Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin Topkapı Yerleşkesinde yapılan kongrede, Prof. Dr. Ingrid Hehmeyer, Dr. Johannes Mayer, Prof. Dr. Kadircan Keskinbora, Dr. Said Sabbagh, Dr. Şükrettin Güldütuna, Dr. Detlev Quintern ve Prof. Dr. Abdul Nasser Kaadan ile Dr. Ali Cevat Dalgın sunum yaptı.
“ALTERNATİF TIP YANLIŞ ANLAŞILIYOR”
“Bilim Tarihi bölümünü kuran tek özel üniversite olarak çalışmalarımızı devam ettiriyoruz” diyen Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Bilim Tarihi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaçar, “Bu yıl tıp tarihi kongresinin üçüncüsünü gerçekleştiriyoruz. Tıp tarihi kongremizde İbn-i Sina’nın çalışmaları üzerine yoğunlaştık. Kongrede beslenme, koruyucu hekimlik, şifalı bitkiler teması işlenecek. Önemli tıp tarihçilerimiz dünyanın dört bir tarafından gelerek bugün bizi yalnız bırakmadı. Gerçekten günümüzde tıp ve alternatif tıp konuları kamuoyunda halkın her kesimini ilgilendiriyor. Eskilerin şifacıları bugün yine doğal tıbbın nebatlarından istifade ederek sağlığa biraz daha takviye yapmaktadırlar. Alternatif tıp çoğu zaman yanlış anlaşılıyor. Ancak alternatif tıpta medikal tıpın yanında başvurulan önemli tedavi yöntemidir” dedi.
“GERÇEK TIBBI İSLAM TABİPLERİ KEŞFETTİ”
Özellikle modern tıp öncesi müfret ve mürekkep dediğimiz yani doğada hiçbir şey karıştırılmadan bulunan maddelerle daha sonra bunları değişik maddelere karıştırılan mürekkep ve müfret ilaçlar olduğunu söyleyen Kaçar, “16. Yüzyıla kadar böyle devam etti. Ondan sonra tedaviye kimyada dâhil oldu, metaller ve diğer kimyasal maddeler tedavilerde ilaç yerine kullanıldı. Ancak şurası unutulmamalıdır ki gıda dakoruyucu hekimlik her zaman varlığını devam ettirdi ve ettirecektir işte bunun temelleri İslam tabipleri tarafından atıldı. İslam tabiplerinden önce tedavi sihir, büyü, dua ile bir arada yapılırdı ancak Müslüman tabipler gerçek anlamda tıbbın tedavi yöntemlerini keşfederek bunları koruyucu hekimlik, gıda ve tıbbi nebatlarla gerçekleştirmişlerdir” açıklamalarında bulundu.
“İSLAMİ İLİMLER, AVRUPA’DAKİ TIP İLMİNE KATKIDA BULUNDU”
Tıp Bilimleri tercümesinin 8. yüzyıldan beri başladığını söyleyen FSMVÜ Edebiyat Fakültesi Bilim Tarihi Öğretim Üyesi Dr. Detlev Quıntern, “9. yüzyıl ve binlerden sonra da bu ilim, bir köprü olarak Avrupa’ya taşındı. İslami âlimlerin çok önemli isimlerinden birisi de Ebu Bekir er-Razi’dir. Razi’nin tıp kitapları da Arapça ve İngilizce başta olmak üzere birçok dünya diline çevrilmiştir. Sadece çevrilme değil İslam tıp ilmi, Avrupa’daki tıp ilmine de katkıda bulundu. Avrupa’daki tıp ilmine Ebu Bekir eczanesinin çok önemli bir katkısı oldu. Razi’nin eczanedeki şiirini hala tutuyoruz ve çok önem gösteriyoruz. Kongrede sadece okunanlardan ve tarihten bahsetmeyeceğiz. Bugüne ait olan ve İslami tıbbın ne kadar tesir ettiğini de anlatacağız” ifadelerini kullandı.
GÜL KABA-HÜSEYİN ÇAKMAK
dikGAZETE.com