Ankara
Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Burak Özügergin, törende yaptığı konuşmada, "15 Temmuz 2016, tarih boyunca birçok badireler atlatmış ülkemizin karşı karşıya kaldığı en kanlı terör saldırısının tarihi oldu." dedi.
15 Temmuz gecesi, 252 şehit ve 2 binin üzerinde gazinin kanlarıyla kahramanlık hikayesi yazıldığını vurgulayan Özügergin, "O gece, hain FETÖ mensuplarınca ülkemize yapılan alçak saldırı, bağımsızlığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye her zaman hazır olmakta birleşen Türk halkının kahraman direnişi ve vatanperver kolluk kuvvetlerimizin çabalarıyla bertaraf edildi." diye konuştu.
Özügergin, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile mücadelenin devam ettiğini vurgulayarak, darbe girişimini hemen kınayan Yunanistan'ın bu tavrı sürdürmeyerek, terörle mücadelede iyi komşuluk ilişkileri gereği üzerine düşen adımları atmamış olmasının, en hafif tabirle "düşündürücü" olduğunu dile getirdi.
Darbe girişimi sonrası Yunanistan'a kaçan 8 FETÖ mensubu askerin Türkiye'nin tüm taleplerine rağmen iade edilmemiş olmasına dikkati çeken Özügergin, "Bizim Yunanistan'dan beklentimiz; topraklarında Büyükelçilik olarak teröre 4 şehit verdiğimiz bu ülkenin, bırakın iyi komşuluk gereklerini, uluslararası hukukun temel ilkeleriyle bağdaşmayan tutumlarından vazgeçmesi ve gerek FETÖ gerek PKK gerek DHKP-C gibi terör örgütleriyle mücadelede aması, fakatı olmadan üzerine düşeni yapmasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
İtalya
Türkiye'nin Roma Büyükelçisi Ömer Gücük'ün ev sahipliğinde Büyükelçilikte düzenlenen programa, Türkiye’nin Vatikan Büyükelçisi Lütfullah Göktaş, KKTC Roma Temsilcisi Mustafa Davulcu ve davetliler katıldı.
15 Temmuz şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan etkinlikte konuşan Gücük, FETÖ tarafından icra edilen ancak toplumumun her kesiminden vatandaşın mücadelesiyle akim bırakılan darbe girişiminin 6. yılında o gün şehit düşenlere Allah'tan rahmet, gazilere şifa diledi.
15 Temmuz 2016'da FETÖ'nün devlete yönelik yarattığı büyük tehdidi ortaya koyduğunu belirten Gücük, “Bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir. Halkımızın liderleriyle bütünleşen kararlı ve fedakar duruşu, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşı'nın tüm cephelerinde olduğu gibi kendisini demokrasimizin savunmasında da bu vesileyle göstermiştir." ifadesini kullandı.
Gücük, FETÖ ile yurt içinde ve dışında mücadelenin Türkiye'nin önceliklerinden biri olduğunu vurgulayarak "Yurt içinde öncelikle 15 Temmuz sorumlularının, hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermeleri sağlanmış, FETÖ'nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanması deşifre edilmiş, mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatılmış ve örgütün ‘paralel devlet yapılanması’ çökertilmiştir." diye konuştu.
FETÖ'nün sadece Türkiye için değil, faaliyet gösterdiği için tüm ülkeler için tehdit teşkil ettiğini belirten Gücük, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda 'yeni nesil bir terör örgütü' olarak nitelendirilebilecek FETÖ'nün kendisini lanse etmeye çalıştığı gibi eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığı, siyasi ve ekonomik emelleri bulunan karanlık ve sinsi bir örgüt olduğu uluslararası planda yavaş yavaş da olsa anlaşılmaya başlanmıştır. FETÖ’nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik mücadelemiz uzun soluklu olarak kararlılıkla sürdürülecektir. Ülkemiz, FETÖ’nün yanı sıra PKK/PYD/YPG, DHKP-C, DEAŞ da dahil olmak üzere terörün tüm form ve biçimlerine yönelik mücadelesine devam etmektedir. Bu, vatandaşlarımıza, terör kurbanlarına ve gelecek nesillere yönelik borcumuz ve görevimizdir."
İngiltere
Türkiye'nin Londra Büyükelçisi Ümit Yalçın'ın ev sahipliğinde Büyükelçilikte düzenlenen programa, çok sayıda davetli katıldı.
Yalçın, burada yaptığı konuşmada, darbe girişiminin 6. yılında 15 Temmuz şehitlerini anmak, Türkiye'nin milli birlik ve beraberlik mücadelesini hatırlamak ve bu bilinci kuvvetlendirmek amacıyla resmi tören düzenlediklerini belirtti.
İngiltere'nin 15 Temmuz gecesi "bekle ve gör" politikası izlemediğine dikkati çeken Yalçın, İngiltere'nin Türk demokrasisine desteğini açıklayan ilk ülkelerden olduğunun altını çizdi.
Yalçın, darbe girişiminin hemen ardından FETÖ üyelerinin İngiltere'den iadesine ilişkin çalışmalar başlattıklarını aktararak şunları kaydetti:
"Esasen etkilerini ve nüfuzlarını kaybetmeleri bakımından burada belli bir gayret gösterildi. Nitekim bundan 10-15 yıl önceki pozisyonlarının, etki ve nüfuzlarının artık olmadığını burada hepimiz bizzat görüyoruz. İadelerle ilgili de aslında buradaki hükümet bizim yanımızda durdu, belli davalar ve mahkemeler bizim adımıza İngiliz hükümeti tarafından açıldı. Bunlar temyizlere, en üst mahkemelere kadar da taşındı ama mahkeme aşamalarında henüz arzu ettiğimiz sonuca varamadık.
Bu mücadeleler ve girişimler devam edecek. Bunlar bir süreç. Hem burada hem de dünyanın her yerinde bizim FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücadelemiz, diğer ülkelerle olan bağlantıları ve aldıkları destek, nüfuz veya varlıkları öncelikli konumuz olmaya devam edecek."
Kosova
Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi Çağrı Sakar'ın ev sahipliğinde Büyükelçilik'te düzenlenen törene, Kosova Başbakanı Albin Kurti, Kosova'nın Topluluklar ve İnsan Haklarından Sorumlu Başbakan Yardımcısı Emilija Redzepi, Bölgesel Kalkınma Bakanı ve Kosova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Genel Başkanı Fikrim Damka, KDTP milletvekilleri Fidan Brina Jılta ve Enis Kervan, Kosova İslam Birliği Başkanı Naim Tırnava, Kosova Meclisi milletvekilleri, belediye başkanları, büyükelçilerle ülkedeki Türk ve yerel kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
Törende saygı duruşu ve milli marşlarının okunmasının ardından katılımcılara Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirdiği darbe girişimi sırasında Anadolu Ajansı (AA) tarafından çekilen ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in gerçek yüzünü anlatan görüntüler izletildi.
Kosova Başbakanı Kurti, törende yaptığı konuşmada, 15 Temmuz darbe girişimini, tüm dünya demokrasilerine karşı yapılmış bir saldırı olarak nitelendirdi.
Türkiye ile Kosova’nın Balkanlar'da sürdürebilir barış politikasını desteklediklerini belirten Kurti, “Türk demokrasisi ciddi bir meydan okumayı başarıyla atlattı, şehit ve yaralıların fedakarlığı karşısında saygıyla eğiliyoruz. Kosova, Türkiye'yi müttefik ve dost bir halk olarak görüyor. Tarihi bağlarımız, samimi ve faydalı ilişkilerimiz var." ifadesini kullandı.
Bölgesel Kalkınma Bakanı Damka, Kosova'nın geleceği için en kısa zamanda bu terör örgütüne karşı adımlar atılmasının önemli olduğuna dikkati çekerek, “Kosova’da özellikle eğitim adı altında okullarda varlığını sürdürmeye çalışan bu sinsi örgütün karşısında tüm dünya ülkelerinin kararlılıkla mücadeleye devam etmesi ve Kosova devletinin de bu mücadelede daha kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğine inanıyorum.” diye konuştu.
Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi Sakar da yaptığı konuşmada, 15 Temmuz'un FETÖ'ye karşı önlem alınmaya başlandığı için düzenlendiğinin unutulmaması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin bugün daha güçlü, güvenli ve istikrarlı bir ülke haline geldiğine işaret eden Sakar, Türkiye’deki omurgası çökertilen hain terör şebekesinin Türkiye’yi kötüleyerek yurt dışında ayakta kalmaya çalıştığına dikkati çekti.
Sakar, yurt dışında da FETÖ'ye karşı çalışmalarının aralıksız sürdüğünü vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Başta Kosova olmak üzere dost ve kardeş ülkeleri, gerçek kirli yüzünü bir yasallık perdesi arkasında maskeleyen bu hain ve sinsi terör örgütüne karşı uyarmayı görev addediyoruz. Yeni nesil bir terör örgütü olan FETÖ’nün mevcudiyetini sürdürdüğü ülkelerde de Türkiye’de yaptıklarını tekrarlamayacağının hiçbir garantisi yoktur. FETÖ, var olduğu tüm ülkeler için ciddi bir tehdittir.
Başta Kosova olmak üzere dost ve kardeş ülkelerden, FETÖ tehdidiyle mücadelemizde ülkemizle dayanışmayı sürdürmelerini ve terörle mücadelede ilave somut adımlarla iş birliğini artırmayı bekliyoruz. Bunu Türkiye için değil kendi ülkeleri ve güvenlikleri için yapmaları gerektiklerini önemle vurguluyoruz."
Törende, milletvekilleri Jılta ve Kervan da birer konuşma gerçekleştirdi.
15 Temmuz darbe girişimi, elebaşılığını Fethullah Gülen’in yaptığı FETÖ terör örgütünün devletimize ve milletimize karşı oluşturduğu büyük tehdidi açıkça ortaya koymuştur."
Arnavutluk
Türkiye’nin Tiran Büyükelçiliğinde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla anma töreni düzenlendi.
Tiran'daki Büyük Göl Parkı'nda bulunan 15 Temmuz Şehitleri Anıtı'nda düzenlenen törene, Türkiye'nin Tiran Büyükelçisi Tayyar Kağan Atay, Tiran Yunus Emre Enstitüsü Müdürü Ömer Osman Demirbaş, TİKA Tiran Koordinatörü Emine Gizem Başkan'ın yanı sıra ülkedeki Türk ve yerel kurum ve kuruluş temsilcileri ile Türk ve Arnavut vatandaşlar katıldı.
Atay, yaptığı konuşmada, 15 Temmuz 2016 gecesi silahlı terör örgütü FETÖ tarafından gerçekleştirilen hain kanlı darbe girişimine karşı koyarken şehit düşen vatandaşların aziz hatıralarını yaşatmak için bugün burada toplandıklarını dile getirdi.
Vatan uğruna hayatlarını feda eden tüm şehitleri minnetle anan Atay, Türkiye'nin bağımsızlığını korumak için gözünü kırpmaksızın ölüme meydan okuyan gazilere şükranlarını sundu.
15 Temmuz gecesi Türkiye’de gerçekleşen en kanlı terör saldırılarından birine tanıklık ettiklerinin altını çizen Atay, o gece milletin iradesi olan TBMM ve birçok kamu binasının darbeci pilotlar tarafından bombalandığını vurguladı.
Savaş uçakları, saldırı helikopterleri ve tankların sivil veya polis gözetmeksizin hain bir şekilde ateş açtığını söyleyen Atay, TBMM'yi bombalayan savaş uçağı pilotlarının emirlerini, Ankara’da belirli okullarda öğretmen olarak görev yapan sözde imamlardan aldığını ifade etti.
Atay, “FETÖ’nün başarısız darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Bu süre içerisinde ülkemiz bu terör örgütüyle hem Türkiye’de hem yurt dışında, yani örgütün yerleşik olduğu diğer ülkelerde mücadelesine devam ediyor. Ülkemizde FETÖ, omurgasını kaybetti. Şimdi yurt dışındaki yapısını kullanarak ayakta kalmaya çalışıyor. Bu nedenle FETÖ’nün ulusal güvenliklerine ve anayasal düzenlerine yönelik oluşturduğu tehdide karşı dostlarımızı bilinçlendirmek için yurt dışında yürüttüğümüz mücadelemiz büyük önem arz ediyor.” diye konuştu.
Atay, şunları kaydetti:
“Biliyorsunuz FETÖ elebaşı Fetullah Gülen hala Amerika’da yaşıyor. Hükümetimiz Amerika’dan, Gülen’in Türkiye’ye iadesini ve Avrupa ülkelerinden de FETÖ mensuplarının iadesini uzun bir süredir talep etmiştir. Ne yazık ki bu talepler henüz yerine getirilmemiştir. Bu vesileyle FETÖ’nün, faaliyette bulunduğu ülkelerin güvenliği için de ciddi bir tehdit oluşturduğunu tekrar vurgulamak isterim. Bu bağlamda ne yazık ki Arnavutluk, başta eğitim ve sağlık sektörlerinde olmak üzere FETÖ’nün hala endişe verici varlığını sürdürdüğü ülkelerden biridir. Durum böyleyken dünyanın başka yerlerinde giderek artan sayıda hükümet, bu terör örgütünün kendileri için de oluşturduğu tehlikeyi anlamaya başladı ve gerekli adımları atmaya başladı. Sonuç olarak birçok ülkede FETÖ mensupları kamu ve özel sektörden temizleniyor.”
Yurt dışında FETÖ terör örgütüyle iltisaklı birçok okulun 2016 yılından sonra Türkiye Maarif Vakfına devredildiğini anımsatan Atay, "Bugün Maarif Okulları birçok ülkede faaliyet göstermekte ve dünya çapında üstün bir eğitim vermekte.” diye konuştu.
Ayrıca FETÖ’nün vize dolandırıcılığı, kara para aklama ve silah kaçakçılığı gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunduğunun altını çizen Atay, “Türkiye olarak dostlarımızın bizim yaşadığımız acıları tecrübe etmemeleri için bu yeni nesil uluslararası terör ve istihbarat örgütünün gerçek yüzünü ifşa etmeye kararlılıkla devam edeceğimizi de vurgulamak isterim.” dedi.
Atay, bu uluslararası terör ağına karşı sivil ve demokratik zaferin 6. yılını anarken, FETÖ’nün gerçek ve karanlık yüzü hakkında Arnavutluk kamuoyunda artan bir farkındalık yaşanacağına içtenlikle inandığını vurguladı.
STK'lar adına konuşma yapan Petrit Zeneli de 15 Temmuz olaylarının sadece Türkiye için değil, dünyadaki her ülkenin demokrasisi için bir ders niteliği taşıdığının altını çizdi.
Zeneli, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o dönem 'Meydanlara çıkın, Türkiye'yi kurtaralım' şeklinde halka yaptığı çağrı, vatan çıkarları için ölümü göze almak adına tüm Türk aydınlar ve vatandaşları için şevkli bir ilham kaynağıydı ve bunu başardılar." diye konuştu.
Konuşmanın ardından Türkiye'nin Tiran Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Adem Gerlegiz, Kur’an-ı Kerim tilavetinde bulundu, dualar edildi.
15 Temmuz anma etkinlikleri kapsamında Tiran Yunus Emre Enstitüsü tarafından "Şafak Vakti" filminin gösterimi yapılacak, farklı faaliyetler de düzenlenecek.
İran
Türkiye’nin Tahran Büyükelçiliğinde gerçekleşen anma programına Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Prof. Dr. Derya Örs, elçilik çalışanları ile Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
15 Temmuz şehitleri için saygı duruşuyla başlayan merasimde, İstiklal Marşı okundu ve Büyükelçi Örs konuşma yaptı.
Büyükelçi Örs, konuşmasında, Türk milletinin 15 Temmuz 2016 günü, canı ve kanı pahasına ortaya koyduğu “eşsiz ve destansı direnişle” değerlerine bağlılığını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Milli birlik ve beraberliğin hiçbir güç tarafından yıkılamayacağının bütün dünya nezdinde kanıtlandığını belirten Örs, “Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) Türkiye’yi uçurumun kenarına sürüklemek isteyen hain ve alçak darbe girişimi, aziz milletimizin ve güvenlik güçlerimizin kahramanca mücadelesi sayesinde bir gece içinde etkisiz hale getirildi.” dedi.
Sinsi emellerini ve planlarını gerçekleştirmek için yurt içinde ve yurt dışında yeniden toparlanmaya çalışan FETÖ tehlikesine dikkati çeken Örs, “Sadece devletimiz ve milletimiz için değil, bütün insanlık için ne kadar büyük ve tehlikeli bir tehdit olduğu bilinciyle her zaman uyanık olmamız, o karanlık günleri bir daha yaşamamak için bu mücadeleyi daima canlı ve diri tutmamız gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Örs, “Tarihe adlarını ölümsüzlükle yazdıran aziz şehitlerimizin mukaddes hatırası önünde bir kez daha hürmetle eğiliyor, gösterdikleri fedakarlıklarla milletimizin gönlünde taht kuran kahraman gazilerimizi minnet ve şükranla yad ediyoruz.” diye konuştu.
Nijerya
Türkiye'nin Abuja Büyükelçiliğinde düzenlenen etkinliğe, Türkiye'nin Abuja Büyükelçisi Hidayet Bayraktar, Nijerya'da yaşayan Türk vatandaşları ve davetliler katıldı.
15 Temmuz şehitlerinin anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanan 15 Temmuz'la ilgili görüntüler izletildi.
Büyükelçi Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, 15 Temmuz 2016'daki Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) hain darbe girişiminin üzerinden altı yıl geçtiğini anımsattı.
FETÖ mensuplarının, 15 Temmuz 2016 akşamı Türk milletine ve hükümetine karşı kanlı darbe girişimi başlattığını hatırlatan Bayraktar, Türk devletine ihaneti dahi göze alarak kendilerine verilen yetki ve imkanları savunmakla mesul oldukları halka doğrultan FETÖ mensuplarının hedef ayrımı gözetmeksizin masumların kanını dökmekten geri durmadığını söyledi.
Bayraktar, "Ülkemize yönelik bu büyük tehdidin boşa çıkartılmasında şüphesiz en büyük pay, kendi iradesi üzerinde güç tanımayan, devletini, ülkesini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını ortaya koyan yüce Türk milletine aittir." dedi.
Darbe teşebbüsünün üzerinde 6 yıl geçmiş olmasına rağmen, FETÖ tehdidin halen sürdüğünü altını çizen Bayraktar, bu hain örgütün sinsi emelleri karşısında, kararlı mücadelenin devamının büyük önem arz ettiğini ifade etti.
FETÖ'nün Nijerya'nın farklı bölgelerine yayılan ve sinsi emellerini gerçekleştirmekte bir araç olarak kullandığı eğitim ve sağlık sektörlerindeki paravan oluşumlarının izale edilmesine yönelik çalışmaların sürdüğünü belirten Bayraktar, şunlar kaydetti:
"Son bir yıl içerisinde Nijerya makamları nezdinde yürüttüğümüz gayretle, Nijerya'daki ikamet eden örgüt mensuplarının ülkemize iadelerine yönelik gerekli hukuki zeminin tesis edilebilmesi hususunda önemli ilerlemeler sağlanmıştır."
Bayraktar, bugün FETÖ'nün Nijerya'daki varlığının büyük bir suç şebekesinin ve küresel tehdidin parçaları olduğu gerçeğinin Nijeryalı muhatapları nezdinde yavaş yavaş da olsa anlaşılmaya başlandığını belirtti.
Pakistan
Başkent İslamabad'daki Büyükelçilik binasında düzenlenen etkinliğe, Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Raca Pervaiz Eşref, Bosna Hersek İslamabad Büyükelçisi Sakıb Foric, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nden diplomatlar, ülkedeki Türk kurum ve kuruluşların temsilcileri ve davetliler katıldı.
Tören, saygı duruşu, her iki ülkenin milli marşlarının okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Türkiye’nin İslamabad Büyükelçisi Mehmet Paçacı, burada yaptığı açıklamada, 15 Temmuz’da Türk demokrasisinin Türk halkının iradesiyle korunduğunu belirtti.
Paçacı, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) eğitimi ve dinler arası diyaloğu teşvik etme kılığı altında sözde dini bir hareket olarak kurulduğunu belirterek, bu terör örgütünün kötü niyetini örtmeyi başardığını söyledi.
FETÖ’nün yıllarca ülkenin çocuklarının beynini yıkadığını vurgulayan Paçacı, onları kendi ülkelerine karşı hale getirdiğini ifade etti.
Paçacı, Pakistan'ı FETÖ tehdidini erken gören bir ülke olarak nitelendirerek, Pakistan Anayasa Mahkemesinin Aralık 2018'de FETÖ'yü "terör örgütü" ilan ettiğini dile getirdi.
Pakistan Ulusal Meclis Başkanı Pervaiz, 15 Temmuz’un kendilerine Türkiye’nin demokrasisinin karanlık güçlere karşı zaferini anımsattığını belirterek, Türk halkının seçilmiş lider Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanında "kaya gibi sağlam" durduğunu söyledi.
Pervaiz, 15 Temmuz’un halk tarafından test edilip güvenildiği takdirde demokratik düzene hiçbir şeyin zarar veremeyeceği konusunda tüm dünyaya büyük bir mesaj olduğunu vurguladı.
Pakistan’ın 15 Temmuz gecesi dahil daima Türkiye’nin yanında durduğunu ifade eden Pervaiz, Pakistan halkının Türkiye’nin ilerlemesinden daima onur duyduğunu kaydetti.
Özbekistan
Türkiye’nin Taşkent Büyükelçiliği binasında düzenlenen etkinliğe, Büyükelçilik mensupları, ülkedeki Türk kurumlarının yetkilileri ve basın mensupları katıldı. Etkinlik, 15 Temmuz şehitlerinin anısına 1 dakikalık saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ve Özbekistan milli marşının okunmasıyla başladı.
Etkinlikte konuşma yapan Taşkent Büyükelçi Yardımcısı Alican Aksoy, 15 Temmuz 2016 tarihinde Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından Türkiye’de gerçekleştirilmeye çalışılan ve 252 vatandaşın ölümüne, 2 binden fazla insanın yaralanmasına neden olan darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçtiğini anımsattı.
Aksoy, "15 Temmuz gecesi, FETÖ terör örgütünün devletimize yönelik yarattığı büyük tehdidi ortaya koymuştur. Bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını, devletini ve demokratik kazanımlarını korumak için hayatını vermeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk halkına aittir." dedi.
Geçen 6 yıl içerisinde Türk devletinin temel önceliklerinden birini yurt içinde ve yurt dışında FETÖ’yle mücadele oluşturduğunu, yurt içinde, öncelikle 15 Temmuz sorumlularının hukukun üstünlüğü ilkesi temelinde adalet önünde hesap vermelerinin sağlandığını, ayrıca, FETÖ’nün devlet kurumları içerisindeki örgütsel yapılanmasının deşifre edildiğini, mensupları hakkında idari ve adli süreçler başlatıldığını, nihai tahlilde örgütün "paralel devlet yapılanması” çökertildiğini aktardı.
Bu süreçte FETÖ’nün yurt içindeki yapısının giderek zayıflaması sonucunda yeni bir strateji değişikliğine gittiğini ve yurt dışı faaliyetlerine ağırlık vermeye başladığını, bu nedenle, Türkiye dışındaki FETÖ yapılarıyla mücadelede daha fazla önem kazandığını kaydeden Aksoy, şöyle devam etti:
"Ev sahibimiz olan kardeş devlet Özbekistan, FETÖ tehlikesini dünyada ilk fark eden ülkelerden biridir. FETÖ mensupları 1990’lı yıllarda ülkeden kovulmuş; yerleşmelerine ve faaliyet göstermelerine daha çok erken aşamalardayken geçit verilmemiştir. Bu öngörü ve feraset sayesinde ülkelerimiz arasındaki ilişkiler bugün FETÖ provokasyonu ve engelline takılmadan, en yüksek seviyede ilerlemektedir.
Buna mukabil, FETÖ ve diğer tehditlere karşı, güvenlik ve terörle mücadele; Özbekistan ile çok yönlü ve derin iş birliğimizde en önemli konulardan biri olmaya devam etmektedir. Zira 15 Temmuz’da yaşadığımız acı tecrübeler, terör örgütleriyle mücadelede uluslararası iş birliği ve dayanışmanın önemini en açık biçimde göstermiştir."
Etkinlik kapsamında 15 Temmuz'la ilgili film gösterimi yapıldı, Anadolu Ajansının 15 Temmuz gecesi çektiği fotoğraflarından oluşan sergi izlenime açıldı.
Lübnan
Türkiye'nin Beyrut Büyükelçiliği'nin himayesinde Beyrut Yunus Emre Enstitüsü'nde (YEE) düzenlenen anma programında, 15 Temmuz 2016'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine direnen şehitler için dua edildi.
Türk ve Lübnan milli marşlarının okunmasıyla başlayan anma programına Türkiye'nin Beyrut Büyükelçisi Ali Barış Ulusoy, Lübnan Müftülüğünden Şeyh Muhammed Omari, Beyrut Belediyesi Meclis üyeleri, Beyrutlu muhtarlar, Lübnan'daki Türkmen dernekleri ile Türk kurumlarının temsilcileri katıldı.
Büyükelçi Ulusoy, törende yaptığı konuşmada, 15 Temmuz 2016'da vuku bulan darbe girişiminin FETÖ'nün devlete ve millete yönelttiği tehdidin vahametini gözler önüne serdiğini, bu tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük payın kendi iradesi üzerinde hiçbir güç tanımayan, demokrasiyi ve devletini korumak için canını feda etmeye hazır olduğunu ortaya koyan Türk milletine ait olduğunu söyledi.
Özgürlüğe aşık olarak tanımladığı Türk milletinin darbe gecesi kükremiş bir sel gibi sokağa aktığını ve iman dolu göğsünü tanklara, toplara gözünü kırpmadan siper ettiğini aktaran Ulusoy, bu menfur darbe girişiminin yol açtığı öfkenin hala tazeliğini koruduğunu vurguladı.
Şeyh Omari'nin şehitler için ettiği duanın ardından katılımcılar, darbe girişimini anlatan video gösterilerini izledi.
Programa katılan konuklar daha sonra darbe girişimi esnasında çekilen fotoğrafların olduğu sergiyi ziyaret etti.
Malezya
Kuala Lumpur Büyükelçiliğinden yapılan açıklamaya göre, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'daki Yunus Emre Enstitüsü’nde gerçekleştirilen etkinlikte, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından düzenlenen darbe girişiminde şehit ve gazi olanlar anıldı.
Şehitlerin ruhları için Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan etkinlikte konuşan Türkiye'nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, terör örgütü FETÖ mensuplarının milletin güvenliğini ve devletin bölünmez bütünlüğünü korumaları için kendilerine emanet edilen askeri teçhizatı, güvenlik güçleri ve halka karşı kullanmaktan çekinmediklerini ifade etti.
Yüksel, 15 Temmuz gecesi ülkenin tüm kurumlarıyla hedef alındığını belirterek, “Tehdidin bertaraf edilmesinde en büyük pay, şüphesiz Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısıyla sokaklara çıkarak kendi iradesi üzerinde bir güç tanımadığını ortaya koyan Türk halkına aittir.” dedi.
15 Temmuz'dan bu yana devletin tüm kurumlarıyla FETÖ’ye karşı tavizsiz bir mücadele yürüttüğünün altını çizen Yüksel, Malezya makamlarına ülkedeki FETÖ iltisaklı yapıların işlevsiz hale getirilmesi yönündeki destekleri için teşekkürlerini iletti.
Öte yandan, Büyükelçiliğin davetiyle Türkiye’den Kuala Lumpur’a gelerek etkinliğe katılan Gazi İsmet Doğan, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.
Doğan, 15 Temmuz gecesi kendilerini adeta “bir savaşın ortasında” bulduklarını belirterek, iki bacağından vurulduğu Saraçhane yokuşunda darbeciler tarafından 18 kişinin şehit edildiğini hatırlattı.
Doğan, “O gece bedenler parçalandı ancak vatan parçalanmadı.” ifadesini kullandı.
15 Temmuz gecesi bulunduğu noktada darbecilerin telsizden aldıkları “bir adam, bir kurşun, vurun” talimatıyla silahlarını halka yönelttiklerini aktaran Doğan, “O gece Saraçhane’de kimse korkmuyordu, Allah bizden korkuyu aldı. Dünyanın neresinde olursak olalım, 15 Temmuz’u unutmayacağız, unutturmayacağız.” dedi.
Belçika
Brüksel'deki TOBB binasında düzenlenen etkinliğe Türkiye'nin Brüksel Büyükelçisi Dr. Hasan Ulusoy, Avrupa Birliği (AB) Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mehmet Kemal Bozay, NATO Daimi Temsilcisi Basat Öztürk, Brüksel Başkonsolosu Umut Deniz, Anvers Başkonsolosu Batu Kesmen, diplomatik ve askeri erkan, KKTC, Azerbaycan gibi dost ülke büyükelçilikleriyle, Türk sivil toplum ve siyasi parti temsilcileri katıldı.
Büyükelçi Ulusoy, şehitler anısına saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende yaptığı konuşmada, FETÖ ile yurt dışında bir mücadele sürecinin başlamış durumda olduğuna dikkati çekerek, kendisinin de Belçika makamlarıyla temaslarında konuyu gündemde tuttuğunu belirtti.
Madrid'deki NATO Zirvesi'nde Türkiye, İsveç ve Finlandiya arasında imzalanan üçlü muhtıraya değinen Ulusoy, FETÖ'yle mücadelenin bu belge vasıtasıyla NATO kayıtlarına girmesinin önemine vurgu yaptı, bu bağlamda, artık müttefiklerin de benzer iş birliğini göstermesinin önem taşıyacağının altını çizdi.
Ulusoy, Türkiye’nin FETÖ ile diğer terör örgütleriyle olduğu gibi, demokratik meşruiyet temelinde mücadele ettiğini ve bu mücadelenin süreceğini vurgulayarak, FETÖ’nün sadece Türkiye değil, faaliyet gösterdiği bütün ülkeler için tehdit arz ettiğini vurguladı.
15 Temmuz şehitleri başta olmak üzere bütün şehitler için dua edilen ve helva dağıtılan törende ayrıca, Büyükelçiliğin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Anma Etkinlikleri kapsamında düzenlediği resim yarışmasında dereceye giren resimlerden ve Anadolu Ajansının (AA) 15 Temmuz temalı fotoğraflarından oluşan sergi gezildi.
Avusturya
Avusturya’da Türkiye’nin Viyana Büyükelçiliği tarafından Türkçe ve Almanca, iki farklı program düzenlendi.
Programda konuşan Türkiye’nin Viyana Büyükelçisi Ozan Ceyhun, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış üniformalı teröristlerce girişilen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki hükümetin ve demokrasiye sahip çıkan Türk halkının kararlılığıyla ve devletine, milletine sadık güvenlik güçlerinin güçlü direnişiyle bastırılan hain darbe girişiminin üstünden altı yıl geçtiğini söyledi.
Ceyhun, FETÖ’nün eğitim ve hayır işleriyle uğraşan toplumsal bir hareket olmadığını, hedeflerine ulaşmak için kan dökmek dahil her türlü yola başvuran kanlı bir terör örgütü olduğunu ifade etti.
15 Temmuz şehitleri başta olmak üzere bütün şehitleri saygı, minnet ve rahmetle andığını kaydeden Ceyhun, FETÖ’nün yurt dışındaki yapılanmasına yönelik çabaların uzun soluklu bir mücadele olduğunu, bu doğrultudaki çalışmaların kararlılıkla sürdüğünü bir kez daha dile getirdi.
"Batı'da, bilerek veya bilmeyerek FETÖ’ye karşı tavizkar yaklaşımlar maalesef mevcuttur. Darbede yer alan şahısların özellikle bazı Batılı ülkelere yaptıkları iltica başvurularının olumlu sonuçlanmasını, kendilerine kucak açılmasını, FETÖ yapılarının halen faaliyetlerini sürdürüyor olmalarını üzüntüyle karşılıyor, FETÖ’ye destek kabul ediyoruz." ifadelerini kullanan Ceyhun, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kaleme aldığı 15 Temmuz’a ilişkin makalenin de Avusturya Haber Ajansında yayımlandığını sözlerine ekledi.
Daha sonra Avusturyalı misafirlere hitaben düzenlenen ikinci etkinlikte de gazeteci Klaus Jürgens, 15 Temmuz’da yaşananları ele alan bir konuşma yaptı.
Jürgens, hem Avrupa hem de Türkiye’yi yakından tanıyan bir gazeteci olarak, 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Batılı ülkelerin bir tür "bekle gör" politikası uyguladıklarına dikkati çekti.
Türkiye ile iş birliğinin daha adil ve eşit olması gerektiğine işaret eden Jürgens, son gelişmeler ışığında başta Avusturya olmak üzere Avrupa’nın Ankara'yla iş birliğini çok daha iyi bir boyuta taşıması gerektiğini aktardı.
Jürgens, "Özellikle terörle ilişkili olarak, Türkiye’nin PKK ve FETÖ problemi var. Bu durumda yalnız Türkiye’nin problemi var değil, bizim de problemimiz var denilmeli." görüşünü paylaştı.
Mülteci ve göç konusunda Türkiye’yi takdir edenlerin AB üyeliği, vize serbestisi gibi konularda sessiz kaldığına dikkati çeken Jürgens, Batı'da yaşama imkanı bulan çok sayıda teröristin de Türkiye’ye iade edilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.
Etkinliğe Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Muhtar Gün, Türkiye’nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) Daimi Temsilcisi Hatun Demirer ve 15 Temmuz gazisi Ömer Uzun’un yanı sıra çok sayıda diplomat katıldı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com