Gramofon ve taş plak koleksiyoneri Raif Kara, koleksiyon sürecinin nasıl geliştiğini İHA muhabirine anlattı. Kara, çocukluk döneminden itibaren eski olan her türlü eşyaya karşı bir meraka sahip olduğunu belirterek, “Bir gün eski bir eşya yerine bir gramofon aldım. Gramofonun diğer tüm eski eşyalardan farklı olduğunu beş duyu ile birlikte ruha da hitap ettiğini gördüm. Sonrasında bir gramofon, bir gramofon daha derken günümüze geldiğimizde 135 gramofon, 6 binden fazla taş plak ile koleksiyonerlik yapıyorum” dedi.
İlk edindiği gramofonun çanta tipi gramofon olduğunu söyleyen Kara, gramofonu aldığı zaman 22 yaşında olduğunu ve kullanma inceliklerini henüz bilmediğini kaydederek, “Maalesef katletmiştim. Onun verdiği etki ile bir tane, bir tane derken 135’e geldik” diye konuştu.
“İstiklal Marşı plakları tartışmasız en kıymetlisi”
Kara, koleksiyonda yer alan en nadide sayılabilecek gramofon ve plak içinse, “Gramofonların hemen hepsi Türkiye’de ikinci bir eşi olmayan gramofonlar. Hepsi çalışır durumda, hepsi de orijinal. Dolayısıyla gramofonlar içinde şu diye ayırmak zor ama bir tane çok çok kıymetli olan var. 1912 yıllında İngiltere’de Osmanlı Sarayı için özel olarak yaptırılmış, altın kaplama bir gramofon var. O bana göre hem maddi hem de manevi anlamda en kıymetlisi. Plaklara geldiğimiz zaman ise İstiklal Marşı plakları tartışmasız en kıymetlisi. İstiklal Marşımızın toplamda 14 tane bestesi var. Bende 3 ayrı bestesinin toplamda 23 tane plağı var. Yani aynı plaktan birden fazla olmak kaydı ile 23 plak var” dedi.
Kara, İstiklal Marşı’na ait üç farklı besteyi seslendiren Hafız Burhan, Hanende İbrahim ve Ali Rıfat Çağatay'ın plaklarının koleksiyonda yer aldığını söyledi.
Türk milletinin ilk ses kayıtları
Koleksiyonda dikkat çeken bir detay ise Kara’nın ifadesi ile “Türk milletine ait ilk ses kayıtları” oldu. Kara, elinde bulunan bu nadide eserin hikayesini ise, “Bunlar kayıtları 1890 yılında yapılmış olan bal mumu kovan plaklar. Bal mumu kovan plak demek dünyada ses tarihi 1877’de başlıyor. Osmanlı'ya gelmesi 1890’larda. Bu da 1890’larda yapılmış Türk milletinin ilk ses kayıtlarının plağı” sözleriyle anlattı.
Kara, bal mumundan yapılmış plakları 20 senedir muhafaza ettiğini kaydederek, her birinin tek bir kopya olduğuna dikkat çekti. Plakların tırnakla üzeri çizilmesi halinde veya yüksek sıcaklıkta zarar gördüğünü, bu yüzden 22 derece ve 135 derece nemde korunduğunu söyleyen Kara, bal mumu plakların eline ulaşma hikayesini de şöyle anlattı:
“Bunların bana ulaşması çok ilginç. İstanbul’dan bir eskici arkadaş aradı tarif etti böyle bir şeyi. Görmeden mümkün değil anlamak, bir anlamda da kumar oynamış olduk. Bayağı yüksek bir paraya bunları aldım. Geldiklerinde bir baktık ki hayal ettiğimiz şeylermiş, çok mutlu olduk.”
Bal kovan mumu plaklarının 25 sefer dinlenebildiğini söyleyen Kara, bu sebeple plakları dinlemeye kıyamadığını, lazerle okumayı sağlayacak bir sistem geliştirilene kadar da dinlemeyi düşünmediğini söyledi.
350 bin adet gramofon iğnesi
Kara’nın koleksiyonu içerisinde gramofon ve taş plakların yanı sıra gramofon iğneleri de yer alıyor. Koleksiyonunda yaklaşık 350 bin adet gramofon iğnesi bulunan Kara, “Gramofonlarda plakları çalabilmesi için iğne olması gerekiyor. Pikaplarda bir iğne ile 10 bin plak dinleyebilirsiniz ama gramofonlarda her plak için bir iğne değiştirmek gerekiyor. Bende ne olur ne olmaz diye biraz fazla almışım. 350 bin tane gramofon iğnesi var” şeklinde konuştu.
Kara, koleksiyona çok fazla talep ve alıcı olduğunu ancak hiçbir zaman satmayı düşünmediğini ifade ederek, “Zaman zaman ‘bize satar mısınız’ diyenler, satmamı isteyen kişiler oluyor. Ama ben tabii ki bunu satmayı düşünmüyorum. Allah sattırmasın” dedi.
“Müze çatısı altında ileriye taşınması için çalışmalarım var”
Birçok nadide eserin bulunduğu koleksiyonla ileriye dönük gerçekleştirmek istediği projeleri anlatan Kara, “Bu çok kıymetli bir koleksiyon. Türk milletinin ilk ses kayıtları dahil çok çok kıymetli sanatçıların beste ve güftelerinin yer aldığı zengin bir koleksiyon. Özellikle plaklar için söylüyorum. Gramofonlarda birçoğu bende olan ve pırıl pırıl olan gramofonlar. Dolayısıyla bunun bir müze çatısı altında ileriye taşınması için çalışmalarım var” açıklamasında bulundu.
Kara’nın koleksiyonunda 4 adet çocuk gramofonu ve bunlara ait 30 civarında taş plak ile Deniz Kızı Eftelya, Münir Nurettin Selçuk, Hafız Burhan, Safiye Ayla, Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses, Zeki Müren, Abdullah Yüce, Erol Büyükburç, Adnan Pekak, Nesrin Sipahi, Ayten Gencer gibi tanınmış pek çok sanatçının doldurduğu ilk taş plaklar yer alıyor. Ayrıca Atatürk’ün sesinden 10. Yıl Nutku plağı, İstiklal Marşı’nın farklı bestelerinden taş plaklar, Hafız Sadettin’in sesinden Türkçe ezan taş plağı da koleksiyonda bulunuyor.
Benan Özben - Burak Altun
Kaynak: IHA
dikGAZETE.com