Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “2020’den önce, yerli otomobilin seri üretimine geçmeyi düşünüyoruz” dedi.
Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) 38. Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Ödül Töreni’ne Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan’ı İbrahim Karaosmanoğlu, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, Çayırova Kaymakamı Turgut Çelenkoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Programda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Ülkemizin gelişimine paralel olarak sivil toplum kuruluşlarımızın da güçlerini artırmalarından, daha etkin organizasyonlara dönüşmelerinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Zira TAYSAD gibi dernekler, işadamlarımızın birlikte hareket etmeleri ve sektörlerimizin gelişimi açısından önemli bir rol üstleniyorlar. İlk kurulduğunda bir odadan ve 13 üyeden oluşan TAYSAD, bugün kendi organize sanayi bölgesi olan ve 343 üyesi bulunan bir derneğe dönüşmüştür. TAYSAD üyesi firmalar, bugün ise otomotiv yan sanayindeki üretimin yüzde 65’ini, ihracatın ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Sanırım sadece TAYSAD’ın ve üyelerinin yaşadığı bu değişim bile, hem otomotiv sektörünün hem de ülkemizin nerelerden nerelere geldiğini göstermek için tek başına yeterlidir" şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE EN ÖNEMLİ ÜRETİM MERKEZLERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ”
Otomotiv sektörü ile ilgili bilgiler veren Işık, “Otomotiv sektörü, ana ve yan sanayi ayrımı yapmaksızın, ülkemizin en önemli ve sürükleyici sektörlerinden birisidir. Ülkemizde üretim, ihracat, istihdam gibi alanlarda en ön sırada gelen sektörlerin başında otomotiv sektörü geliyor. Mesela 2015 yılında, yan sanayi ile birlikte sektörün gerçekleştirdiği 17 buçuk milyar Dolarlık ihracat rakamı, toplam ihracatımız içindeki en büyük kalemdir. Yine 2014 yılında, ülkemizdeki toplam cironun yüzde 8 nokta 2’sini oluşturan otomotiv sektörü, istihdamın da yüzde 5 buçuk sağlamıştır. Sevinerek söylüyorum ki Türkiye, bu kritik sektörde, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri haline geldi. Dünya araç üretiminde 16’ncı sırada, AB’de ise 6’ncı sırada yer alıyoruz. Avrupa Birliği’nde otobüs ve hafif ticari araç üretiminde birinci, kamyon üretiminde ise ikinci sıradayız. 2015 yılı, otomotiv sektörü için rekorlarla dolu yeni bir yıl olarak tarihe geçti. 2002 yılında 175 bin adet olan iç pazar, geçtiğimiz yıl 1 milyonu geçerek yeni bir rekor kırdı. Yine 2002’de 258 bin adet olan ihracat, geçtiğimiz yıl 992 bin adet olarak gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
“3 BİN 130 FİRMA 115 BİN İSTİHDAM”
Otomotiv sektörünün 115 bin kişiye istihdam ürettiğini belirten Bakan Işık, “Türkiye’nin dünyada önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olmasını sağlayan en önemli unsur, hiç şüphesiz tedarik sanayimizin gelişmiş olmasıdır. Ana ve yan sanayi ilişkisinin bu kadar belirleyici olduğu bir sektörde, sizler yaptığınız üretimle, ülkemiz için çok büyük katma değer üretiyorsunuz. Türk otomotiv tedarik sanayi firmalarının geniş ürün gamı, ülkemizde imal edilen taşıt araçlarının yüzde 85-90 oranında yerli imal edilmesine imkan verecek çeşitliliktedir. Ülkemizde Otomotiv Tedarik Sanayi’nde faaliyet gösteren 3 bin 130 firma, 115 bin kişiye istihdam üretiyor. Bir başka deyişle, otomotiv sektöründeki çalışanların yüzde 72 nokta 6’sı yan sanayi firmalarında istihdam ediliyor. GBS verilerine göre, bu firmaların yüzde 53’ü Marmara Bölgesi, yüzde 25’i İç Anadolu, yüzde 11’i Ege Bölgesi’nde ve yüzde 5’i Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor” dedi.
“HEDEFİMİZ DÜNYA OTOMOTİV PAZARINDA FAZLA SÖZ SAHİBİ OLMAK”
Işık, Otomotiv Strateji Belgesi’nin hazırlıklarını tamamladıklarını, en kısa sürede uygulamaya başlayacaklarını belirterek "Yeni belgemizde temel hedefimiz yerli marka otomobillerimizi üretmek ve katma değeri yüksek ürünler ile dünya otomotiv pazarında daha fazla söz sahibi olmaktır. Bu belgeyi kurgularken, bugünden daha fazla yarına, sektörün geleceğine ve o geleceğe en iyi şekilde hazırlanmaya odaklandık. Özellikle yazılım teknolojileri, nesnelerin interneti, sensör teknolojileri ve yapay zeka çalışmaları, otomotiv sektörünün geleceğinde çok belirleyici olacak. Deyim yerindeyse, artık ulaşım ihtiyacımızı araçlarla değil de araç görünümlü bilgisayarlarla karşılayacağız” şeklinde konuştu.
Sektörle ilgili olarak yapılmış pek çok araştırmaya değinen Işık, “Önümüzdeki yıllarda alternatif yakıtlarla, elektrikli ve hibrid araçlarla ilgili ciddi gelişmeler yaşanacağını gösteriyor. 2014 yılında satılan araçlar içinde elektrikli araçların payı binde 3 civarındadır. Ancak özellikle gelişmiş ekonomilerde elektrikli araç piyasasının çok hızlı büyüyeceği, 2020’li yıllarda Avrupa’da satılan her beş araçtan birinin elektrikli olacağı tahmin ediliyor. Otomotiv sektöründe, hem ana sanayide hem de yan sanayide, yoğun rekabet nedeniyle, birleşmeler artarak devam edecek ve üretici şirket sayısı azalacak. Üretim gelişmekte olan ekonomilere kayarken, gelişmiş ekonomiler, tasarım, Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değerli alanlara yoğunlaşacaklar” ifadelerini kullandı.
“2020’DEN ÖNCE YERLİ OTOMOBİL ÜRETİMİNE GEÇMEK İSTİYORUZ”
Yerli Otomobil ile ilgili konuşan Işık, “Biliyorsunuz, otomotiv sektöründe yürüttüğümüz en önemli projelerimizin başında yerli otomobil projesi geliyor. İnşallah, 2020’den önce, yerli otomobilin seri üretimine geçmeyi düşünüyoruz. Bu proje sonucunda, batarya, elektrik motoru, sürücü kontrol ünitesi ve otonom araç sistemleri gibi teknolojileri de ülkemize kazandırmış olacağız. Şunu net bir şekilde ifade etmek isterim: Biz Türkiye yerli otomobil markası oluşturmalı derken, bunu en çok da yan sanayicilerimize olan güvenimiz nedeniyle dile getirdik.TÜBİTAK’ta ayrıca bir Otomotiv Mükemmeliyet Merkezi de kuruyoruz. Yerli dizel motor üretmek amacıyla bir Motor Mükemmeliyet Merkezi kurmak için de çalışmalarımızı başlattık. Sektörde büyük bir ihtiyaç olan Otomotiv Test Merkezi’ni Bursa Yenişehir’de kurmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok büyük önem verdiğimiz bu test merkezinde, özellikle otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu Tip Onay ve Ar-Ge testleri yapılacak” dedi.
