Politika

"31 Mart Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır"

Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte düzenlediği mitingde konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ’’31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır’’ dedi.

"31 Mart Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır"
23-03-2019 18:59

Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte düzenlediği mitingde konuşan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ’’31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır’’ dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı Büyük Ankara Mitingi’nde konuştu. Ankara’nın milli birliğin eğişi, milli bekanın da stratejik beşiği olduğunu kaydeden Bahçeli, ’’Ankara irademizin irfan ve itibar kaynağıdır. Ankara milli birliğimizin eğişi, milli bekamızın stratejik beşiğidir. Cumhur kadar haysiyetliyiz, Cumhuriyet kadar haşmetliyiz. Biz Türk milletiyiz’’ ifadelerini kullandı.

31 Mart seçimlerinin Ankara için uçurumdan önceki son çıkış olduğunu vurgulayan Bahçeli, Cumhur İttifakı’nın milli varoluşun hizmetkarı olduğunu belirtti. Bahçeli, 31 Mart seçimiyle milli bekanın Ankara’nın tarihsel ve egemenlik haklarının hem teyidinin hem de tescilinin yapılacağının altını çizerek, ’’Biz, Cumhur İttifakı’yız. 31 Mart seçimleri Ankara için uçurumdan önceki son çıkıştır. 31 Mart seçimleri Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişinden sonraki ilk mahalli idareler seçimdir. 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimlerinden 281 gün sonra aziz milletimiz sandık başına gitmektedir. 8 gün sonra yalnızca belediye başkanı seçmeyeceğiz. Yalnızca belediye meclis üyesi, köy ve mahalle muhtarı belirlemeyeceğiz. Bunların önünde ve üstünde milli bekamızın, Ankara’nın tarihsel ve egemenlik haklarının hem teyidini hem de tescilini yapacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kökleşmesine, Cumhuriyetin 100. yıl dönümünün inşa ve ihyasına güçlü bir destek vereceğiz. Yeni hükümet sistemiyle uyumlu olması beka düzeyinde önemli olan yerel yönetimleri sizlerin tercihiyle güvenceye kavuşturmuş olacağız. 31 Mart seçimleri, Ankaranın önünü kesmeye azmetmişlere Ankara’nın önünü açmaya yemin etmişlerin seçimidir. 31 Mart seçimleri, yalanla doğru, sahtekarlıkla sadakat, terör sevicilerle Türkiye sevdalıları arasında yapılacak olan en kritik seçim olacaktır. Sekiz gün sonra ya beka diyeceğiz, ya belaya boyun eğeceğiz. Ya yurdum diyeceğiz ya da yutulmaya razı geleceğiz. Cumhur İttifakı milli varoluşumuzun hizmetkarıdır. Cumhur İttifakı milli onurun güvenidir. Buna karşılık zillet ittifakı kumpastır, komplodur, karanlıktır, kaostur, kavganın güvertesidir. Ankara dün zilleti reddetti, Cumhuriyetin zirvesine yükseldi. İnancım odur ki yine başaracak, yeniden bir tarih yazacaktır. Cumhur İttifakı olarak buna ant içtik’’ şeklinde konuştu.

’’MİLLİYETÇİ HAREKET PARTİSİ BÜTÜN MENSUPLARIYLA ÖZHASEKİ’NİN ARKASINDADIR’’

MHP’nin bütün mensuplarıyla AK Parti Ankara Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki’yi desteklediğini açıklayan Bahçeli, şunları kaydetti:

’’Hacı Bayram Veli Hazretlerinin emanetlerine leke düşürmeyeceğiz. Şeyh Ali Semerkandi Hazretleri’nin mirasını kirletmeyeceğiz. Mustafa Kemal’in kutlu hedeflerini asla ihmal ve inkar etmeyeceğiz. Cumhur İttifakı’nın Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Sayın Mehmet Özhaseki’dir. Milliyetçi Hareket Partisi bütün mensuplarıyla, bütün teşkilatıyla Sayın Özhaseki’nin arkasındadır, destekçisidir. Ankara’nın tüm ilçelerinde Cumhur İttifakı’nın değerli adayları için elimizden gelen çalışmaları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Hiç tavsamadan, hiç gevşemeden, hiçbir akıl çelici ve istismarcı söze kulak vermeden Cumhur İttifakı’nın zaferine inandık, bunun için adeta seferber olduk. Biliniz ki Ankara Türkiye’nin özetidir, özgüvenidir, öz değeridir. Ankara, Türk milletinin ta kendisidir. Milletimizin her güzel insanı aynı zamanda Ankaralıdır. Hiçbir siyasi devşirme Ankaralılığı tapulu malı görmesin. Sayın Mehmet Özhaseki milletimizin ve Ankara’nın güzide bir mensubudur. Aksini iddia edenler başkentimizin hatırasına, milli birliğin hamuruna bölücülük ve fitne aşılamaya gayret eden namertlerdir. Ankaralı yiğittir, adamlığa sırt dönen namertlerle, geçmişine yüz çeviren nankörlerle işi olamaz. Ankaralı sözünün eridir, özü talan, sözü yalan kişilerle bir araya gelemez, bunlarla bir gelecek göremez.’’

’’’BEKA SORUNU YOK’ DEMEK MİLLİ MÜCADELEYİ UNUTTURMAK DEMEKTİR’’

’’Beka sorunu yok demek, milli mücadeleyi unutturmak demektir’’ diyen Bahçelli, Ankara’ya bakan, Ankara’yı kavrayan her vicdan sahibinin milli bekanın hayati önemini idrak edeceğine dikkat çekerek, beka sorunu yok demenin Ankara’nın başkent olarak tarih sahnesine çıktığı sürecin kesilmesi demek olduğunu söyledi. Bahçeli, beka sorununu inkar etmenin Türklerin Anadolu’dan nihai olarak çıkarılmasını projelendiren tarihi şark meselesine göz yummak olduğunu hatırlatarak, ’’Ankara’ya bakan, Ankara’yı kavrayan her vicdan sahibi milli bekamızın hayati önemini idrak ve ifade edecektir. Sandık başına giden her sağduyulu kardeşim, 15 Temmuz’da tepemizden atılan bombaları, yağdırılan kurşunları ve FETÖ işgal teşebbüsünü hatırından çıkarmayacak, kararını buna göre verecektir. Her Ankaralı zilletin yanında hizalanmış ekonomik tetikçilerin, döviz baronlarının yeniden başlayan operasyonlarını, iç ve dış saldırıları dikkate alıp milli duruşunu ispatlayacaktır. Bunun için dürüst bir mizaç, düzgün bir meşrep, milli ve dirayetli bir müktesebat yeterlidir. Beka sorunu yok demek, milli mücadeleyi unutturmak demektir. Beka sorunu yok demek, Türklerin Anadolu’dan nihai olarak çıkarılmasını projelendiren Tarihi Şark meselesine göz yummak demektir. Beka sorunu yok demek, Ankara’nın başkent olarak tarih sahnesine çıktığı sürecin kesilmesi demektir. Beka sorunu yok demek, hak ile batılın, haç ile hilalin, iman ile küfrün, millet ile zilletin tarihi mücadelesini unutmak demektir. Tehdit açıktır, karşımızdaki seçenek bellidir, ya bu topraklar üzerinde yaşayan Türk milleti bir ve bütün tutulacak, ya da acıklı ve kanlı şekilde bölünüp parçalanacaktır. Kısaca bekaya dudak bükmek mahsurludur, sakattır, çok tehlikelidir. ’’31 Mart beka seçimi değil, belediye seçimidir, beka sorunumuz da yoktur’ diyen gafiller bize ne söylemeye çalışıyorlar? Bu zillete kucak açanlar, muhterem ecdadımızın yüzüne yarın nasıl bakacaklar? Ne anlatacaklar? Hangi bahaneleri ileri sürecekler? Gafletteydik, görmedik, bilmedik, düşünmedik mi diyecekler? Oy peşindeydik, günü kurtarmaya çalışıyorduk mu diyecekler? Pazarlıklar böyleydi, arkamızdan itiyorlardı mı diyecekler? Çaresiz kaldık, tutsak alındık, boynumuzu eğdik mi diyecekler? Yolu karanlığa çıkan, rotası meçhule sapan, felaketlere kılavuzluk yapan Zillet İttifakı Mehmetçiğe kurşun sıkan hainlerle, sözde Kürdistan hatırlatması yapan siyasi bölücülerle iş birliğini, tarihe nasıl anlatacak? Bunun vebalini nasıl üstlenecek? Zillet İttifakının ortakları bunun hesabını iki cihanda nasıl verecekler? Türk milleti bunu asla kabul etmez. Ankaralı kardeşim bu ihanete yenilmez, bu ihaneti yemez, yutmaz. Mezhebi, kökeni, yöresi ne olursa olsun, hiçbir kardeşim buna razı olmaz. Türkiye bir ve bütün olur, Ankara aşılmaz kale gibi yükselir, bu oyuna gelmez. Kardeşliğine, birliğine ve varlığına musallat olan bu tehlikeyi elinin tersiyle iter. Sonsuza kadar var olmanın inancıyla, zilletin muhataplarına hak ettiği dersi verir. Sınır içinde, sınır ötesinde, dağda, mezrada, ovada vatan evlatlarına kanlı saldırılar yapan, hain pusular kuran, alçak suikastlar düzenleyen teröristlerin başkent Ankara’da ne işi vardır? Bunları belediye meclis üyelikleriyle taltif etmek nasıl bir sorumsuzluktur? CHP Genel Başkanı bu zillete nasıl tamam demiştir? FETÖ’yle, PKK’yla aynı çizgiye nasıl yuvarlanmıştır?’’ açıklamasında bulundu.

’’ZİLLET İTTİFAKINA DİYORUM Kİ ANKARA’YI ELE GEÇİREMEYECEKSİNİZ’’

’’Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni muhasım odaklara, yerli işbirlikçilere, hülasa yedi düvele meydan okuyarak inşa ettik’’ diyen Bahçeli, Ankara’yı kimsenin ele geçiremeyeceğine ve Ankara’nın hızını kimsenin kesemeyeceğine dikkat çekerek, ’’HDP’nin son dönemlerde sivri ve kirli diliyle öne çıkan eşbaşkanı açık açık ve aynen diyor ki; ’’Mansur Yavaş da bilecek ki, seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir. HDP’lileri yok sayarak siyaset yapamaz. O da işte bizim gücümüzdür.’’ Ankara’yı yavaşlatmaya çalışanlar, bu zelil itirafı da ajansınıza sordunuz mu? Konuyla ilgili herhangi bir görüş aldınız mı? Yavaş yavaş tükenenler, Ankara’ya PKK’lıları taşıma görevini size veren ne idüğü belirsiz ajansınız mıydı? Yoksa size dayatılan kara ajanda da yazılı olan talimatlar bunlar mıydı? Mert olun, yürekli olun, adam olun, cesaretiniz varsa kimlerle yan yana yürüdüğünüzü, hangi mihraklarla omuz omuza verdiğinizi gelin Ankaralıya açıklayın. Ajans deyip kıvırmayın. HDP Eşbaşkanı koz veriyor deyip suçlamalardan kaçmayın. Sahte senet düzenleyip kumpasa bağlamayın. HDP sevgisini dilim sürçtü deyip kapatmayın. Şaibeli ve sahte diplomalı kişilerle açtığınız haram tezgahınız bir anda bozulunca eski dostlarınıza şizofren diye bağırmayın. Vergi kaçakçılığı yaptıktan, onca alavere dalavereye saptıktan sonra çıkıp da Ankaralı kardeşlerimin yüzüne baka baka yalan söylemeyin. Ankaralı PKK’ya nasıl evet diyecek? Ankaralı, ’’Sözde Kürdistan’da kazanıp batıda AK Parti ve MHP’ye kaybettireceğiz’’ diyen bölücülerle aynı kareye nasıl girecek? Bu reva mıdır? Bu hak mıdır? Bu Ankaralıya nasıl yapılacaktır? CHP Genel Başkanı, henüz YPG’ye terörist diyemedi. 15 Temmuz’a tiyatro demekten vazgeçmedi. YPG, PKK’nın Suriye kolu değil mi? YPG, Fırat Kalkanı Harekatında, Zeytin Dalı Harekatında kahramanlarımızı, sınır il ve ilçelerdeki vatandaşlarımızı şehit eden katil ve terörist örgüt değil mi? Yeni Zelanda’da bir vandal, bir terörist 51 din kardeşimizi iki ayrı camide şehit etti, 47’sini yaraladı. Ne var ki CHP Genel Başkanı İslam dünyasından kaynaklanan terörden bahsetti. Kılıçdaroğlu soruyorum sana, bu kadar alçalmayı nasıl başardın? Bu denli gözlerini karartan, vicdanını uyuşturan neydi? Golan Tepeleri’ni İsrail toprağı olarak tanıma hazırlığı yapan Trump’a Kılıçdaroğlu ne diyecek, olamaz, yapamazsın çıkışıyla tepkisini gösterebilecek mi? Biz Türkiye Cumhuriyetini hainlere rağmen kurduk. Biz Türkiye Cumhuriyeti’ni muhasım odaklara yerli işbirlikçilere, hülasa yedi düvele meydan okuyarak inşa ettik. CHP-İP-HDP-SP-ÖDP-PKK-FETÖ milli bekamızı, Cumhuriyet’in ruhunu, milletimizin emsalsiz kazanımlarını, milli birlik ve dayanışma iradesini hem yıkmak hem de kırmak için devrededir. Gezi Parkında denediler, şamarı yediler. 6-7 Ekim olaylarında denediler, bedelini ağır şekilde ödediler. Hendek kazıp çukur açtılar, iç isyan ve istilaya kalkıştılar, açtıkları çukurlara debelene debelene gömüldüler. 15 Temmuz’da denediler, rüzgar ekeyim derken fırtına biçtiler, kıvrana kıvrana sonuçlarına katlandılar. Zillet İttifakına diyorum ki, 31 Mart’a da yapamayacaksınız, Ankara’yı ele geçiremeyeceksiniz. Ankara’nın hızını kesemeyeceksiniz. Eski ülkücüymüş, eski MHP’liymiş, bunların hepsi masal, hepsi fasa fisodur. Ya ülkücüsündür, ya değilsindir. Ya MHP’lisindir, ya da değilsindir. Arası yoktur, ortası yoktur’’ dedi.

’’CUMHUR İTTİFAKI KARANLIĞI AYDINLATMAK KUŞATMAYI YARMAK İÇİN GELİYOR’’

Milliyetçiliğin milletine derin sevgi ve muhabbetle bağlı olmak, tarihini bilmek, kimliğini bilmek, kökünü bilmek olduğunu kaydeden Bahçeli, Ankara’nın birçok badire atlattığını fakat yine de taviz vermediğini belirtti. Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti’nin çok zor şartlar altında kurulduğunun altını çizerek, ’’HDP’ye el avuç açan birisinin boğazına İmralı yuları geçmiş, istikameti Kandil’e çevrilmiştir. Dün CHP’yi kötülerken, bugün CHP’nin filikasına binen bir şahsiyetin siyasi ahlakı, siyasi çizgisi olmayacak, olamayacaktır. Ankara, Polatlı’dan top sesleri duyulurken bile korkmadı, ürkmedi, teslim olmadı. Cumhuriyet’in başkenti nice badireleri atlattı ama taviz vermedi. Hele hele zillete hiç düşmedi. Ulustaki ilk meclis, bir yandan ülke savunması için fedakarlık yaparken, diğer yandan da işgalciler ve işbirlikçilerin çıkardıkları isyanları bastırmak ve milli birliği temin etmek için uğraşıyordu. Türkiye Cumhuriyeti çok zor şartlar altında kuruldu. Bize patates soğan edebiyatı yapanlara 7-8 Ağustos 1921’de yayımlanan Tekalif-i Milliye Emirlerini okumalarını tavsiye ederim. Kurtuluş yıllarımızda, her aile birer kat çamaşır, birer çift çarık, birer çift çorap hazırlayıp vatan müdafaası için verdiler. Türk milleti ekmeğini böldü cepheye gönderdi. Suyunu kıstı, cepheye akıttı. Kuşkusuz her istendiğinde kanını da verdi, canını da verdi. Bize milliyetçilik anlatan Kılıçdaroğlu, şunu bilmelidir ki, milliyetçilik Türkiye düşmanlarına gülücükler saçan, Türk ve İslam düşmanlarına methiyeler düzen bozuk ağızların işi değildir. Milliyetçilik, milletine derin sevgi ve muhabbetle bağlı olmaktır, tarihini bilmektir, kimliğini bilmektir, kökünü bilmektir, ceddini bilmektir. Ey Kılıçdaroğlu sen kim milliyetçi olmak kimdir? Zillet ne yaparsa yapsın, Cumhur İttifakı karanlığı aydınlatmak, kuşatmayı yarmak için geliyor. Cumhur İttifakı milli bekayı koruyup kollamak için Ankara’nın ehline emanetini diliyor’’ diye konuştu.

’’TÜRKİYE DÜŞMANLARINA KARŞI CUMHUR İTTİFAKI DİYORUZ’’

Kime oy vereceği konusunda kararsız kalan vatandaşlara seslenen Bahçeli, vatandaşları Türkiye’nin yükselişi için Cumhur İttifakı’nda buluşmaya davet etti. Cumhur İttifakı’nın en samimi ve saf duygularla mukaddesata sahip çıkanların inançlı ve iradeli bir ittifakı olduğuna değinen Bahçeli, ’’Kime oy vereceğim belli değil, kararsızım diyen her kardeşime çağrım, gelin Türkiye’nin yükselişi için Cumhur İttifakında buluşalım. Genç kardeşlerim, ilk kez oy verecek evlatlarım, gelin Cumhur İttifakında sözleşelim. İttifakımız, korkaklara karşı cesurların ittifakıdır. İttifakımız, hainlere, eli kanlı teröristlere, onlarla işbirliği yapan zillete karşı milli bir ittifaktır. Cumhur İttifakı, en samimi ve saf duygularla mukaddesatımıza sahip çıkanların inançlı ve iradeli bir ittifakıdır. CHP’ye, İP’e oy veren vatandaşlarım, Kürt kökenli kardeşlerim gelin bu şerefe siz de dahil olun. Çoluğunuza çocuğunuza anlatıp aktaracağınız muhteşem bir anın hatırasını bırakın. Türk ve Türkiye düşmanlarına karşı Cumhur İttifakı diyoruz. İşbirlikçiye, bozguncuya, müfteriye, fitneye, Kandil’e, Pensilvanya’ya, Vashington’a, Brüksel’e karşı Cumhur İttifakı tek başına direnir iddiasındayız. Temiz siyaset, temiz yönetim, tertemiz Ankara için Cumhur İttifakı. Davamıza gönül vermiş her ülküdaşımı, partimize destek veren her kardeşimi önce sandığa gitmelerini, ardından da Cumhur İttifakının muhterem adaylarına oy vermelerini hassaten bekliyor ve temenni ediyorum. Beka için milli karar, cumhur için istikrar. Beka için milli karar, Ankara için istikrar. Sizlere güveniyorum, Ankara’ya her zaman inanıyorum’’ açıklamasında bulundu.

(Seda Kahramantürk - Ömer Çetin - Derya Yetim - Emin Kuvat/İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER