TBMM
Serdar Karagöz, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Toplantısı'nda "Basın Yayıncılarının Dijital Platformlardan Telif Talebi" başlıklı bir sunum yaptı.
Karagöz, habercilikte dijitalleşme ile yaşanan dönüşümle birlikte haber içeriklerine erişimin büyük oranda dijital platformlar ekseninde şekillendiğine işaret ederek, "Blockchain teknolojisi, NFT, metaverse, Google News neredeyse günlük hayatımızın her noktasında varlık gösteriyor. Bu gelişim ve değişim sürecinin beraberinde yeni rekabet alanları oluşturduğunu, yeni sorunlar ortaya çıkardığını hep birlikte görüyoruz" dedi.
Habercilerin büyük emek ve özveriyle hazırladıkları içeriklerin bedeli ödenmeden ticari amaçla kurulmuş dijital ortamlarda kullanılması bu sorunların en başında geldiğine dikkati çeken Karagöz, dijital basın yayıncılığın yaygınlaşmasından önce basın yayıncılarının yatırımlarının karşılığını gazete ve dergi gibi basılı materyal satışı ve reklam gelirlerinden elde ettiklerini, haberin dijitalleşmesine bağlı olarak gelir dağılımı dengesizliği ve haksız rekabetin ortaya çıktığını anlattı.
Bu durumun, içerik üreticilerinin kendi içerikleri üzerindeki kontrolü kaybetmeye başladığını gösterdiğini belirten Karagöz, "Haber içeriğini basın yayın organları, ajanslar, bizler üretirken, bu içeriklere ait gelirler, bunu dijital olarak yayınlayanlara gidiyor. Üretici biziz, emek veren biziz, özveriyle yatırım yaparak ve bazen can güvenliğimizi tehlikeye atarak bu içerikleri üreten biziz fakat bizim ürettiğimiz bu içerikler üzerinden çok büyük gelirler bu dijital dağıtım mecralarına gidiyor. Piyasa hakimiyetini ele geçiren bu platformlar reklam gelirlerini de tamamen ele geçirmiş durumdalar." diye konuştu.
"AB, haberleri telif kapsamına almasıyla ilk olumlu adım atıldı"
AA Genel Müdürü Karagöz, 2019 yılında Avrupa Birliği'nin haberleri de haber içeriklerini de telif kapsamına aldığını hatırlatarak, bu gelişmenin telif hukuku tarihinde yeni bir çağın açılmasına sebebiyet verdiğini söyledi.
Tarih boyunca haber içeriklerinin hem ulusal kanunlarda hem de uluslararası anlaşmalarda telif dışında tutulduğunun altını çizen Karagöz, AB'nin AB Dijital Ortak Pazar kapsamında harekete geçmesiyle ve haberleri telif kapsamına almasıyla bu anlamda ilk olumlu adımın atıldığını dile getirdi.
Bir haberi üretmek için muhabirin bir bölgeye gönderildiğini, elde edilen içeriğin bir metinle buluştuğunu, daha sonra haber merkezinde o görüntüye post prodüksiyon yapıldığını, altyazılar yazıldığını, seslendirmeler yapıldığını ve bütün bu masraflar neticesinde ortaya tüketilebilir bir haber içeriği çıktığını aktaran Karagöz, "Çıkan haber içeriğinden içerik üreticileri, gazeteler, muhabirler büyük oranda yararlanmıyor. Gelirde en büyük payı, daha sonra bu haberi dağıtan mecralar elde ediyor." dedi.
"Dijital platformlardan bedel talep edilmesine ilişkin mevzuat eksikliği söz konusu"
AB'nin Dijital Ortak Pazar'a geçmesiyle beraber, Fransa Haber Ajansı AFP ve Google arasında 18 Kasım 2021'de 5 yıl süreli telif hakkı anlaşması imzalandığını anımsatan AA Genel Müdürü Karagöz, "Dünya genelinde bu gelişmeler yaşanırken, ülkemizde hali hazırdaki düzenlemeler, haber içeriklerini üreten basın yayıncılarını maalesef hak sahibi olarak görmüyor." diye konuştu.
Dijital platformlardan bedel talep edilmesine ilişkin mevzuat ve uygulama eksikliğinin söz konusu olduğunu vurgulayan Karagöz, dünyanın en büyük haber üreticilerinden biri olan AA'nın, haber üretmekle yetinmeyip, öncesindeki ve sonrasındaki süreçlerde de faaliyet yürüttüğünü söyledi.
Karagöz, "Bu doğrultuda, kamuoyunu doğru bilgilendirmek, uygun tartışma zeminini oluşturmak ve gerekli adımların atılmasını sağlamak için 14 Ekim 2022'de basın sektörü ve hukuk camiasını bir araya getiren bir sempozyum düzenledik. Bu sempozyumda, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'ndaki düzenlemeleri ve haberlerin serbestçe iktibas olunması; muhabirlerin büyük bir emek ve özveriyle hazırladıkları içeriklerin ticari amaçla kullanılmasının önüne geçilmesini; dijital basın yayın alanında tek taraflı gelir elde edilmesinin engellenmesini ve haksız rekabetin önlenmesi için neler yapılabileceğini tartıştık. Ülkemizin en köklü medya kurumu olarak pek çok konuda olduğu gibi telif düzenlemesi çalışmalarında da öncülük etmeyi bir görev biliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Şirket varlıklarını fikri mülkiyet payı, markası, lisansı ve patenleri oluşturuyor"
Dünyada medyanın geldiği noktayı ve gidişatını infografiklerle anlatan Karagöz, şirket varlıklarında geçmişten bugüne yaşanan değişimi aktardı.
Eskiden şirket varlıklarını şirketin kasasındaki nakit, sahip olduğu bina, ekipmanlar belirlerken bugün fikri mülkiyet payı, markası, lisansı ve patenlerinin oluşturduğunu dile getiren Karagöz, Apple, Google, Facebook'un marka değeri ele alındığında esasında fikri mülkiyet payının konuşulduğunu söyledi.
Maddi olmayan varlıkların, ticari markalar, telif, lisanslar, itibar, patent ve uzmanlığın önem kazandığını söyleyen Karagöz, "100 ülkede 125 ofisimiz, bin 700 çalışanımız ve 2 bin 400 serbest habercimizle faaliyet gösteriyoruz. 'Anadolu Ajansı' dediğimiz zaman maddi olmayan varlıklarla bir değer ifade ediyoruz." dedi.
"Tarihe düşülmüş notlar..."
Rusya-Ukrayna Savaşı’nda AA foto muhabirlerinin pek çok fotoğraf çektiğini, muhabirlerinin birçok haber içeriği ürettiğini anlatan Karagöz, bunlardan bir tanesinin uluslararası düzeyde savaşın sembolü olduğunu kaydetti.
Anadolu Ajansı (AA) foto muhabiri Wolfgang Schwan'ın, Ukrayna'nın doğusundaki Chuegev kentinde 24 Şubat'ta çektiği Olena Kurilo'nun fotoğrafının ertesi gün dünyanın hemen hemen bütün gazetelerinin birinci sayfalarında, uluslararası medyanın haber bültenlerinde birinci haber olarak yer aldığını aktaran Karagöz, "Muhabirimizin ürettiği bu içerik için bizler yatırım yaptık, emek harcadık. Muhabirimizi oraya gönderdik. Muhabirimiz, can güvenliğini riske atarak, savaş bölgesinde bombaların altında yaralı Olena Kurilo'nun bu fotoğrafını çekti ve savaşın en büyük tanığı olarak Anadolu Ajansı muhabirimiz bu savaşın sembol fotoğrafını yakalamış oldu." diye konuştu.
Anadolu Ajansının 102'inci yılında artık rekabet alanının uluslararası medya olduğunu ifade eden Karagöz, "24 Şubat sabahı dünya medyası bu fotoğrafla okuyucularının karışına çıktı. Bu fotoğrafı 102 yıl önce Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Anadolu Ajansımız, tüm dünyaya servis etti. Bunlar tarihe düşülmüş notlardır. Bundan 100 yıl sonra Ukrayna-Rusya savaşıyla alakalı içeriklerde bizim çektiğimiz bu fotoğraf üzerinden tarih okunacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Kazancımızın en az 100 katını GAFA (Google, Amazon, Facebook, Apple) kazanıyor"
Karagöz, tüketicilerin haberleri internet platformlarından elde ettiğini, basın kuruluşlarının büyük ölçekteki yatırımlarının karşılığını alamadığını, gazete ve dergilerin bir bir kapandığını, tirajlarının eridiğini söyledi.
Almanya'da Yayıncı Johann Carolus'un ilk gazeteyi çıkardığında telif hakkı talep ettiğini ve haberin kamuya ait olduğu gerekçesiyle kendisine itiraz edildiğini anlatan Karagöz, "Haber kamuya ait fakat haberin içeriği, buna yapılan yatırım ve bu haberin ticari bir metaya dönüşmesi durumunda bundan kim kazanacak? Haberi üreten basın emekçileri mi, bu basın emekçilerinin kurumları mı, yoksa GAFA adını verdiğimiz, Google, Amazon, Facebook ve Apple mı?" diye sordu.
Karagöz, AA foto muhabiri Wolfgang Schwan'ın Ukrayna Savaşı’ndaki fotoğrafına atıfta bulunarak haber emekçilerinin ve kurumlarının bundan para kazanamadığını ifade etti.
Karagöz, "Biz bu fotoğrafı çektik, yatırım yaptık, bundan bir gelir elde ettik. Almanya'nın Bild Gazetesi birinci sayfasına koydu. Biz de alışverişten bir gelir elde ettik. Emin olun; bizim kazancımızın en az 100 katını GAFA (Google, Amazon, Facebook, Apple) bu fotoğrafımız üzerinden kazanıyor." diye konuştu.
"Türkiye'de henüz Avrupa Dijital Marketine uyumlu bir yasal düzenleme mevcut değil"
Bütün bunlara "dur" demek için AB'nin bir araya geldiğini kaydeden Karagöz, Almanya'nın "Ben, bu telif konularında GAFA adı verilen Google, Amazon, Facebook'a 'dur' demek istiyorum" dediğini söyledi.
İspanya'nın da aynısını denediğini ancak başarısız olduğunu aktaran Karagöz, AB'nin 2019'da "Digital Single Market" (DSM) denilen yasayı yürürlüğe koyduğunu hatırlattı.
Fransa'nın telif yasalarını DSM'ye uygun hale getirdiğini; İngiltere ve Avustralya'nın benzeri yasa süreçlerini başlattığını kaydeden Karagöz, Google News'in 7 yıl aradan sonra İspanya piyasasına geri döndüğünü, İtalya merkezli medya grubu ile ilk anlaşmanın kamuoyuna duyurulduğunu, Avusturalya'nın Medya Pazarlık Yasası'nı 2021'de yürürlüğe koyduğunu, Kanada Parlamentosu'nun Dijital Haber Yasa Tasarısı'nı 2022 yılının Nisan ayında duyurduğunu anlattı.
Yeni hakların, AB kökenli telif sahiplerine daha çok lisans geliri sağlama amacını taşıdığını ifade eden Karagöz, "Biz, günde 2 bin 500 içerik üretirken üzerimizden çok büyük gelir elde eden Google ile masaya oturduğumuzda, Google bize telif hakları için herhangi bir sorumluluk kabul etmiyor çünkü Türkiye'de henüz Avrupa Dijital Marketi'ne uyumlu bir yasal düzenlemesi mevcut değil." değerlendirmesinde bulundu.
Serdar Karagöz, "Bizler, tıpkı Avrupa'da olduğu gibi kaliteli gazeteciliğin yapılması, bu ve benzeri pek çok başarının devamlılığının olması, yatırım korunması ve gazetecilerin güçlendirilmesi için bir an önce Türk hukuk sisteminin de telif konusunda bir çalışma yapmasını zaruret olarak görüyoruz." görüşünü paylaştı.
Fransa'nın telif yasalarını DSM'ye uygun hale getirmesine rağmen Google'ın haber içeriklerine ödeme yapmayı reddettiğini dile getiren Karagöz, "AFP'nin telif talep ettiği Google, bu talebi reddedince, DSM yönergesi ve Fransa'daki yeni hukuki düzenlemeyi baz alan Fransız Rekabet Hukuku, Google firmasına 500 milyon Avro'luk bir ceza verdi. Bu ceza, Google'u harekete geçirdi. Hemen AFP ile masaya oturdular ve 5 yıllık bir anlaşma imzaladılar." diye konuştu.
AFP'nin şirket sırrı olduğu için anlaşmanın mali tarafına ilişkin bilgi vermediğini kaydeden Karagöz, AFP Hukuk Direktörlüğü'nün, Anadolu Ajansı Hukuk Direktörlüğü ile bu konunun müzakeresini yaptığını ve Google ile yapılan anlaşmanın çerçevesini anlattıklarını söyledi. Serdar Karagöz konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz, Google ile müzakere ettiğimizde AFP ile benzer bir çerçevede, fakat kendimize özgü ekonomik gelir modeli sunacağız fakat masaya oturamıyoruz. Masaya oturmak için Meclisimizde kabul edilecek bir kanuna ihtiyacımız var. DSM yönergesine uyumlu bir şekilde bir kanunun çıkarılması gerekiyor. Sadece biz değil, Türkiye'deki tüm basın emekçilerinin hakkını korumak, gelirlerini ve telif haklarını arttırmak için bu yasa çalışmasına destek talep ediyoruz. Eğer bu yasa yürürlüğe girerse, biz de yurtdışındaki muadillerimiz gibi dijital mecralarla müzakere yapabilir, basın emekçilerimizin, gazetecilerimizin, muhabirlerimizin, foto muhabirlerimizin ve kameramanlarımızın hakkını savunabiliriz. Bu durumda, buradan elde edilecek gelir, ABD’deki Google şirketine değil, bizzat bu içeriği üretmek için emek sarfeden basın emekçilerine gidecek. Bu konuda komisyonunuzun yapacağı çalışmaların yol gösterici olacağını ifade etmek istiyorum."
"Yeni bir sürümle milletimizin ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz"
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman, gazetecilerin, televizyoncuların, sanatçıların emeklerinin çok kolay bir şekilde kopyalandığını, telif sorununun ortaya çıktığını belirterek, "Biz şunu yapmak istiyoruz; Telif Hakları Kanunu'nu, dijital terimle 'update' etmek istiyoruz. Yeni bir sürümle, yeni bir versiyonla milletimizin ihtiyaçlarını karşılamak istiyoruz. İletişim paradigmasındaki değişim ve dönüşümle beraber, pek çok kavramın yeniden tanımlanması, pek çok ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Yayman, dijital şirketleri, dünyada nasıl bir uygulama yapıyorlarsa Türkiye'de de benzer pratikleri yapmaya davet ederek, "Müzakereci demokrasi, siyaset bağlamında onları masaya davet ediyoruz. Genel Müdürümüzün başlattığı beş ulus aşırı ağın bir taraftan Paris'te uyduğu hukuka, Berlin'de uyduğu hukuka Ankara'da uymaması doğrudan bir çifte standarttır. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir." diye konuştu.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com