İstanbul
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülen "Sıfır Atık Projesi" kapsamında düzenlenen 2. Uluslararası Sıfır Atık Zirvesi, "Atıklarını Azalt-Yarınları Kurtarmaya Bugünden Başla" temasıyla Haliç Kongre Merkezi'nde yapıldı.
Zirvede konuşan Emine Erdoğan, Sıfır Atık Projesi'nin ilk kez 2017'de tanıtıldığını, iki yılda çok sayıda etkinlik gerçekleştirdiklerini anlatarak, bu hareketin, kamu, özel sektör, medya ve STK iş birliğiyle hızlı bir şekilde yayıldığını söyledi.
Bugün, ikinci kez Sıfır Atık Zirvesi düzenlenmesinin kararlılıklarının ifadesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Emeği geçen ve destek veren herkese teşekkür ediyorum. Yurt dışından gelen tüm misafirlerimize şükranlarımı sunuyorum. Dünyamızı ilgilendiren çevre krizi, sadece bir çevre kirliliği meselesi değil, hayatın tüm yönlerini etkileyen bir konudur.
Daha da önemlisi, insan neslinin devamlılığı ile ilgilidir. Yani bir nevi ölüm kalım meselesidir. O nedenle, çevre sorunlarıyla ilgilenmek, önümüzdeki iki şıktan biri ya da bir gönüllük konusu olmaktan çok, zorunluluktur.
Sanayi devrimi ve sonrasında yaşananlar, bizi bugünlere getirdi. Deniz kirliliğinden, biyoçeşitliliğin kaybına kadar, şikayet ettiğimiz her şey, geçmişte ektiklerimizin hasadıdır. Aynı şekilde, bugünkü eylemlerimizle de geleceği şekillendiriyoruz.
Yerküremiz, çevresel açıdan çeşitli yaralar almış olabilir. Fakat, bugün yapacağımız davranış tarzı değişiklikleriyle bu yaranın kabuk tutmasını, sonra da iyileşmesini sağlayabiliriz. Ne plastik işgaline uğramış okyanuslar ne su savaşları ne de kıtlık kaderimiz değil.
Bireyler, bazen devasa endüstriler karşısında kendilerini çaresiz hissediyorlar. Endüstriler ise bunun bir arz-talep meselesi olduğundan söz ediyorlar. Oysa meseleye, daha bütüncül bakmamız gerekiyor.
Biz bireylere de endüstriye de düşen sorumluluklar var. Mesela, restoranlar, plastik pipet dışında, alternatif pipet sunduğunda müşterilerine aynı zamanda bir çevre duyarlılığı penceresi de açmış oluyor.
Aynı şekilde ıslak mendillerin 'geri dönüşemeyen' kategorisine girdiğini bilmeyen tüketiciler, alternatif ürün servis edildiğinde yaşayarak öğrenme imkanı da buluyor. Burada yaşanan deneyimin evde tekrarlanma ihtimali de yüksek oluyor."
"Kullan-at", "giy-at" diye büyük bir başarı gibi sunulan yaşam tarzlarının aslında ne kadar ilkel olduğunun acilen fark edilmesi gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, "Bireyler olarak üzerimize düşeni yapmamız gerekiyor.
Bu noktada, Dünya Doğayı Koruma Vakfının başlattığı, 'atık azaltma' girişimini gönülden tebrik ediyorum. Kampanyaya dahil olan bütün sektör temsilcilerini de kutluyorum. Kullanıp hemen atmamak, yeniden kullanmak, uzun süre giymek, yeniden kazanmamız gereken reflekslerdir." diye konuştu.
Emine Erdoğan tekstilin, dünyayı en çok kirleten endüstrilerde ikinci sırada yer aldığını vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Tekstil üretimi dünyada son 15 yılda iki katına ulaşmış durumda. Çözünebilir maddelerden üretilmeyen tekstil ürünleri doğada 200 seneye kadar kalıyor. Bir kot pantolonun üretilmesi sonucunda 128 kilometrelik araba yolculuğunda oluşan gaz salınımı ortaya çıkıyor. Bir adet pamuklu gömleğin üretimi için 2 bin 700 litre su kullanılıyor.
Su tasarrufu yalnızca banyoda ya da bulaşık yıkarken suyu ziyan etmemek değildir. Kullandığımız her ürünün yapımında kullanılan su miktarı da tasarruf kategorisinde değerlendirilmelidir. Dolayısıyla hızlı moda anlayışı yerine hayat biçimimizle bütünleşmiş, mevsimlerle özdeşleşmiş, ömrü uzun kıyafetlere dönüşü başlatmalıyız."
"Özden uzaklaşmış olmanın etkileri"
Ambalaj atıkları konusuna da değinen Emine Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Bir istatistiğe göre 2017 yılında sadece plastik ambalaj atığı üç milyon tonun üzerindeydi. Toplam ambalaj atığı ise 8,5 milyon tonu aştı. Bu süslü ambalajlar adeta koyun postuna bürünmüş kurt misali çevremiz için sinsi bir tehdittir.
Ünlü düşünürümüz Cemil Meriç'in çok güzel bir sözü var; 'İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için.' Dünyadaki kaosun nedeni, eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.
Tüm dünya olarak, özden uzaklaşmış olmanın etkilerini, hediyeleşmelerimizde bile yaşar hale geldik. Amacımız gönül yapmakken kendinden, katbekat büyük paketlere sararak verdiğimiz hediyeler bile eşya karşısında büyülendiğimizi acı biçimde gösteriyor."
Konuşmasında sektör temsilcilerine de seslenmek istediğini dile getiren Erdoğan, "Lütfen ürettiğimiz her ürünün çevreye olan maliyetini ince ince hesap edelim. Paketlemeden önce 'Buna gerek var mı?' diye düşünelim.
İnanıyorum ki, projeyi başlattığımız günden bu yana aldığımız mesafe bu tür yeni farkındalıklarla katlanarak artacaktır. 2019 yılı itibarıyla 25 bin kamu kurumu binasında sıfır atığa geçme hedefimizi iki ay önceden yakaladık. Vakıflarımız, ardı ardına çok güzel projelerle, sürece katkı veriyor." dedi.
"Zirvenin sonuçlarının, dünyanın iyiye doğru dönüşünü hızlandırmasını diliyorum"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, haziran ayında, Sıfır Atık Mavi'yi yürürlüğe koyduklarını belirterek, şunları söyledi:
"Tüm yurtta deniz temizliği seferberliği başladı. 163 bin metreküp deniz çöpü toplandı ve bertarafa gönderildi. TURMEPA öncülüğünde yapılan bu seferberlikle Türkiye'nin önde gelen 760 kuruluşu 'Sıfır Atık Mavi Sözü' vererek, denizlerimizin kirliliğini önlemek için çalışacağını taahhüt etti.
Çevre ve Şehircilik ile Milli Eğitim Bakanlıklarımız çocuklarımıza çevre duyarlığı eğitimlerini sürdürüyor. TEMA Vakfı iş birliği ile çocuklara yönelik programlar yapılıyor. 2020 yılı itibarıyla bütün belediyelerimizde Sıfır Atık Yönetim Sistemi'ne geçişi tamamlamayı hedefliyoruz.
Sıfır Atık Projesi'nin, yerel bazda ülkemize, küresel ölçekte tüm dünyaya yaptığımız en büyük yatırım olduğuna inanıyorum.
Ben herkesin, vatanını çok sevdiğini, bayrak görünce yaşaran gözlerden biliyorum. Unutmayalım ki, bir damla suyumuz, bir karış toprağımız, altında durduğumuz mavi sema, yeryüzüne gölgesini seren ağaç da bu sevgiye dahildir.
Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023'te, ülkemize olan sevgimizi, eğitimden çevreye, tüm projelerimizde, hedeflerimize ulaşarak göstereceğiz inşallah. Gerçek ülke sevgisi, bana göre budur.
Bu zirvenin sonuçlarının, dünyanın iyiye doğru dönüşünü hızlandırmasını diliyorum. Bütün katılımcılara katkıları nedeniyle teşekkür ediyorum."
Konuşmanın ardından Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Emine Erdoğan'a, Sıfır Atık Projesi kapsamında yapılan tabloyu hediye etti.
Yılın çevrecileri ödüllerini aldı
Sıfır Atık Zirvesi kapsamında bu yıl ikinci kez yılın çevreci proje, kişi, kurum ve kuruluşlara ödülleri de Emine Erdoğan tarafından verildi.
"Sıfır Atık Yerel Yönetimler Ödülü"nün sahibi Sincan Belediyesi, Alanya Belediyesi, Pendik Belediyesi, Bucak Belediyesi ve Yeşilyurt Belediyesi oldu.
Belediyelerin her biri bünyelerinde gerçekleştirdikleri geri dönüşüm projelerinin yanı sıra kamuyu bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarıyla bu ödüle layık görüldü.
"Sıfır Atık Özel Sektör Ödülü" kategorisinin kazananı Arçelik olurken, elektronik atıkları geri dönüştürmeye yönelik projesiyle bu ödülü almaya hak kazandı.
TURMEPA, Sıfır Atık Mavi Projesi’ndeki etkin rolüyle "Sıfır Atık Sivil Toplum Ödülü"ne layık görüldü.
"Sıfır Atık İnovasyon Ödülü", iki ayrı gruba verildi. İlk ödül sıfır atık sıfır enerji evi konseptli Reyard Evi projesiyle İstanbul Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinin kurduğu Team Boshphorus'a verilirken, ikinci ödül, Yapay Zekalı Katı Atık Ayıklama Makinesi projesiyle Fırat Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Yazılım Mühendisliği Bölümü öğrencilerinin oldu.
"Sıfır Atık Medya ve Farkındalık Ödülü" kamuyu bilinçlendirmeye yönelik çalışmalarıyla NTV'ye verilirken, "Sıfır Atık Jüri Özel Ödülü" çevre bilincine dikkati çekmek için okulunun bir duvarını pet şişelerle donatan Derekent İlkokulu öğretmen ve öğrencilerine sunuldu.
Zirvede Emine Erdoğan ve Bakan Kurum'un katılımlarıyla ödüllerini alan katılımcılar, hatıra fotoğrafı çektirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com