KARABÜK - Ersin Turan
UNESCO Dünya Miras Listesi'nde bulunan Karabük'ün Safranbolu ilçesinde, Osmanlı döneminde lonca düzeniyle yapılan ve savaş zamanında Osmanlı ordusunun ayakkabı ihtiyacını karşılayan 48 dükkanın bulunduğu "Yemeniciler Arastası"nda, geçen 355 yılda tek yemenici kaldı.
Evleri, hamamları, camileri, çeşmeleri ve köprüleriyle adeta "açık hava müzesi"ni andıran ilçedeki "Yemeniciler Arastası", aradan geçen sürede yemeni ustalarının iş yerlerini tek tek kapatmasıyla son yıllarda hediyelik eşya dükkanlarının bulunduğu bir yere dönüştü.
Çarşıda uzun yıllardır yemeni işi yapan tek usta olarak hizmet veren Erhan Başkaya da çırak bulamadığından işi oğlu Taha Başkaya'ya öğretiyor.
Safranbolu'nun benliği geleceğe taşınıyor
Araştırmacı-yazar Aytekin Kuş, Yemeniciler Arastası'nın eskiden Safranbolu tabakhanesinde üretilen derilerden ayakkabıların yapıldığı 48 dükkanlı bir iş yeri olduğunu söyledi.
Lonca geleneğine göre burada ustaların mesleklerini sürdürdüğünü, eşkenar üçgen bir planı olduğunu ifade eden Kuş, "48 dükkanda arı gibi çalışıp o yemeniler üretiliyordu, ancak 1937 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikaları'nın kurulmasıyla birlikte meslek geriledi. Daha sonra burası terk edilmiş konumdaydı. Dönemin Kültür Bakanı Ahmet Taner Kışlalı'nın kararıyla burası restore edilip geleneksel üretimlerin yapıldığı bir çarşı konumuna dönüştü. Şu an Safranbolu'daki turizmin odağı." diye konuştu.
Yemeniciler Arastası'nda daha önce müze de açıldığını ve ardından faaliyetinin durduğunu vurgulayan Aytekin Kuş, Safranbolu Kaymakamlığının, Erhan Başkaya'yı eski bir yemenici ustası olarak burada dükkan açması konusunda ikna ettiğini dile getirdi.
Başkaya'nın Safranbolu'nun sevilen insanlarından olduğunu aktaran Kuş, "Bedensel engelli olmasına rağmen hem yerel yöneticilik yapıyor hem de çırak bulamadığı içi oğlu Taha Başkaya'yı da yetiştirmek amaçlı bu işi öğretiyor. Safranbolu'daki benliğin geleceğe taşınması konusunda özverili çalışıyorlar." dedi.
"Bu zanaati bitirmeyeceğiz"
Yemenici ustası Erhan Başkaya da Yemeniciler Arastası'nın 1661 yılında kurulduğunu hatırlatarak, mesleğin tek temsilcisi olarak kaldıklarını ifade etti.
Bu zanaati bitirmeyeceklerini ve devam edeceklerini kaydeden Başkaya, şunları söyledi:
"Yemeni tamamen elde yapılan bir ayakkabıdır. Üzeri gerçek deri, içindeki astar keçi derisinden, altı manda derisinden yapılır, dikişler elle dikilir. Bu zanaati bitirmeyeceğiz, devam edeceğiz, bir tek biz kaldık ama inşallah benden sonra oğlum, oğlumdan sonra başkaları."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com