Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger, birliğe katılım sürecinde Türkiye'ye AB'yi anlatarak insanlarla temasta kalmanın önemli olduğunu ve 81 ili ziyaret etmeyi arzuladığını vurgulayarak, "Şimdiye kadar 2,5 yılda 81 ilden 35'ini ziyaret edebildim ancak elimden geldiği kadar ziyaretlere devam edeceğim ve mümkün olduğu kadar çok şehri ziyaret edeceğim." dedi.
Ankara'daki görevi yaklaşık 2,5 yıl önce başlayan Berger ve eşi Marilena Georgiadou Berger, ramazana denk gelen 9 Mayıs Avrupa Günü vesilesiyle ay boyunca düzenlenen kutlama ve iftar etkinliklerini, Türkiye ve AB'yi yakınlaştıran noktaları ve Türkiye'ye dair izlenimlerini büyükelçilik konutunda AA muhabirine değerlendirdi.
Avrupa Günü'nde AB'nin tarihinin, neden AB'nin kurulmasına ihtiyaç duyulduğunun hatırlandığına dikkati çeken Berger, İkinci Dünya Savaşı'ndan 5 yıl bir gün sonra o dönemin Fransız Dışişleri Bakanı Robert Schuman'ın, Avrupa'da ülkelerin gelecekte birbirine karşı savaşmasının önüne geçmek için bir yapı ortaya koyduğunu hatırlattı.
Schuman'ın, o dönem savaş için gerekli enerji kaynağı kömürün ve silah yapımı gerekli ham madde olan demirin ülkeler üstü bir birliğin kontrolü altına girmesini önerdiğini belirten Berger, bunun Avrupa topluluklarının AB'ye dönüşümü ve bin yıllık Avrupa savaşlarının sonu olduğunu vurguladı.
Bugün dünyanın, ülkelerin tek başına mücadele edemeyeceği iklim değişikliğinden göçe ve siber suçlara kadar geniş bir yelpazede büyük sorunlarla karşı karşıya kaldığını belirten Berger, bu sorunların bazılarının ancak bütün Avrupa ülkelerinin bir araya gelmesiyle üstesinden gelinebileceğini söyledi.
Berger, faal toplumlar ve yönetimler, işleyen bir ekonomi ve toplumsal refah, hukukun ve demokrasinin üstünlüğü ve insan haklarına saygı gibi toplumsal değerlerinin Türkiye ve AB'yi birleştirdiğini belirtti.
"Avrupa Günü'nü iftar programları ile kutlamaktan çok mutluyuz"Bu yıl 9 Mayıs Avrupa Günü kutlamalarının ramazan ayına denk gelmesi nedeniyle AB Türkiye Delegasyonu AB Bilgi Merkezlerinin mayıs boyunca 18 ilde düzenleyeceği iftar programlarına işaret eden Berger, "Avrupa Günü sevinçli bir gün. Ramazan da neşeli etkinlikleri içeriyor. Bu nedenle Avrupa Günü'nü iftar programları düzenleyerek kutlamaktan çok mutluyuz. İnsanları, toplulukları Avrupa Delegasyonu ile bir araya getirebiliriz." dedi.
İnsanlarla temasta kalmanın önemli olduğunun altını çizen Berger, 2,5 yıl önce Türkiye'ye geldiğinde AB ile Türkiye arasında çok fazla yanlış anlaşılma olduğunu düşündüğünü aktardı. Berger, "Buraya görevlendirilmemle birlikte, Ankara'da yaşayarak ancak Türkiye genelinde seyahat ederek insanların ne düşündüğünü, ne hissettiğini onlardan duymanın, onlarla etkileşime geçerek AB'nin ne olduğunu ve AB'nin ne düşündüğünü onlara anlatmanın önemli olduğunu düşündüm. Nihayetinde Türkiye, Türk halkı AB diye adlandırılan bir kuruluşa dahil olmak istiyor ve onlara katılmak istedikleri birliği anlatmak çok önemli." diye konuştu.
Türkiye'de nereye giderse sıcak bir şekilde karşılandığını, çözümlenmesi gereken konular olduğunda da bunların samimiyetle konuşulabildiğini söyleyen Berger, "En önemlisi de bu. Her iki tarafı da ilgilendiren konularda samimi ve yapıcı konuşmak gerek." dedi.
