Genel

Adalet Bakanı Bozdağ: Siyasal hesaplaşmanız varsa buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin

Adalet Bakanı Bozdağ, yargıya yönelik eleştirilere ilişkin, "Siyasal hesaplaşmanız varsa gidin o hesaplar kiminle ilgiliyse orada görün ve orada çözün. Buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin." dedi.

Adalet Bakanı Bozdağ: Siyasal hesaplaşmanız varsa buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin
22-06-2017 02:39

İSTANBUL (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yargıya yönelik eleştirilere ilişkin, "Parti içinde sıkıntınız varsa, kongre tartışmalarını gölgelemek istiyorsanız onu gidin partinizin içinde çözün. Başka başka hesaplarınız varsa gidin o hesaplar kiminle ilgiliyse orada görün ve orada çözün. Buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin." dedi.

Bozdağ, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nde düzenlenen ve bir dizi açılışı içeren etkinlikte yaptığı konuşmada, yargıya yapılan eleştirilere değindi.

Bütün kesimlere çağrıda bulunan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Hesaplaşmanız varsa, siyasal hesaplaşmanız varsa gidin o hesabınızı siyasetin ön gördüğü usullerde görün. Parti içinde sıkıntınız varsa, kongre tartışmalarını gölgelemek istiyorsanız onu gidin partinizin içinde çözün. Başka başka hesaplarınız varsa gidin o hesaplar kiminle ilgiliyse orada görün ve orada çözün. Buna Türkiye'nin yargısını alet etmeyin. Buna yüce bir değer olan adaleti lütfen ama lütfen alet etmeyin. Kendi parti içi hesaplarına veya Türkiye'nin siyasal dengeleri bakımından bir hesaba adaleti kurban edenler adalete de yargıya da milletin hukuka olan inancına da en büyük zararı vermektedirler."

"Terör örgütlerine en büyük cezayı yargı kesiyor"

Yargıya güven ve yargıdan memnuniyetin son derece önemli olduğunu belirten Bozdağ, yargıda memnuniyetin yargıya işi düşenlerin yargı hakkındaki kanaatini ifade ettiğini vurguladı.

Bozdağ, herkesin elini vicdanına koyması gerektiğini dile getirerek, "İşin doğası gereği yarısının kaybettiği yarısının da kazandığı, kazananın da dilediği gibi kazanamadığı bir ortamda yargıdan memnuniyeti yüzde yüz gibi bir değerlendirme noktasına taşımak fiilen imkansız. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Bugüne kadar geçmiş tarihi dönemlerde de böyle bir şey olmamış. Bundan sonra da olmaz." ifadesini kullandı.

Yargının verdiği kararları dosyadaki delil durumu, hakimin gerekçesi gibi durumlarla değerlendirmek gerektiğine dikkati çeken Bozdağ, "Siyasal pozisyonlarımıza, görüşlerimize, tarafımıza göre eleştirir veya takdir edersek yargıya en büyük kötülüğü biz yapmış oluruz. Şu anda yargıya en büyük kötülüğü böylesi siyasal pozisyonlarına göre yargıya ayar vermek isteyenler yapmaktadır. Böyle bir şey olur mu? Her gün yargıyı ayaklar altına alacaksın. 'Sonra yargıya güven burada, şurada.' Terör örgütleri bir yandan... Çünkü terör örgütlerine en büyük cezayı yargı kesiyor. Onlar, bir yandan yargıya saldırıyorlar. FETÖ, PKK, DHKPC, DEAŞ ve ne kadar terör örgütü varsa saldırıyor. Çünkü onların üyeleri yargıda hesap veriyor. Ya tutuklu ya hükümlü. Bundan dolayı yargıya saldırıyorlar. Öte yandan da siyasal duruşlarına göre siyasi partiler de bunu yaptığı zaman herkes bir yandan yargıya vurduğunda, yargıyı savunan biri de çıktığında Adalet Bakanı'na saldırıyorlar." şeklinde nuştu.

