Genel

AFAD ekiplerinin anlatımıyla Van depremi

Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremden hemen sonra enkaz altında kalan insanları kurtarmak için harekete geçen AFAD ekipleri, o gün yaşadıkları duygu dolu anları anlattı.

AFAD ekiplerinin anlatımıyla Van depremi
22-10-2017 15:20

VAN(AA) - Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki depremin ardından yıkılan binaların enkazları altında kalanları kurtarmak için çaba gösteren AFAD arama kurtarma teknisyenleri, o güne ait hüzün ve sevinç dolu anılarını anlattı.

Mucizelere imza attılar

Depremden kısa süre sonra yıkılan binaların bulunduğu bölgeye hareket eden, insanları kurtarabilmek için tüm imkanlarını seferber eden AFAD teknisyenleri, saatler süren çalışmalar sonunda enkazların altından onlarca kişiyi kurtararak depremin adeta kahramanı oldu.

"Sesimi duyan var mı?" çağrısıyla enkaz altındaki insanlara ulaşmaya çalışan, aynı zamanda endişeyle bekleyen yakınlarına da umut dağıtan arama kurtarma teknisyenleri, bazen 24 saat, bazen 72 saat, bazen de 108 saat sonra enkaz altından insanları kurtararak mucizelere imza attı.

"Enkaz üzerinde çalışırken karışık duygular yaşıyorduk"

AFAD Van İl Müdürlüğünde görev yapan arama kurtarma teknisyeni Nihat Gazioğlu, AA muhabirine, nöbetten çıkarak evine gitmeye hazırlandığı sırada depreme yakalandığını ve hemen gelen ihbarları değerlendirmeye başladıklarını söyledi.

Depremde ilk olarak tamamen yıkılan 3 katlı binada arama kurtarma için görevlendirildiğini belirten Gazioğlu, sarsıntıdan hemen sonra önce kentin çevresindeki, daha sonra da uçaklarla Türkiye genelindeki arama kurtarma ekiplerinin Van'a gönderildiğini kaydetti.

Geniş bir ekiple insanları kurtarmaya çalıştıklarını ifade eden Gazioğlu, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"Depremde 3 gün boyunca hiç durmadan çalıştım. 3 gün sonra evimin durumunu öğrenmeye gidebildim. Annem, babam il dışındaydı. Deprem sırasında iki kardeşim evdeydi, onlar da dışarı kaçmıştı. Çok şükür, hiçbirine bir şey olmamıştı ama 3 katlı evimiz ağır hasar almıştı. Depremden sonra yıkımını gerçekleştirdik ve barınma sorunumuzu gidermek için deprem konutlarından ev aldık. Enkaz üzerinde çalışırken karışık duygular yaşıyorduk.

Hem üzgündük hem de çalışmak zorundaydık. Kendimiz de mağdur durumdaydık. Üçüncü günün sonunda evimin durumunu gördüğümde moralim daha da bozuldu ama kendimi toparlayarak çalışmaya devam ettim çünkü onlarca insan bizim kurtarmamızı bekliyordu."

"Saldırılara maruz kaldık ama işimizi aksatmadık"

Yaklaşık 17 yıldır arama kurtarma tesnikyeni olarak çalışan Cemal Kurban da Van'da 644 kişinin hayatını kaybettiği iki depremde görev yapan ekiplerin aynı zamanda depremi yaşadığına dikkati çekti.

İlk gittikleri görev yerinin bir öğrenci yurdu olduğunu ve orada iki öğrencinin cansız bedeniyle karşılaştıklarını anlatan Kurban, şunları kaydetti:

"O anda insanların psikolojisi çok farklı. Depreme maruz kalan insanlar olarak müdahaleye gittiğimizi düşünmedikleri için bazı insanların saldırısına da maruz kaldık ama saldırılara maruz kalsak bile bizim için öncelikli olan, insanların hayatını kurtarmaktı. Bu nedenle işimizi en iyi şekilde yapmaya çalıştık. Depremin olduğu anda kurumdaydık. İlk aklımıza gelen kendi ailemiz oldu.

Ailemizin güvende olduğunu öğrendikten sonra zaman kaybetmeden ihbarların geldiği noktalara intikal ederek insanların hayatını kurtarmaya çalıştık."

Japon yardım görevlisini canlı çıkardı

Depremin hemen ardından Hakkari'den arama kurtarma çalışmalarına destek vermek amacıyla Van'a gelen teknisyenlerden Hasan Zariç de günlerce yıkılan binaların enkazlarından insanları canlı çıkarabilmek için mücadele ettiklerini söyledi.

İnsanların kendilerinden beklentileri olduğunu ve bunun için saatlerce aralıksız çalıştıklarını dile getiren Zariç, "Hakkari ekibi olarak Japon yardım gönüllüsü Miyuki Konnai'yi Bayram Oteli'nin enkazından canlı çıkardık. Belli önlemleri aldıktan sonra enkaza giriyoruz. Bu çalışmayı yaptığımız sırada arkadaşımızı açtığımız dehlizten içeri gönderdik ve orada birinin sağ olduğunu söyledi. O da Japon Miyuki'ydi. Arkadaşlarımızla içeri girerek sedyeyle çıkardık. O anki duyguları anlatamam. Bir insanı canlı olarak çıkarmak dünyanın en güzel duygusu." şeklinde konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER