TBMM - ALPER ATALAY
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Mecliste yaşananlara ilişkin, "TBMM Genel Kurulunda konuşmalar devam ederken bomba atıldı. Salonun çok yakınına düştü ve salon toz duman içerisinde kaldı. Fakat orada artık ortak bir ruh oluşmuştu. Kararlı bir direnç söz konusuydu." dedi.
FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin Meclis tanığı Akçay, o gece Mecliste yaşananları AA muhabirine anlattı.
Akçay, o gece Ankara'da olduğunu ve saat 21.30 civarında Ankara semalarında uçakların alçak uçuş yapmaya başladığını ifade ederek, uçuşların sürekli tekrarlanmasının dikkati çeken bir durum olduğunu, haberleri araştırdığını ve ardından eve geçtiğini söyledi.
Akçay, evde televizyonu açınca İstanbul'da köprülerin tutulduğunu öğrendiklerini ve olağanüstü birtakım durumların olduğunun ortaya çıkmaya başladığını belirterek, uçakların uçuşunu sürdürmesi ve Ankara'da patlama seslerinin duyulmaya başlamasıyla birlikte bunun bir darbe girişimi olduğu yönünde kuvvetli emarelerin ortaya çıkmaya başladığını anlattı. Kısa bir hazırlıktan sonra MHP Genel Merkezine geçtiğini ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin de orada olduğunu aktaran Akçay, burada değerlendirmeler yaptıklarını söyledi.
"Milletvekillerimizi Meclise davet ettik"
Meclisi açmanın ve Ankara'daki mevcut milletvekilleriyle birlikte darbe girişimine karşı bir duruşun sergilenmesinin yerinde olacağı fikrinin oluştuğunu dile getiren Akçay, o gün Ankara'da bulunan milletvekillerine haber vererek Meclise davet ettiklerini vurguladı. Akçay, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve AK Parti ile CHP grup başkanvekilleriyle görüşmeler yaparak Meclise intikal ettiklerini söyledi.
Meclise geldikleri sırada Genelkurmay Başkanlığı ile Meclisin arasında kalan kavşakta kalabalıkların birikmeye başladığını ve helikopterlerin uçtuğunu aktaran Akçay, Genelkurmay tarafından da çok olumsuz haberlerin geldiğini ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın akıbetinin meçhul olduğu söylentilerinin olduğunu belirtti.
Akçay, şöyle devam etti:
"Ayan beyan bir darbe teşebbüsü olduğu ve bunun da bir FETÖ'cü girişim olduğu kanaati saat 23.00 civarında artık kesin gibi bir durum arz etti. O gün Meclisin çalışma günü olmadığı için milletvekillerinin büyük çoğunluğu kendi seçim bölgelerindeydi. Ancak, 70-80 civarında milletvekili toplandı. Meclis Başkanlık Divanı'nın teşkil edebilmesi için Meclis Başkanı ile birlikte katip üyelerin olması gerekirdi. Katip üyeler olmayınca biz grup başkanvekilleri olarak divanı oluşturduk.
Milletvekillerinin cep telefonlarından televizyonlara bağlanmak suretiyle bu darbe teşebbüsünün reddedildiği, bunun millet tarafından ve TBMM tarafından asla kabul edilemeyeceği ve bunun milli iradeye, ülkenin varlığına, birliğine, Türkiye Cumhuriyeti devletine yönelik bir girişim olduğu ortak kanaat olarak ifade edildi."
"Kararlı bir direnç söz konusuydu"
Genel Kurulda, grup başkanvekilleri olarak konuşmalar yaptıklarını ve darbe girişimine tepkilerini dile getirdiklerini belirten Akçay, bu tepkilerinin çok kısa bir süre içerisinde Türkiye ve dünya kamuoyuna yayınlandığını söyledi.
Genel Kurulda konuşmalar devam ederken, Meclise bomba atıldığını ve bu bombanın Genel Kurulun çok yakınına düştüğünü anlatan Akçay, "Salon toz duman içerisinde kaldı. Fakat orada artık ortak bir ruh oluşmuştu. Kararlı bir direnç söz konusuydu." diye konuştu. Güvenlik önlemleri nedeniyle Meclisin kapılarının kapatıldığını fakat her üç kapıdan da tanklarla girilmeye çalışıldığını ve bunun başarılamadığını aktaran Akçay, birkaç defa helikopterle indirme yapmaya çalışıldığını ve Meclisin güvenlik personelinin kahramanca karşı duruşu ile bunun başarılı olamadığını söyledi.
Akçay, ardından sığınak şartlarını taşımayan Meclisin bodrum katı diyebilecekleri kata indiklerini, orada da MHP, AK Parti ve CHP olarak liderlerin imzasını taşıyan ortak bildiri hazırladıklarını ve bunun okunduğunu aktardı. Akçay, öğlene kadar Genel Kurulda konuşmaların devam ettiğini daha sonra ise yapılan olağanüstü oturumda, siyasi parti genel başkanlarının, 15 Temmuz hain darbe girişimine karşı görüşlerini ve tepkilerini paylaştığını söyledi.
"GecikmiÅŸ adalet, adalet deÄŸildir"
Akçay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aradan geçen bir yıla yakın bu süre içerisinde geçtiğimiz hafta Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de çok açık bir şekilde ifade ettiği üzere, bombalayan, bombalanan, bombalatan belli. Şu anda da yargı önünde yargılamaları devam ediyor. Bu bir yıllık süre, bunların cezalandırılması bakımından gecikmiş bir süredir. Bu hain darbe girişiminde bulunan, bunlara yardım eden, yöneten, liderlik yapan ve adına 'Yurtta Sulh Konseyi' dedikleri konsey başta olmak üzere yargılanmalarının bir an evvel bitirilmesi gerekir. Gecikmiş adalet, adalet değildir.
Böylelikle yargı sürecinde suçluyla suçsuzu ayırt etmekte kolay olur. Şu anki milletimizin ve bizim beklentimiz bu yargılama süreçlerinin bir an evvel tamamlanması ve suçluların hakettikleri cezaya ulaşmasıdır. Bu bir nebze olsun kamuoyundaki kanayan vicdanı biraz dindirecektir. Askeriye, emniyet ve yargıyı yönlendiren asıl elebaşıların ve siyasi ayağının halen ortaya çıkarılmamış olması en büyük noksanlıktır. Bu konuda da artık gecikmeye tahammül kalmamıştır. Gerekli tespitlerin şimdiye kadar çoktan yapılmış olması gerekirdi. Bu bir yıllık dolan süreçten sonraki gündemimizde bu husus vardır."
Hainin ihanetin bedelini ödemesi gerektiğine dikkati çeken Akçay, bunun toplumun tüm sosyal hücrelerine kadar nüfus etmiş, metastas oluşturmuş bir yapı olduğunu ve buna ilişkin çalışmaların da bir an evvel yapılması gerektiğini söyledi.
OHAL'in bu çalışmalar için büyük bir kolaylık sağladığına işaret eden Akçay, bunun iyi değerlendirilmesi gerektiğini ve MHP olarak OHAL'in üç ay daha uzatılmasının faydalı olacağı kanaatinde olduklarını dile getirdi.
dikGAZETE.com