"Yargı, hakim ve savcılara yönelik saldırılara cevap vermek görevim"

Adalet Bakanı Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eleştirilerine ilişkin daha önce açıklamada bulunduğunu anımsatarak, "Beni eleştiriyor. Ben dedim ki 'Benim söylediğim laflarla Sayın Kılıçdaroğlu'nun YSK Başkanı, üyeleri ve karar veren hakimler ve savcılar hakkında söylediği lafları yan yana koyun. Adalet Bakanı'nın söylediği şu, Kılıçdaroğlu'nun söylediği şu. Yüzünüz kızarmadan Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini okuyabiliyorsanız aşk olsun size.' Ben ne yaptım? Ben Hakimler ve Savcılar Kurulu'nun başkanıyım. Aynı zamanda Adalet Bakanı'yım. Siyasetçi kimliğim de var. Yargıya, hakimlerimize, savcılarımıza birileri saldırdığı zaman, hak etmedikleri eleştiriler yöneltildiğinde daha ilerisi hakaret ve tehditler yapıldığında onlar cevap veremiyorlar. Cevap verdikleri zaman ayrı sıkıntılar oluyor. Onların adına onların hukukunu korumak benim görevim. Onlara saldıranlara hak ettikleri cevabı vermek benim vazifem. Bakan onun için kurul başkanıdır." değerlendirmesinde bulundu.

Adalet Bakanı'nın kurul başkanı olmaması durumunda hakimlerin ve savcıların kendilerini savunmak durumunda kalacağını aktaran Bozdağ, böyle bir manzaranın Türkiye'ye bir şey kazandırmayacağını söyledi.

Bozdağ, bu tür bir fotoğrafın yargıya ve adalete inancı yükseltmeyeceğini dile getirerek, büyük fedakarlıklarla görev yapanların hukukunu korumaya devam edeceklerini belirtti.

"Siyasi liderler topluma kötü örnek olmamalıdır"

Yargıya hakaret, tehdit ve tahkir edenlerin suç işlediğinin altını çizen Bozdağ, "Açıkça suçtur. Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret etmek suçtur. Tehdit suçtur. Yargı görevini yapanları hukuk dışı yol ve yöntemlerle etkilemeye teşebbüs suçtur. Ben bunu söylediğimde de eleştiriliyorum. Bunu ben değil Türk Ceza Kanunu diyor. Kanunda olanı ben hatırlatıyorum. Yapmayın. Ana muhalefet ya da diğer partiler, liderler suç işlememelidir. Topluma böyle kötü örnek olmamalıdır. İyi şeylerde örnek olmalıdır. Suç işlemek konusunda örnek olunca başka oluyorlar. Hakaretler ve tehditler yapılıyor." ifadelerini kullandı.

Bozdağ, siyasi liderlerin kullandığı dilin halkı da etkilediğini anlatarak, vatandaşların bu sebeple ceza aldığını anımsattı.

Adalet Bakanı Bozdağ, "Dünyanın hiçbir demokratik hukuk devletinde yargı kararlarının İstanbul-Ankara E-5 karayolunda denetlendiğine dair bir kural yoktur. Sokakların yargıyı denetlediğine dair bir kural yoktur. Yargıyı denetleyen kendi içindeki mekanizmalar var." dedi.

"Yargı eleştiriyi değil ayakta alkışı hak ediyor"

Bakan Bozdağ, Türk yargısının FETÖ'nün işgalinden kurtarıldığını, 4 bin 131 kişinin meslekten uzaklaştırıldığını belirterek, bunların yerine yeni hakim ve savcıların aldığını ifade etti.

Bu nedenle yargı içinde sürekli bir yer değişikliğinin yaşandığını anlatan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bir yargı düşünün bir sene içinde böyle bir durum yaşasın, 4 bin 131 kişi meslekten uzaklaştırılmış olsun, 4 bin civarında yeni stajyerlerden mesleğe hakim ve savcı kabul edilsin, boşalan yerlere kıdemli hakimlerden kaydırmalar yapılsın bu kadar sirkülasyon olsun ve bunu da darbe sürecinde yaşasın ve bütün bunlar olurken de hem darbecileri yargı önüne çıkarmak hem terör örgütleriyle mücadele etmek hem de hak arayanın beklentisine cevap vermek adaletin gereğini yapmak için çalışmak... Bütün bunların hapsini bu yargı mensupları yapıyor. Yargı eleştiriyi değil ayakta alkışı hak ediyor. Herkes elini vicdanına koysun. Kimse olumsuz bir kast içinde hareket etmiyor, etmesi de mümkün değildir ama maalesef Türk yargısını lekeletmek için uğraşanlar, tahkir edenler, tehdit edenler, adaleti yargıyı ayakları altına alarak yüksek bir noktaya taşıyamazlar. Vicdan terazisini, adalet terazisinin ayarını yürüyerek kimse bozamaz bozamayacaktır. Yargı anayasaya kanuna ve hukuka uygun olarak kararlarını bundan sonra vermeye devam edecektir."

Muhabir: Murat Paksoy/ Sefa Mutlu



SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER