Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, 101 hidroelektrik santrali sayesinde yılda 11 milyar TL daha az doğal gaz alınacağını açıkladı.
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Eroğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın projeleriyle ilgili bilgiler veren Eroğlu, maliyeti 10 milyar TL tutan 101 hidroelektrik santrali sayesinde, yılda 11 milyar TL daha az doğalgaz alınacağını belirterek, “Orman ve Su İşleri Bakanlığı zamanla yarışıyor; çünkü milletimizin beklentileri var. Büyük gelişim ve kalkınma projeleri var. Bunları bitirmek için 2019’un sonuna kadar söz verdik ve bunlar için toplantı yaptık, eylem planlarını hazırladık. Vatandaşa bu dönemde bir sözümüz vardı; bin 71 adet baraj, gölet ve sulama tesisini bitireceğiz. Çok sayıda hidroelektrik santrali yapacağız. Biten özel sektör hidroelektrik santralleri var; 101 adet ve yaklaşık maliyeti 10 milyar TL. Allah nasip ederse, 14 Ocak 2016 günü saat 11.00’de Arena’da Sayın Cumhurbaşkanımız açılışını yapacak. Bunları yaptığımız zaman yılda 11 milyar TL daha az doğalgaz alacağız” diye konuştu.
“DÜNYANIN MERKEZİ İSTANBUL”
Türkiye’nin büyük hedefleri olduğunu söyleyen Eroğlu, “Osmanlı zamanında Kızıl Elma vardı; büyük hedef. Bizim de şu anda 3 tane Kızıl Elmamız var; 2023 yılında Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ekonomisi içerisine taşıyacağız. 500 milyar Dolar ihracat, kişi başına 25 bin Dolar gelir hedefliyoruz. Burada bütün kurum ve kuruluşların hedefe kilitlenmesi lazım. Gençlerde de ben bunu görebiliyorum. Herkesin hedefe kilitlenmesi lazım. Bu coğrafyada ayakta kalmanın yegane yolu güçlü olmaktan geçiyor. Dünyanın en stratejik noktası Türkiye’dir. Bakınız; kıtaların geçiş noktası. ‘Dünyanın merkezi neresidir’ derseniz, ben ‘İstanbul’ derim. Bu bakımdan bizim 2023 hedeflerine kilitlenmemiz lazım. Bütün devletlerin hedefleri vardır. Zaten hedefi olmayan milletler tarih sahnesinden silinir. Bu yüzden bizim 2. büyük hedefimiz 2053 yılında İstanbul’un fethinin 600. yılını kutlayacağız. Orada gençler bu hedefi yakalayacak, daha büyük Türkiye, daha güçlü bir Türkiye’yi hedefliyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
“MİLLİ BİR MUTABAKAT İLE YENİ BİR ANAYASA YAPALIM”
Yeni bir anayasa hazırlanmasının Türkiye için bir şart olduğunu vurgulayan Bakan Eroğlu, bu anayasanın bütün partilerin uzlaşması sonucu hazırlanması gerektiğini dile getirerek, “Anayasa’nın bazı maddeleri zaman içerisinde değişti aslında. Fakat toptan bir değişiklik yapılmadı; yamalı bohça gibi oldu. Çağın gerekliliklerine uygun bir anayasa yapılmasını herkes istiyor. Biz de arzu ediyoruz ki; Anayasa yapılırken bütün partilerin, kamuoyunun desteklediği, arzuladığı ve mutabık kaldığı bir anayasa olsun. Geçen dönem, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, ‘bütün partiler bir araya gelsin, komisyonda partilerin üye sayısı AK Parti’nin vekilleri daha fazla olmasına rağmen eşit olsun’ denildi. Aşağı yukarı 61 civarında maddede de mutabık kalındı. ‘En azından bu 61 maddeyi geçirelim’ dedik. Ama sonradan maalesef bazı muhalefet partileri bundan caydı. Şimdi diyoruz ki; ‘Gelin, birlikte anlaşarak, milli bir mutabakat ile yeni bir anayasa yapalım.’ Bu bakımdan Sayın Başbakanımız liderlerden görüşme talep etti ve bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile görüştü. Bildiğim kadarıyla görüşme de olumlu geçti” ifadelerini kullandı.
Meclis İç Tüzüğün değişmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, sözlü soru önergeleriyle çok vakit kaybedildiğini ifade etti. Bazı kanunların çok çabuk geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Bakan Eroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle de görüşeceğini duyurdu.
“HENDEKLE ALAKALI BİR TERÖR POLİTİKASI TAKİP EDİLİYOR”
Eroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşme isteğinin hatırlatılması üzerine, “Onların kendi ifadelerine, söylemlerine çekidüzen vermesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Birlik ve bütünlüğümüzü muhafaza etmemiz lazım. Terörü desteklemekten, PKK’ya arkalarını dayamaktan vazgeçmeleri lazım. Siyaset yolu zaten açık. Şuanda belki Kandil bile şaşırıyor; ‘Dağdan bile daha sert siyaset yapılıyor, ne oluyor’ diye. Dolayısıyla hendekle alakalı bir terör politikası takip ediliyor; bu siyaset olamaz. Bunlardan vazgeçip, Türkiye’nin birlik, beraberlik ve kardeşliğini pekiştirecek ifadelerde bulunmaları lazım” şeklinde konuştu.
“RUSYA GİBİ BAZI ÜLKELERLE TEMASLARI VAR; BELKİ KULAĞINA BİR ŞEYLER ÜFLENMİŞTİR”
HDP’nin 7 Haziran seçimleri öncesindeki söylemlerini değiştirmesinin ardından Demirtaş’ın “Kürdistan” ifadesini kullanmasını yorumlayan Eroğlu, “Son zamanlarda Rusya gibi bazı ülkelerle temasları var; belki kulağına bir şeyler üflenmiştir. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok, biz yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.
PKK en çok Kürtler’e düşmanlık yaptığını kaydeden Eroğlu, sözlerini şu ifadelerle destekledi:
“Oradaki bütün kardeşlerimize zulmediyor, onları öldürüyor, sivillere ateş ediyor, onlara gidecek hizmeti engelliyorlar. Böyle bir anlayış kabul edilebilir mi? Herkesin Meclis’te dosdoğru siyaset yapması gerekir. Biz orada teröristlerle mücadele ediyoruz; yoksa oradaki vatandaşlarımız bizim kardeşimizdir. Esasen biz oraya onları korumak için gidiyoruz; onlara zulüm yapılıyor. Vatandaş, ‘bizi bu zalimlerden kurtarın’ diyor. Devlet, vazifesini yapıyor. Devlet, onların haklarını, namuslarını, canını, malını, ırzını korumak için orada. Başbakanımızın da dediği gibi; bu mücadele en son terörist etkisiz hale gelene kadar devam edecektir. Bizim oradaki yatırımlarımız da devam ediyor. Oradaki projeler, 2019’un sonuna kadar bitecek. Orası bir gıda, üretim, ihracat üssü haline gelecek. Şırnak’ta su yoktu, suyu biz getirdik. Mardin’de Kızıltepe’de su yoktu, oraya suyu biz getirdik. Her türlü yol hizmetleri, sosyal hizmetler, sağlık hizmetlerini vatandaşlara, onların bu zulümlerine rağmen götürüyoruz ve götürmeye de devam edeceğiz. Çünkü onlar bizim vatandaşlarımız, bizim kardeşlerimiz. Onları PKK’nın zulmünden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur.”
KKTC SU TEMİN PROJESİ
KKTC’te içme suyu götürme projesinin detaylarını anlatan Bakan Eroğlu, şunları söyledi:
“Bu projenin mimarı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Başbakan olduğunda, ‘Veysel Hoca, Kıbrıs’ı unuttun mu’ dedi. Biz, ‘unutmadık’ dedik. Hemen harekete geçtik. Bize verilen görev şuydu: Mersin Anamur’da Alaköprü Barajı var. Oradaki barajı inşa edeceğiz. Oradan suyu alıyoruz 22 buçuk kilometre uzağa kadar götüreceğiz. Orada 10 bin metre küplük bir su haznesi var. Sonra 80 kilometre denizi geçeceğiz. Orada Geçitköy’de bir pompa istasyonuyla Kıbrıs tarafına Geçitköy Barajı’nı da yaparak, oraya aktaracağız. Yapmak istediğimiz, suyu diğer baraja aktarmaktı. Sonra geri kalan kısmını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yapacaktı. Yani o barajdan suyu alacak, arıtma tesisine götürecek, şehir içindeki şebekeler ve dağıtımı o yapacak. Demek ki; terfi merkezleri, içme suyu arıtma tesisi, su hazneleri, 477 kilometre ana dağıtım hatları, bunları KKTC yapacaktı. Biz yıldırım hızıyla 2 barajı da bitirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Bu barajı 7 Mart 2014 saat 13.00’te bitireceksin’ dedi. O gün o saatte bitti. Diğer tarafta Geçitköy’de temeli attık. ‘Bunun açılışını yapalım’ dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken, ‘diğer tesisler de bitsin öyle açalım’ dedi. Yalnız ben, KKTC’deki yetkililerin oradaki artıma tesisi, ana dağıtım hatlarını, su haznelerini yapamayacağını görünce Sayın Cumhurbaşkanımıza Başbakanlığı döneminde arz ettim. ‘Efendim, bu iki baraja suyu götürürüz ama onlar gecikir, yapılamaz. Biz aynı zamanda bu arıtma tesisini, terfi merkezini, ana dağıtım hatlarını, su depolarını da yapalım’ dedim. Zaten ‘bir aksilik olursa’ diye projelerini yaptırmıştım. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘yapın’ deyince hemen onları da tamamladık ve 17 Ekim 2015 tarihinde arıtma tesisi, terfi merkezleri ve ana dağıtım hatlarını bitirdik. Sadece Dipkarpaz tarafındaki ana dağıtım hatları kaldı, onları da yapıyoruz. Bunun üzerine KKTC tarafına ‘Bakın bu çok zorlu bir sistem, şehirde şebekeler eski, ilave tesisler yapılacak, bir de bu gelen suyun bir kısmı sulamada kullanacak, sizin belediyelerin bunu yapacak gücü yok, şebekelerin yenilenmesi, yeni sayaçların takılması lazım. Bir de su gelince atık oluşacak, atık suları arıtıp, sulamada kullanacağız. Gelin bunları da biz yapalım’ dedik. ‘Ama isterseniz bu yap-işlet-devret ile yapılsın, bunun işletilmesini de firmalar üstlensin’ dedik. Buna pek razı olmadılar. Hatta ben ‘Bakın bu su geldi, su geldikten sonra dağıtılmazsa sıkıntı olur. Biz size şöyle bir iyilik daha yapalım: Bu tesisleri şehir içindeki şebeke, şehir içindeki kanalizasyon, ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri, sulama tesisleri; 1 milyar 600 milyon harcamışız, 400-500 milyon daha harcayalım, bunları da yapalım’ dedim. Onlar karar veremediler. Biz onlara taslak bir çerçeve anlaşma da verdik çok uygun bir şekilde. Orada koalisyon var, koalisyonlar bu bakımdan mahsurlu. Bu yüzden onlar henüz karar veremediler. En son Sayın Başbakan Yardımcımız gittiğinde ‘bir heyet gelsin’ demişler. Biz, bir Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, benim müsteşar yardımcım ve ilgili ekipleri gönderdik. ‘Bunları yap-işlet-devret ile yapalım’ diye aralarında anlaştılar. Fakat sonra hala bir netice gelmedi.”
SU BOŞA MI AKIYOR?
KKTC’de Türkiye’den temin edilen suyun denize aktığı yönündeki iddiaları cevaplayan Eroğlu, “Orada yer altı suyu çekile çekile çok aşağı seviyelere düşmüş. Ben dedim ki, ‘yer altı suyunu besleyelim’ Eğer yer altı suyu çok düşerse deniz suyu girişimi oluyor. Yer altı suyunu taşıyan tabakalarda, tatlı su çekilince tuzlu su giriyor. Bunu önlemek için oradaki arkadaşlara talimat verdim. ‘Suyu basın ama araziye verelim, yer altı suyunu besliyoruz şuanda’ dedim. Onlar karar verinceye kadar bu yer altı suyunu besleyeceğiz. Bu da bir kazançtır; çünkü yer altı suyu bazı yerlerde çok düşmüş. Hatta bazı yerlerde neredeyse tuzlu su girişimi var, topraklar elden çıkacak. Biz, şuanda Lefkoşa’ya hemen suyu vermeye hazırız. Biz üzerimize düşen bütün vazifeleri fazlasıyla yaptık” ifadelerini kullandı.
“CEBELİTARIK’TAN HAZAR DENİZİ’NE KADAR HAVA DURUMU BİZDEN SORULACAK”
Bakan Eroğlu, Meteorolojinin dünyanın en iyi teknolojik sistemlerini kullandığını söyledi. Yağışların istenilen düzeyde olduğunu, kuraklık beklenmediğini belirten Eroğlu, “Şuanda kuraklık yok, yağışlar da başladı, su sıkıntısı olmayacak. Şuanda bile yüzde 50 rezerv var. Kar da geliyor. Perşembe günü aşağı yukarı İzmir, Aydın, Antalya, Adana bölgeleri hariç olmak üzere kar yağışı var. Kurak bir yıl olmayacak. 3 aylık tahmine bakarsak, uzun yılların ortalamasına göre yağışlarda pek bir değişim olmayacak. Meteorolojide dünyanın en iyi teknolojik sistemlerini kullanıyoruz. Artık Cebelitarık’tan Hazar Denizi’ne kadar hava durumu bizden sorulacak” diye konuştu.
(İHA)
Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan “Neler Oluyor” programına konuk oldu. İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevaplayan Eroğlu, gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.
Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın projeleriyle ilgili bilgiler veren Eroğlu, maliyeti 10 milyar TL tutan 101 hidroelektrik santrali sayesinde, yılda 11 milyar TL daha az doğalgaz alınacağını belirterek, “Orman ve Su İşleri Bakanlığı zamanla yarışıyor; çünkü milletimizin beklentileri var. Büyük gelişim ve kalkınma projeleri var. Bunları bitirmek için 2019’un sonuna kadar söz verdik ve bunlar için toplantı yaptık, eylem planlarını hazırladık. Vatandaşa bu dönemde bir sözümüz vardı; bin 71 adet baraj, gölet ve sulama tesisini bitireceğiz. Çok sayıda hidroelektrik santrali yapacağız. Biten özel sektör hidroelektrik santralleri var; 101 adet ve yaklaşık maliyeti 10 milyar TL. Allah nasip ederse, 14 Ocak 2016 günü saat 11.00’de Arena’da Sayın Cumhurbaşkanımız açılışını yapacak. Bunları yaptığımız zaman yılda 11 milyar TL daha az doğalgaz alacağız” diye konuştu.
“DÜNYANIN MERKEZİ İSTANBUL”
Türkiye’nin büyük hedefleri olduğunu söyleyen Eroğlu, “Osmanlı zamanında Kızıl Elma vardı; büyük hedef. Bizim de şu anda 3 tane Kızıl Elmamız var; 2023 yılında Türkiye’yi dünyanın 10 büyük ekonomisi içerisine taşıyacağız. 500 milyar Dolar ihracat, kişi başına 25 bin Dolar gelir hedefliyoruz. Burada bütün kurum ve kuruluşların hedefe kilitlenmesi lazım. Gençlerde de ben bunu görebiliyorum. Herkesin hedefe kilitlenmesi lazım. Bu coğrafyada ayakta kalmanın yegane yolu güçlü olmaktan geçiyor. Dünyanın en stratejik noktası Türkiye’dir. Bakınız; kıtaların geçiş noktası. ‘Dünyanın merkezi neresidir’ derseniz, ben ‘İstanbul’ derim. Bu bakımdan bizim 2023 hedeflerine kilitlenmemiz lazım. Bütün devletlerin hedefleri vardır. Zaten hedefi olmayan milletler tarih sahnesinden silinir. Bu yüzden bizim 2. büyük hedefimiz 2053 yılında İstanbul’un fethinin 600. yılını kutlayacağız. Orada gençler bu hedefi yakalayacak, daha büyük Türkiye, daha güçlü bir Türkiye’yi hedefliyoruz” değerlendirmelerinde bulundu.
