Başbakan Ahmet Davutoğlu, 3. havalimanı projesinin topografik açıdan en doğru yerde gerçekleştirildiğini belirterek, "Bu alan yıllardın madencilik faaliyetleri kapsamında adeta delik deşik edilmiş. Bu doğallıktan uzaklaşan maden aktiviteleri dolayısıyla bozulmuş zeminin düzeltilmesi ve doğal özelliğine dönmesi söz konusu olacak. Bu proje bir orman alanının havaalanına dönüşmüş değil, topografyası bozulmuş bir alanın eski niteliğine dönüştürülmesi olacak" dedi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı. Lütfi Elvan ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile birlikte 3. Havalimanı inşaatında incelemelerde bulundu.
Firma yetkililerinden proje ile ilgili bilgi alan Davutoğlu, ardından basın toplantısı düzenledi.
3. Havalimanı projesinin Türkiye’nin yükselen ekonomik gücünü yansıtması bakımından gurur verici olduğunu söyleyen Davutoğlu, “Dünyada bu çapta bir proje şu anda yürümüyor. Dünyanın en büyük projelerinden birisi Türkiye’de gerçekleşiyor. İstanbul için gurur verici. İstanbul’un bu merkezi konumu uluslararası havacılık anlamında da en önemli bir merkez haline dönüşme istidadı gösteriyor” diye konuştu.
“İSTANBUL ULUSLARARASI HAVACILIKTA YÜKSELEN BİR ŞEHİR”
Ülkelerin kalkınmışlık göstergelerinden birisinin de havalimanları olduğuna değinen Davutoğlu, “İstanbul bu anlamda son dönemde gerek ekonomik ve siyasi aktivitelerin merkezi olarak, gerek THY’nin olağanüstü performansı ile Uluslararası havacılıkta yükselen şehirlerinde biri oldu. Dünyada da uluslararası havacılık merkezlerinin batıdan doğuya doğru kaydığını görüyoruz. Bu kayışa paralel şekilde İstanbul’da bu havalimanının inşa ediliyor olması vizyonel yaklaşımın önceden ortaya konduğunun işareti” şeklinde konuştu.
“PROJE BEDELİ TOPLAMDA 32 MİLYAR EURO”
Projenin Türk firmalarının oluşturduğu konsorsiyum tarafından üstleniliyor olmasının da önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, “Maliyeti ve finansman itibariyle çok büyük bir proje. Aynı zamanda İstanbul’un çevre dokusu ve bu bölgenin zemini itibariyle duyarlı olmamız gereken bir proje. Projenin büyüklüğü ile İstanbul’un çevre duyarlılığı at başı giden hususlardır. Tesisin ilk etapta 10 milyar 247 milyon euro yatırımı gerçekleşecek. Daha sonra 22 milyar 112 milyon euro yatırım daha yapılacak ve toplamda 32 milyar euroluk bir büyük proje bedelinden bahsetmek mümkün. Böylesi bir projeyi uzun dönemli üstlenilmesi, ülkenin istikrarına duyulan güvenin işaretidir. 150’den fazla havayolu şirketinin bu alanı kullanacağını planlıyoruz” ifadelerini kulandı.
“ORMAN ALANI HAVAALANINA DÖNÜŞMEYECEK, TOPOĞRAFYASI BOZULMUŞ BİR ALAN ESKİ NİTELİĞİNE KAVUŞACAK”
Davutoğlu projenin 4 aşamada tamamlanacağını anlatarak şunları söyledi;
“İlk fazda 2 pist ve terminal ile birlikte yılda 90 milyon yolcu ağırlanacak. 29 Ekim 2017 itibariyle bitmesini planlıyoruz. Daha sonra yapılacak 3. pist, 2018 yazı itibariyle devreye girecek. 3. fazda bu potansiyeli 120 milyon yolcuya ve 4. faz tamamlandığında 150 milyon yolcu kapasitesine ulaşacağız. Bütün bu etapların başta iyi planlaması gerekiyor. Topografik özelliklere baktığınızda en doğru alanın seçildiğini söyleyebiliriz. Bu alan yıllardın madencilik faaliyetleri kapsamında adeta delik deşik edilmiş. Bu doğallıktan uzaklaşan maden aktiviteleri dolayısıyla bozulmuş zeminin düzeltilmesi ve doğal özelliğine dönmesi söz konusu olacak. Burada bir çevre duyarlılığı asli unsur. 79 milyon metrekare alanın sadece 15 milyonu tesisler için kullanılacak. Geri kalan 65 milyon metrekare alan bozulmuş topografyanın düzelmesi sonucu yeşil alan halinde dönüşecek. Bu proje bir orman alanının havaalanına dönüşmüş değil, topografyası bozulmuş bir alanın eski niteliğine dönüştürülmesi. Çok sağlam bir zemine dünyanın en büyük projesi hayata geçirilecek”
“ANADOLUDA BİR ŞEHRİN NÜFUSU KADAR İSTİHDAM SAĞLANACAK”
Projenin istihdama da katkı sağlayacağını ifade eden Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“3 bin iş aracı burada faaliyet gösterecek. 30 bin kişilik istihdam oluşacak. İşletme aşamasına geçildiğinde de 120 bin istihdam oluşacak. Bazı Anadolu şehirlerimizin nüfusu kadar bu havalimanı üzerinden istihdam edilecek. Kesinlikle bölgenin dokusu, ağaçlık yapısı, çevredeki yaşayan orman alanlarında eksikli olmayacak. Takriben 600 bin ağaçla ilgili işlem yapılması gerekebilir ama 5 milyon ağaç bu alana dikilecek. Geniş bir ağaçlandırma faaliyeti de olacak Çevre duyarlılığı, işletmenin hacim büyüklüğünü kapsayan entegre bir projeden bahsediyoruz”
“YENİ HAVALİMANININ YOLCU KAPASİTESİNİN 70 MİLYONUNU THY KULLANACAK”
Davutoğlu, projenin açılışını şölen havasında gerçekleştireceklerini belirterek, “Bu havalimanın THY kapasitesi ile uyumlu olması lazım. THY şu an 50 milyon kapasiteye ulaştı. 2017 yılında 70 milyona ulaşması bekleniyor. Dolayısıyla ilk etapta oluşacak 90 milyon yolcu kapasitenin 70 milyonunu THY kullanacak. Geri kalan kapasiteyi diğer şirketler kullanacak” dedi.