"2,5 yılda 81 ilden 35'ini ziyaret edebildim"AB Türkiye Delegasyonu tarafından başlatılan "Büyükelçi Komşum Olur" sosyal medya kampanyasının televizyonlarda da yer bulmasıyla, hem kendisinin hem de AB büyükelçilerinin topluma ulaştığını ifade eden Berger, kendisinin de bazen insanlar tarafından tanındığını anlattı. Berger, şöyle devam etti:
"Buraya geldiğimde Türkiye'deki 81 ilin hepsini ziyaret etmeyi planladım ancak şimdi görüyorum ki, bu biraz iddialı bir planmış. Şimdiye kadar 2,5 yılda 81 ilden 35'ini ziyaret edebildim. Ancak elimden geldiği kadar ziyaretlere devam edeceğim ve mümkün olduğu kadar çok şehri ziyaret edeceğim. Şimdiye kadar Türkiye genelindeki ziyaretlerimiz için 117 bin kilometre uçuş gerçekleştirmişiz ancak Türkiye büyük bir ülke ve bir şehirden diğerine bazen birden çok kez gidiyorsunuz, hep uçuşta, havadasınız. Bu da Türkiye'nin güzelliği. Türkiye büyük ve çeşitlilikleri barındıran bir ülke, bir ucundan diğerine bambaşka şeyler görüyor, bambaşka şeyler tadabiliyorsunuz. Farklı insanlar, farklı bir doğaya sahipsiniz. Bu da, burada görevli olmanın güzelliği."
Ziyaret ettiği şehirlerden birini diğerinden ayıramayacağını belirten Berger, "Her şehir size farklı bir çeşitlilik sunuyor. Karadeniz'de, Akdeniz'de ya da başka bir yerde olsun nereye gidersiniz gidin hepsi çok göz alıcı. Türkiye, çeşitliliğini korumak konusunda çok başarılı. Bu da Türkiye'yi bir anlamda Avrupalı yapan bir özellik çünkü AB'nin sloganı da, 'Çeşitlilikte Birlik'tir. Biz de, Türkiye'nin çok iyi şekilde başardığı gibi, kültürel arka planı görmek ve muhafaza etmek istiyoruz. " diye konuştu.
AB ve Türkiye'nin uzun süredir yürüttüğü ortak projelerin insanların hayatlarına dokunduğuna işaret eden Berger, özellikle kız çocuklarının ve kadınların desteklendiği projelerin onları kendi işlerini yürütmeleri ve para kazanmaları konusunda cesaretlendirdiğini da anlattı.
"Çeşitliliklerimizin içinde bizi birleştiren çok şey"Marilena Georgiadou Berger de Avrupa Günü'nün ramazan ayına denk gelmesinin bu iki özel zamanı birbirine çok yakıştırdığını dile getirerek, "Ramazan mutlu bir ay. Bu ayın Avrupa Günü'nü de içermesi çok güzel bir nimet ve mutluluk." dedi.
Türkiye'yi ve AB'yi birbirine bağlayan birçok nokta olduğunu söyleyen sefire Berger, "Benzer düşüncelere sahibiz, aynı şakalara gülüyor, aynı müziği dinliyor, kitapları okuyor, dizileri izliyoruz ki bunların çoğu Türk dizileri. Çeşitliliklerimizin içinde bizi birleştiren çok şey olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.
Marilena Berger, Türkiye genelinde yaptıkları ziyaretlerde "efsanevi misafirperverlik"le karşılandıklarını ve çok farklı yemekler tattıklarını, harika doğa manzaralarıyla karşılaştıklarını ve arkeolojik gezilerde bulunduklarını anlattı. Berger, "Eğer tüm illeri ziyaret edemezsek gerçekten çok üzüleceğim." dedi.
Sefire Berger, Hatay, Trabzon, Antalya, Samsun, Nevşehir, Gaziantep gibi ziyaret ettikleri şehirlerden satın aldıkları ve kendilerine hediye edilen kitap, çini, telkari, çömlek gibi hatıra eşyalarla konutunu dekore ettiğini ve görev süreleri bittiğinde de bu eşyaları güzel anıların göstergesi olarak beraberinde götüreceğini söyledi.
Marilena Berger, "Hayal ettiğimizden çok daha fazla ortak noktamız ve bizi bir araya getirecek paylaşımımız var. Türkiye'de yaşamak Avrupa'nın bir parçasında yaşamak gibi. Burada olmak bizim için kesinlikle mükemmel bir şey." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com