ANKARA
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, AK Parti Genel Merkezi'nden canlı yayınlanan TRT Haber'de gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kurtulmuş, bir soru üzerine, ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un Türkiye ziyareti kapsamında yapılan görüşmelerin zamanla bakımından çok önemli olduğunu vurguladı.
Bu ziyaretin özellikle Suriye'deki gelişmeler ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bundan sonraki mücadele süreci açısından da önem taşıdığını aktaran Kurtulmuş, şunları söyledi:
"Burada her üç düzeyde de kendilerine Türkiye'nin kendi güvenliğine vermiş olduğu önemin altı çizildi. Hem DEAŞ'la mücadelenin önemi hem de Türkiye'nin güneyinde, Suriye'nin kuzeyinde bir terör devletinin varlığına müsamaha etmeyeceğimiz ısrarla vurgulandı. Özellikle DEAŞ'la mücadelede de artık Amerika Birleşik Devletleri'nin belli bir noktaya gelmesi ve bir karar verme sürecinde olduğunu görüyoruz. DEAŞ'ı Rakka'dan ve diğer şehirlerden çıkarırken onların yerine başka bir terör örgütünü yani PYD'yi oraya koymanın değil, oranın yerel halklarıyla yapılacak olan mücadelenin anlamlı ve Suriye'de barışın sağlanması açısından daha faydalı olduğu üzerinde duruldu."
"Siyasi kararla gerekçelerle atılmış olan bir adımdır"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın ABD'de tutuklanmasına yönelik soru üzerine de "Halk Bankası meselesi son derece garip bir durumdur. Kasıtlı, siyasi bir tavır olduğu anlaşılıyor." dedi.
Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla ile ilgili bütün bilgilerin bilgisayarlarda bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Girerken, görüşmeler yapılırken hiçbir problem yok. Orada günlerce görüşmelerini sürdürüyor. Dönerken havaalanında gözaltına alınıyor ve işlem başlatılıyor. Çok kuvvetle muhtemel ki oradaki görüşmeleri sırasında bundan haberdar olan muhtemelen belki FETÖ'nün çetesinin, networkünün elemanları devreye girdiler ve bir takım bilgilendirmeler sonucunda böyle bir adımın atıldığı anlaşılıyor. Yakinen takip ediyoruz. Adalet Bakanlığımız bu konuyu takip ediyor ve inşallah en kısa zamanda müspet bir şekilde bu konu sonuçlandırılır." açıklamasını yaptı.
Kurtulmuş, "Yakinen takip ediyoruz ve bunun bizde ortaya çıkardığı ilk intiba şudur; bu bir siyasi kararla gerekçelerle atılmış olan bir adımdır. Düzeltilir. Bunun düzeltilmesi için de en iyi hukuk bürolarından da destek alınacağını söylemek isterim." diye konuştu.
"Mesajlaşıyor, hala birileriyle bir takım görüşmeler yapıyor"
Numan Kurtulmuş, ABD Dışişleri Bakanı ile FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in iadesi konusundaki görüşmeler ve Gülen'in Pensilvanya'daki çiftliğini satarak, Kanada'ya yerleşeceği iddialarına yönelik soruya şu karşılığı verdi:
"Epeydir böyle bir bilgi var. Kanada ya da bir başka ülke Güney Afrika gibi oradan çıkmaya dönük bir hareket, plan içerisinde olduğu yönünde istihbarat bilgileri var. Tabii burada bizim Amerikalılardan müttefik bir ülke olarak beklentimiz, Türkiye'de darbe teşebbüsü geride kaldı, uçurumun kenarından Türkiye kurtuldu ama hala FETÖ'nün uluslararası bir networkü olduğu aşikar. Bu adam elini kolunu sallayarak orada dolaştığı sürece yani bir baskı, kontrol altında olmadığı sürece de uluslararası networkünü her halükarda harekete geçirebiliyor. Mesajlaşıyor, hala birileriyle bir takım görüşmeler yapıyor. Bunun önlenmesi lazım.
Amerika Birleşik Devletleri'nin bu adamı ya orada göz hapsine, gözaltına alarak veya tutuklayarak bir hukuk sürecini başlatması ya da bunu Türkiye'ye iade etmesi lazım. Dostluğun gereği budur. Aramızdaki anlaşmaların gereği budur. Bunlar bir kere daha bugün kendilerine çok net bir şekilde ifade edildi."
"Tatmin edici bir cevabın verilmesi lazım"
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Adil Öksüz'ün darbe girişiminden bir süre sonra ABD Başkonsolosluğu tarafından arandığı ve ABD'ye kaçmak üzere biletinin ayrıldığı şeklindeki gelişmelerin yaşandığı anımsatılarak, "Bu konuda bir açıklama yapıldı. Bu açıklama tatmin edici mi? Ek bir adım bekliyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Tatmin edici olmadığı gibi dalga geçer gibi yapılan bir açıklama. Yani şimdiye kadar Amerika Birleşik Devletleri vizesini iptal ettiği hangi insana telefon ederek 'senin vizeni iptal ettik' demiş. Türkiye ya da başka bir ülkede? Bu hiçbir şekilde inandırıcı, tatmin edici değil. Çok ciddi şekilde yeniden bir açıklama yapılması lazım. Adil Öksüz'le yapılan telefon görüşmesinin mahiyeti nedir? Niye 6 gün sonra böyle bir adamla Akıncılar Üssü'ndeki darbe teşebbüsünün başında olduğu, onu kontrol eden, yöneten adam olduğu açık bir kişi hakkında nasıl olur da Amerika'nın başkonsolosluğundan bir telefon görüşmesi olur? Bunun içeriği nedir? Bunların açıklanması ve tatmin edici bir cevabın verilmesi lazım."
