Ä°STANBUL
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Daire Başkanı Meral Karaaslan, geçen yıl 65 firmada ve 51 bin 904 üründe güvensizlik tespit ettiklerini, güvensiz ürün ithal eden firmalara toplamda 1 milyon 86 bin lira idari para cezası uyguladıklarını bildirdi.
Ekoteks Laboratuvar ve Gözetim Hizmetleri'nin sosyal sorumluluk çerçevesinde yerli ve yabancı uzmanların katkılarıyla düzenlenen 10. Uluslararası Tekstil Sempozyumu Dış Ticaret Kompleksi’nde gerçekleştirildi.
Bu yılki teması "Sıfır atıkla geleceğe bir bakış" olarak belirlenen sempozyumda, hazır giyim, ayakkabı, kırtasiye malzemeleri ve oyuncaklar başta olmak üzere ithal ürünlerle ilgili denetim sonuçları kamuoyuna açıklandı.
Denetimler aralıksız yürütüldü...
Sempozyumda konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Daire Başkanı Karaaslan, 2016’da ithal ürünler üzerinde yaptıkları kontroller hakkında bilgi verirken, bakanlık bünyesindeki 118 personelle denetimlerin aralıksız yürütüldüğünü, mevzuata uymayan firmalara önce süre verildiğini, aykırılığın giderilmemesi halinde 18 bin 377 liradan az olmamak üzere idari para cezası kesildiğini anlattı.
Karaaslan, mevzuata aykırı ürünün piyasaya arzının engellendiğini, arz edilenin toplandığını, gerekli hallerde imha edildiğini belirterek, 2016’daki denetim sonuçlarına ilişkin şu bilgileri verdi:
"2011’den bu yana geçen 6 yılda toplamda 13 bin 903 firmamıza ait 5 milyon 727 bin 511 ürünün denetimini yaptık. Söz konusu dönemde 803 firmaya ait 193 bin 68 üründe güvensizlik tespit ettik ve firmalara 5 milyon 843 bin TL idari para cezası uyguladık. 2016’da ise 2 bin 603 firmamız tarafından ithal edilen ürünler arasından 2 milyon 258 bin 393 numune aldık. 65 firmada ve 51 bin 904 üründe güvensizlik tespit ettik. Güvensiz ürün ithal eden firmalara geçen yıl toplamda 1 milyon 86 bin lira idari para cezası uyguladık.
Denetimlerde en problemli ürün grupları olarak ayakkabı ve kırtasiye malzemeleri karşımıza çıkıyor. Örneğin, 2011’de güvensizlik oranı ayakkabıda yüzde 78, kırtasiyede yüzde 54’tü. 2016’da bu oranlar kırtasiyede yüzde 1,53’e, ayakkabıda yüzde 16,7’ye kadar indi. Özellikle ithal ayakkabıda hala arzu edilen yerde değiliz. Ancak her geçen yıl daha iyi bir noktaya gidiyoruz."
"Kirli ürün oranı 2016’da binde 5’e kadar indi"
Ekonomi Bakanlığı İthalat Politikasını İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkanı Alper Sadık Tokgözlü de tekstil, hazır giyim, saraciye ve ayakkabıda İHKİB ve Ekoteks işbirliğiyle kanserojen boyar madde denetimi yaptıklarını belirterek, geçen yıl 12,1 milyar dolarlık ithal üründe Riske Dayalı Denetim Sistemi (RDDS) denetimi çerçevesinde 15 bin 569 numunede inceleme yapıldığını, bu incelemeler sonucunda 84 dosyanın kirli çıktığını bildirdi.
Tokgözlü, "2015’te 14 bin 875 numunede 133 kirli dosya çıktığını hesaba katarsak bir yılda bile önemli bir mesafe aldığımız görülüyor. Mevzuattaki yenilikler ve firmalarımızın giderek daha sorumlu davranmaları sayesinde ülkemize giren kirli ürün oranının giderek azaldığını görüyoruz. 2010’da yüzde 2,1 olan kirli ürün oranını, 2016’da binde 5’e kadar indirmiş bulunuyoruz." şeklinde konuştu.
"Tekstil sektöründe güvensizlik sıfıra yakın"
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürü Ramazan Ersoy ise tüketicilerin ekonomik çıkarının yanı sıra sağlığını ve güvenliğini korumak için de çalıştıklarını ifade etti.
Ersoy, tüketici sağlığını korumak için ürünlerde kullanılan kimyasallara ilişkin birtakım sınırlamalar getirdiklerini belirterek, "Tekstil sektöründe güvensizlik sıfıra yakın. Bu, Türk tekstil sektörünün dünyaya açık olmasının bir sonucudur. 2011’den bu yana 20’ye yakın düzenleme yapıldı. Dünyaya mal satabilmeniz için bu standartlara uymalısınız. Ürünler kimyasal risklerden arınmış olmalı." diye konuştu.
- "Ne yazık ki yine kanserojen madde içeren ithal ürünlerle karşı karşıyayız"
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, gıda maddeleri, giyim, ayakkabı, oyuncak ve kırtasiyenin insan sağlığı için çok önemli olduğunu vurgulayarak, bu madde ve ürünlerle ilgili son yenilikler ve inovatif gelişmelerin mercek altına alındığını söyledi.
Tanrıverdi, teknolojinin, her geçen yıl artan dünya nüfusunun tüketim ihtiyaçlarının karşılanmasında ve ticari anlamda birçok kolaylık ve fırsat sağladığını kaydederek, "Elbette teknolojinin tüm imkanlarını kullanmalıyız. Ancak kontrolsüz ve denetimsiz üretim, ön görülemez problemleri, kanser başta olmak üzere insan hayatını tehdit eden hastalıkları çığ gibi büyütüyor. Fiyat ve yüksek kar odaklı yaklaşım, toplum sağlığını hiçe sayabiliyor." ifadelerini kullandı.
Hazır giyim, ayakkabı, kırtasiye ve oyuncak başta olmak üzere ithal ürünlerde güvensizlik oranının 2011’de yüzde 38,6 olduğunu, bakanlıkların sıkı denetimleri sayesinde bu oranın geçen yıl yüzde 2’ye indiğini belirten Tanrıverdi, şunları kaydetti:
"Bu elbette büyük bir başarı. Ancak özellikle ithal ayakkabıda hala yüzde 17’ye yaklaşan güvensizlik oranı üzerinde oturup iyice bir düşünmemiz gerekiyor. Avrupa’nın en büyük ayakkabı üretim kapasitesine sahip ülkemiz bu tabloyu hak etmiyor. Ekonomi Bakanlığımız ise Ekoteks iş birliği ile geçen yıl tekstil, hazır giyim, ayakkabı ve saraciyede 12,1 milyar dolarlık ithal ürünün denetimini yaptı. Ne yazık ki yine kanserojen madde içeren ithal ürünlerle karşı karşıyayız. Kanserojen ürünlerin büyük bölümü, önceki yıllarda olduğu gibi Çin menşeli. 2016’da kanserojen madde bulgularına rastlanan ürünlerin yüzde 56’sının Çin’den geldiği görülüyor. Çin’i yüzde 20 ile Hindistan, yüzde 4,8 ile Pakistan izliyor. Elbette mevzuat çerçevesinde herkes ticaretini yapabilir. Ama hiç kimsenin tüketiciyi aldatma, kandırma, onların sağlıklarıyla oynama hakkı yok. Bu noktada yerli üretimin ve tüketimin daha çok teşvik edilmesi gerektiğine inanıyorum."
- "Sürdürebilir çevre, sıfır atıkla olur"
TİM Mehmet Büyükekşi de üretilen ürünlerin sağlıklı olmasının Türkiye’nin ihracatı açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, katma değerin artırılması için inovasyon, Ar-Ge, tasarım ve marka gibi alanlarda çalışma yapılması gerektiği söyledi.
İhracatı artırırken bir taraftan katma değerin de yükseltilmesi gerektiğini belirten Büyükekşi, "Rekabet gücümüzü artırırken üstünlüklerimizi de ortaya koymalıyız. Sürdürebilir çevrenin sıfır atıkla olduğunu ortaya koyabilmeliyiz. Bu yüzden ihracata yönelik işletmeler aydınlatılmalı, çalışmaları teşvik edilmeli." dedi.
Ekoteks İcra Kurulu Başkanı Nilgün Özdemir de Türkiye’nin tekstil ve hazır giyim başta olmak üzere birçok üründe AB kriterlerine uygun üretim yaptığını ifade ederek, tüketicilerin daha çok ithal ürünlerle ilgili problemlerle karşı karşıya kaldığına dikkati çekti.
dikGAZETE.com