İSTANBUL (AA) - İbn Haldun Üniversitesi (İHÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Medaim Yanık, 28 Şubat'ın bir topluluğu canavarlaştırdığını belirterek, "28 Şubat bir insan topluluğunun dönüşümüdür. Süreç, militan bir grubun aktif eylemleri neticesinde, sıradan birçok insanın karakterini dönüştürdü. Bu anlamda 28 Şubat şahsiyet bozucu bir süreçtir." ifadelerini kullandı.
İHÜ'den yapılan açıklamaya göre, Sözlü Tarih ve Toplumsal Hafıza Araştırmaları Merkezi tarafından üniversitenin konferans salonunda "28 Şubat 1997: Postmodern Darbesi Tanıklıklar" paneli düzenlendi.
İHÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ramazan Aras'ın moderatörlüğünü yaptığı panelde konuşan Yanık, 28 Şubat'ın bir insan topluluğunun dönüşümü olduğunu vurguladı.
Sürecin, militan bir grubun aktif eylemleri neticesinde, sıradan birçok insanın karakterini dönüştürdüğünü belirten Yanık, "Bu anlamda 28 Şubat şahsiyet bozucu bir süreçtir. 28 Şubat bir topluluğu canavarlaştırdı." değerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Yanık, 28 Şubat'ın sadece mağdur kitleleri değil, büyük bir toplumu da kötüleştiren bir fonksiyon olduğunu aktararak, şunları kaydetti:
"28 Şubat süreci öyle bir süreçti ki, sadece mağdurlar açısından değil, eylemi yapanlar açısından da trajikti. İnsan iyiden kötüye, kötüden iyiye geçişler yapar. Beraber yaşayan insanlar özel bir atmosferde zalim bir hale gelip başkalarına zulmederler. 28 Şubat döneminde büyük bir kitle eğitim imkanlarından mahrum kaldı. Öğrenciler arasında hangi seçeneği seçerseniz seçin, bir dizi zorluk oluşuyordu. Travmatik bir iç dünya yaratılıyordu. Öğrencilerin bir kısmı yurt dışına gitmekle ilgili arayış içerisindeydi. Bir neslin eğitim imkanlarının yüzde 90'ını götürdü. Dindar olup olmadığınız biliniyordu. Erkekler okuldan atılmıyordu ama öğretim üyesi olma şansı sıfırlanıyordu. Sizi bir şekilde deniyorlardı."
- "28 Şubat benim için erken büyümek demek"
İHÜ Yönetim Bilimleri Fakültesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sümeyye Kuşakçı, 28 Şubat döneminde lise yıllarından itibaren tanıklık ettiği zorlukları anlatarak, döneme dair unutamadığı olaylardan bahsetti.
Kuşakçı, 1994 yılında Refah Partisi'nin yerel seçimlerden büyük bir başarıyla çıktığını hatırlatarak, "Çocukluğumun en unutamadığım sahnelerinden birisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı, Recep Tayyip Erdoğan'ın kazanması üzerine babamın televizyon karşısında gözyaşlarını tutamamasıdır. Bunlar Türkiye'deki mütedeyyin insanlar için önemli adımlardı." ifadelerini kullandı.
Öğrencilik hayatı boyunca başarılı, okumayı seven ve idealist biri olduğunu anlatan Kuşakçı, sözlerine şöyle devam etti:
"1997 yılında 28 Şubat kararları hayatımıza girdiğinde ben imam hatip lisesinde ortaokul son sınıf öğrencisiydim. 8 yıllık kesintisiz eğitim ve katsayı problemi yaşanıyordu. Tüm bu sıkıntılar yaşanırken ben oturup çalışmaya devam ediyordum. Üniversiteye geçişte sınav telaşı yaşamadık, sınava girebilecek miyiz, giremeyecek miyiz telaşı yaşadık. Tercih zamanı geldiğinde tek kriterim, başörtüsü problemi olmayan herhangi bir üniversitede, herhangi bir bölüm okumaktı. Türkiye'de bu mümkün olmadı maalesef."
İHÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Burcu Uysal da üniversite sınavına girdiğinde kendisinin ikna odasına alındığını ve başörtüsünü çıkartması için ikna etmeye çalıştıklarını belirtti.
Başörtüsünün üstüne şapka takmak kaydıyla sınava 20 dakika gecikmeli girdiğini aktaran Uysal, sözlerini "Herkes gibi sonucu beklerken sınavımın 'uygunsuz hallerden dolayı' iptal olduğu haberini aldım. 28 Şubat olayları benim için hala çok canlı. 28 Şubat benim için erken büyümek demek, cesaret demek, olmazı Allah'ın izniyle olur kılmak demek." diye tamamladı.