DÖVİZ KURLARINDAKİ ARTIŞIN PROJENİN MALİYETİNE ETKİSİ
Başbakan Davutoğlu, 3. havalimanı inşaatında incelemelerde bulunduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Döviz kurlarındaki artışın, mega projelerde maliyeti arttırdığı iddialarının sorulması üzerine Davutoğlu, “Bunu da içeride ele aldık. Böyle bir gözden geçirmeye ihtiyaç yok. Bütün planlamalar Avro bazında yapıldı. Avro bazında bir kayıp ya da yeniden değerlendirme söz konusu değil. Ben firmalara detaylı olarak bu 3 bin aracın nasıl temin edildiğini ve herhangi bir sıkıntı olup olmadığını sordum. Firmalarımız herhangi bir sıkıntı olmadığını, finansman açısından da sıkıntı olmadığın ifade ettiler” diye konuştu.
“3. havalimanının adı ne olacak?” sorusu üzerine ise Davutoğlu, isimle ilgili şu ana kadar ilan edilmiş bir olmadığını belirterek, “Bunlar istişare edilir, İstanbul’a yakışan bir isim üzerinde çalışılır. Önemli olan önce bebeğimizin dünyaya gelmesi. İsimlendirme yapılır” dedi.
Başbakan Davutoğlu, Atatürk Havalimanı’nın ne olarak kullanılacağını soran gazetecilere, “Atatürk Havalimanı ise prensipte üzerinde tekrar konuşulur İstanbul itina ile korunması gereken ama küresel merkez bakımında itina ile geliştirilmesi gereken bir şehir. Bir taraftar korunacak, insanlığın var oluşu itibariyle 4 unsurun İstanbul kadar iyi buluştuğu bir şehir yoktur. O doğal ve tarihi dokunun korunması asli görevimiz ama dünyanın en büyük havalimanını bu dokuyu zedelemeyecek şekilde yapılması da geleceğin İstanbul’una taahhüdümüz. Atatürk Havalimanı’nın yeni konumu da bu dengeyi koruyacak çerçevede olacak. Şehrin içinde kaldığı için havalimanı geri taşınıyor. Birçok şehirde olduğu gibi küçül ölçekli özel inişler için tanzim edilebilir bir alan. Geri kalanı da yeşil alan haline dönüştürülebilir diye düşüncemiz var” dedi.
HAVALİMANI NE ZAMAN FAALİYET GEÇECEK
Havalimanının, 29 Ekim 2017’den erken bitirilmesi ya da açılışın ertelenmesinin söz konusu olup olmayacağı şeklindeki soru üzerine de Davutoğlu, şu anki hedefin 29 Ekim 2017 olduğunu vurguladı. Davutoğlu,
“Biraz önce içeride Süleymaniye inşasından bir misal verdim. Süleymaniye’nin o teknoloji içinde Mimar Sinan’ın dehası ile yapılırken, uzun bir süre zemin için bekleme söz konusu. Bu coğrafya, bahsettiğimiz ocaklar nedeniyle ciğerleri sökülmüş. Dolayısıyla bizim için öncelikli olan bu zeminin yerine oturması. Bunun sağlamak için şimdiden başlatılması lazım. O doğal zeminin oturtulması ve sonra pistin inşası lazım. Her uçak inişinin piste verdiği bir şiddet var. Bu zemin uygun bir zemindir, yeter ki doğal zemini tavsiye edecek bir düzenleme yapılış. Bunlar göz önünde alındığı hedef tarih önemlidir ama bir taraftan da bütün bu alanda aynı anda zeminin birbiri ile bütünleşik şekilde oturması da önemli. Dolayısıyla burada önemli olan bir tarih verip sadece o tarihe ulaşma hedef değil, aynı zamanda bu topografyasının bu anlamda düzeltilerek, zeminin sağlamlaştırılarak 4. Faz bittiğinde yüz yıl bu ülkeye hizmet edecek bir yapının oluşması. 29 Ekim 2017 tarihi temel önceliğimiz, öne çekilebilirse firmalar çalışacak ama o zeminin oturtulmasında fedakarlık edilerek öne çekilme olmaz. Tarihi bu bağlamda değerlendirme lazım” diye konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, açıklamalarının ardından enerji uzmanı Fatih Birol’un Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörlüğü’ne seçildiğini ifade ederek, “Oy birliği ile seçilmiş olması enerji alanında ülkemizin ağırlığını yansıtıyor” dedi.
