup olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com