İSTANBUL - GÜLSÜM İNCEKAYA
Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM) Ortadoğu Uzmanı Firas Elias, İran'daki protestoların dış kaynaklı bir komplo olarak değerlendirilmeden önce rejim taraftarları arasında yaşanan bir olay nezdinde ele alınması gerektiğini belirterek, "Bu bağlamda yoksulların yoldaşı olan Ahmedinejad yakında siyasete dönebilir." dedi.
Elias, 28 Aralık'ta İran'ın Meşhed kentinde bir grubun, hayat pahalılığı, işsizlik, yolsuzluk gibi sorunları protesto etmesiyle başlayan gösterilerin kısa sürede bütün ülkeye yayılarak rejim karşıtı eylemlere dönüşmesiyle ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Protestoların, muhafazakar kesimin kalesi olan Meşhed kentinden başlayarak Ahvaz, Kirmanşah ve Belucistan'ı da kapsayan 42 şehre yayıldığına dikkati çeken Elias, gösterilerden en çok zarar gören kesimin reformcular olduğunu vurguladı.
İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri'nin, protestoları dış kaynaklı bir komplo olarak nitelendirdiğini hatırlatan Elias, şunları kaydetti:
"Gelecek seçimlere hazırlanan muhafazakarlar, protestolara arka çıkmıştır. Seçim kampanyalarında benimsediği ekonomik programı hayata geçiremeyen Ruhani ile reformist kesim arasındaki anlaşmazlıklar, su yüzüne çıkmaya başlamıştır. Protestoları destekleyen muhafazakar yetkililerin başında İslami Şura Meclisi Üyesi ve Ruhani'nin geçen seçimlerdeki rakibi olan İbrahim Reisi gelmektedir. Protestolar, dış kaynaklı uluslararası bir komplo olarak değerlendirilmeden önce rejim taraftarları arasında yaşanan bir olay nezdinde ele alınabilir. Bu bağlamda yoksulların yoldaşı olan Ahmedinejad yakında siyasete dönebilir."
"Hükümet temkinli davranıyor"Firas Elias, protestoların hızlı şekilde 42 şehre yayılmasının, İran Hükümeti'nin anında karşılık vermemesinden kaynaklandığını kaydederek, bu durumun halkı sokağa çıkmak adına cesaretlendirdiğini söyledi.
Eylemlere göz yumulmasının, ekonomik taleplerle başlayan protestoların rejimi hedef alan gösterilere dönüşmesine sebep olduğunu ifade eden Elias, "Diğer yandan protestoların yaşandığı illerde muhafazakar kesim, önemli bir tabana sahiptir. Ayrıca güvenlik güçlerinin protestolara geç karşılık vermesinin bir diğer nedeni, olayların insan hakları örgütleri ve diğer uluslararası örgütler tarafından Tahran aleyhine kullanılmasına engel olmaktır. Protestolarda dile getirilen isteklerin ekonomi ve toplumsal sorunları yakından ilgilendirmesi nedeniyle halk hareketleri, farklı boyutlara ulaşsa dahi rejime yönelik bir tehlike oluşturmayacaktır." görüşünü dile aktardı.
"Olayları yatıştırmak için atılacak beş adım"Elias, protestoların İran'ın hasım ülkeleri tarafından kullanılmaya başlanması veya devleti tehdit etmesi durumunda muhafazakar kesimin, Ali Hamaney'in talebi üzerine eylemlerden çekileceğini kaydetti.
İran Hükümeti'nin atacağı adımlarla protestoları sınırlandırabileceğini öne süren Elias, Ruhani'nin bu yönde atabileceği adımları şu şekilde sıraladı:
"2017 yılında gerçekleşen ekonomik büyüme, İran'ı Suudi Arabistan'dan sonra Ortadoğu'daki ikinci büyük ekonomik güç haline getirmiştir. Bu durum mali yükümlülüklerin giderilmesi, işçi ve memur maaşlarının artırılması ve protestoları yatıştırmak adına bazı faaliyetlere girişilmesini sağlayacaktır.
Uluslararası medyanın protestolar bağlamında gelişen ilgisini kesmesine müteakip Devrim Muhafızları Ordusu ve basic güçleri eylemleri kolaylıkla bastırabilir.
Hükümet, kontrollü bir kaos yaratarak; protestoların daha da karışmasına vesile olabilir. Böylece gösteriler, kendiliğinden sona erebilir.
Vatandaşların genel hakları ve kişisel özgürlüklerine getirilen sınırlamalar hafifletilebilir. Olayların kontrol edilemez bir hale bürünmesi halinde rejim, daha maceracı seçeneklere başvurabilir.
Krizi ihraç etme bağlamında Ortadoğu'da İsrail ve Hizbullah arasında bir savaş yaratarak; içeride yaşanan olayları bir dış krize dönüştürebilir."
"İran'ın Ortadoğu'daki nüfuzu azalır"Elias, İran'ın yakın çevresinde izlediği dış politikanın artan maliyetlerinin, halkın tepkisine neden olduğunu vurgulayarak, İran yönetiminin bu durumu göz önünde bulunduracağını söyledi.
Protestoların İran'ın izlediği Ortadoğu politikalarına da olumsuz bir şekilde tezahür etme ihtimalinin bulunduğuna vurgu yapan Elias, "Bu etki, İran'ın Irak ve Suriye'den çekilmesiyle sınırlı kalmayacak; sonuç olarak bölgedeki nüfuzunu etkileyecektir. Irak ve Suriye'deki yoksul taban, İran'ın nüfuzuna karşı ayaklanabilir. Nitekim İran, bu bölgedeki nüfuzunun yumuşak güçten ziyade askeri güç üzerine kurulduğunun farkındadır. Bu nedenle İran'ın nüfuzu, sadece Suriye ve Irak kapsamında değil; tüm bölge nezdinde belirsizleşecektir." ifadelerini kullandı.
"Trump'ın açıklamaları İran rejimini devirme sinyalidir"Firas Elias, ABD Başkanı Donald Trump'ın, İran'da yaşanan olayları bir fırsat görerek, Tahran yönetimini kaosa ve sonu hesaplanamayan seçimlere itmeye çalıştığını aktardı.
İran'da bir haftadır giderek yayılan protestoların adalet, ekonomi ve fiyat artışları nedeniyle başladığını belirten Elias, sözlerini şöyle tamamladı:
"Ancak olaylar şimdilerde siyasi bir hal almaya başlamıştır. Protestoların bu hale dönüşmesi, ABD'nin lehinedir. ABD Başkanı Trump'ın sosyal medya üzerinden yaptığı 'İran halkı, tarihi rolünü idrak etmeye başlamıştır.' açıklaması, İran rejimini devirmek için verilen bir sinyaldir. Rehber Ali Hamaney, ABD tarafından yapılan bu açıklamaları fırsatçılık ve sorumsuzluk olarak değerlendirmiştir."
dikGAZETE.com