Anavatan Partisi İzmir İl Başkanlığı tarafından, İzmir Fuar Gençlik Tiyatrosu Salonu’nda düzenlenen anma programına eski Turizm ve Çevre Bakanı Işılay Saygın, dönemin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Burhan Özfatura, dönemin ANAP İzmir İl Başkanı Fevzi Kahraman, dönemin ANAP İzmir milletvekilleri Cengiz Bulut, Süha Tanık, Anavatan Partisi İzmir İl Başkanı Doğan Erdin ve partililer ile Özal'ı sevenler katıldı.
Kürsüye ilk çıkan Burhan Özfatura, Turgut Özal'ın ufku geniş, mangal yürekli, çok hızlı karar veren ve hemen uygulamaya koyan bir karaktere sahip olduğunu anlattı. Özfatura, "Anavatan Partisi, bu ülkenin kaderine çok ciddi damgasını vurmuş ve ülkemize çağ atlatmıştır. Kamuda particiliği yapmayan, işi ehline veren ufku geniş bir insandı. Sayın Özal’ın başbakanlığını yaptığı o gün ki iktidara ve vizyonuna bakıyoruz bir de bugünkü iktidara bakıyoruz Özal’ı daha çok arıyoruz. Bu ülkede hala ANAP’a bağlı oy vermese de sevgiyle, sadakatle bağlı büyük bir kitle var" dedi. Özfatura, daha sonra Özal'la ilgili anılarını paylaştı.
Özal'ın en yakınındaki ve güvendiği isimlerden biri olan dönemin ANAP İzmir İl Başkanı Fevzi Kahraman da Özal'ın az bilinen yönlerini anlattı. Kahraman, "Allah rahmet eylesin; Sayın Özal 23 yıl önce aramızdan ayrıldı. Pek çoğumuzun bilmediği bazı özel şeyleri söylemek zorundayım. Birinin cebinden parayı çalmak kul hakkıdır, birinin mesaisini çalmak kul hakkıdır, birinin evine girmek hırsızlıktır, kul hakkıdır ama bizi buraya kadar taşımış olan bir lidere ihanet de kul hakkını çiğnemektir. Özal ihaneti de görmüştür. Parti kuruluşu içerisindeydim ben. Bana zaman zaman yalnız kaldığımızda ‘Erkekçe konuşuyorsun değil mi Fevzi?’ derdi. Ben de ‘Erkekçe konuşacağım’ diye cevap verirdim. Bugün de erkekçe konuşacağım. Mesut Yılmaz ANAP'ın genel başkanı olduğunda ben muhaliftim. Kendisine 3 defa söyledim, ‘Sen bu partiyi götüremezsin. Çünkü senin 4 saat çalışma imkanın var kalan vaktin başka yerde geçiyor. Bu sebeple sen Türkiye’nin bütününü temsil edemiyorsun. Bu parti dağılır, yapma’ dedim. Netice itibari ile götüremedi. Bu günlere gelindi. Çağ atlatan parti battı. Özal olağanüstü bir kongreyi zorladı. Olağanüstü kongrede kim neredeydi? Özal cumhurbaşkanı’ydı ve olağanüstü kongrede Mehmet Keçeciler'i aday gösterdi; perdenin arkasında kendisi vardı. Bunları bilmezsek önümüzdeki taşları doğru yere döşeyemeyiz. Ben imza topluyorum Ege’de, kongre olsun diye. Bir kısmı veriyor, biz akşama kadar 265’i geçiyoruz. Ama Genel Sekreter Mustafa Taşer, bize imza atanları arıyor, ‘Seni belediye başkanı yapacaktık, olağan üstü kongre için imza vermişsin, imzanı çekersen seni belediye başkanı yapacağız’ diyor. Bize noterden imza veren ertesi gün noterden imzasını geri çekiyor. ‘Seni milletvekili yapacaktık, seni bakan yapacaktık’ diyor genel merkez, bizim çoğalan imzalar 200’e düşüyor. Uğraş uğraş zor zahmet imzayı toplayıp olağanüstü kongreye gittik. Fakat imza vermeyen şimdi öldükleri için arkasından bir şey söylemeyeceğim bazı devlet adamı bildiklerimiz var, imza vermiyorlar. Ben Özal’a dedim ki, ‘Senin elinden tutup bir yerlere getirdiğin milletvekili, bakan yaptığın insanlar imza vermiyor. Bu neyin nesi?' Dört tane isim saydım, imza vermedikleri gibi bazı insanların imza vermesine de karşı çıkıyorlar. ‘Siz onları tanımazsınız’ dedi. Kongreye gittik ve kaybettik" dedi.
