Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "65’inci Hükümet, eğer bir isim koymak gerekirse, bir reform, atılım ve icraat hükümetidir" dedi.
TBMM Genel Kurulu’nda 65. Hükümet Programı görüşmelerinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 27 Mayıs darbesinde halkın canından çok sevdiği insanı dar ağacına gönderen anlayışı lanetlediğini belirterek, Türkiye’nin daha o günlere geri dönmemesi için de Meclis’in elinden geleni yapması gerektiğini ifade etti. Kurtulmuş, “65’inci Hükümet, eğer bir isim koymak gerekirse, bir reform, atılım ve icraat hükümetidir. Bu anlamda bu hükümet, geçmiş on dört yıllık süre içerisinde AK Parti hükümetleri tarafından Türkiye’de yapılan değişimleri öncelikli olarak sistematik hale getirmek, yani bunları dönüşüm süreçleri içerisinde tamamlayarak siyasi, ekonomik, toplumsal ve hukuki reformları sonlandırmak durumundadır. Bu çerçevede 65’inci Hükümetin öncelikli hedefi, bu icraatlarını kalıcı hale getirmek, sistematik olarak dönüşümleri sağlamak ve bunları Türkiye siyasetinin, Türkiye ekonomisinin geleceğine taşımaktır. Bunu yapmak için de bir seferberlik ruhuyla hem siyaset kurumunu, siyaset kurumlarını hem bürokrasiyi hem de Türkiye siyasetini, ekonomisini ilgilendiren bütün çözüm ortaklarını bu 65’inci Hükümetin Programı’nın bir paydaşı hâline getirmek ve bu anlamda bir seferberlik ruhuyla önümüzdeki süreyi, yani milletin bize 1 Kasımda vermiş olduğu süreyi en iyi şekilde kullanabilmektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 65’inci Hükümetle ortaya koyacağı icraatların 5 ana direk üzerinde yükseldiğini kaydeden Kurtulmuş, “Bunlardan 1’incisi; ekonomide faz değişimini gerçekleştirmek. Türkiye ekonomisinde 2002 şartlarıyla kıyasladığımız zaman Türkiye’de makroekonomik istikrar bakımından büyük merhaleler aşılmıştır. Ancak, bir ülkenin dünyanın süper liginde olan bir ülke haline gelebilmesi için patentleriyle, markalarıyla, AR-GE’deki yatırımlarıyla, yüksek teknolojilerindeki markalarıyla dünyada rekabet edebilir hale gelmesi gerekir. Bunun için de önümüzdeki dönemde, yani 65’inci Hükümetin iş başında olacağı dönemde, sadece makro istikrarı esas alan bir anlayışla değil, bu makro istikrarı mikro başarılarla sürdürecek bir performansı ortaya koymak zorundayız” şeklinde konuştu.
“BU MEMLEKETTE TERÖRLE 40 YILDIR MÜCADELE EDİLİYOR”
Terörün sona erdirilmesinin hükümetin ikinci önemli ayağı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Türkiye’de terör örgütleriyle 22 Temmuz 2015’ten itibaren devam eden bir mücadele var. Bir kardeşimiz, zannediyorum Bülent Bey burada dedi ki: ‘Siz iktidara gelmeden evvel Türkiye’de terör sıfırdı.’ Değerli kardeşlerim, bu memlekette terörle 40 yıldır mücadele ediliyor. Terör artarak, azalarak ama maalesef bir şekilde her zaman dışarıdan destek alarak Türkiye’nin başına bela olmuştur. Türkiye’de on binlerce insanın ölmesine, Türkiye’de yine binlerce asker ve polisimizin şehit olmasına neden olan bir terör belasıyla karşı karşıyayız. Ne oldu da 22 Temmuz’dan sonra, düğmelerine basılmış bir şekilde Türkiye’de bütün terör örgütleri harekete geçirildi. IŞİD’inden DHKP-C’sine ya da PKK’sına kadar bütün terör örgütleri maalesef eş zamanlı olarak, biraz da bölgedeki, Orta Doğu’daki gelişmelerden cesaret alarak, biraz da kendilerine her platformda destek veren siyasi, ekonomik, lojistik, hatta ve hatta her alanda bunların ellerinden tutarak uluslararası alana çıkaranların destekleriyle 22 Temmuzdan sonra terör Türkiye’nin üzerine abanmaya başladı. Terörle mücadele meselesi milletimizin bugün ortak meselesi haline gelmiştir” dedi.