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, “2015 yılından ihracatımızda ki baş aktörlerden biri olan otomotiv sanayisi, 2016 Şubat ayından itibaren de iyi bir noktaya doğru geldi. 2016 Mart ayının ilk 10 gününe baktığımızda bugünkü rakamlara henüz elimize gelmedi ama gece yarısı gelecek, bugünkü rakamlara baktığımızda otomotiv sanayinin Mart ayında da olumlu bir seyir izlediğini mutlulukla ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“HABUR SINIRININ KAPATILMASI EKONOMİK ZARARA NEDEN OLDU”
Şubat ayı itibariyle de ihracatta olumlu bir gelişmelerin olduğunu söyleyen Elitaş, “Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, ülkemizde terör belasıyla ciddi bir anlamda mücadele etmek için ortaya koyduğu büyük bir gayret sonucunda Diyarbakır’da, Silopi’de, Cizre’de, Şırnak’ta yerleşen ülkemizi bölmek için her türlü yolu yöntemi makul gören bir yapıyla terörist bir yapıyla mücadele ederken, Habur sınır kapısının 31 gün süreyle kapatılmasına neden olmuştur. Habur sınır kapısından günde 2500 tır geçerken bu 31 günlük süre içerisinde en az 75-80 bin tırın geçmediğini görüyoruz. Bu anlamda ekonomik zarardan söz edebiliriz. Şubat ayı itibariyle de ihracatımızda olumlu bir gelişme var. 2014 yılında dünya ihracatından aldığımız pay binde 9 nokta 1 iken, 2015 yılında dünya ticaretinden aldığımız pay binde 9 nokta 4’e çıkmış. 2016 yılında ki hedefimiz parasal olarak baktığımızda orta vadeli plan olarak 155 buçuk milyar Dolar olarak hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ARTIK YAKINMAK DEĞİL YEKİNME ZAMANI”
Her krizin kendi fırsatını beraberinde getireceğini belirten Bakan Elitaş, “Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya’da bir sıkıntı var. Bir taraftan 24 kasın tarihinde Rusya ile yaşanan sıkıntı diğer taraftan 4 yıldır Güney komşumuz Suriye ile yaşadığımız sıkıntı, 2003 yılından bu yana Irak ile yaşanan olumsuzluklar, İran’a konulan ambargo ve 2008 dünya krizinin etkilerinin hala devam etmesi. 2008’de günümüze kadar Türkiye ekonomisine baktığımız zaman benzer ekonomilerle karşılaştırdığımızda performansı en iyi ekonomiler içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. 2016 yılında Türkiye’nin büyüme oranlarını yüzde 3’ün altında olacağını söyleyen Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası bugün Türkiye’nin büyüme rakamlarını yüzde 3 nokta 8 olabileceği konusunda revize ettiler. Artık yakınmak değil yekinme zamanı. 2016 yılı, mazeret üretme değil tam gaz hızla koşma zamanı. Her kriz kendi fırsatını beraberinde getirir” dedi.
“SERBEST TİCARETE AYNI ŞEKLİDE KATILIM HAKKI İSTİYORUZ”
Gümrük Birliği anlaşması ile ilgili açıklama yapan Elitaş, “Gümrük birliği anlaşması çerçevesinde 1995 yılında kabul edilip 1996 yılında hayata geçen Gümrük Birliğinde, AB üçüncü ülkelere serbest ticaret anlaşması yapar ve Türkiye serbest ticaret anlaşmasına uymak mecburiyetindedir maddesi vardır. Avrupa Birliği’nin 40 ülke ile yaptığı serbest ülke anlaşmasından bizim o ülkelerden fayda sağlayabilmemiz için aynı anlaşmayı, benzer anlaşmayı yapmamız lazımken biz ikinci bir tur yapıyoruz. AB 40 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptı. Biz 23 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptı. bunlardan 18 tanesi hayata geçti, 5 tanesi onay sürecinde. AB ülkeleri 40 ülke ile anlaşma yapıyor, onlardan yaptığı ticari malların Türkiye’ye girişi gümrük birliği anlaşması çerçevesinde usul ve esaslara göre geliyor, bizim o ülkelere yapacağımız ihracatlar ülkelerin kendi normlarına göre koruma önlemleri ile engellenebiliyor. Bizim isteğimiz arzumuz, AB ile yaptığınız 2016 yılından başlattığımız gümrük birliğinin gözden geçirilmesi ve güncelleştirilmesiyle ilgili çalışma inşallah 2017 yılında bitireceğiz. 1995 yılında yapılan anlaşmanın eski olduğunu ve bu sözleşme kapsamında bizlerin gümrük birliği çerçevesinde yapılan serbest ticaret anlaşmasından aynı şeklide katılıma müdahil olma hakkının verilmesini ifade edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından program ödül töreni ve hediye takdimiyle sona erdi.
(İHA)
Taşıt Araçları ve Yan Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) 38. Olağan Genel Kurul Toplantısı ve Ödül Töreni’ne Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, Kocaeli Valisi Hasan Basri Güzeloğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkan’ı İbrahim Karaosmanoğlu, TAYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Mehmet Dudaroğlu, Çayırova Kaymakamı Turgut Çelenkoğlu ve çok sayıda davetli katıldı.
Programda konuşan Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, “Ülkemizin gelişimine paralel olarak sivil toplum kuruluşlarımızın da güçlerini artırmalarından, daha etkin organizasyonlara dönüşmelerinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Zira TAYSAD gibi dernekler, işadamlarımızın birlikte hareket etmeleri ve sektörlerimizin gelişimi açısından önemli bir rol üstleniyorlar. İlk kurulduğunda bir odadan ve 13 üyeden oluşan TAYSAD, bugün kendi organize sanayi bölgesi olan ve 343 üyesi bulunan bir derneğe dönüşmüştür. TAYSAD üyesi firmalar, bugün ise otomotiv yan sanayindeki üretimin yüzde 65’ini, ihracatın ise yüzde 70’ini gerçekleştiriyor. Sanırım sadece TAYSAD’ın ve üyelerinin yaşadığı bu değişim bile, hem otomotiv sektörünün hem de ülkemizin nerelerden nerelere geldiğini göstermek için tek başına yeterlidir" şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE EN ÖNEMLİ ÜRETİM MERKEZLERİNDEN BİRİ HALİNE GELDİ”
Otomotiv sektörü ile ilgili bilgiler veren Işık, “Otomotiv sektörü, ana ve yan sanayi ayrımı yapmaksızın, ülkemizin en önemli ve sürükleyici sektörlerinden birisidir. Ülkemizde üretim, ihracat, istihdam gibi alanlarda en ön sırada gelen sektörlerin başında otomotiv sektörü geliyor. Mesela 2015 yılında, yan sanayi ile birlikte sektörün gerçekleştirdiği 17 buçuk milyar Dolarlık ihracat rakamı, toplam ihracatımız içindeki en büyük kalemdir. Yine 2014 yılında, ülkemizdeki toplam cironun yüzde 8 nokta 2’sini oluşturan otomotiv sektörü, istihdamın da yüzde 5 buçuk sağlamıştır. Sevinerek söylüyorum ki Türkiye, bu kritik sektörde, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri haline geldi. Dünya araç üretiminde 16’ncı sırada, AB’de ise 6’ncı sırada yer alıyoruz. Avrupa Birliği’nde otobüs ve hafif ticari araç üretiminde birinci, kamyon üretiminde ise ikinci sıradayız. 2015 yılı, otomotiv sektörü için rekorlarla dolu yeni bir yıl olarak tarihe geçti. 2002 yılında 175 bin adet olan iç pazar, geçtiğimiz yıl 1 milyonu geçerek yeni bir rekor kırdı. Yine 2002’de 258 bin adet olan ihracat, geçtiğimiz yıl 992 bin adet olarak gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
“3 BİN 130 FİRMA 115 BİN İSTİHDAM”
Otomotiv sektörünün 115 bin kişiye istihdam ürettiğini belirten Bakan Işık, “Türkiye’nin dünyada önemli otomotiv üretim merkezlerinden biri olmasını sağlayan en önemli unsur, hiç şüphesiz tedarik sanayimizin gelişmiş olmasıdır. Ana ve yan sanayi ilişkisinin bu kadar belirleyici olduğu bir sektörde, sizler yaptığınız üretimle, ülkemiz için çok büyük katma değer üretiyorsunuz. Türk otomotiv tedarik sanayi firmalarının geniş ürün gamı, ülkemizde imal edilen taşıt araçlarının yüzde 85-90 oranında yerli imal edilmesine imkan verecek çeşitliliktedir. Ülkemizde Otomotiv Tedarik Sanayi’nde faaliyet gösteren 3 bin 130 firma, 115 bin kişiye istihdam üretiyor. Bir başka deyişle, otomotiv sektöründeki çalışanların yüzde 72 nokta 6’sı yan sanayi firmalarında istihdam ediliyor. GBS verilerine göre, bu firmaların yüzde 53’ü Marmara Bölgesi, yüzde 25’i İç Anadolu, yüzde 11’i Ege Bölgesi’nde ve yüzde 5’i Akdeniz Bölgesi’nde yer alıyor” dedi.
“HEDEFİMİZ DÜNYA OTOMOTİV PAZARINDA FAZLA SÖZ SAHİBİ OLMAK”
Işık, Otomotiv Strateji Belgesi’nin hazırlıklarını tamamladıklarını, en kısa sürede uygulamaya başlayacaklarını belirterek "Yeni belgemizde temel hedefimiz yerli marka otomobillerimizi üretmek ve katma değeri yüksek ürünler ile dünya otomotiv pazarında daha fazla söz sahibi olmaktır. Bu belgeyi kurgularken, bugünden daha fazla yarına, sektörün geleceğine ve o geleceğe en iyi şekilde hazırlanmaya odaklandık. Özellikle yazılım teknolojileri, nesnelerin interneti, sensör teknolojileri ve yapay zeka çalışmaları, otomotiv sektörünün geleceğinde çok belirleyici olacak. Deyim yerindeyse, artık ulaşım ihtiyacımızı araçlarla değil de araç görünümlü bilgisayarlarla karşılayacağız” şeklinde konuştu.
Sektörle ilgili olarak yapılmış pek çok araştırmaya değinen Işık, “Önümüzdeki yıllarda alternatif yakıtlarla, elektrikli ve hibrid araçlarla ilgili ciddi gelişmeler yaşanacağını gösteriyor. 2014 yılında satılan araçlar içinde elektrikli araçların payı binde 3 civarındadır. Ancak özellikle gelişmiş ekonomilerde elektrikli araç piyasasının çok hızlı büyüyeceği, 2020’li yıllarda Avrupa’da satılan her beş araçtan birinin elektrikli olacağı tahmin ediliyor. Otomotiv sektöründe, hem ana sanayide hem de yan sanayide, yoğun rekabet nedeniyle, birleşmeler artarak devam edecek ve üretici şirket sayısı azalacak. Üretim gelişmekte olan ekonomilere kayarken, gelişmiş ekonomiler, tasarım, Ar-Ge, teknoloji ve satış sonrası hizmet alanları gibi daha yüksek katma değerli alanlara yoğunlaşacaklar” ifadelerini kullandı.
“2020’DEN ÖNCE YERLİ OTOMOBİL ÜRETİMİNE GEÇMEK İSTİYORUZ”
Yerli Otomobil ile ilgili konuşan Işık, “Biliyorsunuz, otomotiv sektöründe yürüttüğümüz en önemli projelerimizin başında yerli otomobil projesi geliyor. İnşallah, 2020’den önce, yerli otomobilin seri üretimine geçmeyi düşünüyoruz. Bu proje sonucunda, batarya, elektrik motoru, sürücü kontrol ünitesi ve otonom araç sistemleri gibi teknolojileri de ülkemize kazandırmış olacağız. Şunu net bir şekilde ifade etmek isterim: Biz Türkiye yerli otomobil markası oluşturmalı derken, bunu en çok da yan sanayicilerimize olan güvenimiz nedeniyle dile getirdik.TÜBİTAK’ta ayrıca bir Otomotiv Mükemmeliyet Merkezi de kuruyoruz. Yerli dizel motor üretmek amacıyla bir Motor Mükemmeliyet Merkezi kurmak için de çalışmalarımızı başlattık. Sektörde büyük bir ihtiyaç olan Otomotiv Test Merkezi’ni Bursa Yenişehir’de kurmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Çok büyük önem verdiğimiz bu test merkezinde, özellikle otomotiv sektörünün ihtiyaç duyduğu Tip Onay ve Ar-Ge testleri yapılacak” dedi.
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş, “2015 yılından ihracatımızda ki baş aktörlerden biri olan otomotiv sanayisi, 2016 Şubat ayından itibaren de iyi bir noktaya doğru geldi. 2016 Mart ayının ilk 10 gününe baktığımızda bugünkü rakamlara henüz elimize gelmedi ama gece yarısı gelecek, bugünkü rakamlara baktığımızda otomotiv sanayinin Mart ayında da olumlu bir seyir izlediğini mutlulukla ifade etmek istiyorum” şeklinde konuştu.
“HABUR SINIRININ KAPATILMASI EKONOMİK ZARARA NEDEN OLDU”
Şubat ayı itibariyle de ihracatta olumlu bir gelişmelerin olduğunu söyleyen Elitaş, “Güneydoğu Anadolu Bölgesinde, ülkemizde terör belasıyla ciddi bir anlamda mücadele etmek için ortaya koyduğu büyük bir gayret sonucunda Diyarbakır’da, Silopi’de, Cizre’de, Şırnak’ta yerleşen ülkemizi bölmek için her türlü yolu yöntemi makul gören bir yapıyla terörist bir yapıyla mücadele ederken, Habur sınır kapısının 31 gün süreyle kapatılmasına neden olmuştur. Habur sınır kapısından günde 2500 tır geçerken bu 31 günlük süre içerisinde en az 75-80 bin tırın geçmediğini görüyoruz. Bu anlamda ekonomik zarardan söz edebiliriz. Şubat ayı itibariyle de ihracatımızda olumlu bir gelişme var. 2014 yılında dünya ihracatından aldığımız pay binde 9 nokta 1 iken, 2015 yılında dünya ticaretinden aldığımız pay binde 9 nokta 4’e çıkmış. 2016 yılında ki hedefimiz parasal olarak baktığımızda orta vadeli plan olarak 155 buçuk milyar Dolar olarak hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
“ARTIK YAKINMAK DEĞİL YEKİNME ZAMANI”
Her krizin kendi fırsatını beraberinde getireceğini belirten Bakan Elitaş, “Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya’da bir sıkıntı var. Bir taraftan 24 kasın tarihinde Rusya ile yaşanan sıkıntı diğer taraftan 4 yıldır Güney komşumuz Suriye ile yaşadığımız sıkıntı, 2003 yılından bu yana Irak ile yaşanan olumsuzluklar, İran’a konulan ambargo ve 2008 dünya krizinin etkilerinin hala devam etmesi. 2008’de günümüze kadar Türkiye ekonomisine baktığımız zaman benzer ekonomilerle karşılaştırdığımızda performansı en iyi ekonomiler içerisinde yer aldığını söyleyebiliriz. 2016 yılında Türkiye’nin büyüme oranlarını yüzde 3’ün altında olacağını söyleyen Dünya Ticaret Örgütü ve Dünya Bankası bugün Türkiye’nin büyüme rakamlarını yüzde 3 nokta 8 olabileceği konusunda revize ettiler. Artık yakınmak değil yekinme zamanı. 2016 yılı, mazeret üretme değil tam gaz hızla koşma zamanı. Her kriz kendi fırsatını beraberinde getirir” dedi.
“SERBEST TİCARETE AYNI ŞEKLİDE KATILIM HAKKI İSTİYORUZ”
Gümrük Birliği anlaşması ile ilgili açıklama yapan Elitaş, “Gümrük birliği anlaşması çerçevesinde 1995 yılında kabul edilip 1996 yılında hayata geçen Gümrük Birliğinde, AB üçüncü ülkelere serbest ticaret anlaşması yapar ve Türkiye serbest ticaret anlaşmasına uymak mecburiyetindedir maddesi vardır. Avrupa Birliği’nin 40 ülke ile yaptığı serbest ülke anlaşmasından bizim o ülkelerden fayda sağlayabilmemiz için aynı anlaşmayı, benzer anlaşmayı yapmamız lazımken biz ikinci bir tur yapıyoruz. AB 40 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptı. Biz 23 ülke ile serbest ticaret anlaşması yaptı. bunlardan 18 tanesi hayata geçti, 5 tanesi onay sürecinde. AB ülkeleri 40 ülke ile anlaşma yapıyor, onlardan yaptığı ticari malların Türkiye’ye girişi gümrük birliği anlaşması çerçevesinde usul ve esaslara göre geliyor, bizim o ülkelere yapacağımız ihracatlar ülkelerin kendi normlarına göre koruma önlemleri ile engellenebiliyor. Bizim isteğimiz arzumuz, AB ile yaptığınız 2016 yılından başlattığımız gümrük birliğinin gözden geçirilmesi ve güncelleştirilmesiyle ilgili çalışma inşallah 2017 yılında bitireceğiz. 1995 yılında yapılan anlaşmanın eski olduğunu ve bu sözleşme kapsamında bizlerin gümrük birliği çerçevesinde yapılan serbest ticaret anlaşmasından aynı şeklide katılıma müdahil olma hakkının verilmesini ifade edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından program ödül töreni ve hediye takdimiyle sona erdi.
(İHA)