Sağlık

Aileler Kovid-19'un getirdiği olağanüstü durumdan güçlenerek çıkabilir

Uzmanlar, bu günlerde çocukların her zamankinden daha fazla sevgi, şefkat ve güven duymaya ihtiyacı olduğuna dikkati çekerken, ailenin kurulacak sıcak ve olumlu ilişkiyle birlikte bu olağanüstü durumdan güçlenmiş olarak çıkabileceğini belirtiyor.

Aileler Kovid-19'un getirdiği olağanüstü durumdan güçlenerek çıkabilir
09-04-2020 16:50

Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle sosyal yaşam da şekil değiştirirken özellikle büyükşehirlerdeki günlük koşuşturmalar, yerini daha çok evde vakit geçirilebilecek bir düzen ile değiştirdi.

Bu süre içerisinde özellikle çocukların enerjilerini atamadıkları için huzursuzluk yaşayıp, hırçınlıklık gösterebileceklerine işaret eden uzmanlar, bu stres durumunu "olumlu" strese dönüştürmenin ve çocuklarda sosyal-duygusal dayanıklılığı sağlayacak bir ev ortamı oluşturmanın ebeveynlerin elinde olduğunu vurguluyor.

Uzmanlar, bunu yaparken ebeveynlerin kendi kaygılarını azaltarak, bu olağanüstü durumu olağan ve olumlu bir enerji ile yönetebileceğini aktarırken, bunun aile içi etkileşimi güçlendirmede de bir fırsat olarak değerlendirmesi gerektiğini belirtiyor.

Çocukların oyun arkadaşlarından uzak olması da stresi kaynağı

Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nurper Ülküer, yaptığı açıklamada okul öncesi çağdaki çocukların, özellikle kreş gibi yerlere düzenli devam edenlerde Kovid-19 nedeniyle yaşanan ani duraksamayı ve evde kapalı kalmayı sorgulayacaklarının altını çizerek, çocukların oyun arkadaşlarından uzak olmasının da stresini yaşayacaklarını belirtti.

Çocukların evde uzun süre kapalı kalmasının, enerjiyi yeterince atamadıkları ve kısıtlanmaları nedeniyle hırçınlaşmalarına yol açabileceğini ifade eden Ülküer, okul çağı çocukları ve ergenlik dönemindeki gençlerin de yaşamlarına gelen yeni kısıtlamalar sonucu kaygı ve huzursuzluk içinde olabileceklerini söyledi.

Prof. Dr. Ülküer, "Okula internet veya televizyon üzerinden devam etmeye çalışmak, ev ortamının okul ortamı haline gelmesi ve bu duruma hızla uyum sağlamaya çalışmak çocuklar ve aileler üzerinde ayrı bir stres nedenidir. Ancak bu stres durumunu 'katlanılabilir', hatta 'olumlu' strese dönüştürmek ve çocuklarda sosyal-duygusal dayanıklılığı sağlayacak bir ev ortamı oluşturmak ebeveynlerin elindedir ve bu öyle büyük bir çaba da gerektirmez.

Üstelik bunu yaparken, ebeveynler kendi kaygılarını azaltarak, bu olağanüstü durumu 'olağan ve olumlu' bir enerji ile yönetebilir, aile içi etkileşimi güçlendirmede bir fırsat olarak değerlendirebilirler." diye konuştu.

Sürecin getirdiği kaygı ve stresi olumluya çevirmek için bu uyarılara dikkat

Anne ve babaların birlikte yaşadıkları olumsuz kaygı ve stresi olumluya çevirmek adına tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Nurper Ülküer, bunları şöyle sıraladı:

"Sakin ve proaktif olun: Çocuklarınızla Kovid-19 konusunda sakin ve açık bir şekilde, onların endişelerini azaltacak, kendilerini koruyacak şekilde konuşun. Onlara güven duygusu verin. Onları dinleyin.

Sorularını açıklıkla ve doğru cevaplamaya çalışın. Bilmiyorsanız beraberce araştırın ve cevabı bulun. Çocuklarınızı gözlemleyin. Sağlık durumlarını onları endişelendirmeyecek şekilde kontrol edin. Kendilerine, çocuklar için fazla bir tehlike olmadığını ama yine de halsiz veya hasta hissettiklerinde hemen haber vermelerini hatırlatın. El yıkanmasının en iyi koruma yöntemi olduğunu anlatın.

El yıkama şekli gösterilerek bunu sıklıkla ve dışardan geldiklerinde mutlaka tekrarlamaları vurgulayın. Çocukların, kendi ellerini yıkayarak etrafındaki diğer insanları da koruduğunu anlatın. Öksürdüklerinde ağız ve burunlarını kapatmayı gösterin ve uygulayın.

- Belirli bir rutin oluşturun ve ona bağlı kalın: Çocukların ve sizin günlük programınız olsun. Durumun belirsizliğini azaltacak en önemli şey, beraberce yapılan ve uyulan programlardır. Programlarda, ev işleri de dahil herkesin yapacağı işler ve zamanı belirlenebilir.

Bu programın içine herkesin kendisine ait bir zamanı ve faaliyeti de olabilir. Arkadaşlarla telefonla veya görüntülü konuşmalar için, kitap okumak, ortak oyunlar oynamak, ders yapmak için zamanlar belli olmalı ve bu zamanlara uyulmaya dikkat edilmelidir. Bu program 3 yaştan itibaren, ergenliğe kadar her yaş grubu için geçerlidir ve yapılırken herkesin görüşü ve tam katılımı olması gerekir.