“MİLLİ BİR MUTABAKAT İLE YENİ BİR ANAYASA YAPALIM”
Yeni bir anayasa hazırlanmasının Türkiye için bir şart olduğunu vurgulayan Bakan Eroğlu, bu anayasanın bütün partilerin uzlaşması sonucu hazırlanması gerektiğini dile getirerek, “Anayasa’nın bazı maddeleri zaman içerisinde değişti aslında. Fakat toptan bir değişiklik yapılmadı; yamalı bohça gibi oldu. Çağın gerekliliklerine uygun bir anayasa yapılmasını herkes istiyor. Biz de arzu ediyoruz ki; Anayasa yapılırken bütün partilerin, kamuoyunun desteklediği, arzuladığı ve mutabık kaldığı bir anayasa olsun. Geçen dönem, Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde, ‘bütün partiler bir araya gelsin, komisyonda partilerin üye sayısı AK Parti’nin vekilleri daha fazla olmasına rağmen eşit olsun’ denildi. Aşağı yukarı 61 civarında maddede de mutabık kalındı. ‘En azından bu 61 maddeyi geçirelim’ dedik. Ama sonradan maalesef bazı muhalefet partileri bundan caydı. Şimdi diyoruz ki; ‘Gelin, birlikte anlaşarak, milli bir mutabakat ile yeni bir anayasa yapalım.’ Bu bakımdan Sayın Başbakanımız liderlerden görüşme talep etti ve bugün Sayın Kılıçdaroğlu ile görüştü. Bildiğim kadarıyla görüşme de olumlu geçti” ifadelerini kullandı.
Meclis İç Tüzüğün değişmesi gerektiğini kaydeden Eroğlu, sözlü soru önergeleriyle çok vakit kaybedildiğini ifade etti. Bazı kanunların çok çabuk geçirilmesi gerektiğine dikkat çeken Bakan Eroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yle de görüşeceğini duyurdu.
“HENDEKLE ALAKALI BİR TERÖR POLİTİKASI TAKİP EDİLİYOR”
Eroğlu, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Başbakan Ahmet Davutoğlu ile görüşme isteğinin hatırlatılması üzerine, “Onların kendi ifadelerine, söylemlerine çekidüzen vermesi lazım. Türkiye Cumhuriyeti üniter bir devlettir. Birlik ve bütünlüğümüzü muhafaza etmemiz lazım. Terörü desteklemekten, PKK’ya arkalarını dayamaktan vazgeçmeleri lazım. Siyaset yolu zaten açık. Şuanda belki Kandil bile şaşırıyor; ‘Dağdan bile daha sert siyaset yapılıyor, ne oluyor’ diye. Dolayısıyla hendekle alakalı bir terör politikası takip ediliyor; bu siyaset olamaz. Bunlardan vazgeçip, Türkiye’nin birlik, beraberlik ve kardeşliğini pekiştirecek ifadelerde bulunmaları lazım” şeklinde konuştu.
“RUSYA GİBİ BAZI ÜLKELERLE TEMASLARI VAR; BELKİ KULAĞINA BİR ŞEYLER ÜFLENMİŞTİR”
HDP’nin 7 Haziran seçimleri öncesindeki söylemlerini değiştirmesinin ardından Demirtaş’ın “Kürdistan” ifadesini kullanmasını yorumlayan Eroğlu, “Son zamanlarda Rusya gibi bazı ülkelerle temasları var; belki kulağına bir şeyler üflenmiştir. Bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok, biz yolumuza devam ediyoruz” diye konuştu.
PKK en çok Kürtler’e düşmanlık yaptığını kaydeden Eroğlu, sözlerini şu ifadelerle destekledi:
“Oradaki bütün kardeşlerimize zulmediyor, onları öldürüyor, sivillere ateş ediyor, onlara gidecek hizmeti engelliyorlar. Böyle bir anlayış kabul edilebilir mi? Herkesin Meclis’te dosdoğru siyaset yapması gerekir. Biz orada teröristlerle mücadele ediyoruz; yoksa oradaki vatandaşlarımız bizim kardeşimizdir. Esasen biz oraya onları korumak için gidiyoruz; onlara zulüm yapılıyor. Vatandaş, ‘bizi bu zalimlerden kurtarın’ diyor. Devlet, vazifesini yapıyor. Devlet, onların haklarını, namuslarını, canını, malını, ırzını korumak için orada. Başbakanımızın da dediği gibi; bu mücadele en son terörist etkisiz hale gelene kadar devam edecektir. Bizim oradaki yatırımlarımız da devam ediyor. Oradaki projeler, 2019’un sonuna kadar bitecek. Orası bir gıda, üretim, ihracat üssü haline gelecek. Şırnak’ta su yoktu, suyu biz getirdik. Mardin’de Kızıltepe’de su yoktu, oraya suyu biz getirdik. Her türlü yol hizmetleri, sosyal hizmetler, sağlık hizmetlerini vatandaşlara, onların bu zulümlerine rağmen götürüyoruz ve götürmeye de devam edeceğiz. Çünkü onlar bizim vatandaşlarımız, bizim kardeşlerimiz. Onları PKK’nın zulmünden kurtarmak bizim boynumuzun borcudur.”
KKTC SU TEMİN PROJESİ
KKTC’te içme suyu götürme projesinin detaylarını anlatan Bakan Eroğlu, şunları söyledi:
“Bu projenin mimarı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Başbakan olduğunda, ‘Veysel Hoca, Kıbrıs’ı unuttun mu’ dedi. Biz, ‘unutmadık’ dedik. Hemen harekete geçtik. Bize verilen görev şuydu: Mersin Anamur’da Alaköprü Barajı var. Oradaki barajı inşa edeceğiz. Oradan suyu alıyoruz 22 buçuk kilometre uzağa kadar götüreceğiz. Orada 10 bin metre küplük bir su haznesi var. Sonra 80 kilometre denizi geçeceğiz. Orada Geçitköy’de bir pompa istasyonuyla Kıbrıs tarafına Geçitköy Barajı’nı da yaparak, oraya aktaracağız. Yapmak istediğimiz, suyu diğer baraja aktarmaktı. Sonra geri kalan kısmını Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) yapacaktı. Yani o barajdan suyu alacak, arıtma tesisine götürecek, şehir içindeki şebekeler ve dağıtımı o yapacak. Demek ki; terfi merkezleri, içme suyu arıtma tesisi, su hazneleri, 477 kilometre ana dağıtım hatları, bunları KKTC yapacaktı. Biz yıldırım hızıyla 2 barajı da bitirdik. Sayın Cumhurbaşkanımız, ‘Bu barajı 7 Mart 2014 saat 13.00’te bitireceksin’ dedi. O gün o saatte bitti. Diğer tarafta Geçitköy’de temeli attık. ‘Bunun açılışını yapalım’ dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız Başbakanken, ‘diğer tesisler de bitsin öyle açalım’ dedi. Yalnız ben, KKTC’deki yetkililerin oradaki artıma tesisi, ana dağıtım hatlarını, su haznelerini yapamayacağını görünce Sayın Cumhurbaşkanımıza Başbakanlığı döneminde arz ettim. ‘Efendim, bu iki baraja suyu götürürüz ama onlar gecikir, yapılamaz. Biz aynı zamanda bu arıtma tesisini, terfi merkezini, ana dağıtım hatlarını, su depolarını da yapalım’ dedim. Zaten ‘bir aksilik olursa’ diye projelerini yaptırmıştım. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘yapın’ deyince hemen onları da tamamladık ve 17 Ekim 2015 tarihinde arıtma tesisi, terfi merkezleri ve ana dağıtım hatlarını bitirdik. Sadece Dipkarpaz tarafındaki ana dağıtım hatları kaldı, onları da yapıyoruz. Bunun üzerine KKTC tarafına ‘Bakın bu çok zorlu bir sistem, şehirde şebekeler eski, ilave tesisler yapılacak, bir de bu gelen suyun bir kısmı sulamada kullanacak, sizin belediyelerin bunu yapacak gücü yok, şebekelerin yenilenmesi, yeni sayaçların takılması lazım. Bir de su gelince atık oluşacak, atık suları arıtıp, sulamada kullanacağız. Gelin bunları da biz yapalım’ dedik. ‘Ama isterseniz bu yap-işlet-devret ile yapılsın, bunun işletilmesini de firmalar üstlensin’ dedik. Buna pek razı olmadılar. Hatta ben ‘Bakın bu su geldi, su geldikten sonra dağıtılmazsa sıkıntı olur. Biz size şöyle bir iyilik daha yapalım: Bu tesisleri şehir içindeki şebeke, şehir içindeki kanalizasyon, ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri, sulama tesisleri; 1 milyar 600 milyon harcamışız, 400-500 milyon daha harcayalım, bunları da yapalım’ dedim. Onlar karar veremediler. Biz onlara taslak bir çerçeve anlaşma da verdik çok uygun bir şekilde. Orada koalisyon var, koalisyonlar bu bakımdan mahsurlu. Bu yüzden onlar henüz karar veremediler. En son Sayın Başbakan Yardımcımız gittiğinde ‘bir heyet gelsin’ demişler. Biz, bir Maliye Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, benim müsteşar yardımcım ve ilgili ekipleri gönderdik. ‘Bunları yap-işlet-devret ile yapalım’ diye aralarında anlaştılar. Fakat sonra hala bir netice gelmedi.”
SU BOŞA MI AKIYOR?
KKTC’de Türkiye’den temin edilen suyun denize aktığı yönündeki iddiaları cevaplayan Eroğlu, “Orada yer altı suyu çekile çekile çok aşağı seviyelere düşmüş. Ben dedim ki, ‘yer altı suyunu besleyelim’ Eğer yer altı suyu çok düşerse deniz suyu girişimi oluyor. Yer altı suyunu taşıyan tabakalarda, tatlı su çekilince tuzlu su giriyor. Bunu önlemek için oradaki arkadaşlara talimat verdim. ‘Suyu basın ama araziye verelim, yer altı suyunu besliyoruz şuanda’ dedim. Onlar karar verinceye kadar bu yer altı suyunu besleyeceğiz. Bu da bir kazançtır; çünkü yer altı suyu bazı yerlerde çok düşmüş. Hatta bazı yerlerde neredeyse tuzlu su girişimi var, topraklar elden çıkacak. Biz, şuanda Lefkoşa’ya hemen suyu vermeye hazırız. Biz üzerimize düşen bütün vazifeleri fazlasıyla yaptık” ifadelerini kullandı.
“CEBELİTARIK’TAN HAZAR DENİZİ’NE KADAR HAVA DURUMU BİZDEN SORULACAK”
Bakan Eroğlu, Meteorolojinin dünyanın en iyi teknolojik sistemlerini kullandığını söyledi. Yağışların istenilen düzeyde olduğunu, kuraklık beklenmediğini belirten Eroğlu, “Şuanda kuraklık yok, yağışlar da başladı, su sıkıntısı olmayacak. Şuanda bile yüzde 50 rezerv var. Kar da geliyor. Perşembe günü aşağı yukarı İzmir, Aydın, Antalya, Adana bölgeleri hariç olmak üzere kar yağışı var. Kurak bir yıl olmayacak. 3 aylık tahmine bakarsak, uzun yılların ortalamasına göre yağışlarda pek bir değişim olmayacak. Meteorolojide dünyanın en iyi teknolojik sistemlerini kullanıyoruz. Artık Cebelitarık’tan Hazar Denizi’ne kadar hava durumu bizden sorulacak” diye konuştu.
(İHA)