Yeni dönemin bütünüyle yeni anayasaya ve Başkanlık sistemine kilitlenmiş bir dönem olacağını dile getiren Hacısalihoğlu, “Aynı zamanda projeler de eş zamanlı sürdürülecektir. Türkiye’nin artık kaçınılmaz olarak gündemine oturmuş yeni anayasa talebi var. Bundan kastedilen şey sistemdeki fiili değişikliğin hukukileşmesidir, yani Başbakan ve Cumhurbaşkanı iki başlılık gibi bir durum artık sürdürülemezliği netleşmiştir. Aslında gündemde olup işleyecek ve hayata geçmesi için uğraş verileceği Sayın Binali Yıldırım’ın Başbakanlığıyla yeni bir siyasi süreç başlıyor. Tabi bu süreçte mevcut anayasanın zorunlulukları var. Onların yerine getirilmesi için öncelikle yeni anayasanın ve yeni sistemin referanduma götürülmesi için çaba sarf edilecektir.” dedi.
“PARLAMENTER SİSTEMİN BÜYÜK SIKINTILARI VAR, ERKEN SEÇİM DE OLABİLİR”
MHP’nin tavrının önemli olduğunu gerekirse erken seçime gidilebileceğini vurgulayan Hacısalihoğlu, “ Devlet Bahçeli grup toplantısında her ne kadar biz sadece terör konusunda destek veriyoruz başkanlık konusunda desteğimiz yok dese de şu olabilir, MHP, Başkanlık sistemi Türkiye’nin gündemindedir halka anlatmak gerekir biz olmaması için propaganda yaparız fakat millet iradesi karar versin diyebilir. Böylece referandumun yolu açılır bu olmaz ise ben erken seçimin gündemde olduğu kanaatindeyim. Çünkü bugün itibarıyla görünüyor ki baba ile oğlu bile sıkıntıya sokabilecek bir yetki karmaşası var. Şuanda sistemin tarifi yok fiili olarak yarı başkanlık gibi işliyor kabul ediyoruz ki öyle ama bir yandan da mevcut duruma parlamenter sistem diyoruz.
Parlamenter sistemin çok büyük sıkıntıları var. 1 Kasım öncesi ve 7 Haziran seçimleri sonrası tabloyu düşünün nasıl bir kriz atmosferine doğru sürükleniyordu Türkiye hükümet kurulamıyor, birlik olunmuyordu. Koalisyon olsaydı sağlıklı, uzun soluklu, yüksek profilli bir koalisyon olmayacağı çok açıktı. Bütün bunlar Türkiye açısından 14 yıllık elde edilmiş istikrarın biriktirilmiş olan kazanımların kalıcılaşması ve süreklileşmesi açısından da sıkıntı üretiyordu. O açıdan 1 Kasım bu sorunu ortadan kaldırdı” açıklamalarında bulundu.
“TÜRKİYE’DE Kİ DEVLET KURUMLARI BİRBİRİYLE ÇATIŞIYOR OYSA DENGE İÇİN DE ÇALIŞMALARI GEREKİR”
“Ak Parti’nin uzun soluklu hedefleri var bu ancak Başkanlık Sistemiyle olur” diyen Hacısalihoğlu, “ Türkiye’de devlet kurumları birbiriyle denge içinde çalışmak yerine çatışır halde geriye dönük bakıldığında böyle bir mazisi var. Sistemin balıkçı ağı gibi bütünleşmesi gerekir. Millet iradesinin de damgasını vurduğu hale gelmesi ve bunun kalıcılaşması lazım. Dış müdahalelere, kolaylıkla manipülasyonlara, uluslararası her türlü senaryoya kapalı ama dünyayla barışık, demokratik hak ve hürriyetlerin adalet içerisinde işlediği bir sisteme ihtiyaç var. O açıdan Başkanlık Sisteminin hedeflenenleri ve istediği budur.
