Ülkemizde toplumsal ve bireysel gerilim farklı alanlarda ve boyutlarda ortaya çıkıyor. İstanbul'da yaşayan 18 yaş üstü kişilerle gerçekleştirilen, kişilerin temel olarak stadyum deneyimleri, spor müsabakalarında güvenliğe ilişkin algıları ve beklentilerinin ölçüldüğü güncel bir araştırmaya göre her 10 kişiden 7'si stadyumları güvensiz bulmaktadır. Her 4 kişiden 1'i ise şiddet sebebiyle statlara gitmemektedir. 10 kişiden 8'i güvenlik gerekçesiyle ailesiyle birlikte stadyuma gidemiyor, statlara gidenlerin yüzde 73'ü ise şiddete maruz kalıyor veya buna tanık oluyor. İşte bütün bunlar dikkate alındığında stadyumlarda ne kadar güvendeyiz sorusu gündeme taşındı.
Son olarak Trabzonspor-Fenerbahçe arasında oynanan müsabakada bir taraftarın sahaya atlayarak Hakem Volkan Bayarslan'a saldırması futboldaki şiddeti zirveye taşıdı. Konunun vahimliğini İHA'ya değerlendiren Bahçeşehir Üniversitesi Özel Güvenlik ve Koruma Programı Genel Koordinatörü Osman Öztürk, "Dostluk, kardeşlik ve centilmenlik içerisinde yapılması gereken futbol müsabakalarında son dönemde ne yazık ki birçok şiddet olayının yaşandığını görüyoruz. Bunun nedenlerini inceleyebilmek için konunun derinlerine girmek gerekiyor. Fanatizm, holiganizm yapan taraftarların kendi takımlarını desteklerken, sonuç ne olursa olsun şiddete başvurmasını bazı sosyo-psikolojik ve demografik yapı açısından ele almamız gerekiyor " dedi.
"STADYUMLAR TOPLUMSAL DUYARLILIĞIN EN YOĞUN YAŞANDIĞI YERLER"
"Türkiye'de son dönemde toplumsal şiddetin arttığını görüyoruz. Özellikle terör ve şiddet olayları toplumdaki güvenlik endişesini de olumsuz etkiliyor" diye konuşan Osman Öztürk, "Bu da en fazla stadyumlara yansıyor. Çünkü futbol ve stadyumlar toplumsal duyarlılığın en yoğun olarak yaşandığı yerlerdendir. Buradaki gerilimlerin yansımasını da statlarda şiddete dönüşmüş bir şekilde görüyoruz. Burada öncelikle sporun paydaşları dediğimiz tribün liderleri, kulüp başkanları, yöneticileri, taraftarlar ve medya çok aktörlü olarak futbolun yeniden değerlendirilmesi, incelenmesi, sorunların ortaya konulması ve bunlara yönelik ciddi anlamda önlemlerin alınması konusunda birlik olmalı. Yasa tek başına yeterli değil. Bunun uygulanması da önemlidir" ifadelerini kullandı.
"STADYUM GÜVENLİĞİNİ SAĞLAYACAK KİŞİLER EĞİTİMLİ OLMALI"
Türkiye'de alınan önlemlerin görünürde yeterli gibi gözükse de öyle olmadığını belirten Öztürk, "Çok etkin, tüm muhtemellıkların değerlendirildiği, risk analizlerinin yapıldığı ve tüm paydaşların bu konuda eğitildiği, denetlendiği güçlü bir yönetsel yapı yok. Statlarda güvenliği sağlayan güvenlik güçlerini değerlendirmemiz lazım. Türkiye'de güvenli stat denilen bir konsept oluşturulmalı.
Dünyada böyle bir sistem var. Güvenlik açısından alanında uzmanlaşmış, güvenli stadyum alanında eğitilmiş, bilinçlendirilmiş güvenlik yapılarının oluşturulması gerekiyor. Özel güvenliklere baktığımızda maalesef yetersiz, eğitimsiz ve alanlarında uzman değiller. Özel güvenlikler sadece maçtan maça toplanan, az bir ücret alan ve maç öncesi, sırası ve sonrası için hiçbir eğitimden geçirilmeyen kişilerden oluşuyor. Burada asıl sorun bu. Özel güvenlik görevlilerinin yeni baştan değerlendirilmesi gerekiyor. Stadyum güvenliği konusunda uzman ve sertifikalı güvenlik yapılarının oluşturulması lazım.