“TÜRKİYE’DE YENİ BİR ANAYASA YAPACAĞIZ”
Kurtumuş, şunları kaydetti:
“Türkiye’de yeni bir anayasa yapacağız. Bu yeni anayasa yapmak, sadece AK Parti Grubunun ya da sadece 65’inci Cumhuriyet Hükümetinin kendisini bağladığı bir vazife ve sorumluluk değildir. Bu, aynı zamanda yüce parlamentonun bir görevidir. Türkiye yeni bir anayasa yapacaktır; sivil, demokratik, katılımcı, çoğulcu yeni bir anayasa yapacaktır. Bu anayasayı yaparken Türkiye’de bütün siyasal kanatların bu sürece katkı sunması için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğimizi de hepiniz biliyorsunuz, şahitsiniz. Anayasalar bir partinin anayasası olmaz, eyvallah, ama anayasalar konuşulmaya başlandığı zaman, ‘Bu Anayasa’yı ancak kanla değiştirirsiniz’ anlamına gelen sözleri söylemek de asla demokratik anlayışla, demokratik teamülle bağdaşmaz. Eğer, bugün burada konuşulmasaydı, söylenmeseydi söylemeyecektim, ama cümle aynen şöyledir: ‘Anayasa değişimine, sizin istediğiniz Anayasa değişimine Cumhuriyet Halk Partisi asla imkan vermeyecektir’. Cümle aynen böyle. Allah aşkına, bu cümle ne demek? Anayasa değişikliğine imkân verecek olan yer Cumhuriyet Halk Partisi Grubu değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.”
Kurtulmuş anayasa değişikliğini isteyenin vatandaş olduğunu belirterek, “Tartışırız; sizler de teklifinizi getirirsiniz, bizler de teklifimizi getiririz, 2 partimiz daha var, onlar da tekliflerini getirir; uzlaşma masasında uzlaşırız uzlaşamayız, 367’yi buluruz, millete gideriz, ama Anayasa’nın tartışıldığı yerde, ‘Bunu asla yapamazsınız’" demek, millet iradesine saygısızlıktır, millet iradesini anlayamamaktır; hele hele Anayasa değişikliği gibi Türkiye’nin hukuki reformlarının bir parçası olan konuda, söz açılmışken konuyu dönüp dolaştırıp bir türlü kana getirmek, asla kabul edilemeyecek bir husustur” diye konuştu.
“TÜRKİYE YENİ BİR ANAYASAYLA YOLUNA DEVAM EDECEKTİR”
AK Parti olarak başkanlık sistemini dile getirdiklerini belirten Kurtulmuş, “Bu, milletle seçim sırasında yaptığımız taahhüdün, milletle olan vaatleşmemizin bir parçasıdır. Başkanlık sisteminin anayasal reform sürecinin bir parçası olduğunu sadece söylüyoruz. Sadece onu alıp bütün anayasal reform sürecimizin aslı esası bundan ibaretmiş gibi tartışma yürütmeyi asla doğru bulmuyoruz. Türkiye’de etkin bir yürütmenin sağlanabilmesini, Türkiye’de yargı reformunun yapılabilmesini, büyük bir denge mekanizması kurularak vatandaşın iradesinin siyasal sistemde daha etkin temsil edilmesini istemekten daha doğal ne olabilir? Bu çerçevede, inşallah AK Parti Grubu sizlerin de -zaten Anayasa oylamasında, biliyorsunuz, grup kararı yok- destekleriyle Türkiye’ye yakışır yeni bir anayasa yapmayı sağlayacak ve Türkiye yeni bir anayasayla yoluna devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Toplumsal bütünlüğün sağlanmasının borçları olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Irak’ın işgaliyle birlikte başlayan süreçle birlikte bölgede, maalesef, halklar temel bazı fay hatları üzerinden birbirlerine düşman hâle getirilmeye çalışılıyor. Bir taraftan etnik kimlikler, bir taraftan mezhep kimlikleri üzerinden bu bölgede önce ülkeler birbirine, ardından da aynı ülke içerisinde milletler birbirine düşürülüyor. Bu oyuna asla gelmeyeceğiz. Bu memlekette hiçbir vatandaşımızı bir diğerinden ayırt edecek ne etnik ayrımcılık üzerinden ne mezhep ayrımcılığı üzerinden Türkiye’nin bölünmesine müsaade etmeyeceğiz, bu konudaki politikalara millet olarak fırsat vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