Belirlenecek sistem; eklektik, dışarıdan olduğu gibi ithal olmamalıdır. Esasen Türkiye’nin temel ihtiyaçlarını karşılayan, geçmiş deneyimlerini gözeten,kendi sosyolojiyle uyumlu,geçmişte yaşadığı kurumsal dağınıklığı, vesayet anlayışlarını bertaraf edecek, paralel devlet yapılanmalarına asla müsaade etmeyecek bir mekanizmaya sahip ve bizim modelimiz olacak bir sistemin üretilmesi gerekir. Bu model bizim modelimiz olacak ve ona “Türk tipi başkanlık” veya Türkiye’nin Başkanlık sistemi denilecek. Bu model örnek olacak ve tüm mazlum milletlerin ihtiyacını karşılamaya matuf olacak.Kısacası öyle bir model geliştirmeliyiz ki bu örnek olmalıdır” diye konuştu.
“KABİNEDE Kİ DEĞİŞİK OLUMDUR, ANA OMURGA DAĞILMADI”
Yeni kurulan hükümet ile ilgili ana omurganın çok fazla dağılmadığını dile getiren Hacısalihoğlu sözlerine şöyle devam etti; “65. Hükümet kuruldu, sonraki süreçte daha fazla Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bütünleşmiş bir şekilde çalışılacaktır. Deneyimleriyle, birikimleriyle güçlü bir kabine olduğu kanaatindeyim. Bakanlıkların karakteriyle bakanların birikimleri arasında özenli bir örtüşmenin sağlandığını söyleyebiliriz. Kabine de 9 yeni bakan görüyoruz, 8de ayrılan bakanlar var. Türkiye, terör ve paralel yapılanmayla mücadeleyi sürdürüyor o açıdan İçişleri Bakanının yerini korunduğunu görüyoruz. Adalet bakanı da aynı şekilde yerini korudu.
Sağlık Bakanlığında bir değişiklik oldu Recep Akdağ geri döndü, aslında sağlıkta Türkiye’nin ciddi mesafe alıp reformlar düzeyinde başardığı çok kazanım var onlara damgasını vuran bir bakandı. Yeniden koltuğuna geri dönmesi olumlu bir gelişmedir. Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, burada da şöyle bir değerlendirme yapılabilir, Fikri Işık’ın da geçmişte Bilim ve Teknoloji Bakanlığı deneyimi var.
Orada da bir takım çalışmaları ve çabaları olan mühendis kökenli bir kimliktir. Çevre ve Şehircilik Bakanı eski bir yerel yöneticiydi Mehmet Özhaseki, Değişmeyen aslında ekonomi patronajlı yani yine başbakan yardımcısı düzeyinde ekonomiden sorumlu Mehmet Şimşeğin görevine devam edeceğini koltuğunu koruduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bunun da yine başta söylediğim gibi omurgada fazla bir değişimin olmadığının bir işareti. Yalçın Akdoğan belki burada en önemli değişim, çünkü başbakan yardımcısıydı etkin bir görevi vardı, kabine dışı kaldı”.
“KOLTUK DEĞİŞİMİ KÜSLÜKLERE NEDEN OLMAZ, TERÖR VE PARALELLE MÜCADELE DEVAM EDECEKTİR”
“Ak Parti’nin geleneğinde koltukların devredilmesi hiçbir zaman küskünlüklere, muhalefeti besleyen krizlere yol açmaz” diyen Hacısalihoğlu, “Başbakan değişimi de bunun başka bir boyutuydu. Dolayısıyla bakanlardaki değişim sadece bir bayrak değişimidir. Hiçbir şekilde kim geldi, kim gitti gibi büyük sonuçlar çıkarmamak gerekir. Yine önemli kimlikler varlıklarını ve kabinede görevlerini sürdürüyor. Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la uyumlu bir şekilde çalışacak bu yeni süreci hızlandırarak, terörle ve paralelle mücadele sürecektir. Öte yandan kalkınma, ileri teknolojideki hedefler gerçekleştirilecek ve bütün bunları da kalıcılaştıracak bir başkanlık sistemi ve anayasa değişimi ön görülen yeni bir siyasi evrene girmiş bulunmaktayız, bu hükümetle gündemde olan budur” dedi.
dikGAZETE.com