YENİ PARTİ İÇİN HAZIRLIKLARI
Turgut Özal vefat etmeseydi yeni bir parti kurmak üzere olduğunu anlatan Kahraman, şöyle devam etti:
"Özal benle birlikte 21 kişiyi Çankaya’ya çağırdı. Toplantıda bizlere, 'Arkadaşlar kongreyi kaybettik. Ben kaybedeceğimizi biliyordum. Onun için şimdi başka bir hazırlık yapmamız lazım. Bu hazırlık önümüzdeki yıllar için çok önemli. Burada bir temel atacağız' Volkan Sungurlu kalktı, ‘Galiba siz başka bir proje içerisinde çalışacaksınız, ben şimdi o projede yer almak istemiyorum. Bana izin verirseniz ben ayrılayım’ dedi. ‘Sağol’ dedi O'nu gönderdi. Arkasından Şükrü Yürür kalktı, ‘Ben örgüte sormadan karar verme yetkim yok. Örgüte sorayım’ dedi. Özal ‘Sen de git Şükrü’ dedi. O çıktıktan sonra Özal dedi ki, ‘Şükrü örgüte değil Mesut Yılmaz’a soracak.' Geride bir tek teşkilatta ben varım, geri kalan milletvekili, bakan hatta eski Başbakan Yıldırım Akbulut var. Özal, ‘Arkadaşlar yeni bir parti kuracağız. Bunun hazırlığını yapacağım. Hepimiz oturup bunu konuşacağız. Çünkü, ben altyapıyı değiştirdim. Alt yapıdan herkes istifade eder. Fakat üst yapı değişmezse kavga hiç bitmez’’ diye konuştu.
UÇAKTA HELALLEŞTİK
Konuşmasına devam eden Kahraman, ''Uçağa bindik Zagrep’e gidiyoruz. Cumhurbaşkanı Özal beni yanına çağırdı, ‘Yeni partimizin teşkilatı ne oldu. Kurulmadı mı?’ dedi. Ben de ‘Sayın Cumhurbaşkanım, siz bana hep söylersiniz ben de size mertçe bir şey söyleyeyim. Çok genç yaşta siyasete başladım. Kah yüzünüze, kah arkanızdan; kah doğru, kah yanlış; kah yumuşak, kah sert çok laflar sarf ettim. Sizi burada görünce bu lafların bir kısmının kul hakkı olduğuna inanıyorum. Önce hakkınızı helal edin ondan sonra teşkilata başlayalım’ dedim. Özal da bana, ‘seni iyi tanıyorum, tanımasam söylediklerine kırılırdım. Onun için hakkımı helal ediyorum’’ dedi.
ÖZAL’I DÜNYA TANIYORDU
Özal’ın manevi tarafının çok güçlü, planlı, programlı ve bilgisinin dünya çapında olduğunu ifade eden Fevzi Kahraman, ''1993 yılında ben Amerika Birleşik Devleti’ne gittim, New York’ta bir panelin kapsından giriyorum, bir tane senatör kendi propagandası yapıyor, broşür dağıtıyor. Ben de aldım broşürü, adama ‘kolay gelsin’ dedim. O da, ‘Sağol’ dedi ve ülkemi sordu. Ben de ‘Türkiye’ dedim. O da bana ‘Türkiye ne tarafta’ diye sordu. Ben de ‘Mister Özal, Mister Özal’ deyince ‘Aaaaaaa President Özal, President Özal’ dedi. Türkiye’yi bilmeyen adam Özal’ı biliyordu Dünya’da. Devlet adamı bu. Lider buydu, misyonu yakalamıştı. Herkese derdini anlatıyordu'' dedi.
ATAKAN ŞEN - SİNAN YENİÇERİ
dikGAZETE.com