"İttifak yapabilecekleri en önemli unsur Türkiye"
"Yeni seçilen Trump yönetiminden, PKK-PYD ve FETÖ konularında, Obama yönetiminden farklı bir şey henüz görebilmiş değiliz. Trump dönemi de Türkiye açısından bir hayal kırıklığına dönüşebilir mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Trump yönetimi Ortadoğu'da yeni bir dengenin oluşmakta olduğunu görüyor. Obama döneminde ortaya konulan bu kararsızlıktan bir an evvel kurtulmak istiyor ve çok açık bir şekilde de eğer dediklerini yapabilirse, Ortadoğu'da işleri hallü fasl ederek daha çok Çin'le ve Uzak Doğu ile mücadele edebilecek yeni bir strateji geliştirmek istiyor." dedi.
Amerika'nın Çin'e, AB'ye ve Rusya'ya karşı yeni bir denklem kurması için bölgede yaşanan problemleri en aza indirmesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bu denklemi kurabilmek için de bölgedeki ekonomik ve siyasi bakımdan istikrarlı yegane ülke Türkiye. Türkiye ile son dönemdeki gerginlikleri, görüş farklılıklarını mümkün olduğu kadar yaklaştırarak yol almak mecburiyetinde. Bu bizim lehimize olan taraf diye söylemiyorum. ABD'nin milli menfaatlerinin de bu çerçevede olması gerekir." diye konuştu.
Kurtulmuş, ABD'nin kendi içerisinde nasıl bir denge kuracağının da gelecek günlerde görüleceğini belirterek, "Ne çok iyimser, ne de çok karamsar olmak için acele etmek lazım. Bence, birkaç ay daha ABD kendi iç dengelerini kurmakla uğraşacak. Muhtemelen yaz sonu gibi de ortaya bir şey çıkacak. Benim hem ümidim hem Amerikalılar bakımından rasyonel baktığım zaman, bu bölgede, coğrafyada ittifak yapabilecekleri en önemli unsur Türkiye." ifadesini kullandı.
“Evet” oyu kullanacakların oranı yükseliyor
Referandum sonuçlarına ilişkin son anketin ne olduğunun sorulması üzerine Kurtulmuş, anketlerin yanı sıra siyasi tecrübeyle de “evet” oyu kullanacakların oranlarının arttığının görüldüğünü söyledi.
Numan Kurtulmuş, kampanyanın başlangıcında “evet”in ne getireceğinin bilinmemesinden dolayı serin bir duruşun bulunduğunu ancak neden “evet” denilmesi gerektiğinin anlatılması üzerine bu yönde oy kullanacakların sayısının her geçen gün çok daha arttığını kaydetti.
“MHP’lilerin çok büyük bir kısmı ‘evet’ diyecek”
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, bir soru üzerine de MHP’li seçmenlerin çok büyük bir kısmının, “evet” diyeceğini sahada da gördüklerini bildirerek, "MHP içerisindeki muhalif bazı unsurlar üzerinden ‘hayır’ kampanyası köpürtülmeye çalışılıyor. Dolayısıyla bu sanal bir şey. MHP’lilerin ‘hayır’ diyeceği konusu, sanal bir şeydir. Alparslan Türkeş’i iyi anlamış, MHP’nin doktrinini iyi anlamış, başkanlık meselesini iyi anlamış birisinin ‘evet’ diyeceğini düşünüyorum." açıklamasında bulundu.
“Fesih ve seçim yenileme A ve Z kadar birbirine zıt iki durumdur”
Fesih ve seçim yenileme arasındaki farkın sorulması üzerine Kurtulmuş, ikisinin son derece farklı olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
"Fesih, 12 Eylül darbecilerinin gelip TBMM’yi ortadan kaldırmasıdır. Sizin artık bir iradeniz yok, artık irade benim demektir. Meclisin yenilenmesi ise daha yeni yaşadık. 7 Haziran’dan sonra Meclis yenilenmedi mi? Daha evvel birtakım erken seçim kararları alınıp Meclis yenilenmedi mi? Yeni sistemde Meclisin yenilenmesi ise milli iradenin temsilcisi olan milletvekilleri ya da milli irade tarafından seçilen cumhurbaşkanı tarafından alınacak kararla Meclisin yenilenmesidir. Hiç birbirine benzemez. A ve Z kadar birbirine zıt iki durumdur."
Kurtulmuş, "Erdoğan’dan sonra ne olacak?" şeklinde bir soru üzerine de bu sistemin Erdoğan sonrasını dizayn etmek için oluşturulduğunu belirtti.
OHAL’in uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin bir soru üzerine de Kurtulmuş, "Dünkü Milli Güvenlik Kurulunda bu konu konuşulmadı. OHAL’in uzatılması için Milli Güvenlik Kurulunun tavsiyesi ve Bakanlar Kurulunun kararı gerekiyor. Dolayısıyla Bakanlar Kurulunun gündemine de gelmedi." diye konuştu.
Muhabir: Burcu Çalık-Mehmet Tosun-Ali Kemal Akan
dikGAZETE.com