Güvenlik konusu kulüpler tarafından bir maliyet olarak görülüyor. Yüksek ücret ve bilançolardan dolayı güvenlik konusunda pek bir şey yapmıyorlar. Sadece alınan bazı geçici önlemler var. Bu noktada çok etkin bir projenin stadyumlarda yürürlüğe konulması gerekiyor" açıklamalarında bulundu.
"YASA YAPMAK DEĞİL ONU UYGULAMAK ÖNEMLİ"
6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'a da değinen Öztürk, "Birçok yasa çıkarıldı. En son çıkan 6222 sayılı yasa ile yaşanan bu olaylar için ilk defa idari para cezaları ve adli gözetim getirildi. Yaptırımlar etkili gibi gözükse de önemli olan yasayı uygulamaya dökebilmek. Bu noktada eksikliklerimiz var. Yasa sonrasında denetleme yaparak ve onların sonuçları takip ederek ciddi bir şekilde uygulanması gerekiyor. Statlarda haklarında işlem yapılan kişiler yeniden statlara girebiliyor. Burada denetimler yeterli değil, ciddi olarak takip edilemiyor" dedi.
"PASSOLİG DE YETERLİ OLMADI"
Passolig sisteminin de saha içindeki şiddet olaylarının tam olarak önüne geçemediğinin altını çizen Öztürk, "6222 sayılı yasayla birçok yenilikler yapıldı. Passolig uygulaması devreye sokuldu. Ama bunda da eksiklikler var. Stada girişi yasak olan veya bileti olmadığı için arkadaşının bileti ile stada giren kişilerin varlığını görüyoruz. Bu konuda güvenlik görevlilerinin eksik kaldığı yerde teknolojik anlamda düzenlemeler yapılmalı ve Passolig sisteminin yetkin olarak kullanılması sağlanmalıdır" diye konuştu.
"GÜVENLİ STADYUM OLUŞTURULMALI"
Statlarda yaşanan şiddet olaylarının önüne geçilmesi için de çözüm önerilerinde bulunan Öztürk, "Güvenlik görevlilerin görevleri, yetkileri ve stadyumlardaki uygulamalarıyla ilgili olarak stadyum güvenliği konseptinin geliştirilmesi lazım. Yani güvenli stadyum dediğimiz, stadyum ikliminin tüm paydaşlar açısından güvenli hale dönüştürüldüğü bir yönetselliğin oluşturulması gerekiyor.
Bu da güvenlik güçlerinden başlayarak taraftarlara, kulüp yöneticilerine, sporculara, medyaya kadar bilinçlendirici çalışmalar yapılmasıyla olacak bir şey. Çok aktörlü ve çok paydaşlı olan stadyum güvenliğinde bilimsel çalışmalar, araştırmalar, risk analizleri yapılmalı. Maç öncesi, esnası ve sonrası için muhtemellık değerlendirmeleri yapılarak mutlaka güvenlik, valilik, Spor İl Müdürlüğü, kulüpler ve medya bu konuda bir proje ile yeniden incelenmeli; daha güçlü bir güvenlik yapısı oluşturulmalı" diye açıklamalarda bulundu.
"Bu olaylar bizi üzüyor. Maçlarda başlayan bu gerilim daha sonra toplumun diğer katmanlarına da yayılabilir" ifadelerini kullanan Öztürk, "Bu ileride büyük toplumsal olaylara da neden olabilir. Geçtiğimiz günlerde Trabzon'da hakeme yapılan saldırı, sadece ona yapılmamıştır. Türkiye'nin gözü önünde futbol sektöründeki herkese, buradaki adalet duygusuna, güvenlik yapısına ve futbol adaletine yapılmıştır. Bu konuda ciddi önlemler alınması gerektiğine inanıyorum" diyerek sözlerini noktaladı.Biz de umarız ki sporda yaşanan bu kötü ve vahim ortamdan uzaklaşılarak barış ve dostane bir ortamda müsabakalar seyredebiliriz.
dikGAZETE.com