İSTANBUL
Bilal Erdoğan, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine karşı Vatan Caddesi'nde "demokrasi nöbeti"ne devam eden vatandaşlara hitap etti.
Erdoğan, milletin kendi kararını vermeye kalkıştığını gördüklerinde bu odakların sinsi müdahaleleriyle milletin bağımsızlığına çomak soktuklarını ifade ederek, 1960, 1971, 1980, 1997 ve 27 Mayıs'ta bunların görüldüğünü, bunların hepsinin bu bağımsızlık mücadelesinin köşe taşları olduğuna dikkati çekti.
Çoğu zaman bu güçlerin hedeflerine ulaştıklarını veya ulaştıklarını sandıklarını aktaran Erdoğan, "Ama bu uzun serüven bizi 15 Temmuz'a taşıdı. 15 Temmuz gecesi bir halk adeta Çanakkale ruhuna uyandı. Hepinizden Allah razı olsun. Bu millet Çengelköy'de, Boğaziçi Köprüsü'nün üstünde, Vatan Caddesi'nde, Kazan'da, Beştepe'de tankların önünde 'durun' dedi. Adeta Davos'ta Başkomutanımızın 'durun' dediği gibi. 'Durun' diyoruz artık. 'Bağımsızlığımızla oynamazsınız, bu topraklar üzerinde bu milletin egemenliğine, hakimiyetine müdahale edemezsiniz. Çomak sokamazsınız' diyoruz. Artık demokrasi, insan hakları yalanlarınız bu milletin iman dolu göğsünde toz oldu kaldı. Sizin samimiyetinizin olmadığını, artık bu millet sayesinde dünya, alem gördü. 'İnsan hakları' diyorsunuz, insanların ölümüne göz yumuyorsunuz. 'Demokrasi' diyorsunuz, insanların oyalarının ekseriyetiyle gelen iktidarların devrilmesine göz yumuyorsunuz. O zaman durun, bu cadde çıkmaz sokaktır. Bunu sizler dediniz. Allah razı olsun." diye konuştu.
"Kula kul oldular"
Meydanları sahiplenenlerin bu süreci de sahiplenmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Allah göstermesin, yine aynı tas aynı hamam gitmeye çalışanlar olacaktır. Sizlerin gözetimi, sizlerin takibiyle inşallah Türkiye'de hem bu kanser hücrelerinin temizlenmesi mümkün olacak hem bir daha darbelerin olmaması için gereken düzenlemeler neyse bunlar da yapılmış olacak. Görüyorsunuz her gün ciddi yeni kararlar alınıyor, yeni yapılanmalar oluşturuluyor. Neden? Bu ülkedeki yapılar, maalesef bundan önceki darbelerden önce hiçbir zaman 'bir daha darbe olmaması için ne yapılmalıdır' diye düşünülerek gözden geçirilmemişti. Bunlar mahşeri vicdanda mahkum oldular. Bunlar öteki dünyaya gittikleri zaman da hesap veremeyecekler. Bunlar derinlerin en derininde mahkum olacaklar. Çünkü bunlar kula kul oldular. Bunlar insanların inançlarını maalesef istismar ettiler. Buradan çıkaracağımız bir diğer ders o zaman; bir daha kula kul olmayacağız, dinimizi doğru kaynaklardan öğreneceğiz, biz onun için imam hatipler dedik, onun için imam hatiplerin çoğalması için mücadele verdik. Böyle kanser hücreleri çoğalmasın diye imam hatiplere destek vermek zorundayız. Ve inşallah bu millet bağımsızlığı için neler yapabileceğini gösterdi, bu millet bağımsızlığı için nasıl bir araya geldiğini gösterdi. Bu şu anlama geliyor; yarınımız bugünden, geleceğimiz, bugünlerden çok daha aydınlık olacak, buna inanın. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmaris'ten uçağa binip daha Atatürk Havalimanı emniyete alınmamasına rağmen, havada F-16'ların uçtuğunu bilmesine rağmen, nasıl ki 'ben halkımın refahı için, bu ülkenin düzeni, saadeti için her türlü riski almaya hazırım' dedi. Bu millet aynı şekilde, o havada o riski alırken, bu yollarda tankların önünde hayatları pahasına bağımsızlıkları için bir duruş sergilediler. İşte lider, işte millet."
"Şehitlerimizin hatırasına ihanet etmeyeceğiz"
Şehitlerin yolundan ayrılmayacaklarını vurgulayan Erdoğan, "Şehitlerimizin hatırasına ihanet etmeyeceğiz. Onların isimlerini, hatıralarını, hikayelerini yaşatacağız ve böylelikle Türkiye dünyada sadece Müslümanlar için değil, sadece soydaşlarımız için değil, bütün mazlumlar için dik duruşun, adaletin savunuculuğunun önder ve sembol ülkesi olacak. Bunun altyapısını oluşturduğumuz için millet olarak kendimizle ne kadar gurur duysak azdır. Çok çalışmak zorundayız. Bakın 16 yaşında Abdullah babasıyla beraber şehit oldu. 19 yaşında Ömer'in ailesini Ankara'da ziyaret ettim. Cumhurbaşkanımızı televizyonda gördüğü, 'sokaklara gidin' dediği anda 'o çağrıya kulak vermek zorundaydım' diyerek, babasının 'biraz daha bekle' demesine aldırış etmeden, kendini Akıncı 4. Ana Jet Üssü'nün önünde buldu ve şehadete yürüdü. Bugün Kayseri'de 22 yaşındaki şehit Cennet Yiğit'in evini ziyaret ettik. Adı Cennet, soyadı Yiğit. İsmiyle müsemma bakın şimdi cennette. Ne yiğit bir kız kardeşimiz." ifadelerini kullandı.
Muhabir: Ali Ebubekir Tokcan
dikGAZETE.com