(İHA)
TBMM Genel Kurulu’nda 65. Hükümet Programı görüşmelerinde konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 27 Mayıs darbesinde halkın canından çok sevdiği insanı dar ağacına gönderen anlayışı lanetlediğini belirterek, Türkiye’nin daha o günlere geri dönmemesi için de Meclis’in elinden geleni yapması gerektiğini ifade etti. Kurtulmuş, “65’inci Hükümet, eğer bir isim koymak gerekirse, bir reform, atılım ve icraat hükümetidir. Bu anlamda bu hükümet, geçmiş on dört yıllık süre içerisinde AK Parti hükümetleri tarafından Türkiye’de yapılan değişimleri öncelikli olarak sistematik hale getirmek, yani bunları dönüşüm süreçleri içerisinde tamamlayarak siyasi, ekonomik, toplumsal ve hukuki reformları sonlandırmak durumundadır. Bu çerçevede 65’inci Hükümetin öncelikli hedefi, bu icraatlarını kalıcı hale getirmek, sistematik olarak dönüşümleri sağlamak ve bunları Türkiye siyasetinin, Türkiye ekonomisinin geleceğine taşımaktır. Bunu yapmak için de bir seferberlik ruhuyla hem siyaset kurumunu, siyaset kurumlarını hem bürokrasiyi hem de Türkiye siyasetini, ekonomisini ilgilendiren bütün çözüm ortaklarını bu 65’inci Hükümetin Programı’nın bir paydaşı hâline getirmek ve bu anlamda bir seferberlik ruhuyla önümüzdeki süreyi, yani milletin bize 1 Kasımda vermiş olduğu süreyi en iyi şekilde kullanabilmektir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin 65’inci Hükümetle ortaya koyacağı icraatların 5 ana direk üzerinde yükseldiğini kaydeden Kurtulmuş, “Bunlardan 1’incisi; ekonomide faz değişimini gerçekleştirmek. Türkiye ekonomisinde 2002 şartlarıyla kıyasladığımız zaman Türkiye’de makroekonomik istikrar bakımından büyük merhaleler aşılmıştır. Ancak, bir ülkenin dünyanın süper liginde olan bir ülke haline gelebilmesi için patentleriyle, markalarıyla, AR-GE’deki yatırımlarıyla, yüksek teknolojilerindeki markalarıyla dünyada rekabet edebilir hale gelmesi gerekir. Bunun için de önümüzdeki dönemde, yani 65’inci Hükümetin iş başında olacağı dönemde, sadece makro istikrarı esas alan bir anlayışla değil, bu makro istikrarı mikro başarılarla sürdürecek bir performansı ortaya koymak zorundayız” şeklinde konuştu.
“BU MEMLEKETTE TERÖRLE 40 YILDIR MÜCADELE EDİLİYOR”
Terörün sona erdirilmesinin hükümetin ikinci önemli ayağı olduğunu söyleyen Kurtulmuş, “Türkiye’de terör örgütleriyle 22 Temmuz 2015’ten itibaren devam eden bir mücadele var. Bir kardeşimiz, zannediyorum Bülent Bey burada dedi ki: ‘Siz iktidara gelmeden evvel Türkiye’de terör sıfırdı.’ Değerli kardeşlerim, bu memlekette terörle 40 yıldır mücadele ediliyor. Terör artarak, azalarak ama maalesef bir şekilde her zaman dışarıdan destek alarak Türkiye’nin başına bela olmuştur. Türkiye’de on binlerce insanın ölmesine, Türkiye’de yine binlerce asker ve polisimizin şehit olmasına neden olan bir terör belasıyla karşı karşıyayız. Ne oldu da 22 Temmuz’dan sonra, düğmelerine basılmış bir şekilde Türkiye’de bütün terör örgütleri harekete geçirildi. IŞİD’inden DHKP-C’sine ya da PKK’sına kadar bütün terör örgütleri maalesef eş zamanlı olarak, biraz da bölgedeki, Orta Doğu’daki gelişmelerden cesaret alarak, biraz da kendilerine her platformda destek veren siyasi, ekonomik, lojistik, hatta ve hatta her alanda bunların ellerinden tutarak uluslararası alana çıkaranların destekleriyle 22 Temmuzdan sonra terör Türkiye’nin üzerine abanmaya başladı. Terörle mücadele meselesi milletimizin bugün ortak meselesi haline gelmiştir” dedi.
“TÜRKİYE’DE YENİ BİR ANAYASA YAPACAĞIZ”
Kurtumuş, şunları kaydetti:
“Türkiye’de yeni bir anayasa yapacağız. Bu yeni anayasa yapmak, sadece AK Parti Grubunun ya da sadece 65’inci Cumhuriyet Hükümetinin kendisini bağladığı bir vazife ve sorumluluk değildir. Bu, aynı zamanda yüce parlamentonun bir görevidir. Türkiye yeni bir anayasa yapacaktır; sivil, demokratik, katılımcı, çoğulcu yeni bir anayasa yapacaktır. Bu anayasayı yaparken Türkiye’de bütün siyasal kanatların bu sürece katkı sunması için üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirdiğimizi de hepiniz biliyorsunuz, şahitsiniz. Anayasalar bir partinin anayasası olmaz, eyvallah, ama anayasalar konuşulmaya başlandığı zaman, ‘Bu Anayasa’yı ancak kanla değiştirirsiniz’ anlamına gelen sözleri söylemek de asla demokratik anlayışla, demokratik teamülle bağdaşmaz. Eğer, bugün burada konuşulmasaydı, söylenmeseydi söylemeyecektim, ama cümle aynen şöyledir: ‘Anayasa değişimine, sizin istediğiniz Anayasa değişimine Cumhuriyet Halk Partisi asla imkan vermeyecektir’. Cümle aynen böyle. Allah aşkına, bu cümle ne demek? Anayasa değişikliğine imkân verecek olan yer Cumhuriyet Halk Partisi Grubu değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’dir.”
Kurtulmuş anayasa değişikliğini isteyenin vatandaş olduğunu belirterek, “Tartışırız; sizler de teklifinizi getirirsiniz, bizler de teklifimizi getiririz, 2 partimiz daha var, onlar da tekliflerini getirir; uzlaşma masasında uzlaşırız uzlaşamayız, 367’yi buluruz, millete gideriz, ama Anayasa’nın tartışıldığı yerde, ‘Bunu asla yapamazsınız’" demek, millet iradesine saygısızlıktır, millet iradesini anlayamamaktır; hele hele Anayasa değişikliği gibi Türkiye’nin hukuki reformlarının bir parçası olan konuda, söz açılmışken konuyu dönüp dolaştırıp bir türlü kana getirmek, asla kabul edilemeyecek bir husustur” diye konuştu.
“TÜRKİYE YENİ BİR ANAYASAYLA YOLUNA DEVAM EDECEKTİR”
AK Parti olarak başkanlık sistemini dile getirdiklerini belirten Kurtulmuş, “Bu, milletle seçim sırasında yaptığımız taahhüdün, milletle olan vaatleşmemizin bir parçasıdır. Başkanlık sisteminin anayasal reform sürecinin bir parçası olduğunu sadece söylüyoruz. Sadece onu alıp bütün anayasal reform sürecimizin aslı esası bundan ibaretmiş gibi tartışma yürütmeyi asla doğru bulmuyoruz. Türkiye’de etkin bir yürütmenin sağlanabilmesini, Türkiye’de yargı reformunun yapılabilmesini, büyük bir denge mekanizması kurularak vatandaşın iradesinin siyasal sistemde daha etkin temsil edilmesini istemekten daha doğal ne olabilir? Bu çerçevede, inşallah AK Parti Grubu sizlerin de -zaten Anayasa oylamasında, biliyorsunuz, grup kararı yok- destekleriyle Türkiye’ye yakışır yeni bir anayasa yapmayı sağlayacak ve Türkiye yeni bir anayasayla yoluna devam edecektir” ifadelerini kullandı.
Toplumsal bütünlüğün sağlanmasının borçları olduğunu ifade eden Kurtulmuş, “Irak’ın işgaliyle birlikte başlayan süreçle birlikte bölgede, maalesef, halklar temel bazı fay hatları üzerinden birbirlerine düşman hâle getirilmeye çalışılıyor. Bir taraftan etnik kimlikler, bir taraftan mezhep kimlikleri üzerinden bu bölgede önce ülkeler birbirine, ardından da aynı ülke içerisinde milletler birbirine düşürülüyor. Bu oyuna asla gelmeyeceğiz. Bu memlekette hiçbir vatandaşımızı bir diğerinden ayırt edecek ne etnik ayrımcılık üzerinden ne mezhep ayrımcılığı üzerinden Türkiye’nin bölünmesine müsaade etmeyeceğiz, bu konudaki politikalara millet olarak fırsat vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
(İHA)