28 Şubat döneminde başörtülü olduğu için üniversiteden atılan ve kendisi gibi mağduriyetler yaşayan kadınların sesini sosyal medyada kurduğu platformla duyuran Mine İpek, yaşadıklarını unutamıyor.
İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesinden 28 Şubat sürecinde başörtülü olduğu için atılan Mine İpek, sosyal medyada kurduğu "28 Şubat Kadın Platformu" sayesinde Türkiye'nin yanı sıra o dönem yurt dışına giden mağdur kadınlara da ulaşıyor.
Özellikle kendisi gibi başörtülü kadınların o süreçte kaybettiği haklarını geri alması için seslerini duyurmaya çalışan ve bu çerçevede çalışmalar yürüten İpek, 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını AA muhabirine anlattı.
Şu an Malatya Milli Eğitim Müdürlüğü Ar-Ge biriminde memur olarak çalışan İpek, büyük bir heyecanla başladığı üniversitede eğitimini sürdürürken çeşitli yasaklar getirildiğini, bu kapsamda başörtülü olanların derslere alınmadığını belirterek kendisi gibi birkaç arkadaşının da bu yasağa uymayarak derslere girmeye devam ettiğini söyledi.
Öğretmenlerinin derste aldıkları yoklamalarda kendilerini yok saydığını, ikna odalarına alındıklarını aktaran İpek, bir süre sonra uzaklaştırma cezası aldıklarını ve okuldan atıldıklarını ifade etti.
İpek, o dönem üniversitenin güvenliğinin yakındaki bir kışladan sağlandığına işaret ederek şöyle konuştu:
"Kampüsümüz adeta kışlaya dönmüştü. Fakülte önünde toplanıp eğitim hakkımızın engellenemeyeceğini söylüyorduk. Komutanların emriyle askerler bize fiziksel şiddet uygulamaya başlamıştı. Ardından tutuklayıp, kışlaya götürüldük, DGM'de yargılandık. Bizde devletin askeri, polisi kutsaldır ancak ilk kez böyle bir şeyle karşı karşıya kalmıştım. Askerin bizi coplaması ilk kez şahit olduğumuz olaylardır. Komutanın verdiği emirle askerlerin bazıları bizleri ağlayarak copladı. Bunlar çok üzücü olaylardı. Bir gün üniversiteye geldiğimizde girişe tankların, zırhlı araçların yerleştirildiğini gördük, oysa ki bizim elimizde bir taş bile yoktu. Biz 'Eğitimi hakkımız engellenemez' derken hocalarımıza hakaret etmiyorduk, üniversitede hiçbir mekana zarar vermiyorduk."
İpek, 28 Şubat sürecinin çok bilinçli bir şekilde kurgulandığını vurgulayarak "15 Temmuz'dan sonra anladık ki bu 40 yıllık bir planmış. 15 Temmuz'dan sonra bu süreç masaya yatırılıp irdelendiği zaman, yaşadıklarımızın çok önceden planlanmış olduğunu anlıyoruz. Gözaltına alındık, tutuklandık, yargılanan arkadaşlarımız oldu. Hala hatırlayınca sıkıntı yaşıyor, anlatmakta zorluk yaşıyorum. Yaşadığımız travmaları unutmak istiyorum." dedi.
"Hakları gasbedilmiş bir gençlik"Mine İpek, 28 Şubat denilince aklına birçok şey geldiğini belirterek şunları söyledi:
"Yıllar geçtikçe de yeni şeyler ekleniyor. O dönem benim eğitim hayatıma son verildi ancak geniş pencereden bakıldığında 28 Şubat belli bir stratejik plandı. Bir plan dahilinde uygulamaya konulan bir postmodern darbeydi ve bunun çok farklı ayakları vardı. 'İrtica 'geliyor söylemleriyle halkı tedirgin ettiler. Bizler başörtülü şekilde hayatımıza devam etmek isterken 'terörist', 'devletin düzenini bozan insanlar' olarak lanse edildik. Buna binaen balans ayarı yapılmaya çalışıldı. Başörtülü milletvekilinin meclisten kovulmasına şahit olduk. Daha önce hiç rastlamadığımız olaylar üretildi ve onlar aracılığıyla başörtülü insanlar itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. 28 Şubat yaşam tercihimize bir müdahaleydi. 28 Şubat haklarımın, ailemin, yakınlarımın bana verdiği emeklerin hepsinin hiçe sayılmasıydı. 28 Şubat ülkemizi geriye götürmek adına yapılan bir tuzaktı. Geriye dönüp baktığımızda hakları gasbedilmiş bir gençlik görüyoruz. Bunu hiç kimse hak etmiyor."
İpek, 28 Şubat davalarında verilen cezaları yeterli bulmadıklarını vurgulayarak 28 Şubat'ın tüm ayağının yargılanması ve sorumluların hak ettiği cezayı almasını istediklerini ifade etti.
"Platform büyük bir umut oldu"Mine İpek, 28 Şubat sürecinde yaşanan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklerin dile getirilebilmesi için yaklaşık 7 yıl önce "28 Şubat Kadın Platformu"nu kurduklarını hatırlattı. Kendileri gibi sıkıntı yaşayanları platform aracılığıyla tespit ettiklerini, yaşadıkları sorunlara çözüm bulmayı amaçladıklarını aktaran İpek, şöyle devam etti:
"Platformumuz üniversiteden, meslekten atılan arkadaşlarımız için çok büyük bir umut oldu. Bu sayede Türkiye ve yurt dışından bize mağdurlar ulaşmaya başladı. Hükümetin desteği oldu. Birçok güzel çalışma gerçekleştirdik. Meslekten ihraç edilen öğretmenlerin geri dönüşünü sağladık. Geçmişi geri getirmek, telafi etmek mümkün değil ama açtığı yaraları sarmak için bizler elimizden geldiğince, ömrümüz yettiğince mücadelemize devam edeceğiz. Hala cezaevinde olan dava kardeşlerimiz var. Cezaevlerinden çıkanlar oldu ama bizim gönlümüzden geçen o dönemin tüm yaraları sarılması. Tek bir mağdur kalmayana kadar bu mücadelemiz sürdürecek."
Platform aracılığıyla 28 Şubat mağduru 300'ü eğitim fakültesinden 500 civarında üniversiteden atılan öğrenciye ulaştıklarını dile getiren İpek, hakları iade edilenler kadar hala mağdur olanlar bulunduğunu, bu konuda da yetkililerden adım atmasını beklediklerini söyledi.
İpek, 28 Şubat konusunda toplumun bilinçlendirilmesinin ve geçmişi hatırlatarak geleceğe yön verilmesinin en büyük sorumlulukları olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com