- Bırakın çocuklar duygularını yaşasınlar: Kovid-19 yüzünden çocuklarınızın birçok programı aksamış olabilir. Sınavları, spor ve sanat etkinlikleri, arkadaşları ile çıkacakları gezilerin iptali nedeniyle üzgün olabilirler. Evde kapalı kalmaktan sıkılabilir ve aksi davranışlarda bulunabilirler. Hazırlıklı olun ve anlayışla karşılayın. Duygularını yaşamalarına izin verin. Sizinle konuşmak isterlerse dinleyin, dinlediğinizi ve kendinizi onun yerine koyup anladığınızı ona hissettirin.

- Duymuş oldukları bilgilerin doğruluğunu birlikte kontrol edin: Kovid-19 hakkında oldukça çok bilgi dolaşıyor. Neyin doğru veya yanlış olduğunu çocuklarınızla birlikte anlamaya çalışın. Doğru kaynaklardan bilgi almaya çalışın. Kovid-19 ile ilgili okul ve çevrimiçi zorbalıklar konusunda çocuklarınızın yanında olun, onların bu zorbalıklarla baş edebilmesi için sizin onun yanında olduğunuzu hissetmesi gerekir. Çocuğunuza bunu hissettirin ve yanında olun.

- Oyalayıcı hoş şeyler bulun, bu zamanı aile içi iletişimi güçlendirecek bir fırsat olarak değerlendirin: Bilhassa büyük şehirlerde, çalışan anne-baba ve çocuklardan oluşan ailelerin birbirleri ile bu kadar uzun ev ortamında zaman geçirmenin nadir olduğunu düşünürsek, bu zorunlu eve kapanmayı bir fırsat olarak değerlendirmek gerekir. Yemekleri beraber ve sohbet ederek yiyin, bunun her zaman yapamadığınız bir ayrıcalık olduğunu hatırlayın. Aile bireylerinin beraberce veya gruplar halinde yapacağı eğlenceli işler ve oyunlar düzenlenebilir. Günlük yemek, temizlik gibi işler gruplar halinde yapılabilir ve eğlenceli hale getirilebilir. Örneğin küçük çocuklardan ergenlere kadar herkes yeni bir kek veya kurabiye tarifini uygulamak isteyebilir.

- Kendinize iyi bakın, zaman ayırın ve davranışlarınızı izleyin: Unutmayın, çocuklarınız da sizi gözlemliyor. Onlara her türlü örnek olun. Kaygılarınızı ve telaşınızı göstermeyin. Zira onlar sizin sadece ne dediğinizi değil davranışlarınızı da kopyalar. Onların size güvenebileceğini ve zor durumda yanında olduğunuzun mesajını verin.

Bunu yapabilmek için kendinize zaman ayırın, kendi rutininizi oluşturun. Spor yapın, nefes egzersizleri yapın, pozitif düşünün. Duygularınızın ve endişelerinizin farkında olun, onları olumlu yönde şekillendirin. Çocuklarınızda olduğu gibi kaygılarınızın ve endişelerinizin normal olduğunu kabul edin. Eşler arası iş birliği ve dayanışma olmasına dikkat edin.

Sorumlulukların ebeveynler arasında (anne-baba) dengeli dağılmasına dikkat edin. Bu zamanın beraber geçirilecek anlar olarak bir fırsat olduğunu düşünün ve öyle değerlendirin. Eğer tek ebeveyn iseniz yakınlarınızdan yardım isteyin."

Oyun ve eğlenceli aktivitelere zaman ayırın

Prof. Dr. Nurper Ülküer, "Çocukların bu dönemde her zamandan daha fazla, sevgiye, şefkate, duyarlı bakıma, güven duymaya, gelişmeye ve öğrenmeye ihtiyaçları var. Anne-babalar, çocukları ile kuracakları sıcak ve olumlu ilişki ile birlikte bu olağanüstü durumdan güçlenmiş olarak çıkabilir." diye konuştu.

Çocuğun ekran başında tek veya ebeveyniyle uzun süre kalmasının birlikte olma prensibini bozacağını belirten Ülküer, ailelerin ekran başında geçirilen süreye özen göstermeleri ve kendi sınırlarını çizmeleri gerektiğini vurguladı.

Prof. Dr. Nurper Ülküer, çocuklarıyla birlikte iyi vakit geçirmek isteyen ailelere şu önerilerde bulundu:

"Eğlenceli oyunlar, müzik açılıp, özgürce dans etme, farklı nesnelerle müzik yapma, karanlıkta fenerli gölge oyunları oynama, birlikte yemek pişirme, eski dergilerden görseller kesip kolajlar yapma, her gün farklı bir spor branşını inceleyerek uygulama, göz bağlayıp, kokularından nesneleri tanıma gibi evde yapılacak aktiviteleri deneyin.

Beraberce bir hikaye okuyup hikayeyi canlandırın ya da hikayeyi yarıda kesip sonunu hayal etmesini isteyin veya birlikte doğaçlama hikaye oluşturun. Tüm arşivlere ücretsiz erişim sunan TÜBİTAK Bilim Çocuk (+6 yaş) ve Meraklı Minik (3-6 yaş) sayılarını birlikte inceleyin, oyuncakları yıkayın, sulu oyunlar hazırlayın.

Hayvan yürüyüşleri taklit edin, eski fotoğraflara bakın, sevdiklerinize mektup yazın. Çocukluk oyunlarınızı çocuğunuza öğretin."

Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER