İSTANBUL - HÜSEYİN KULAOĞLU - ALİ ÖZAK
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında başına isabet eden kurşunla ağır yaralanan elektrikçi Mehmet Yaman (43), yatağa mahkum şekilde hayatını sürdürüyor.
Boğaziçi Köprüsü'nde (15 Temmuz Şehitler Köprüsü) darbeci askerlerin açtığı ateş sonucu başından ağır yaralanan evli ve 3 çocuk babası Mehmet Yaman, konuşamıyor, hareket edemiyor ve bakıma muhtaç şekilde hastanede hayata tutunmaya çalışıyor.
Bugüne kadar 10'dan fazla operasyon geçiren gazi Yaman'ın eşi Dilek Yaman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 15 Temmuz'da eşinin işten eve geldiğini ve yatsı namazını kıldığını söyledi.
Kocasının dışarıdaki sela ve korna seslerinden sonra komşularıyla telefonlaştığını ve dışarıya çıkma kararı aldığını anlatan Yaman, "Kızımın demek ki içine doğmuş, 'Baba gitme vurulursun' dedi. O da 'Kızım bir şey olmaz gidelim, bir bakalım' dedi. Sonra 4 komşu indiler aşağı, Kısıklı'ya gitmişler. Bir saat sonra aradım 'Neredesin gelmedin' dedim. 'Kısıklı'dayız inşallah eve döneceğiz, bir şey yok' dedi. Bir saat sonra tekrar aradım, vurulmuştu." diye konuştu.
Eşinin vurulduktan sonra Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldığını komşularından öğrendiğini ifade eden Yaman, iki saatlik ameliyatın ardından eşinin bir ay yoğun bakımda yattığını kaydetti.
Yaman, eşinin önce Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesine, oradan da özel bir hastaneye sevk edildiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Beynine operasyonlar yapıldı. 3 aya yakın bilinçsiz yattı. Şu anda tedavisi devam ediyor. Beyin fonksiyonları daha iyi durumda ama vücut direnci düşük. 29 Ocak'ta Başbakan Binali Yıldırım, eşimi hastanede ziyaret etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da telefonla görüntülü konuştu. Sayın Cumhurbaşkanı aynı gün evimize ziyarete geldi, 1,5 saat oturdu. Çocuklarım sevindi, biraz daha moralleri düzeldi."
Hayatlarında "darbe" diye bir şey görmediklerini ve 15 Temmuz'da okunan selalar ve çalan sirenlere anlam veremediklerini ifade eden Yaman, şöyle devam etti:
"Eşim evine, işine bağlı, çalışkan biriydi. Vatan bilinciyle yaşayan inançlı biriydi. 'Bayrağımız, toprağımız bizim namusumuz' derdi. 'Suriyelilere biz kucak açtık ama bize kimse kucak açmaz' derdi. Eşim vurulduktan sonra 3 ay boyunca tekbir getiriyordu ve işaret parmağını kaldırabildiği kadar yukarıya kaldırıyordu. Hala bilinci düştüğü, vurulduğu andaki gibiydi. Önceki gün kaynım geldi ve 'Abi gider miydin yine olsa' diye sordu, gözlerini kırparak 'Giderdim' dedi."
"Tekbirlerle köprüye doğru yürüdük"
Gazi Mehmet Yaman ile dışarı çıkan komşusu İsmail Karakuş, 15 Temmuz'da askerlerin köprüyü kapattığını gördüklerini ve aynı binadan 4 komşu olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Kısıklı'daki evinin önüne doğru gittiklerini söyledi.
Çamlıca'ya kadar araçla gittiklerini ve trafik nedeniyle araçtan inip yürüdüklerini belirten Karakuş, "Kısıklı’da bir toplanma oldu. Tekbirler getirildi, selalar okunmaya başlandı. Biz buradan o istek ve tekbirlerle oraya nasıl yürüdüğümüzü anlamadık. Kısıklı'da bir konuşma yapıldı. Cumhurbaşkanımızın televizyondaki konuşmasından sonra alanda daha da bir yığılma oldu. Biz epey bir geç saate kadar Kısıklı'daydık. Ondan sonra Kısıklı'daki polis karakolunun önündeki bir polis abimiz dedi ki, 'Sakın burayı boşaltmayın, tanklarla buraya geliyorlar.' Ondan sonra kamyonlarla yollar kapatıldı." dedi.
Bir grubun köprüye doğru yürümeye başlaması üzerine kendilerinin de tekbirlerle köprüye doğru yürüdüklerini dile getiren Karakuş, şöyle konuştu:
"Altunizade'ye geldiğimizde ufak tefek silah sesleri duymaya başladık. 'Herkes gidiyor, biz de gidelim' dedik. Köprü yoluna girdikten sonra tank sesleri, top sesleri gelmeye başladı. Uzaktan bu kadar ses gelmiyordu, şaşırdık. Millet daha da alevlendi. Köprüye iyice yaklaştığımızda orta şeritte kaldık. Çünkü gidiş insan seli, dönüşte ise yaralı polis ve sivil vatandaşlar taşınıyordu. Biraz daha yaklaştık kıyamet gibiydi. Allah bir daha göstermesin. Ölen insanları görünce şok olduk. O gün gri bir pantolon giymiştim ve dizimden aşağısı komple kan olmuştu. O anda F16'lar üzerimizden geçmeye başladı, herkes yere yattı. Bir yandan askerler üzerimize ateş açıyordu. O anda kulağımın yanından çok ince bir ses duydum, kurşun sıyırdı geçti. Arkamı döndüğümde Mehmet abi direğe dayanmıştı, düşüp kaldı. Komşumuz Tuncay abi Mehmet abiye seslendi. Mehmet abi, 'Beni bırakma' dedi. Tuncay abi de ‘Mehmedim ben senin ailene ne diyeceğim, sakın sen beni bırakma’ dedi ve el ele tutuştular. Daha sonra hastaneye götürdüler."
Mehmet Yaman'ın babası Mustafa Yaman, 15 Temmuz gecesi diğer oğlunun kendisini aradığını ve Mehmet'in vurulduğunu söylediğini aktardı.
Hastanede oğlunun yoğun bakımda olduğunu öğrendiklerini ifade eden Yaman, o günden beri oğlunun tedavisinin devam ettiğini söyledi.
Yaman, gazilere yapılan ziyaretlerin morallerini çok yükselttiğini dile getirdi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com