Gündem

28 ülkenin yüksek mahkemeleri 'Kovid-19 salgını'nda insan hak ve özgürlüklerini masaya yatırdı

Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadili Kurumlar Birliği Daimi Genel Sekreterliğinin faaliyetleri kapsamında Anayasa Mahkemesince 28 ülkenin katılımıyla düzenlenen yaz okulunun 8'incisinde Kovid-19 tedbirlerinin anayasal ve yasal boyutları ele alındı.

28 ülkenin yüksek mahkemeleri 'Kovid-19 salgını'nda insan hak ve özgürlüklerini masaya yatırdı
09-09-2020 22:21

Ankara

Asya Anayasa Mahkemeleri ve Muadili Kurumlar Birliği Daimi Genel Sekreterliğinin faaliyetleri kapsamında, Eğitim ve İnsan Kaynaklarını Geliştirme Merkezi olarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesince düzenlenen yaz okulunun 8'incisinde yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirlerinin anayasal ve yasal boyutları tartışıldı.

Bu yılki konusu "Sağlıkla ilgili Olağanüstü Hallerde İnsan Hakları ve Özgürlüklerin Kısıtlanması: Kovid-19 Örneği" olan yaz okuluna Türkiye dahil 28 ülke katıldı.

Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Kovid-19 tedbirleri kapsamında video konferans yöntemiyle yapılan yaz okulunun açılışında, dünyanın uzun süredir tehlikeli bir salgınla mücadele ettiğini belirtti.

"Belki de tarihte ilk kez küresel ölçekte karantina altındayız." değerlendirmesinde bulunan Arslan, günlük rutinlerin ve alışkanlıkların değiştiğini vurguladı.

Arslan, dünyanın her tarafına yayılan ve gelişmiş devletleri bile çaresiz bırakan salgının, ulusal ve uluslararası düzeyde yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu gösterdiğini aktardı.

Salgınla mücadelede iş birliği ve dayanışmanın gerekliliğine işaret eden Arslan, Kovid-19 salgını gibi durumlarda hukuk sistemlerinin olağanüstü tedbirlerin alınmasına imkan tanıdığını bildirdi.

Ülkelerin çeşitli tedbirler aldığını hatırlatan Arslan, Türk Anayasa Mahkemesinin de kurum içinde önlemleri hızlıca hayata geçirdiğini, uzaktan çalışma sistemini devreye soktuğunu dile getirdi.

"Fikir ve tecrübe teatisinde bulunulması önem arz ediyor"

Yüksek Mahkemede ayrıca video konferans yöntemiyle toplantılar da düzenlendiğini ifade eden Arslan, şöyle devam etti:

"Bu salgın, bize temel hak ve özgürlüklerin vazgeçilmez olduğunu hatırlatmıştır. Hepimizi uzun süredir evlere hapseden bu salgın, yaşam hakkı, kişi özgürlüğü, seyahat özgürlüğü ve ibadet özgürlüğü gibi temel hak ve özgürlüklerin ne kadar değerli olduğunu bize bir kez daha göstermiştir.

Yaşanan salgın ve alınan tedbirler, bu temel hak ve özgürlüklerin anayasa yargısı kapsamında ön plana çıkmasına neden olmuştur. Bu nedenle, farklı ülkelerdeki yüksek yargı kurumlarının bu kapsamdaki yargısal meselelere ilişkin fikir ve tecrübe teatisinde bulunması önem arz etmektedir."

Zühtü Arslan, yasama ve yürütme faaliyetlerinin anayasaya uygunluğunu denetlemekle görevli anayasa mahkemelerinin ve yüksek mahkemelerin, bireylerin hak ve özgürlüklerinin korunmasında önemli rol oynadığını, bu rolün olağanüstü durumlarda daha da önem arz ettiğini vurguladı.

Olağanüstü dönemlerde hak ve özgürlüklerin olağan zamanlara göre daha fazla kısıtlanabileceğinin altını çizen Arslan, söz konusu kısıtlamaların amacının, en kısa sürede olağana, normale dönmeyi sağlamak olduğunu belirtti.

"Süregelen tehlike ortadan kalkar kalkmaz, hak ve özgürlükleri kısıtlayan tedbirler de kaldırılmalıdır." diyen Arslan, bu noktada yargı kurumlarına önemli görevler düştüğünü dile getirdi.

"Hukukun üstünlüğü dikkate alınarak değerlendirilmeli"

Zühtü Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Anayasa mahkemeleri, olağanüstü bir süreçte kritik rollerini yerine getirirken en az iki hususa dikkat etmelidir. Öncelikle, yetkisini anayasadan alan mahkemeler, anayasa ile de bağlı olduklarını unutmamalıdır.

Diğer bir deyişle yalnızca olağanüstü hale ilişkin anayasal hükümlerle tanımlanan yetkileri kullanabilirler. Mahkemelerin anayasaya riayet etmeleri, özellikle olağanüstü dönemlerde kritik önem taşımaktadır. Zira böyle bir dönemde yargısal aktivizm meşruiyet krizlerine yol açabilmektedir.

Anayasa mahkemeleri, anayasanın sınırları dahilinde hareket ederek anayasal hakları korumalıdır. İkincisi, her ne kadar yürütme organı genel sağlığa yönelik tehditleri ve bunları ortadan kaldırmanın yollarını değerlendirme konusunda daha iyi bir konumda olsa da kesinlikle sınırsız bir yetkiye sahip değildir.

Yürütme organı kanun çerçevesinde hareket etmelidir, istisnai durumlar da hukukun üstünlüğü dikkate alınarak değerlendirilmelidir."

Anayasa mahkemeleri ile yüksek mahkemelerin rolünün, yürütme organının kanun çerçevesinde tedbirler almak suretiyle tehditlerle mücadele etmesini sağlamak olduğuna dikkati çeken Arslan, bu tedbirlerin, demokratik bir toplumda gerekli olmanın yanı sıra olağanüstü duruma yol açan tehlikelerin bertaraf edilmesi amacıyla da orantılı olması gerektiğini kaydetti.

Olağanüstü durumlarda mahkemelerin, yürütme organının eylem ve faaliyetlerini denetleme konusunda belirli yetkilere sahip bulunduğunu belirten Arslan, genel sağlığa yönelik tehdidi ortadan kaldırmanın mahkemelerin görev ve yetkilerinin ötesinde olduğunu, salgın meselesinin çözümü yasama ve yürütme organlarının görevi arasında yer aldığını ifade etti.

Arslan, mahkemelerin bu süreçteki rolünün, devlet görevlilerinin anayasal ve yasal sınırlar içerisinde hareket etmelerini sağlamak olduğunu aktardı.

Yaşanan süreçte sağlık çalışanlarının büyük fedakarlıklarla görev yaptığına dikkati çeken Arslan, sağlık görevlilerine teşekkür etti.

Arslan'ın konuşmasının ardından Anayasa Mahkemesi Genel Sekreter Yardımcısı Mücahit Aydın'ın başkanlığında, "Sağlıkla ilgili Olağanüstü Hallerde Anayasal ve Yasal Çerçeve", "Kovid-19 tedbirleri" konulu oturumlar gerçekleştirildi.

Programın kapanış konuşmasını ise Anayasa Mahkemesi Genel Sekreteri Murat Şen yaptı.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÃœRKÄ°YE GÃœNDEMÄ°
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER