Başbakan Ahmet Davutoğlu, “İşçinin, emekçinin hak ve özgürlüklerinin engellendiği, örgütlenme, sendikalaşma haklarının sınırlandığı, emekçiye güvenilmeyen, 1 Mayıs’ın çatışma ortamı olduğu Türkiye vardı. AK Parti’den önce 1 Mayıs çalışanlar için hep Kazancılar Yokuşu’nu temsil ediyordu. Merak etmeyin, al bayrağımız her zaman dimdik ayakta duracak, hiçbir zaman bir saniye dahi yere düşmeyecektir” dedi.
Başbakan Davutoğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle işçiler ile kahvaltıda bir araya geldi. Başbakanlık Çankaya Köşkü’nde düzenlenen programda açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Bütün gayretimizle verdiğimiz sözleri yerine getirmeye ve işçilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Koşullarınızı iyileştirmeye çalışıyoruz. Mümkün olduğunca her bir eve giren rızkın en iyi şartlarda çocuklarımıza ulaşmasına çalışıyoruz. Hürmeti, muhabbeti, taktiri, teşekkürü en çok emekçilerimiz hak ediyor. Ocak ayından bu yana bir hafta batıda, bir hafta doğuda, bazen her hafta batı ve doğuda vilayetlerimizi geziyorum. Her yerde gördüğüm büyük muhabbetten, misafirperverlikten geleceğimiz ile ilgili çok büyük ümitler besliyorum. Emek bizim dünyamızda, bizim geleneğimizde kutsaldır. Bizim için helal lokmadan daha şerefli hiçbir şey yoktur. Anadolu insanı helal lokmanın kıymetini çok iyi bilir ve helal lokma için çalışır. Ana sütü gibi helal denilen kavram ancak bizim kültürümüzde vardır. Allah helal lokmadan bizi ayırmasın ve boğazlarımızdan tek bir karış haram lokma geçirmesin. Bu bizlerin ister devlet adamı olalım, ister emekçi olalım, ister işveren olalım; helal ve haram kavramlarının karıştığı bir ortamda adaleti sağlamak mümkün olmaz. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz en temel ilkeleri bu anlamda hayata geçirmenin sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Biz alın teri ile elde ettiğimiz bir lokma ekmeği, başka yollardan elde edilmiş bir dünya malına bırakmayız. Her zeminde helal lokma yiyenlerin alınları aktır, yüzleri paktır. Bizim düşünce dünyamızda insan için sadece emeğinin, gayretinin, alın terinin karşılığı vardır inancı vardır. Hiç kimsenin emeğinden daha hayırlısını yememiştir diyor yüce Peygamberimiz. Bu sebeple helal lokma için emek ve gayret sarfeden, bedenen ve zihnen çalışan tüm emekçilerimiz başımızın tacıdır” ifadelerini kullandı.
"1 MAYIS’IN ÇATIŞMA ORTAMI OLDUĞU TÜRKİYE VARDI"
Yakın zamana kadar ceberut bir zihniyetin hemen her kesimin olduğu gibi emekçilerin de en tabi haklarını tahakküm altında tuttuğu eski anlayışların hakim olduğu bir Türkiye’nin olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
“İşçinin, emekçinin hak ve özgürlüklerinin engellendiği, örgütlenme, sendikalaşma haklarının sınırlandığı, emekçiye güvenilmeyen, 1 Mayıs’ın çatışma ortamı olduğu Türkiye vardı. AK Parti’den önce 1 Mayıs çalışanlar için hep Kazancılar Yokuşu’nu temsil ediyordu. Merak etmeyin. Al bayrağımız her zaman dimdik ayakta duracak, hiçbir zaman bir saniye dahi yere düşmeyecektir. Toplu sözleşme masalarında varılan mutabakatların anlamı yoktu. Çünkü enflasyon ve devalüasyon parayı pula çeviriyordu. Eski Türkiye’de çalışma hayatında emek ve sermaye, işçi ve işveren karşı karşıya gelip çalışma hayatına husumet hakim olurdu. 1994-1999-2001 yılı krizlerinde ne hüzünlü hikayeler yaşandığını yakından bilirsiniz. Şükürler olsun, 2002 senesinden sonra AK Parti’nin iktidara gelişiyle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde ve şimdi biz hep sizlerin haklarını güçlendirmeye, sizlerin alın terinin karşılığını vermeye çaba gösterdik. Demokrasimiz ile birlikte aşımızda büyüdü, gayretimiz her zamankinden daha fazla arttı ve sizlerle birlikte yeni bir Türkiye inşa ettik. IMF’den borç almak zorunda kalan, esnafının kasalarını yerlere çarptığı, evine helal rızık götürmek için akşama kadar ter döktüğü günlerden bu günlere geldik. Sizlerin emeği ile birlikte bugün IMF’den borç alan değil IMF’ye borç veren bir Türkiye var. Büyük yatırımları finanse edebilen, dünya ölçeğinde yatırımlara kaynak ayırabilen bir Türkiye var.”
14 yıl içerisinde demokrasinin ve ekonomik büyümenin önündeki engelleri bir bir kaldırdıklarını kaydeden Davutoğlu, “Bir yandan Türkiye’de yatırım ve üretimi teşvik ettik, diğer yandan da daha adil bir bölüşüm için gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. İşçimizin emeğinin karşılığını vermeye çalıştık. Bu çerçevede attığımız adımlarla bugün emekçimizin alım gücünü attırdık, refah seviyesini yükselttik. Her dönemde emekçimizin yanında olduk. 1 Kasım seçimlerine giderken de sizlere birçok vaatte bulunmuştuk. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde gururla huzurunuzdayız. 1 Kasım seçimlerinde verdiğimiz bütün sözleri yerine getirdik. Asgari ücreti bin 300 liraya çıkaracağız demiştik, çıkardık. Taşeron işçilerimizin sorunlarını çözeceğiz dedik, çözdük. Emeklilerimize seyyanen aylık 100 lira, yıllık bin 200 lira katkı yapacağız dedik, yaptık. Genç emekçilerimize teşvik için çok uygun şartlarda iş imkanları oluşturduk. Kadın emekçilerimizin çalışma şartlarını kolaylaştırdık. Kadın emekçilerimizin anne olmak ile çalışmak arasında tercih yapmak zorunda kaldığı kara günler artık geride kaldı. Onlara doğum izinleri ile birlikte kısmi çalışma hakkı ve tam ücret hakkı getirdik. Genç çiftçilerimize 30 bin lira karşılıksız hibe kredisi veriyoruz. Genç emekçilerimiz iş kurmak istediklerinde 30 bin lira karşılıksız hibe yanında 100 bin lira da faizsiz kredi sağlıyoruz. Uzun ödemeli ve uzun sürede vergi alınmayan faizsiz krediler. Bunların hepsi, bu ülkede alın teri ile çalışmak isteyen işçilerimize, emekçilerimize, genç girişimcilerimize sağladığımız hizmetlerdir. 2002-2015 yılları arasında ekonomimiz yılda yüzde 4,7 oranında büyüdü. Dünya küresel krizden geçti, 2008’den bu yana biz küresel krize rağmen büyümeyi devam ettirdik. Geçen sene iki seçim yapmamıza rağmen yüzde 4 büyüme ile Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ülkeler arasına girdik. Son günlerde bütün ekonomik verilerde son derece olumlu bir seyir takip ediyor” açıklamasını yaptı.
(İHA)
Başbakan Davutoğlu, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü nedeniyle işçiler ile kahvaltıda bir araya geldi. Başbakanlık Çankaya Köşkü’nde düzenlenen programda açıklamalarda bulunan Davutoğlu, “Bütün gayretimizle verdiğimiz sözleri yerine getirmeye ve işçilerimize hizmet etmeye çalışıyoruz. Koşullarınızı iyileştirmeye çalışıyoruz. Mümkün olduğunca her bir eve giren rızkın en iyi şartlarda çocuklarımıza ulaşmasına çalışıyoruz. Hürmeti, muhabbeti, taktiri, teşekkürü en çok emekçilerimiz hak ediyor. Ocak ayından bu yana bir hafta batıda, bir hafta doğuda, bazen her hafta batı ve doğuda vilayetlerimizi geziyorum. Her yerde gördüğüm büyük muhabbetten, misafirperverlikten geleceğimiz ile ilgili çok büyük ümitler besliyorum. Emek bizim dünyamızda, bizim geleneğimizde kutsaldır. Bizim için helal lokmadan daha şerefli hiçbir şey yoktur. Anadolu insanı helal lokmanın kıymetini çok iyi bilir ve helal lokma için çalışır. Ana sütü gibi helal denilen kavram ancak bizim kültürümüzde vardır. Allah helal lokmadan bizi ayırmasın ve boğazlarımızdan tek bir karış haram lokma geçirmesin. Bu bizlerin ister devlet adamı olalım, ister emekçi olalım, ister işveren olalım; helal ve haram kavramlarının karıştığı bir ortamda adaleti sağlamak mümkün olmaz. Çocukluğumuzdan beri duyduğumuz en temel ilkeleri bu anlamda hayata geçirmenin sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Biz alın teri ile elde ettiğimiz bir lokma ekmeği, başka yollardan elde edilmiş bir dünya malına bırakmayız. Her zeminde helal lokma yiyenlerin alınları aktır, yüzleri paktır. Bizim düşünce dünyamızda insan için sadece emeğinin, gayretinin, alın terinin karşılığı vardır inancı vardır. Hiç kimsenin emeğinden daha hayırlısını yememiştir diyor yüce Peygamberimiz. Bu sebeple helal lokma için emek ve gayret sarfeden, bedenen ve zihnen çalışan tüm emekçilerimiz başımızın tacıdır” ifadelerini kullandı.
"1 MAYIS’IN ÇATIŞMA ORTAMI OLDUĞU TÜRKİYE VARDI"
Yakın zamana kadar ceberut bir zihniyetin hemen her kesimin olduğu gibi emekçilerin de en tabi haklarını tahakküm altında tuttuğu eski anlayışların hakim olduğu bir Türkiye’nin olduğuna dikkat çeken Davutoğlu, açıklamalarına şöyle devam etti:
“İşçinin, emekçinin hak ve özgürlüklerinin engellendiği, örgütlenme, sendikalaşma haklarının sınırlandığı, emekçiye güvenilmeyen, 1 Mayıs’ın çatışma ortamı olduğu Türkiye vardı. AK Parti’den önce 1 Mayıs çalışanlar için hep Kazancılar Yokuşu’nu temsil ediyordu. Merak etmeyin. Al bayrağımız her zaman dimdik ayakta duracak, hiçbir zaman bir saniye dahi yere düşmeyecektir. Toplu sözleşme masalarında varılan mutabakatların anlamı yoktu. Çünkü enflasyon ve devalüasyon parayı pula çeviriyordu. Eski Türkiye’de çalışma hayatında emek ve sermaye, işçi ve işveren karşı karşıya gelip çalışma hayatına husumet hakim olurdu. 1994-1999-2001 yılı krizlerinde ne hüzünlü hikayeler yaşandığını yakından bilirsiniz. Şükürler olsun, 2002 senesinden sonra AK Parti’nin iktidara gelişiyle birlikte, Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı döneminde ve şimdi biz hep sizlerin haklarını güçlendirmeye, sizlerin alın terinin karşılığını vermeye çaba gösterdik. Demokrasimiz ile birlikte aşımızda büyüdü, gayretimiz her zamankinden daha fazla arttı ve sizlerle birlikte yeni bir Türkiye inşa ettik. IMF’den borç almak zorunda kalan, esnafının kasalarını yerlere çarptığı, evine helal rızık götürmek için akşama kadar ter döktüğü günlerden bu günlere geldik. Sizlerin emeği ile birlikte bugün IMF’den borç alan değil IMF’ye borç veren bir Türkiye var. Büyük yatırımları finanse edebilen, dünya ölçeğinde yatırımlara kaynak ayırabilen bir Türkiye var.”
14 yıl içerisinde demokrasinin ve ekonomik büyümenin önündeki engelleri bir bir kaldırdıklarını kaydeden Davutoğlu, “Bir yandan Türkiye’de yatırım ve üretimi teşvik ettik, diğer yandan da daha adil bir bölüşüm için gerekli düzenlemeleri hayata geçirdik. İşçimizin emeğinin karşılığını vermeye çalıştık. Bu çerçevede attığımız adımlarla bugün emekçimizin alım gücünü attırdık, refah seviyesini yükselttik. Her dönemde emekçimizin yanında olduk. 1 Kasım seçimlerine giderken de sizlere birçok vaatte bulunmuştuk. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nde gururla huzurunuzdayız. 1 Kasım seçimlerinde verdiğimiz bütün sözleri yerine getirdik. Asgari ücreti bin 300 liraya çıkaracağız demiştik, çıkardık. Taşeron işçilerimizin sorunlarını çözeceğiz dedik, çözdük. Emeklilerimize seyyanen aylık 100 lira, yıllık bin 200 lira katkı yapacağız dedik, yaptık. Genç emekçilerimize teşvik için çok uygun şartlarda iş imkanları oluşturduk. Kadın emekçilerimizin çalışma şartlarını kolaylaştırdık. Kadın emekçilerimizin anne olmak ile çalışmak arasında tercih yapmak zorunda kaldığı kara günler artık geride kaldı. Onlara doğum izinleri ile birlikte kısmi çalışma hakkı ve tam ücret hakkı getirdik. Genç çiftçilerimize 30 bin lira karşılıksız hibe kredisi veriyoruz. Genç emekçilerimiz iş kurmak istediklerinde 30 bin lira karşılıksız hibe yanında 100 bin lira da faizsiz kredi sağlıyoruz. Uzun ödemeli ve uzun sürede vergi alınmayan faizsiz krediler. Bunların hepsi, bu ülkede alın teri ile çalışmak isteyen işçilerimize, emekçilerimize, genç girişimcilerimize sağladığımız hizmetlerdir. 2002-2015 yılları arasında ekonomimiz yılda yüzde 4,7 oranında büyüdü. Dünya küresel krizden geçti, 2008’den bu yana biz küresel krize rağmen büyümeyi devam ettirdik. Geçen sene iki seçim yapmamıza rağmen yüzde 4 büyüme ile Çin ve Hindistan’dan sonra en hızlı büyüyen ülkeler arasına girdik. Son günlerde bütün ekonomik verilerde son derece olumlu bir seyir takip ediyor” açıklamasını yaptı.
(İHA)